Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

André Gorz Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

André Gorz En Beğenilen Sözleri



1. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."


- Son Mektup



2. "Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli bir kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



3. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



4. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar" diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



5. "neredeyse her şeyi paylaşabilirdik çünkü neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu."


- Son Mektup



6. ""hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."


- Son Mektup



7. "‘’Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım.’’"


- Son Mektup



8. "Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli bir kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



9. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın.
Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



10. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."


- Son Mektup



11. "insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevil­mek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."


- Son Mektup



12. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



13. "Hiçbir şey olmama isteği Her Şey olma isteğiyle karışır."


- Son Mektup



14. ""hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."


- Son Mektup



15. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



16. "Kendimi bildim bileli, hep var olmamaya çalışmıştım."


- Son Mektup



17. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yoktu. Doğal bir güce, ilişki kurma ve düzenleme yeteneğine sahiptin; mizah duygun vardı; rahattın ve her durumda başkalarını da rahat ettiriyordun; yakınlaştığın insanların hemen sırdaşı oluyor ve onlara yol gösteriyordun. Başkalarının sorunlarını şaşırtıcı bir çabuklukla seziyor ve kendi!erini açıkça görmelerine yardım ediyordun.."


- Son Mektup



18. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar" diyordun."Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



19. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır."


- Son Mektup



20. "bir düş kadar güzeldin."


- Son Mektup



21. "annenle babanın arasındaki kavgalar esas olarak para sorunlarından çıktığından, aşkın, gerçek olmak için parayı küçümse­mesi gerektiğini düşünüyordun."


- Son Mektup



22. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."


- Son Mektup



23. "Kendimi bildim bileli, "bir eli yağda bir eli balda" denen hayat tarzından ve savurganlıktan hep nefret ettim."


- Son Mektup



24. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."


- Son Mektup



25. "Tereddütlerim, suskunluklarım senin şüphelerini beslemekteydi!"


- Son Mektup



26. ""...ikimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.""


- Son Mektup



27. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



28. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar." diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



29. "Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekânda.."


- Son Mektup



30. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.."


- Son Mektup



31. "Tüm geleceğin önümüzde açılması için, yaşadığım şeyi yaşamaya, her şeyden çok senin bakışını, sesini, kokunu, incecik parmaklarını, bedenini kullanma biçimini sevmeye rıza göstermem yeterliydi.."


- Son Mektup



32. "Benim, "Neden sen hep haklı olmak
zorundasın" sözümün başka anlamı yoktu. Sanırım, ben senin yargına, senin benim yargıma duyduğundan daha fazla ihtiyaç duyuyordum."


- Son Mektup



33. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne olduğunu söylemiyorum?"


- Son Mektup



34. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."


- Son Mektup



35. "Yaşadığın huzursuzluğu ve yalnızlığı tahmin edebiliyorum. Kendi kendine, eğer aşk buysa, bu bir birliktelikse, yalnız yaşamayı ve asla aşık olmamayı tercih edeceğini söylüyordun."


- Son Mektup



36. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun 6 santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



37. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiç bir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmak ta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



38. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik ."


- Son Mektup



39. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



40. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yoktu."


- Son Mektup



41. ""...insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevil­mek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız.""


- Son Mektup



42. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını,
asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



43. "İkimiz de eğretilik ve çatışma ürünü çocuklardık. Karşılıklı olarak birbirimizi diğerinden korumak için yaratılmıştık. Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."


- Son Mektup



44. "İstediğimiz kadar farklı olalım,
Doğuştan gelen bir tür yara gibi ortak bir yanımızın olduğunu hissediyorum."


- Son Mektup



45. ""Kendim olma­ma yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin.""


- Son Mektup



46. "O anda, hiçbir düşünme süresine ihtiyacım olmadığını, gitmene izin verirsem seni hep özleyeceğimi anladım."


