Aradığın Şey Kütüphanede Saklı Kitap Bilgileri
Yazar: Michiko Aoyama
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 224
Basım Tarihi: Ağustos 2024
İlk Yayın Tarihi: 2020
Yayınevi: Domingo Yayınevi
Orijinal Dil: Japonca
ISBN: 9786051983424
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Aradığın Şey Kütüphanede Saklı Kitap Tanıtımı
Tokyo'nun en esrarengiz kütüphanecisi Sayuri Komaçi tarafından sık sık sorulan ünlü soru: Ne arıyorsun? Çoğu kütüphaneci gibi Sayuri de raflarındaki tüm kitapları okumuş. Ama onu bilge kütüphaneci yapan şey bu değil; Sayuri kendisine kitap danışanların ruhlarını okuyabiliyor. Verdiği her sürpriz kitap tavsiyesiyle insanlara yeni dünyaların kapılarını aralıyor, onları nazikçe hayattaki amaçlarına doğru yönlendiriyor. İşinden bıkmış genç bir kadın, eskici dükkânı açma hayalleri kuran bir muhasebeci, kariyeri ve ailesi arasında sıkışıp kalmış bir anne, kendisini tıkanmış hisseden bir sanatçı, emekli olduktan sonra amacını kaybeden bir adam... Hayatlarının dönüm noktasındaki bu beş insan, Sayuri ve onun tavsiyesi sayesinde beklenmedik kişisel birer yolculuğa çıkıyor; aradıkları cevapların aslında hep yanı başlarında, bir kitabın sayfaları arasında saklı olduğunu fark ediyor. İki milyondan fazla okura ulaşan Aradığın Şey Kütüphanede Saklı, edebiyatın ve insan bağlarının muazzam gücünü̈ hatırlatıyor. Çıkmaza girmiş ve bir parça ilhama ihtiyaç duyan herkes için iyileştirici bir hikâye. “Baştan sona keyifle okuyacağınız bu kitap, her şeyin mümkün olabileceğini hissettiriyor.” –Daily Mail “Bir tutam tuhaflıkla tatlandırılmış çağdaş bir Tokyo hikâyesi. İçinize dokunacak.” –Japan Times TIME ve WASHINGTON POST Yılın En İyi Kitabı Seçkilerinde
Aradığın Şey Kütüphanede Saklı Kitaptan Alıntılar
1. "“Ne arıyorsun?” diye sorduğunda aklıma gelen ilk cevap, “Hâlâ aramaya devam ediyorum,” olmuştu.Beni olduğum gibi kabul edecek huzurlu “bir yer” arıyorum."
2. "Sayfaları çevirirken ‘anne’ kelimesi beni durdurdu. “Anne ailenin güneşidir.” denirdi."
3. "Kütüphane. Duyunca okul günlerine dönmüşsün gibi sıcacık hissettiren bir sözcüktü. Kü-tüp-ha-ne."
4. "“Ben de değişeceğim. Ne kadar aynı kalmaya çalışsam da. İçimdeki istekse aynı. Ne kadar değişmeye çalışsa da.”"
5. "“Gerçekten de harikasın. Ama daha da harika olan kendi yolunu kendin çizmen.”"
6. "“Sevmek, bir insanı kurtarabilecek kadar güzel bir kelimeydi.Sadece nezaketen söylenmiş olsa bile.”"
7. "“İçim pır pır ediyor.“ deyip elimi göğsüne bastırdığında;
-İşte böyle! Sana mantıklı gelmekten çok heyecanlı bir şey gibi hissettiriyorsa doğru yoldayız demektir."
8. "“..hissettiğim tutkulu dürtü ve yaşadığım kıpır kıpır duyguların hepsi çoktan sönmüştü.”"
9. "“.. bu iki kelime kalbinin derinliğini hissettirmiş, bedenimi ve ruhumu teslim etme isteği uyandırmıştı.”"
10. "Hayat, hep bir kaos halindedir. Koşullarınız ne olursa olsun işler her zaman planlandığı gibi gitmeyebilir. Ancak diğer bir yandan bakarsak, gerçekleşmesini asla hayal edemeyeceğiniz hoş sürprizler sizi bekliyor olabilir. Çünkü hayatta, iyi ki düşündüğümden farklı oldu, dediğimiz çok şeyle karşılaşıyoruz."
11. "Kitapçıların bu dünyadan yok olmasına izin
vermeyeceğim."
12. ""Her kitabı değerli kılan, kitabın kendi gücünden ziyade, onu nasıl okuduğunuzdur""
13. "Ne olacağını asla bilemeyeceğimiz bir dünyada, şu an elimden gelen neyse onu yapıyorum.""
