Annemi Bir Kez Daha Görebilsem Kitap Bilgileri
Yazar: Zana Muhsen
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 31 dk.
Sayfa Sayısı: 336
Basım Tarihi: Ekim 2019
İlk Yayın Tarihi: 1991
Yayınevi: Sonsuz Kitap
ISBN: 9786053847335
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem Kitap Tanıtımı
Bir anne ve iki kızının öyküsünü okurken, ‘Bu kadar da olmaz!’ diyeceksiniz. Belki o sırada gözlerinizin dolduğunu fark edeceksiniz. Ağlayarak kenara bıraktığınız kitaba her fırsatta geri döneceksiniz.
İki Birminghamlı kız, Nadia ile Zana, Yemen’e babaları tarafından tatile gönderildiklerinde, onlara bir serüven yaşayacakları anlatılmıştı. Harika sahilleri görmeyi, eyersiz ata binmeyi ve deve yarışlarını izlemeyi umut etmişlerdi. Ama kendilerini on dört ve on beş yaşlarında, Mokbana bölgesindeki kabile köylerinden birinden iki delikanlıyla evlendirilmiş buldular.
Bu Orta Çağ kurallarının hüküm sürdüğü dünyada, kadınların neredeyse hiç hakları yoktur; kesinlikle kendi yaşamları üzerinde kontrolleri bulunmamaktadır. Aileleri içinde, tümüyle erkeklerin baskısı altında yaşarlar. Erkekler, onların üzerinde yasadır.
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem Kitaptan Alıntılar
1. "Dünyanın bir ucunda kendi başıma bırakılmış, terk edilmiş gibi hissediyorum."
2. "Bu dünya korkunç, tehlikeli, ilkel bir dünyadır."
3. ",
En çok istediğim şey özgürlüğümü kazanmaktı
... ~..."
4. "Dışarıdaki dünyadan korkuyorduk çünkü nasıl baş edileceğini unutmuştuk."
5. "Yatağın üzerine yığılır yığılmaz , bastırdığım tüm duygular bir hıçkırık fırtınasıyla birlikte içimden patlayarak çıktı."
6. ",
"Bu dünya korkunç, tehlikeli, ilkel bir dünyadır."
... ~..."
7. "Birkaç saatliğine de olsa köye gidip Nadia’yı görebileceğim sürece bana ne giydirdiklerini pek de umursamıyordum."
8. ",
"Dünyanın bir ucunda kendi başıma bırakılmış, terk edilmiş gibi hissediyorum."
... ~..."
9. "“Çocuk yetiştirmek dünyanın hiçbir yerinde kolay değildi ancak bunu modern hayattan uzak, kadına yüklenen geleneksel işlerin fazlasıyla ağır olduğu bir yerde yapmak on kat daha zordu.”"
10. "Onların gözünde , tamamen ehlileştirilmeden önce ruhları parçalanması gereken vahşi hayvanlar gibiydik."
11. ""Şimdi mutlu musun?" diye sordu.
"Hayır" dedim."
12. "Yedi yıl boyunca karanlığın içinde bir başımıza ağladıktan sonra bütün ışıklar bize çevrilmişlerdi."
13. "Korktum anne, çok yalnız hissettim..."
14. "Annemin yeniden gidişini izlemenin ne kadar korkunç bir his olduğunu tarif etmek çok zordu."
15. "Birçok kadının kocasına uzun süre katlanmasının en büyük nedeni, çocuklarını kaybetme korkusudur."
Annemi Bir Kez Daha Görebilsem Kitap İncelemeleri
Bir anne ve iki kızının öyküsünü okurken, gözlerinizin dolduğunu farkına varacaksınız. Ben okurken bir çok kez fark ettim. Bir kadın olarak bu dünyada yaşamanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Üzücü olan bu zihniyetteki insanların nesli hiç bir zaman tükenmeyecek. Sürekli kadınları hor gören, köle gibi çalıştırmaya çalışan, sanki sadece kadının namusu varmış gibi bekçiliğe soyunan, geri zihniyetli insanlar hep var olacak. Bu yüzden kız çocukları OKUMALI!