- Son Mektup



47. "Ekmek parasını kazanacak bir iş bulma kaygısı ya da elindeki işi kaybetme endişesi tüm ülkelerde ve çalışan nüfusun tamamında yaygınlaşıyor."


- Yaşadığımız Sefalet



48. "Bir yazarı sevmek. onun yazmasını sev­mektir, diyordun. "Öyleyse yaz!""


- Son Mektup



49. "Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim."


- Son Mektup



50. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz edercesine söz ediyordum.""


- Son Mektup



51. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



52. "Seksen iki yaşına yeni girdin. Hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Son zamanlarda sana bir kez daha âşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden. Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim. Cenaze arabasının taşıdığı ise sen. Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz verme lerini istemiyorum. "Die Welt ist leer, Ich will nicht leben mehr" i söyleyen Kathleen Ferrier in sesini duyu yor ve uyanıyorum. Nefesine kulak veriyor, hafifçe seni okşuyorum. İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."


- Son Mektup



53. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın.."


- Son Mektup



54. "İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."


- Son Mektup



55. "Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır.."


- Son Mektup



56. ""Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.""


- Son Mektup



57. ""Hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."


- Son Mektup



58. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."


- Son Mektup



59. "İstediğimiz kadar farklı olalım,
doğuştan gelen bir tür yara gibi ortak bir yanımızın olduğunu hissediyorum."


- Son Mektup



60. "Üstesinden gelinmiş kırılganlığını, kırılgan gücünü seviyordum."


- Son Mektup



61. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu."


- Son Mektup



62. ""Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. Felsefenin berisinde ve ötesindeyiz.""


- Son Mektup



63. "Yeni bir çağ açıldı. Bu çağda insanları ihtiyaçlardan ve tutsaklıklardan kurtarmaya yarayabilecek olan şey, onları mülksüzleştirmek ve köleleştirmek üzere onlara karşı kullanıldı."


- Yaşadığımız Sefalet



64. "''Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""


- Son Mektup



65. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."


- Son Mektup



66. ""Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. Felsefenin berisinde ve ötesindeyiz.""


- Son Mektup



67. "Son zamanlarda sana bir kez daha âşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.."


- Son Mektup



68. "Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkumdun. Gizli kırılganlığının yanında gücünü hep hissettim."


- Son Mektup



69. "Farklı yüzlerini gördüğümüz ortak bir dünyamız vardı. Bu farklılıklar bizi zenginleştiriyordu."


- Son Mektup



70. "Hiçbir şey olmama isteği, her şey olma isteğiyle karışır."


- Son Mektup



71. "Aslında o an anlamıştık ki..
Biz birbirimizi anlamak ve sevmek için
yaratılmışız.."


- Son Mektup



72. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



73. "Zevkin alınan ya da verilen bir şey olmadığını seninle anladım. Kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk."


- Son Mektup



74. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""


- Son Mektup



75. "Farklı yüzlerini gördüğümüz ortak bir dünyamız vardı. Bu farklılıklar bizi zenginleştiriyordu."


- Son Mektup



76. "Aslında o an anlamıştık ki..
Biz birbirimizi anlamak ve sevmek için
yaratılmışız.."


- Son Mektup



77. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."


- Son Mektup



78. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



79. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır."


- Son Mektup



80. "Her birimiz fiilen işsiz olduğumuzu, fiilen yeteneklerinin sadece bir kısmı kullanılan kişiler olduğumuzu, fiilen geçici, dönemlik ve "yarım günlük" işçiler olduğumuzu biliyor, hissediyor ve az çok kavrıyoruz. Ancak her birimizin bildiği şey, şimdilik, herkesin paylaştığı bizim ortak durumumuzun bilincine dönüşmüyor, buna dö­nüşmesi engelleniyor."


- Yaşadığımız Sefalet



81. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda. Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana - ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."


- Son Mektup



82. ""Yargılarının doğruluğu konusunda sarsılmaz bir güven taşıyordun. Bu güven nerden geliyordu sana?""


- Son Mektup



83. "Zorluklar seni derhal harekete geçiriyor, beni ise çöküntüye sürüklüyordu."


