Arkadi Strugatski En Beğenilen Sözleri
1. "“Doğduğunuz şehrin başka bir gezegendeki üstün bir uygarlığın istilasına uğradığı ortaya çıkınca neler düşündüğünüzü öğrenmek oldukça ilginç olurdu…”"
- Uzayda Piknik
2. "“…Şey,” diyordu Arthur. “Zamanla yerine oturuyor. Rutubetten, erozyondan, buna benzer nedenlerden…”
Redrick onun bembeyaz kesilen yüzüne baktı ve tekrar oturdu. Sigara parmaklarının arasından düşmüştü, yenisini yaktı."
- Uzayda Piknik
3. "“Bana kalırsa sizin o kokmuş Avrupa’nız tabutta yatıyor,” dedim.
“Neden illa Avrupa olsun ki?…”
“Her yer aynı,” dedim, Antarktika üstüne üstlük bir de soğuk.”"
- Uzayda Piknik
4. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü , ona hayran olmamız için..."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
5. "Şimdi bizim için en önemli şey mutlak bir sükunetti."
- Uzayda Piknik
6. "Beni sen ikna ettin."
- Uzayda Piknik
7. "Hani güçlüydük, kendimizden emindik; yalnızlık içine düşeceğimizi düşünür müydük hiç?"
- Tanrı Olmak Zor İş
8. "Hepimizin içinde alçak bir asilzade, ruhumuzun komünar olan parçasıyla mücadele ediyor."
- Tanrı Olmak Zor İş
9. ""İnsanlığının içine tüküreyim.""
- Uzayda Piknik
10. "Şimdi bir sigara yakıp biraz oturmak ve her şeyi
yeni baştan düşünüp taşınmak iyi olurdu: [...]"
- Uzayda Piknik
11. "Zamandan daha değerli hiçbir şey yok, diye düşündü. Bir saat ömre değer, bir güne ise paha biçilmez."
- Tanrı Olmak Zor İş
12. "Psikolojik olarak neredeyse hiçbirinin kölelerden farkı yoktu: inançlarının köleleri, kendilerine benzeyenlerin köleleri, ihtiraslarının köleleri, tamahkarlıklarının köleleri."
- Tanrı Olmak Zor İş
13. ""Nasıl bir dünya bu," dedi Kiun. "Ne gülünç bir dünya. Herkes şaka yapıyor. Hem de herkes aynı şakayı yapıyor.""
- Tanrı Olmak Zor İş
14. "Köleliklerinin kökleri tembellikte ve cehaletteydi; tembellik ve cehalet de yeniden ve yeniden köleliği doğuruyordu."
- Tanrı Olmak Zor İş
15. "İnsan yüzünü kaybetmek korkunç bir şey, Anton. Ruhunun kirlenmesi, insanlıktan çıkarıyor. Biz burada tanrıyız, Anton; bu gezegenin insanlarının imgelerinde, efsanelerinde yarattıkları, kendilerine benzer tanrılardan daha akıllı olmalıyız. Ne var ki bataklığın kıyısında yürüyoruz. Bir yanlış adım; bataklığa düşersin ve ömrün boyunca arınamazsın."
- Tanrı Olmak Zor İş
16. ""Zalimlik güç demektir. Zalimliği bırakan hükümdarlar güçlerini de kaybederler ve onların yerini başka zalimler alır.""
- Tanrı Olmak Zor İş
17. "Kanımca, sana hiçbir şey yapmamanın ücreti olarak muazzam bir para ödüyorlar."
- Uzayda Piknik
18. "herkes, yaşamlarını insanlığın, bilginin ve kutsal ruhun sunağına adamış bilim kahramanlarını görebiliyordu."
- Uzayda Piknik
19. "Yarım bir dost, her zaman yarım bir düşman demektir."
- Tanrı Olmak Zor İş
20. ""Ne kadar basit ruhlu adamsın!""
- Uzayda Piknik
21. ""Bugünlerde fazla aptal yok.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
22. "Kötülük tükenmez. Hiç kimse, onu yeryüzünde azaltamaz."
- Tanrı Olmak Zor İş
23. ""HERKES MUTLU OLSUN, BEDAVAYA, VE HİÇ KİMSE İNCİNEREK GİTMESİN! ""
- Uzayda Piknik
24. "Hiçbir devlet, bilim olmadan gelişemez."
- Tanrı Olmak Zor İş
25. "İçimde öyle çok sıkıntı birikmiş ki; üstelik de böyle bir yalnızlığın içindeyken silkinip kurtulamıyorsun onlardan."
- Tanrı Olmak Zor İş
26. "Metropol'de bir hamburgere analarının nikahını istiyorlar."
- Uzayda Piknik
27. "[...]iyice bunaldım.Gene kuruşların hesabını tutmak: Bunu yapabilirim, şunu
yapamam."
- Uzayda Piknik
28. "Size katlanacağım ama yolumdan tam zamanında çekilmeyi öğrenmelisiniz."
- Tanrı Olmak Zor İş
29. "[...] sen yanımda oldukça bana bir
şey olmaz, olsa bile ne yapalım bir kere ölünür [...]"
- Uzayda Piknik
30. "Eğitim aydınlık, cehalet karanlıktı, Tanrı dürüst işi sever ve değerlendirirdi falan filan. Hapisteyken rahibin her pazar anlattığı teraneyi okuyordu."