Başkalarının hayatına saygı duymayı öğreneceksiniz! Bir erkek çocuğu annesi olarak söylemek istiyorum ki oğullarımıza saygı duymayı öğretmeliyiz. Onları doğuranın bir kadın olduğunu düşünürsek önce anneye, önce kadına saygı duyulmalı. Bu zihniyetteki çocukları biz kadınlar yetiştiriyoruz. Daha duyarlı davranmalıyız.
Şimdi biraz kitaptan bahsetmek istiyorum. Zana ve Nadia adında iki kız kardeşin Yemen'e babaları tarafından tatile gönderildiklerini sanıp daha 14 15 yaşlarında kabile köylerden birinde kendilerini evlendirilmiş buluyorlar. Babaları tarafından toplam 2600 sterline satılan iki kardeş, İngiltere'den Yemen'e götürülüşleri istemediği bir coğrafyada cinselliğe ve çocuk yapmaya zorlanmaları bir köle hayatı yaşamalarını anlatıyor. Zana annesi sayesinde esaretinden kurtulurken kardeşi Nadia kurtulamıyor. Onun için son çare olarak bu kitabı yazmıştır..
#kahvelikitaplaaryorumluyor
5/5
" Birçok kadının kocasına uzun süre katlanmasının en büyük nedeni, çocuklarını kaybetme korkusudur."
Bazı kitaplar var ki sizi böyle olduğunuz yerde oturup kalmanıza saatlerce aynı noktaya bakmanıza sebep oluyor. Bu kitapta tam olarak öyleydi. Kızarak okuduğum bir kitap oldu. Bir yandan da üzüldüğüm... Sanıyorum ki böyle bir duygu geçişi yaşama nedenimde kitaptaki karakterin kendi hayatını kaleme almış olması. Okuduklarımın yaşanmış olması beni çok fazla etkiledi.
Yemenli bir baba ve İngiliz bir annenin çocukları olan Zana ve Nadia istemedikleri evlilikler yapmak zorunda bırakılır. (!)
Off aslında doğrusunu isterseniz, akrabalarının yanına tatile gönderildiklerini düşünürler. Gerçek tabi ki hemen ortaya çıkar, aslında babaları tarafından tanımadıkları kişilere satılmışlardır. Tamam sakinim. Bu tabiri kullandığım içinde üzgünüm. Ama ne yazık ki gerçekten durum tam olarak bu.
Zana asla bu duruma boyun eğmek istemez. Ve oradan kurtulacağını düşünerek inanarak yaşar.
Ahh nasıl zor düşüncesi bile ne kadar kötü... Yanında senden kimse yok, ailen yok! Bilmediğin, itilip kakıldığın bir yerde kapana kısılmak.
Okurken, çok zorlandım. Bu yaşananların zulmün, acının her şeyin yaşandığını ve hala daha yaşanıyor olduğunu bilmek çok üzdü.
Kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Ama tabi öfkenize hakim olacağınız, olabileceğiniz garantisini veremiyorum.
" Ben sadece annemi istiyorum."
@arkadya_kitap
#annemibirkezdahagörebilsem
Zana ve Nadia babalari Yemen'li anneleri İngiliz olan iki kız kardeştirler.Tatile ve diğer kardeşlerini görmeye gittiklerini sandıkları memleketlerinde evlendirildiklerini öğrenirler.Babalarinin kendilerini küçücük yaşta iki kardeşe Abdullah ve Mohammed'e para karşılığında evlendirmis olması acının en dibe vurmuş haliydi.
Çok farklı yaşam şartları ,göçebe hayat, kölelik statüsünde hayatları vardı.
Peki ya anneleri? Anneleri kızlarının para karşılığı satıldığını biliyor muydu?
Zana'nın Yemen'den kurtulma ve yetiştiği şehire İngiltere 'ye , arkadaşlarına en önemlisi de annesine kavuşmak için nasıl çaba gösterdiğini hayretler içerisinde okuyacaksınız .
Annelerine kavuşmak için çabaları resmen yüreğimi kanattı.Kimi zaman gönderdikleri mektuplar ulaşmadı , kimi zaman seslerini kaydettikleri kasetle şanslarını denediler bir şekilde annelerine ulaşmayı başardılar ama ellerinden kayıp giden 8 yıl oldu.Her ikisininde çocuklari bile olmuştu.