- Son Mektup



84. "Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim.."


- Son Mektup



85. "O zamana kadar yoksulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."


- Son Mektup



86. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır, değişen koşullara göre onu tek­rar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız.""


- Son Mektup



87. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."


- Son Mektup



88. ""Üç gündür benimle tek kelime konuşmadığının farkında mısın?" dedin. Merak ediyorum tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



89. ""Bir yazarı sevmek, onun yazmasını sevmektir," diyordun. "Öyleyse yaz!""


- Son Mektup



90. "Şunun farkındaydım ki “her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır, her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima."


- Son Mektup



91. "Gizli kırılganlığının yanında gücünü hep hissettim. Üstesinden gelinmiş kırılganlığını, kırılgan gücünü seviyordum.."


- Son Mektup



92. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."


- Son Mektup



93. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



94. "Acılarını gizlemeyi başarıyorsun."


- Son Mektup



95. "Her şey söylenmiş olduğunda, her şey hala söylenmek içindir."


- Son Mektup



96. "Başın yüzünden o kadar ıstırap çekiyordun ki uzanıp yatamaz olmuştun. Geceyi balkonda ayakta ya da bir koltukta oturarak geçiriyordun. Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim: ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



97. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



98. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."


- Son Mektup



99. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."


- Son Mektup



100. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""


- Son Mektup



101. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."


- Son Mektup



102. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""


- Son Mektup



103. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."


- Son Mektup



104. ""Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım.""


- Son Mektup



105. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiç bir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmak ta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



106. "Bu satırları kaleme aldığımda kimdim ben?"


- Son Mektup



107. "Ben de, aşkın bir küçük burjuva duygusu olduğunu düşünmeye yakındım."


- Son Mektup



108. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."


- Son Mektup



109. "Sanki senin yeteneğin, beni kendi yeteneğimde teşvik etmekti."


- Son Mektup



110. "...İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci 1hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik..."


- Son Mektup



111. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."


- Son Mektup



112. "Kitap artık "benim düşüncem" değildir; çünkü başkalarına ait bir dünyanın nesnesi haline gelmiş ve benden çıkmıştır."


- Son Mektup



113. "Kendi kendime şöyle dedim: "Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""


- Son Mektup



114. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."


- Son Mektup



115. "Sanki senin yeteneğin, beni kendi yeteneğimde teşvik etmekti."


- Son Mektup



116. "...İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci 1hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik..."


- Son Mektup



117. ""Yetişkinlerin dünyasında kendine ait hiç yerin yoktu. Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkûmdun.""


- Son Mektup



118. "Le Vieillissement'ın sonunda şu öz-teşvik yer alıyor: "İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu ( ... ) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



119. ""Peki ama seni orda tutan ne?'' diye sordu annem. "Odam, kitaplarım, dostlarım ve sevdiğim bir kadın" dedim."


- Son Mektup



120. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



121. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."


- Son Mektup



122. "... çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



123. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."


- Son Mektup



124. "''Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız...""


- Son Mektup



125. ""Hayatı sonraya ertelemek istemiyorum artık...""


- Son Mektup



126. "Kafka’nın Günce’sindeki bir saptama o zamanki anlayışımı özetleyebilir:

“Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim.”"


- Son Mektup



127. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."


- Son Mektup



128. ""Şunun farkındaydım ki "her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır. her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima" -başka bir deyişle, söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür""


- Son Mektup



129. ""Ülkem kadar yabancılaşmışlardı bana.""


- Son Mektup



130. ""Yetişkinlerin dünyasında kendine ait hiç yerin yoktu. Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkûmdun.""


- Son Mektup



131. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."


- Son Mektup



132. "Ama bunların hiçbiri, ta en baştan beri bizi birleştirdiğini hissettiğimiz görünmez bağı açıklayamaz. İstediğimiz kadar alabildiğine farklı olalım, doğuştan gelen bir tür yara gibi temel bir ortak yanımızın olduğunu hissediyordum."