- Uzayda Piknik
31. ""Kadirşinas insanlık seni asla unutmayacak!""
- Uzayda Piknik
32. "Akıl, çevrenin güçlerini o çevreyi mahvetmeden kullanma yeteneğidir."
- Uzayda Piknik
33. "İnsan her şeyi hayal edebiliyor. Ama yaşamın kendisi asla hayal edilene benzemiyor."
- Uzayda Piknik
34. "Hepimiz şöyle veya böyle birer mağara adamıyız."
- Uzayda Piknik
35. "Ebedi gençlikmiş, ne gezer. Paraymış, onun da canı cehenneme. Ama sağlığım var. Ve iyi çocuklarım. Ve yaşıyorum."
- Uzayda Piknik
36. "Yüreğimde buz gibi nefretten başka bir şey kalmadı."
- Uzayda Piknik
37. "Dakiklik krallara özgü bir inceliktir."
- Uzayda Piknik
38. ""Bunun bir peri masalı olduğunu mu sanıyorsun?""
- Uzayda Piknik
39. "İnsanlığın en kahramanca uğraşı hayatta kalabilmek ve bunu için çaba göstermek. Gene de, elinde olsa konuklara cehennem olmalarını söylerdi. Piknik yapacak başka yer bulamadılar mı sanki? Ay var. Mars var. Seni kalpsiz süprüntü, diye düşündü, uzayı eğip bükmeyi becersen bile sen de ötekiler gibisin. Bir piknik sefası yaptılar demek. Piknik."
- Uzayda Piknik
40. "Ne kadar sıkıcı bir yaşam tarzınız
olduğunu biliyorum. Bütün gün deliler gibi çalışıp, bütün gece televizyon seyrediyorsunuz."
- Uzayda Piknik
41. "Bir yandan onaylayamıyorsunuz, öte yandan karşı çıkamıyorsunuz."
- Uzayda Piknik
42. ""Hak ettiklerini bulmuşlar, kan emiciler. Hepsi geberir inşallah.”"
- Uzayda Piknik
43. "Bana ne olduğunu anlayamıyordum, [...]"
- Uzayda Piknik
44. ""Yaradan, senin planlarını bilmiyorum, belki de insanları mutlu ve iyi kılmaya niyetin yok. Ama bunu iste! iste ki olsun! Onlara yeterince ekmek, et ve şarap ver, başlarını sokabilecekleri yerler ve kıyafetler ver. Açlık, yokluk ve onlarla birlikte insanları bölen her şey kaybolsun.""
- Tanrı Olmak Zor İş
45. "Her şey değişmeliydi. Bir ya da iki hayat değil, bir ya da iki kader değil, bu çürümüş, kokuşmuş dünyadaki bütün bağlantılar değiştirilmeliydi."
- Uzayda Piknik
46. "Ben hayatım boyunca kendi başımın çaresine baktım, bundan sonra da öyle yapmaya kararlıyım."
- Uzayda Piknik
47. "Hadi insanoğlunun günahlarına ağlayalım. Uzun uzun acı acı ağlayalım."
- Uzayda Piknik
48. "İnsan bir kere ölür."
- Uzayda Piknik
49. "Herkes kendi kuyruğunun derdinde, sadece Tanrı, herkesi birden düşünüyor."
- Tanrı Olmak Zor İş
50. "Yara, yaradır. Yaralar iyileşiyor, kapanıyor ve tam onları tamamen unutuyorsun ki, hava değişiyor ve ağrımaya başlıyor. Her zaman böyle."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
51. "Neşemizi bulacağız. Her şeyi boş verip neşemizi bulacağız…"
- Tanrı Olmak Zor İş
52. "Gerçekten neye inandığım sizi hiç ilgilendirmez. Ben kent adına konuşuyorum. Bana gelince, Avrupa'da benim görmediğim ne var? Ne kadar sıkıcı bir yaşam tarzınız olduğunu biliyorum. Bütün gün deliler gibi çalışıp, bütün gece televizyon seyrediyorsunuz."
- Uzayda Piknik
53. ""yapıcı bir önerim yok. Ama
böyle elim kol um bağlı oturmak benim için çok güç.""
- Tanrı Olmak Zor İş
54. "Domuz, nerde olsa içine girecek bir çamur bulur."
- Uzayda Piknik
55. "İnsan amma da komik bir yaratık! Galiba övülmekten sadece övülmüş olduğumuz için zevk alıyoruz. Çocukların dondurmadan hoşlanması gibi. Ne saçma. Ben kendi gözümde nasıl daha iyi olabilirim? Kendimi tanımazmış gibi."
- Uzayda Piknik
56. "HERKESE MUTLULUK. ÖZGÜR, MEMNUN KALMAYIP DA DÖNEN OLMAYACAK!"
- Uzayda Piknik
57. "" Eğer kendiniz olmaya cesaretiniz varsa, bedeli başkaları öder. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
58. "[...] kendi kendine, batan gemiyi
herkesten önce terk eden o fare kılıklı tipler gibi davranmanın alemi yok."
- Uzayda Piknik
59. "Bu dünya ona yeni, bilinmedik bir
yüzünü gösteriyordu. Bu yüz, bir saniye için gözlerinin önüne seriliyor, sonra anlamasına vakit kalmadan yok oluyordu."
- Uzayda Piknik
60. "batan gemiyi herkesten önce terk eden o fare kılıklı tipler gibi davranmanın alemi yok."
- Uzayda Piknik
61. "Çocukluğundan beri kendinden başka
kimseye güvenmemişti."
- Uzayda Piknik
62. "Bu dünyada her şey saçmalık! sadece bir lüks var, o da insani münasebet!"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
63. ""Dr. Pilman, Şimdi adına Pilman noktası dediğimiz şeyin ilk ciddi keşfiniz olduğunu söylemek mümkün sanırım.."
"Ben öyle düşünmüyorum. Pilman noktası ne ilk, ne ciddi, ne de gerçek bir keşif sayılır. Üstelik tümüyle bana ait de değil.""
- Uzayda Piknik
64. "Herkesin gözleri önünde helak olup gideceğim, kimse fark etmeyecek bile ve öldüğümde, toza karıştığımda, ilkin herkes çok şaşıracak, sonra da omuz silkecekler."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
65. "Paraya, parayı düşünmemek için ihtiyaç duyulur. Gerçek bu."
- Uzayda Piknik
66. "Artık her şey
halledilebilirdi.Canlıydım. Bir sigara yaktım.Orda
oturduğum yerde kendime gelmeye başladığımı hissettim."
- Uzayda Piknik
67. "Ve hepimiz de farklı farklı delirdik, belki de..."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
68. "[...] hiçbir şeyi kavrayacak durumda değildim, kavramak isteğim de yoktu."
- Uzayda Piknik
69. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
70. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
71. "Canım gene içki istedi. Size bir şey söyleyeyim mi, bu dalgıç elbiseleri saçma. Lanet olasıca giysi üstümde olmadan bunca yıl yaşadım, bir o kadar da yaşayacağım ama böyle bir anda bir yudum içki içmeden... Neyse, tamam!"
- Uzayda Piknik
72. "~
“Her koyun kendi bacağından asılır, herkesi düşünmek Tanrı'ya vergidir. Canıma
yetti. "
~"
- Uzayda Piknik
73. "Para asla kötü kokmaz."
- Uzayda Piknik
74. ""Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
75. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
76. "Umutsuzluktan ağlamak geliyordu içinden"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
77. "[...] yeterince uzağımızdaydı."
- Uzayda Piknik
78. "Onu mutlu etmeyi seviyorum, ama üzmeye dayanamıyorum."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
79. ""Bir boş! Hayatını bir boş
için tehlikeye attın!"
- Uzayda Piknik
80. "Tanrım, daha neler göreceğiz? Biz anlayıncaya kadar başımıza başka neler gelecek? Yetmez mi artık? Ama yetmediğini biliyordu. Milyonlarca insanın hiçbir şey bilmediğini, bir şey bilmek de istemediğini ve öğrenseler bile birkaç dakika ah vah edip gündelik işlerine dalacaklarını biliyordu."
- Uzayda Piknik
81. "[...] “ister basit, ister karmaşık ruhlu
olayım,"
- Uzayda Piknik
82. "Doğrusunu isterseniz ben uzun
boylu, elma yanaklı heriflerden hoşlanmam. Kadınlar deli
olur, nedendir bilmem."
- Uzayda Piknik
83. ""Gerçekten neye inandığım sizi hiç ilgilendirmez.""
- Uzayda Piknik
84. "Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan daha iyidir"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
85. "Çünkü karanlık bir çağda yaşıyoruz."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
86. "Ben, dostum, düşlerimde bile dünyayı görmüyorum artık."
- Tanrı Olmak Zor İş
87. "“Akıl, çevremizdeki dünyanın güçlerini o dünyayı tahrip etmeden kullanma yetisidir.”"
- Uzayda Piknik
88. "“Akıl, çevremizdeki dünyanın güçlerini o dünyayı tahrip etmeden kullanma yetisidir.”"
- Uzayda Piknik
89. "Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan daha iyidir."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
90. ""Anlıyorum. Bütün bunları anlıyorum. Ama yara yaradır. Ve bazen başka birinin yarası daha ağrılıdır.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
91. "Dairesinde yalnız başına oturuyordu, bütün ışıklarını yakmıştı ama ne işe yarardı ki bu ? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
92. ""Bir düşünsenize? Öylesine bakıyorsunuz, ha? Elinizdekine ise öylesine bakmayın...Çay için, televizyon izleyin...Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
93. "İnsan, istediğini elde edebiliyor ve elde edebildiğini istiyorsa, o zaman mutludur."
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
94. "“Bir gözü selam veriyor, diğeri hadi bana eyvallah diyor.”"
- Tanrı Olmak Zor İş
95. "Anlıyor musunuz, çağımızda nedense, insanın kendisiyle her zaman barışık olması gerektiği düşünülüyor."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
96. ""Kendimi kötü hissettiğimde çalışırım," dedi. "Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda, yaşamaktan sıkıldığımda çalışmaya otururum...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
97. "Öylesine yalnızsınız ki, düşmanlarınız bile yok sizin!"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
98. "Hiçbir devlet, bilim olmadan gelişemez; komşuları yok eder onu. Sanat ve genel kültür olmazsa devlet kendini değerlendirme ve böylece çeki düzen verme yetisini kaybeder, her saniye iki yüzlüler ve alçaklar doğurmaya başlar, yurttaşlarında tüketim çılgınlığı ve kibir gelişir, sonunda da daha akıllı komşularının kurbanı oluverirler. Ellerinden geleni artlarına bırakmasınlar, kitap kurtlarına zulmetsinler, bilimi yasaklasınlar, sanatı yok etsinler; er ya da geç ayakları birbirine dolanacak, dişleri çaresizce ve nefretle sıkacaklar ama iktidar sarhoşu ahmak ve cahillerin nefret ettiği insanlığa yeni bir yol açılacak."
- Tanrı Olmak Zor İş
99. "[...] gidip itin, şerefsizin biri olduğunu söyle, korkma söyle!"
- Uzayda Piknik
100. "Güzelim, sevgilim, o güzel, o
minik ayaklarının üstüne basa basa, etekleri dizlerinin üstüne savrula savrula geliyordu. Her kapı ağzında gözler ona çevriliyordu. Ama o dümdüz yürüyordu, kimselere
bakmıyordu, beni aradığını farkettim."
- Uzayda Piknik
101. "[...] sırtımızdan ne kazandığını hesaplamaya başladım."
- Uzayda Piknik
102. ""Kim kesti neşenin sesini?""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
103. "Hayatta olduğuma göre, kavgaya devam."
- Tanrı Olmak Zor İş
104. ""Nasıl bir dünya bu," dedi Kiun. "Ne gülünç bir dünya. Herkes şaka yapıyor. Hem de herkes aynı şakayı yapıyor.""
- Tanrı Olmak Zor İş
105. "“Bilinmeyen şeyler her zaman korkunçtur. Bilinmeyenden korkmamak için öğrenmek gerek, o zaman her şey anlaşılır olur.”"
- Yokuştaki Salyangoz
106. ""Kim kesti neşenin sesini?""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
107. "... sadece dostlardan yoksun değilsiniz. Öylesine yalnızsınız ki düşmanlarınız bile yok sizin."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
108. ""Kendimi kötü hissettiğimde çalışırım," dedi. "Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda, yaşamaktan sıkıldığımda çalışmaya otururum. Belki başka reçeteler de vardır ama ben bilmiyorum. Veya onların bana yararı olmuyor. Benim önerimi mi istiyorsun; buyur, çalışmaya otur. Tanrı'ya şükür, seninle benim gibi insanlarda çalışmak için hiçbir şeye gerek yoktur, kağıt ve kalem dışında.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
109. "“Hep böyle olur, arkadaş,” diyordu. “Daha iyisini yapmak için didinirsin, daha kötüsü olur.”"
- Tanrı Olmak Zor İş
110. "İnsanın aslında hiç de her zaman sandığı kişi olmadığını anlaması çok tatsız bir şey."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
111. "Ağlamak istiyor, beceremiyordum. Gözümün önünde sadece boşluk ve hüzün vardı."
- Uzayda Piknik
112. ""Dünyadaki en değerli şey benim kişiliğim, ailem ve dostlarım. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
113. ""Para asla kötü kokmaz. Bundan artık eminim.""
- Uzayda Piknik
114. ""Asil ruhlu okumuş insanları ölçüsüzce seviyorum. Ama bir türlü anlayamıyorum: Neden siz, yüksek irfanın koruyucuları ve biricik sahipleri, böyle umutsuzcasına pasifsiniz? Neden horgörüye karşı en ufak direnç göstermeden teslim oluyorsunuz, sizi hapislere atmalarına, ateşlerde yakmalarına izin veriyorsunuz? Neden varoluş nedeninizi, yani irfan arayışını, hayatın pratik ihtiyaçlarından, yani kötülüğe karşı mücadeleden ayırıyorsunuz?""
- Tanrı Olmak Zor İş
115. "Önemli olan, insanlığın bugün kesin olarak bildiği şey: kainatta yalnız olmadığı."
- Uzayda Piknik
116. "Tanrı zamanı yarattığında, der İrlandalılar, ondan yeterince yaratmıştır.
—H. Böll"
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
117. "İyiliği kötülükten yapmalısın, çünkü yapmak için başka bir şey yok."
- Uzayda Piknik
118. ""Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan daha iyidir.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
119. "“Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için.”"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
120. "[...] her defasında dehşetli bir hayal kırıklığına uğrar ve her defasında da hayal kırıklığını unuturdu. Unutmak değil de, belleğine inanmayı istememek aslında."
- Uzayda Piknik
121. "Biz sadece insanların bu cehennemden çıkıp yaşamın olağan akışına dönmelerini istiyoruz."
- Uzayda Piknik
122. "Kelimeler için dövüşmem ben. Düşünecek daha önemli şeylerim var!"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
123. "“Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için.”"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
124. "[...] her defasında dehşetli bir hayal kırıklığına uğrar ve her defasında da hayal kırıklığını unuturdu. Unutmak değil de, belleğine inanmayı istememek aslında."
- Uzayda Piknik
125. "Biz sadece insanların bu cehennemden çıkıp yaşamın olağan akışına dönmelerini istiyoruz."
- Uzayda Piknik
126. "Kelimeler için dövüşmem ben. Düşünecek daha önemli şeylerim var!"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
127. ""Dairesinde yalnız başına oturuyordu, bütün ışıklarını yakmıştı ama ne işe yarardı ki bu ? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
128. "Zalimlik güç demektir. Zalimliği bırakan hükümdarlar güçlerini de kaybederler ve onların yerini başka zalimler alır."
- Tanrı Olmak Zor İş
129. "Eh, günah benden gitti. Bundan sonrası kader.""
- Uzayda Piknik
130. ""Biz yeteri kadar şakalaştık. Nokta. Artık al voltanı!""
- Uzayda Piknik
131. "Tanrı’yı reddettik, ama destek olmadan, mitlerden bir koltuk değneği olmadan kendi ayaklarımız üzerinde duramıyoruz hala. Ama durmalıyız! Bunu öğrenmeliyiz. Çünkü siz de, sizin gibilerin durumunda sadece dostlardan yoksun değilsiniz. Öylesine yalnızsınız ki, düşmanlarınız bile yok sizin! İşte anlamak istemediğiniz bu."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
132. "" Biliyor musunuz," dedi sonunda, " teslim olmak her zaman tatsızdır. Geçtiğimiz yüzyılda insanların teslim olmaktansa kendilerini vurduklarını söylerler. İşkenceden ya da toplama kamplarından korktukları için değil, işkence altında çözülmekten korktukları için değil, sadece utandıkları için.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
133. ""Dairesinde yalnız başına oturuyordu, bütün ışıklarını yakmıştı ama ne işe yarardı ki bu ? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
134. "Eh, günah benden gitti. Bundan sonrası kader.""
- Uzayda Piknik
135. ""Biz yeteri kadar şakalaştık. Nokta. Artık al voltanı!""
- Uzayda Piknik
136. "Tanrı’yı reddettik, ama destek olmadan, mitlerden bir koltuk değneği olmadan kendi ayaklarımız üzerinde duramıyoruz hala. Ama durmalıyız! Bunu öğrenmeliyiz. Çünkü siz de, sizin gibilerin durumunda sadece dostlardan yoksun değilsiniz. Öylesine yalnızsınız ki, düşmanlarınız bile yok sizin! İşte anlamak istemediğiniz bu."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
137. "" Biliyor musunuz," dedi sonunda, " teslim olmak her zaman tatsızdır. Geçtiğimiz yüzyılda insanların teslim olmaktansa kendilerini vurduklarını söylerler. İşkenceden ya da toplama kamplarından korktukları için değil, işkence altında çözülmekten korktukları için değil, sadece utandıkları için.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
138. "Bilinmeyen şeyler her zaman korkunçtur. Bilinmeyenden korkmamak için öğrenmek gerek, o zaman her şey anlaşılır olur.""
- Yokuştaki Salyangoz
139. ""Sizin o can sıkıcı hayatınız, gösterileriniz, siyasetiniz adamı öldürür...""
- Uzayda Piknik
140. "Umutsuzluktan ağlamak geliyordu içinden."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
141. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
142. "İşte en korkuncu bu: Rolüne uyum sağlamak."
- Tanrı Olmak Zor İş
143. "“Yalnızım,” dedi. “ Geceler boyunca yalnız kalacağım; düşünmesi bile korkunç!”"
- Tanrı Olmak Zor İş
144. "Bilinmeyen şeyler her zaman korkunçtur. Bilinmeyenden korkmamak için öğrenmek gerek, o zaman her şey anlaşılır olur.""
- Yokuştaki Salyangoz
145. ""Sizin o can sıkıcı hayatınız, gösterileriniz, siyasetiniz adamı öldürür...""
- Uzayda Piknik
146. "Umutsuzluktan ağlamak geliyordu içinden."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
147. ""Yatmadan önce son sigara mı?" diye sordu Andrey.
"Aynen öyle, Sayın Danışman. Şimdi yatıyorum."
"Yatın, yatın," dedi Andrey yanından geçerken. "Atasözünü bilirsiniz: Ne kadar çok uyursan o kadar az günaha girersin.""
- Ölüme Yazgılı Şehir
148. "“Neden sır gibi konuşuyorsun, kuzum?“"
- Uzayda Piknik
149. "Başarıyla atlattığımız tatsız bir durumu hatırlamaktan daha keyifli bir şey yoktur."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
150. "Ve hepimiz de farklı farklı delirdik, belki de..."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
151. "Ve iktidarda oturan bu bozlar bilgiyi hor görseler de, tarihi zorunluluk karşısında hiçbir şey yapamazlar; sadece frenleyebilirler ama durduramazlar."
- Tanrı Olmak Zor İş
152. "“Neden sır gibi konuşuyorsun, kuzum?“"
- Uzayda Piknik
153. "Başarıyla atlattığımız tatsız bir durumu hatırlamaktan daha keyifli bir şey yoktur."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
154. "Ve hepimiz de farklı farklı delirdik, belki de..."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
155. "Şaşırtıcı olan ona söylediklerime bütün kalbimle inanmamdı."
- Uzayda Piknik
156. ""Aynı korkunç hikâyeyi iki saat içinde ikinci defa anlattığınızda, onun gülünç taraflarını da görmeye başlarsınız.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
157. ""Dünyadaki en değerli şey benim kişiliğim, ailem ve dostlarım. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
158. ""Dünyadaki en değerli şey benim kişiliğim, ailem ve dostlarım. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
159. ""Neden korkak olduğumu söylüyorsun? [...] Niye bana hakaret ediyorsun?" [...]
"Sana hakaret etmiyorum ki. Seni tarif ediyorum...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
160. ""Bizi neyin beklediğini kim bilebilir ki ? Ne olacağını kim bilir? Belki güçlü bir şey olacak, belki adice bir şey. Belki de ölüm gelecek, belki ölüme mahkûm edecekler. Geleceğe fazla dalmak yersiz...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
161. "[...] "pek gururlu olmuşsun," [...]"
- Uzayda Piknik
162. ""Öylesine yalnızsınız ki, düşmanlarınız bile yok sizin!""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
163. "Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan iyidir."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
164. "Hayatta olduğuma göre, kavgaya devam."
- Tanrı Olmak Zor İş
165. "Doğruca ölüme bakamadık gözlerimiz bağlıydı ve bizi ona öylece götürdüler…"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
166. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
167. ""Öylesine yalnızsınız ki, düşmanlarınız bile yok sizin!""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
168. "Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan iyidir."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
169. "Doğruca ölüme bakamadık gözlerimiz bağlıydı ve bizi ona öylece götürdüler…"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
170. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
171. "Ama yara, yaradır. Ve bazen başka birinin yarası daha ağrılıdır."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
172. ""Ve sen moruk, fantastik olayları fantastik olmayan varsayımlarla nasıl açıklarsın?""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
173. "“Tek bir şeyleri eksik: Anlayış. Anlayışın yerine ikame edecek bir şeyler buldular hep: inanç, inançsızlık, kayıtsızlık, aldırmazlık. Her zaman olduğu gibi, böylesi daha basit. İnanmak, anlamaktan daha basit. Hayal kırıklığına uğramak anlamaktan daha basit. Vazgeçmek anlamaktan daha basit.”"
- Yokuştaki Salyangoz
174. ""Eviniz yandığında ya da fırtınada yıkıldığında ya da sel alıp gittiğinde eve ne olduğunu değil, şimdi nerede yaşayacağınızı, nasıl yaşayacağınızı ve ondan sonra ne yapacağınızı düşünmelisiniz.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
175. "Paraya, parayı düşünmemek için ihtiyaç duyulur. Gerçek bu."
- Uzayda Piknik
176. "Köleliklerinin kökleri tembellikte ve cehaletteydi; tembellik ve cehalet de yeniden ve yeniden köleliği doğuruyordu."
- Tanrı Olmak Zor İş
177. "“Asiller sınıfı, köylülerin ve zanaatkârların kamuya açık yerlere ve sokaklara çıkmalarının yasaklanmasını talep ediyor. Avlulardan geçsinler, arka kapılardan girip çıksınlar. Bir köylünün sokağa çıkmasının kaçınılmaz olduğu durumlarda da, örneğin asillerin evlerine ekmek, et ve şarap taşımaları gerektiğinde, Kral Koruma Nezareti’nin özel iznini almaları gereksin.”"
- Tanrı Olmak Zor İş
178. "Mutlu insan, başkalarını düşünendir."
- Tanrı Olmak Zor İş
179. ""Kendimi kötü hissettiğimde çalışırım," dedi. "Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda, yaşamaktan sıkıldı ğımda çalışmaya otururum. Belki başka reçeteler de vardır ama ben bilmiyorum. Veya onların bana yaran olmuyor. Be nim önerimi mi istiyorsun; buyur, çalışmaya otur. Tann'ya şükür, seninle benim gibi insanlarda çalışmak için hiçbir şeye gerek yoktur, kağıt ve kalem dışında.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
180. ""nihayetinde insanım ben de, bu yüzden hayvanlık da bana yabancı değil...""
- Tanrı Olmak Zor İş
181. "Ama yara, yaradır. Ve bazen başka birinin yarası daha ağrılıdır."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
182. ""Öylesine yalnızsınız ki düşmanlarınız bile yok sizin!""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
183. "Ayakların üzerinde ölmek, diz çökerek yaşamaktan daha iyidir."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
184. ""Yaşamak gerek, sevmek gerek, doğayı hissetmek gerek; hissetmek diyorum, onun içinde eşinmek değil!""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
185. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
186. ""Boz bulanık bir hayat. Her gün tekdüze, her akşam, her gece.""
- Uzayda Piknik
187. "Ah şu
lanet olası utangaçlığı! İki harika insan bir anda, hızla birbirlerine açılamazlar, birbirlerinin ruhlarına bakamazlar, ilk bakışta arkadaş olamazlar."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
188. "Zalimlik güç demektir. Zalimliği bırakan hükümdarlar güçlerini de kaybederler ve onların yerini başka zalimler alır."
- Tanrı Olmak Zor İş
189. "" Geçtiğimiz yüzyılda insanların teslim olmaktansa kendilerini vurduklarını söylerler. İşkenceden ya da toplama kamplarindan korktuklari için değil, işkence altında çözülmekten korktuklari için değil, sadece utandıkları için!.. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
190. "Psikolojik olarak neredeyse hiçbirinin kölelerden farkı yoktu: inançlarının köleleri, kendilerine benzeyenlerin köleleri, ihtiraslarının köleleri, tamahkârlıklarının köleleri."
- Tanrı Olmak Zor İş
191. "Şu insan ne gülünç yaratık!... Herhalde övgüyü sadece övgü olduğu için seviyoruz. Çocukların dondurmayı sevmesi gibi. Aşağılık kompleksindan başka bir şey değil. Övgüler komplekslerimizi sakinleştiriyor. Ve çok aptalca. Kendi gözlerimde nasıl yükselebilirim ki? Kendimi bilmiyor muyum sanki?"
- Uzayda Piknik
192. ""Boz bulanık bir hayat. Her gün tekdüze, her akşam, her gece.""
- Uzayda Piknik
193. "" Geçtiğimiz yüzyılda insanların teslim olmaktansa kendilerini vurduklarını söylerler. İşkenceden ya da toplama kamplarindan korktuklari için değil, işkence altında çözülmekten korktuklari için değil, sadece utandıkları için!.. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
194. "Şu insan ne gülünç yaratık!... Herhalde övgüyü sadece övgü olduğu için seviyoruz. Çocukların dondurmayı sevmesi gibi. Aşağılık kompleksindan başka bir şey değil. Övgüler komplekslerimizi sakinleştiriyor. Ve çok aptalca. Kendi gözlerimde nasıl yükselebilirim ki? Kendimi bilmiyor muyum sanki?"
- Uzayda Piknik
195. "Bizi neyin beklediğini kim bilebilir ki? Ne olacağını kim bilebilir? Belki güçlü bir şey olacak, belki adice bir şey. Belki de ölüm gelecek, belki ölüme mahkum edecekler. Geleceğe fazla dalmak yersiz..."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
196. "İnsani ilişkinin lüksü, bütün lüksler gibi, kuşkusuz belli bedeller gerektiriyordu."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
197. "Kırılıp geçilmiş bir ordunun, ateş altında yürüyen generali gibi hissediyordum kendimi"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
198. "Ve hepimizin de bildiği gibi, başarıyla atlattığımız tatsız bir durumu hatırlamaktan daha keyifli bir şey yoktur."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
199. "Görüyorsunuz ya, uzun zaman önce bir bütün olarak insanlık üzerine düşünmeyi bıraktım. Bir bütün olarak insanlık fazlasıyla statik bir sistem, hiçbir şey onu sarsmıyor."
- Uzayda Piknik
200. ""Yok yok, bu uzaylılar gayet edepli bir milletti.""
- Uzayda Piknik
201. "Kırılıp geçilmiş bir ordunun, ateş altında yürüyen generali gibi hissediyordum kendimi"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
202. "Ve hepimizin de bildiği gibi, başarıyla atlattığımız tatsız bir durumu hatırlamaktan daha keyifli bir şey yoktur."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
203. ""Yok yok, bu uzaylılar gayet edepli bir milletti.""
- Uzayda Piknik
204. ""Eğer ne yapacağını bilmiyorsan, hiçbir şey yapma.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
205. ""Fantastik olayları fantastik olmayan varsayımlarla nasıl açıklarsın?""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
206. "Bütün ışıklarını yakmıştı, ama ne işe yarardı ki bu? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
207. ""Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda yaşamaktan sıkıldığımda çalışmaya otururum. Belki başka reçeteler de vardır ama ben bilmiyorum.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
208. "Tanrı, ortalığa çeki düzen vermek için pisliklere de el atması gerekse, ellerim temiz mi diye düşünmez."
- Tanrı Olmak Zor İş
209. ""Eğer ne yapacağını bilmiyorsan, hiçbir şey yapma.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
210. ""Fantastik olayları fantastik olmayan varsayımlarla nasıl açıklarsın?""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
211. "Bütün ışıklarını yakmıştı, ama ne işe yarardı ki bu? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
212. ""Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda yaşamaktan sıkıldığımda çalışmaya otururum. Belki başka reçeteler de vardır ama ben bilmiyorum.""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
213. "...” her şey aşırılığa varıyor ve biz, devamlı olarak kendimizi yenilemek zorundayız.”"
- Tanrı Olmak Zor İş
214. "Peki neden bu kadar bu kadar çok içiyorsunuz?
“Bazen katlanmak çok güç oluyor.”"
- Tanrı Olmak Zor İş
215. "Beni şaşkına çevirebilecek bir şeyler hayal etmeye çalışıyordum ama hayal dünyam yetmiyordu. Bu iş hiç hoşuma gitmedi, çünkü şaşırma niteliğine sahip olmayan insanlara dayanamam ben."
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
216. "“ Kendimi kötü hissettiğimde çalışırım,” dedi. “Keyifsiz olduğumda, melankoliye kapıldığımda, yaşamaktan sıkıldığımda çalışmaya otururum. Belki başka reçeteler de vardır ama ben bilmiyorum.Veya onların bana yararı olmuyor. Benim önerimi mi istiyorsun; buyur, çalışmaya otur.Tanrı’ya şükür seninle benim gibi insanlar da çalışmak için hiçbir şeye gerek yoktur, kağıt ve kalem dışında.“"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
217. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
218. "Dünya'da sağlıklı, güçlü kuvvetli, kendinden emin, psikolojik bir eğitimle uzmanlaşmış, her şeye hazır insanlarız. Sinirlerimiz çelik gibidir: Birine işkence edecek, idam edecek olsalar kafamızı beri çevirmeden izleyebiliriz."
- Tanrı Olmak Zor İş
219. "Ama yara, yaradır. Yaralar iyileşiyor, kapanıyor ve tam onları tamamen unutuyorsun ki, hava değişiyor ve ağrımaya başlıyorlar. Her zaman böyle, her yüzyılda böyle."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
220. ""Bir ahbabım var," dedi Edik. "Doğanın insana, yaradılışı taçlandırmak için ihtiyaç duyduğunu, insanın bunun için bir aracı olduğunu iddia eder; konyak kadehine konulan bir dilim limon gibi."
"Ama neden böyle olmasın?"
"Çünkü bu bana uymuyor," dedi Edik. "Doğanın kendi hedefleri var, benim de kendi hedeflerim."
"Antroposentrik," dedi Viktor, hor görürcesine.
"Kesinlikle," dedi Edik, gururla.
(Antroposentrik(insanmerkezcilik): İnsanın her şeyin merkezinde olduğunu öne sürer. Evrendeki her şey insan içindir ya da insana hizmet etmek için vardır.)"
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
221. ""Şu çayın var olması iyi şey...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
222. ""Çünkü karanlık bir çağda yaşıyoruz. Çağımız hala yüksek silindir şapkalar takıyor ve biz de koşmaya devam ediyoruz, eylemsizlik saati ve gündelik uğraşlarımıza veda saati çaldığında ayrılık ânı da gelir ve artık hiçbir şeyin hayalini görmeyiz...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
223. "Dairesinde yalnız başına oturuyordu, bütün ışıklarını yakmıştı, ama ne işe yarardı ki bu? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
224. "Herkes kendinden, bir tek Tanrı herkesten mesul."
- Uzayda Piknik
225. "Zaten genelde tuhaf kimseleri severim."
- Uzayda Piknik
226. "Kavramsal bir düzensizlik, arkasından tehlikeli sonuçlar doğurur."
- Tanrı Olmak Zor İş
227. ""İşin püf noktası tamamen başka bir yerde! Püf noktası, yeni bir devletin en temel ilkelerinde. Bunlar basit ve hepsi hepsi üç ilke: kanunun şaşmazlığına dair kör bir inanç, sorgusuz sualsiz bir itaat ve çevrendeki herkesi yorulmak bilmeksizin gözlem altına alma!""
- Tanrı Olmak Zor İş
228. "Düşmən təslim olmayanda onu məhv edirlər."
- Allah Olmaq Çətindir
229. "Ama yara, yaradır. Yaralar iyileşiyor, kapanıyor ve tam onları tamamen unutuyorsun ki, hava değişiyor ve ağrımaya başlıyorlar. Her zaman böyle, her yüzyılda böyle."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
230. ""Şu çayın var olması iyi şey...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
231. ""Çünkü karanlık bir çağda yaşıyoruz. Çağımız hala yüksek silindir şapkalar takıyor ve biz de koşmaya devam ediyoruz, eylemsizlik saati ve gündelik uğraşlarımıza veda saati çaldığında ayrılık ânı da gelir ve artık hiçbir şeyin hayalini görmeyiz...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
232. "Dairesinde yalnız başına oturuyordu, bütün ışıklarını yakmıştı, ama ne işe yarardı ki bu? Bu karanlığı lambalarla aydınlatamazsın."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
233. "Herkes kendinden, bir tek Tanrı herkesten mesul."
- Uzayda Piknik
234. "Zaten genelde tuhaf kimseleri severim."
- Uzayda Piknik
235. "Kavramsal bir düzensizlik, arkasından tehlikeli sonuçlar doğurur."
- Tanrı Olmak Zor İş
236. ""İşin püf noktası tamamen başka bir yerde! Püf noktası, yeni bir devletin en temel ilkelerinde. Bunlar basit ve hepsi hepsi üç ilke: kanunun şaşmazlığına dair kör bir inanç, sorgusuz sualsiz bir itaat ve çevrendeki herkesi yorulmak bilmeksizin gözlem altına alma!""
- Tanrı Olmak Zor İş
237. "Düşmən təslim olmayanda onu məhv edirlər."
- Allah Olmaq Çətindir
238. "Hiçbir iyilik cezasız kalmaz..."
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
239. ""Allah göydən enərək Pitan bataqlıqlarından insanların yanına çıxanda ayaqları palçıqlı idi.""
- Allah Olmaq Çətindir
240. ""Ve zaman kuş gibi uçup gitti...""
- Uzayda Piknik
241. "İyi ve kötü, dost ve düşman kavrayışımızın daima billur gibi berrak olacağını düşünüyorduk."
- Tanrı Olmak Zor İş
242. "Hiçbir devlet, bilim olmadan gelişemez."
- Tanrı Olmak Zor İş
243. "Güçlülerin arasındaki zalimler cezalandırıldığında zayıfların arasındaki güçlüler onların yerini alır. Onlar da zalimdir."
- Tanrı Olmak Zor İş
244. "Ama adalete susamışlığımızı, öfkemizi tatmin etmek için değil, bu gezegendeki insanlığa yardım etmek içindir."
- Tanrı Olmak Zor İş
245. "Sıradan astronomlarız biz, evet!
Gökyüzünden yıldız koparıyoruz."
- Pazartesi Cumartesiden Başlar
246. "“Eviniz yandığında, ya da fırtınada yıkıldığında, ya da sel alıp gittiğinde eve ne olduğunu değil, şimdi nerede yaşayacağınızı, nasıl yaşayacağınızı ve ondan sonra ne yapacağınızı düşünmelisiniz...”"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
247. ""Seçim yapmak, diye düşündü Malyanov. Söylemesi kolay: Seçim yapmak...""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
248. "" Canlı bir it, ölü aslandan daha iyidir. ""
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
249. "Gökyüzü öylesine bakmak için değil. Gökyüzü, ona hayran olmamız için."
- Kıyamete Bir Milyar Yıl
250. "Geleceğe fazla dalmak yersiz…"
- Kıyamete Bir Milyar Yıl