Peki Nadia ? Nadia 'nin biri kız biri erkek, Zana'nın bir erkek çocuğu oldu.Zana İngiltere'ye döndükten sonra doğum kontrol hapı kullandığı halde Nadia 'nin acaba kaç çocuğu daha oldu ? Ne yedi , ne içtim ,nerde nasıl yaşadı ?
Bütün soruların cevapları bu kitapta .Sesini duyurabilmek kardeşini kurtarabilmek adına yazdığı6 dile çevrilen bu kitabi kesinlikle herkes okumali .
Acaba Nadia ülkesine dönebilecek mi ?
Bu kitabı okuduktan sonra Türk olduğum için , Türkiye 'de yaşadığım için Allah'a şükrettim. Beni okutup bir meslek sahibi olmamı sağladıkları için anneme ve babama bir kez daha müteşekkir oldum. Ve ülkemizi kurtarıp biz kadınların daha iyi bir hayat yaşamasına vesile olduğu için Atatürk'e tekrar şükran duydum. Hala Atatürk düşmanı olan varsa - özellikle kadınlara sesleniyorum- okuyun bu kitabı.
Annesi İngiliz, babası Yemenli olan Zana Muhsen, kız kardeşi Nadia ile birlikte sözde tatil için , babaları tarafından Yemen'e gönderiliyor. Fakat Zana ve Nadia, babaları tarafından satılıyor ve zorla evlendiriliyorlar. Üstelik henüz 15 ve 16 yaşlarındalar. Yaşam koşulları tamamen ilkel. Kadınlar tamamen köle. Başları üzerinde kilometrelerce öteden ağırlıklarınca su taşıma, hiçbir teknolojik alet olmadan ev işlerini yapma, pislik ve sefalet içinde yaşama, tecavüz, dayak, alıştıkları hayatın çok çok ötesinde zor bir hayat... Üstelik henüz bedenleri bile hazır olmadan, evde zor şartlarda doğurarak çocuk yapmaya zorlanma. Ancak Zana pes etmiyor ve kurtuluyor. Oğlunu ve kardeşi Nadia'yı geride bırakarak. Okurken tüyleriniz diken diken olacak, özellikle kadın iseniz.
Kitabın devamı Nadia'ya Sözüm Var 'da ise geride bıraktığı kardeşini kurtarma mücadelesini anlatıyor Zana Muhsen. Şimdi Nadia'ya Sözüm Var'a başlıyorum. Bakalım Nadia da kurtulabilecek mi?
Kitabın ana karakterleri olan Zana ve Nadia, İngiltere'de yaşayan iki kız kardeştir. Babaları Yemenli olup anneleri ise İngilterelidir.. Babalarının onların hayatlarına yön vermesiyle zorlu ve mücadele dolu bir yaşam sürdürürler. Tabi buna yaşam denirse..! Babalarının onları tatil diye göndermiş olduğu, erkek egemenliğinin üstün olduğu ve kadınların hiçe sayıldığı Yemen'e çok zor koşullarda giderler. Tabi her ikisi de gerçekten yeni yerler keşfedeceklerini ve güzel bir tatil yapacaklarını düşünüyorlardı.. Ta ki Yemen'e varana kadar.. Yemen'e vardıklarında ise, küçük yaşta babaları tarafından evlendirildikleri gerçeğini öğrenirler. Kadınların sözünün geçersiz olduğu ve yaşam koşullarının çok kötü olduğu Yemen'de uzun bir süre boyunca mücadele ederler. Okurken çok fazla şaşırdığım noktalar olmadı açıkçası.. Zira bu tür konuların anlatıldığı birçok kitap okudum. İnanın hiçbir şey şaşılacak gibi değil, insanlar neler neler yaşıyor.. Ne hayatlar varmış dediğim birçok kitap oldu.. "Annemi Bir Kez Daha Görebilsem" kitabı bunlardan sadece biri.. Kadın olmanın çok zor olduğu bu zamanda, Yemen veya başka bir Arap ülkesinde kadın olmak daha da zormuş maalesef :((
Çok sade bir anlatıma sahip olmakla birlikte gayet akıcı olan ve bir o kadar da hüzünlü bir kitaptı. Zana ve Nadia'nın yaşadığı zorluklara şahitlik etmek istiyorsanız bu kitabı okuyun derim..
Başka kitaplarda görüşmek ümidiyle, okuma sevgisiyle sağlıcakla kalın