- Son Mektup



133. "Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karışır."


- Son Mektup



134. ""Birlikteliğimizin, üzerinde kurulduğu kayaydın sen.""


- Son Mektup



135. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."


- Son Mektup



136. ""Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karışır.""


- Son Mektup



137. "Kendi kendime şöyle dedim: "Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""


- Son Mektup



138. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



139. ""Hayatı sonraya ertelemek istemiyorum artık.""


- Son Mektup



140. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."


- Son Mektup



141. "Zorluklar seni derhal harekete geçiriyor, beni ise çöküntüye sürüklüyordu."


- Son Mektup



142. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm. Birleşik Devletler'den getirdiğim, Ursula LeGuin'in iki kitabını okudum. Bu kararımda beni yüreklendirdiler."


- Son Mektup



143. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."


- Son Mektup



144. "“Birbirlerine karşı saplantı derecesinde özen gösteriyorlardı.”"


- Son Mektup



145. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."


- Son Mektup



146. "Canlı olan her şeyle bulaşıcı bir uyum içindeydin; kırları, koruları, hayvanları görmeyi ve sevmeyi öğrettin bana."


- Son Mektup



147. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz.""


- Son Mektup



148. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz edercesine söz ediyordum.""


- Son Mektup



149. "Kendi kendime şöyle dedim: Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız."


- Son Mektup



150. "“Eğer gidersen ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam. Asla. “"


- Son Mektup



151. "Bir yazarı sevmek. onun yazmasını sev­mektir, diyordun. "Öyleyse yaz !"


- Son Mektup



152. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



153. "Söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür."


- Son Mektup



154. "“kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk”"


- Son Mektup



155. ""Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.""


- Son Mektup



156. "[...] binanın avlusunda kırlangıçların havada yaptıkları akrobasiyi hayranlıkla seyrediyorduk ve sen şöyle demiştin: “Bunca az sorumluluk için ne büyük özgürlük!”"


- Son Mektup



157. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."


- Son Mektup



158. ""Yazma faaliyeti, başkalarında mevcut olma sorumluluğunu ve maddi gerçeklikle­rin ağırlığını üstlenebilir.""


- Son Mektup



159. "Ve seni kaybetmemek için bir seçim yapmam gerekiyordu; ya soyut ilkelerime göre sensiz yaşamak ya da seninle yaşamak için bu ilkelerden kurtulmak.."


- Son Mektup



160. "[...] binanın avlusunda kırlangıçların havada yaptıkları akrobasiyi hayranlıkla seyrediyorduk ve sen şöyle demiştin: “Bunca az sorumluluk için ne büyük özgürlük!”"


- Son Mektup



161. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."


- Son Mektup



162. "Seni tanımadan önce, can sıkıntısı yaşamadan ve bunu karşımdakine hissettirmeden bir kızla iki saatten fazla zaman geçirmemiştim hiç. Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."


- Son Mektup



163. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum. Bizim zararımıza, senin zararına da olsa, bizim tekil varlıklarımızı aşan düşünceler aracılığıyla, kendimin, senin üzerine çıkmak zorundayım."


- Son Mektup



164. "İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."


- Son Mektup



165. "Sessizliğin içinde öyle güzel ve azimliydin ki yaşamaktan vazgeçebileceğin aklımın ucundan geçmezdi."


- Son Mektup



166. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yok."


- Son Mektup



167. "Edebiyatın büyüsü: Kendimi, var olmayı reddedişim çerçevesinde tanımladığım, 'ifade ettiğim' ölçüde beni varoluşa dahil etmekteydi."


- Son Mektup



168. "Dünyayla ilişkimin olmaması seni şaşırtmıyordu. Senin bunu kabul etmen karşısında da ben şaşırmıyordum."


- Son Mektup



169. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yok."