14. ""Doğmak muhtemelen yaptığımız en zor şey. Bundan sonra gelecek hiçbir şey o kadar da zor olmayacak. O sarsıcı sürece katlandığın için diğer her şeyin üstesinden gelebileceksin.""
15. "Şiirin çok etkileyici bir başlangıç sesi vardı ve ilerledikçe daha da gizemli hale geldi."
Aradığın Şey Kütüphanede Saklı Kitap İncelemeleri
Michiko Aoyama’nın Aradığın Şey Kütüphanede Saklı adlı kitabı, hayatın içinden beş farklı hikâyeyle örülmüş bir anlatı sunuyor. Hikâyelerin her biri kendi başına bağımsız gibi dursa da, karakterlerin yolları ara ara kesişiyor; bu karşılaşmalar ise hikâyeye hoş bir tanıdıklık hissi katıyor.
Bu beş karakterin ortak noktası ise: Halk Kütüphanesi. Ve elbette orada çalışan Komaçi Hanım… Her gelen okuyucuya yalnızca aradığını değil, belki de gerçekten ihtiyacı olanı sunuyor. Onlara bir kitap öneriyor, yanında da ufak bir “ek” veriyor. Basit görünen ama kişisel anlamı büyük nesneler. Okurken ister istemez kendinize şu soruyu soruyorsunuz:
“Benim kitabım hangisi olurdu? Ya ekim?”
Castella kokusunda Guri ve Gara’nın dostluğunu hissediyorsunuz. Ryo’nun çay kaşığında geçmişe dair bir merak var. Natsumi’nin seçilmişi Ayın Kapısı, zamanla yüzleşmeyi; Hiroya’nın çizimleri hayal kırıklığına karşı direnç göstermeyi anlatıyor. Masao’nun emeklilik sonrası dünyası ise tanıdık bir yolculuk.
Her hikâyede kendinizden bir parça buluyorsunuz. Sanki siz de o kütüphaneye uğramış, raflar arasında gezmiş, bir köşeye çekilip hayatınızı gözden geçirmişsiniz gibi. Kitap, yalnızca okumayı sevenlere değil, hayatında bir yön arayan herkese sesleniyor.
Kütüphaneler bazen sadece kitapların değil, cevapların da durduğu yerdir.
Ve belki, aradığınız şey… Gerçekten de orada saklıdır.
Aradığın Şey kütüphanede Saklı
Japon Edebiyatına dair okuduğum en güzel kitaplardan biriydi.
Keyifli ,yorulmadan, sıkılmadan okuyabileceğiniz aynı zamanda farkındalığınızı arttırabileceğiniz bir kitap.
Karakterler o kadar güzel anlatılmış ki onlarla bağ kurmak bu sayede çok kolay oluyor. Kitap genel anlamda içsel yolculuğunuzda size eşlik edecek ve içinizi ısıtacak sıcacık hikayelerden oluşuyor.
Kitaba puanım 10/9
Okumayı düşünen herkese yürekten tavsiyemdir.
✓ Kitabın konusu : kitapta yer alan beş farklı karakterin sıradan bir kütüphaneden aldıkları kitaplar ve kitapların yanında verilen küçük maskotlarla hayatlarının nasıl değiştiğini okuyoruz. Her bölümde farklı bir karakterin hikayesi anlatılıyor. Bazı karakterlerin yolları kesişirken bazılarının ki ise birbirini teğet geçiyor. Karakterlerin tümü aradığı şeyi kütüphaneden aldığı kitaplarla buluyorlar.
Sevdiğim alıntılar
" Stresi paylaşabileceği bir ortağı olmadığında, işler çok yorucu gelir insana".
"Sana mantıklı gelmekten çok heyecanlı bir şey gibi hissettiriyorsa ,doğru yoldayız demektir."
"Yapılacak çok şey vardı ama artık ''zamanım yok'' bahanesini kullanmayı bırakmaya karar vermiştim. Bunun yerine "sahip olduğum zamanla" neler yapabileceğimi düşünecektim. Böylece "bir gün" , "yarın"olacaktı.
İşinden bıkmış genç bir kadın, eskici dükkanı açma hayali olan bir muhasebeci, kariyeri ve ailesi arasında kalmış bir anne, kendisini tıkanmış hisseden sanatçı, emekli olduktan sonra boşluğa düşen bir adam...
Birbirlerinden farklı konumda, ruh halinde ve yaşam tarzında olan beş karakterin hayattaki amaçlarına kitaplar sayesinde ulaşmaları anlatılıyor.
Bu beş karakterimizin hayatları ortak bir yerde kesişiyor. Halk Eğitim Merkezi'nde bulunan kütüphane ve kütüphaneci Sayuri Komaçi ile.
Sayuri, kendisine danışan herkese "Ne arıyorsun?" sorusunu sorup adeta ruhlarını okuyarak kişiye özgü kitaplar tavsiye ediyor ve bu kitaplar okuyucuları hayattaki amaçlarına yönlendiriyor.
Kitabımız 5 bölümden oluşuyor ve her bölümde bir karakterin hikayesi anlatılıyor. Bazı karakterlerin yolları kesişirken bazılarının ise birbirini teğet geçiyor.
Sakin, sıcacık, ufkunuzu açan, bakış açınızı değiştirip geliştirebilen keyifle okuyacağınız bir kitap. Karakterler çok güzel çok naif işlenmişti. Her bir karakteri ayrı ayrı çok sevdim. Japon Edebiyatından okuduğum en güzel kitaplardan biri olabilir. Bende çok güzel hisler uyandırdı. Okurken hem sakinleşmiş hem de dingin hissettim. Çok severek okuduğum bir kitap oldu ve tabi ki canı gönülden tavsiye ederim.
Michiko Aoyama’nın Aradığın Şey Kütüphanede Saklı adlı romanı, hayatın içinde yolunu kaybetmiş beş farklı karakterin, bir halk kütüphanesinde sıra dışı bir kütüphaneciyle karşılaşmalarıyla değişen hikâyelerini anlatıyor. Japonya’nın modern dünyasında, bireyselliğin ve yalnızlığın ön planda olduğu bir toplumda geçen bu roman, umut veren dokusuyla okuru sıcacık bir hikâyeye davet ediyor.
Kitap, işinden memnun olmayan genç bir adam, kendine güvenini yitirmiş bir kadın, yıllardır ev hanımı olduktan sonra yeniden çalışma hayatına atılmak isteyen biri gibi farklı yaş ve sosyal statüden gelen karakterleri merkeze alıyor. Ancak onların yolları, Şimada adlı esrarengiz kütüphaneciyle kesişiyor. Şimada, onlara sadece istedikleri kitabı vermekle kalmıyor, aynı zamanda hayata bakışlarını değiştirecek önerilerde bulunuyor. Kimi zaman hiç akla gelmeyecek bir kitabın içinde, bazen de bir cümlede gizli olan o küçük ama etkili itici güç, karakterleri beklenmedik yollara yönlendiriyor.
Bu kitap, yalnızca kitapların ve kütüphanelerin büyüsünü anlatmıyor; aynı zamanda hayallerin, değişimin ve cesaretin de hikâyesi. Okuyucu, bu beş karakterin dönüşümünü izlerken kendi hayatındaki küçük ama önemli anları sorguluyor. Hedeflerimiz, korkularımız ve bizi biz yapan tercihlerimiz üzerine düşündüren, ilham verici bir roman.
Eğer hayatın akışında bir yol ayrımında olduğunuzu hissediyor, bir çıkış yolu arıyorsanız belki de aradığınız şey bu kitabın sayfalarında saklıdır. Michiko Aoyama, kelimeleriyle sizi içsel bir keşfe çıkarıyor ve belki de bir kitapla değişebilecek hayatları hatırlatıyor.
Kitapta 5 ana karakter var. Bu karakterler Kütüphaneye kitap danışmak için geldiklerinde kütüphaneci Komaçi onlara “Ne arıyorsun?” sorusunu soruyor. Bu iki kelime ve söylenme biçimi kütüphaneye gelenlerde farklı bir hissiyat oluşturuyor. “Ne arıyorsun?” sorusu sanki onlara kitap olarak değil de hayat amacı olarak ne aradıklarını sormuşçasına cevap veriyorlar. Çok hoş bir detaydı.Kitapta çok ince anlatımlar ve benzetmeler var. Atlı karınca benzetmesine de bayıldım. Ayrıca Komaçi aradıkları kitap dışında onlara iyi gelecek, kafalarındaki soruna çözüm sağlayacak bir kitap öneriyor.İlk başta onları şaşırtan kendileriyle alakasını çözemedikleri bir kitap.Kitapta bahsedilen bir nesneden, kelimeden, yemekten, anlatılandan etkileniyorlar. Komaçi kitapların yanında bir de küçük keçeden yapılma nesneler veriyor, buna da kitabın eki diyor.
Bu süreçte her karakterin kitapla , ekle birde değer verdiği bir insanla olan konuşmaları ışığında anlam bulması çok güzeldi. Bakış açımızı değiştirince olayların çözüleceğini gösteren ve böyle sanki her şey olacağına varırmış hissine kaptırtan bir kitap. Bu kadarı da olası değilmiş gibi geliyor ama bazen kendi hayatımızda da bu karakterlerin yaşadığı gibi küçük olaylar yaşayabiliyoruz. Bu olaylar ışığında da anlam bulabiliyoruz. Çok güzel bir kitaptı, çok severek okudum. Gerçekten de aradığımız şey kütüphanede, kitapların arasında saklı…