- Son Mektup



170. "Edebiyatın büyüsü: Kendimi, var olmayı reddedişim çerçevesinde tanımladığım, 'ifade ettiğim' ölçüde beni varoluşa dahil etmekteydi."


- Son Mektup



171. "Seksen iki yaşına yeni girdin. Hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Son zamanlarda sana bir kez daha aşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden. Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim. Cenaze arabasının taşıdığı ise sen. Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz vermelerini istemiyorum."


- Son Mektup



172. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."


- Son Mektup



173. "“Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar. Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar. “"


- Son Mektup



174. "İstediğimiz kadar alabildiğine farklı olalım, doğuştan gelen bir tür yara gibi temel bir ortak yanımızın olduğunu hissediyordum."


- Son Mektup



175. "“Her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır, her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima.”"


- Son Mektup



176. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."


- Son Mektup



177. "Yok­sulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."


- Son Mektup



178. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



179. "Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cena­ze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim."


- Son Mektup



180. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



181. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında..."


- Son Mektup



182. "“İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil bu değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""


- Son Mektup



183. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



184. "O zamana kadar yoksulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık,"


- Son Mektup



185. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



186. "..."Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil."
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim..."


- Son Mektup



187. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır. Yazmak, yani insanın, gerekirse. edebi birikim yapmak üzere dünyadan ve kendisinden uzaklaşması. Ele alınan "konu" sorunu ancak ikinci planda gelir. Konu, metin üretiminin zorunlu, zorunlu olarak olağan koşuludur. Yazmaya izin verdiği sürece, hangi konu olursa olsun iyidir."


- Son Mektup



188. "...Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim;
ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın..."


- Son Mektup



189. ""Seni tanımadan önce, can sıkıntısı yaşamadan ve bunu karşımdakine hissettirmeden bir kızla iki saatten fazla zaman geçirmemiştim hiç. Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekânda. Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima.""


- Son Mektup



190. "Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cena­ze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim."


- Son Mektup



191. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""


- Son Mektup



192. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında..."


- Son Mektup



193. "..."Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil."
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim..."


- Son Mektup



194. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır. Yazmak, yani insanın, gerekirse. edebi birikim yapmak üzere dünyadan ve kendisinden uzaklaşması. Ele alınan "konu" sorunu ancak ikinci planda gelir. Konu, metin üretiminin zorunlu, zorunlu olarak olağan koşuludur. Yazmaya izin verdiği sürece, hangi konu olursa olsun iyidir."


- Son Mektup



195. "...Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim;
ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın..."


- Son Mektup



196. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne
olduğunu söylemiyorum?"


- Son Mektup



197. "İnsanın hayatını nasıl değerlendirdiğini, aslında neler yapmak istemiş olduğunu sorguladığı yaşa gelmiştim. Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."


- Son Mektup



198. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevil­mek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



199. "Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum."


- Son Mektup



200. "Evliliğe bir burjuva kurumu olarak bakıyor; aşk söz konusu olduğuna göre iki insanı en az toplumsal olan bir alanda birleştirmesi gereken bir ilişkiyi toplumsallaştırdığını ve hukuken düzenlediğini düşünüyordum."


- Son Mektup



201. "“Kendim olmama yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin. “"


- Son Mektup



202. "Sessizliğin içinde öyle güzel ve azimliydin ki yaşamaktan vazgeçebileceğin aklımın ucundan geçmezdi."


- Son Mektup



203. "Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."


- Son Mektup



204. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



205. "Yedi yaşından itibaren hiçbir yetişkine güvenemeyeceğini öğrendin."


- Son Mektup



206. "Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen."


- Son Mektup



207. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim. Sen hep benden daha zengin olmuştun ve yine öyleydin. Tüm boyutlarınla serpilip gelişmiştin. Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ilerde başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima."


- Son Mektup



208. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."


- Son Mektup



209. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne
olduğunu söylemiyorum?"


- Son Mektup



210. "İnsanın hayatını nasıl değerlendirdiğini, aslında neler yapmak istemiş olduğunu sorguladığı yaşa gelmiştim. Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."


- Son Mektup



211. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevil­mek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."


- Son Mektup



212. "Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum."


- Son Mektup



213. "Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."


- Son Mektup



214. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



215. "Yedi yaşından itibaren hiçbir yetişkine güvenemeyeceğini öğrendin."


- Son Mektup



216. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim. Sen hep benden daha zengin olmuştun ve yine öyleydin. Tüm boyutlarınla serpilip gelişmiştin. Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ilerde başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima."


- Son Mektup



217. "'Eğer gidersen. ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam.'"


- Son Mektup



218. "... Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız. ""


- Son Mektup



219. "Kendimi bildim bileli, hep var olmamaya çalışmıştım. Varoluş sorumluluğumu üstleneyim diye yıllarca uğraşmak zorunda kaldım. Ve bu uğraş, buna çok inanıyorum, hiç son bulmadı."


- Son Mektup



220. "Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda."


- Son Mektup



221. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle haşka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda."


- Son Mektup



222. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."


- Son Mektup



223. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."


- Son Mektup



224. "Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karıştı"


- Son Mektup



225. "“Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen. “"


- Son Mektup



226. "Hiçbir şey olmama isteği Her Şey olma isteğiyle karışır."


- Son Mektup



227. "“Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar” diyordun. “Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.”"


- Son Mektup



228. ""Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın.""


- Son Mektup



229. "...yoksulluk içinde yaşamış olsak da , asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."


- Son Mektup



230. "'Eğer gidersen, ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katla­namam.' Ve bir an sonra ekledi. 'Asla.'
Aslında, o sırada, "Seni seviyorum'' dedim. Ama hikayede bu geçmiyor."


- Son Mektup



231. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın."


- Son Mektup



232. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne olduğunu söylemiyorum?"


- Son Mektup



233. "Bir yazarı sevmek. Onun yazmasını sevmektir."


- Son Mektup



234. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."


- Son Mektup



235. "Dünyayla ilişkimin olmaması seni şaşırtmıyordu. Senin bunu kabul etmen karşısında da ben şaşırmıyordum."


- Son Mektup



236. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."


- Son Mektup



237. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."


- Son Mektup



238. "'Eğer gidersen, ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katla­namam.' Ve bir an sonra ekledi. 'Asla.'
Aslında, o sırada, "Seni seviyorum'' dedim. Ama hikayede bu geçmiyor."


- Son Mektup



239. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın."


- Son Mektup



240. "''her şey söylenmiş olduğunda, her şey hala söylenmek için kalır, her şey hala söylenmek için kalacaktır daima" -başka bir deyişle, söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür-."


- Son Mektup



241. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"


- Son Mektup



242. "Tereddütlerim, suskunluklarım senin şüphelerini beslemekteydi."


- Son Mektup



243. "Ne var ki işte, sen bana kendimden kaçma ve elçisi olduğun bir başka yere yerleşme fırsatı sağlamıştın. Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum. Yedi sekiz yıldır yazıp çizerek kotarmaya çalıştığım ve benim de dahil olduğum, gerçeğin gerçeklikten uzaklaştırılması işleminin tamamlayıcısıydın sen."


- Son Mektup



244. "...sana borçlu olduğum şeyin tekrar farkına varmıştım: Kendim olmama yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin."


- Son Mektup



245. "“Senin güvenli haline, geleceğe olan inancına, beliren mutluluk anlarını yaka­lama yeteneğine hayrandım. “"


- Son Mektup



246. "“Mesele şu: Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. “"


- Son Mektup



247. "Zevkin alınan ya da verilen bir şey olmadığını seninle anladım. Kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk."


- Son Mektup



248. ""Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil." Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim."


- Son Mektup



249. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır, değişen koşullara göre onu tekrar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız." Bu düşünceler aşağı yukarı Sartre 'ın düşünceleriydi."


- Son Mektup



250. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz eder­cesine söz ediyor"dum"


- Son Mektup

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: