André Gorz En Beğenilen Sözleri
1. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."
- Son Mektup
2. "Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli bir kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
3. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
4. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar" diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
5. "neredeyse her şeyi paylaşabilirdik çünkü neredeyse hiçbir şeyimiz yoktu."
- Son Mektup
6. ""hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."
- Son Mektup
7. "‘’Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım.’’"
- Son Mektup
8. "Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli bir kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
9. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın.
Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
10. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."
- Son Mektup
11. "insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."
- Son Mektup
12. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
13. "Hiçbir şey olmama isteği Her Şey olma isteğiyle karışır."
- Son Mektup
14. ""hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."
- Son Mektup
15. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
16. "Kendimi bildim bileli, hep var olmamaya çalışmıştım."
- Son Mektup
17. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yoktu. Doğal bir güce, ilişki kurma ve düzenleme yeteneğine sahiptin; mizah duygun vardı; rahattın ve her durumda başkalarını da rahat ettiriyordun; yakınlaştığın insanların hemen sırdaşı oluyor ve onlara yol gösteriyordun. Başkalarının sorunlarını şaşırtıcı bir çabuklukla seziyor ve kendi!erini açıkça görmelerine yardım ediyordun.."
- Son Mektup
18. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar" diyordun."Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
19. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır."
- Son Mektup
20. "bir düş kadar güzeldin."
- Son Mektup
21. "annenle babanın arasındaki kavgalar esas olarak para sorunlarından çıktığından, aşkın, gerçek olmak için parayı küçümsemesi gerektiğini düşünüyordun."
- Son Mektup
22. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."
- Son Mektup
23. "Kendimi bildim bileli, "bir eli yağda bir eli balda" denen hayat tarzından ve savurganlıktan hep nefret ettim."
- Son Mektup
24. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."
- Son Mektup
25. "Tereddütlerim, suskunluklarım senin şüphelerini beslemekteydi!"
- Son Mektup
26. ""...ikimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.""
- Son Mektup
27. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
28. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar." diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
29. "Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekânda.."
- Son Mektup
30. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik.."
- Son Mektup
31. "Tüm geleceğin önümüzde açılması için, yaşadığım şeyi yaşamaya, her şeyden çok senin bakışını, sesini, kokunu, incecik parmaklarını, bedenini kullanma biçimini sevmeye rıza göstermem yeterliydi.."
- Son Mektup
32. "Benim, "Neden sen hep haklı olmak
zorundasın" sözümün başka anlamı yoktu. Sanırım, ben senin yargına, senin benim yargıma duyduğundan daha fazla ihtiyaç duyuyordum."
- Son Mektup
33. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne olduğunu söylemiyorum?"
- Son Mektup
34. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."
- Son Mektup
35. "Yaşadığın huzursuzluğu ve yalnızlığı tahmin edebiliyorum. Kendi kendine, eğer aşk buysa, bu bir birliktelikse, yalnız yaşamayı ve asla aşık olmamayı tercih edeceğini söylüyordun."
- Son Mektup
36. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun 6 santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
37. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiç bir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmak ta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
38. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik ."
- Son Mektup
39. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
40. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yoktu."
- Son Mektup
41. ""...insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız.""
- Son Mektup
42. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını,
asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
43. "İkimiz de eğretilik ve çatışma ürünü çocuklardık. Karşılıklı olarak birbirimizi diğerinden korumak için yaratılmıştık. Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."
- Son Mektup
44. "İstediğimiz kadar farklı olalım,
Doğuştan gelen bir tür yara gibi ortak bir yanımızın olduğunu hissediyorum."
- Son Mektup
45. ""Kendim olmama yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin.""
- Son Mektup
46. "O anda, hiçbir düşünme süresine ihtiyacım olmadığını, gitmene izin verirsem seni hep özleyeceğimi anladım."
- Son Mektup
47. "Ekmek parasını kazanacak bir iş bulma kaygısı ya da elindeki işi kaybetme endişesi tüm ülkelerde ve çalışan nüfusun tamamında yaygınlaşıyor."
- Yaşadığımız Sefalet
48. "Bir yazarı sevmek. onun yazmasını sevmektir, diyordun. "Öyleyse yaz!""
- Son Mektup
49. "Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim."
- Son Mektup
50. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz edercesine söz ediyordum.""
- Son Mektup
51. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
52. "Seksen iki yaşına yeni girdin. Hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Son zamanlarda sana bir kez daha âşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden. Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim. Cenaze arabasının taşıdığı ise sen. Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz verme lerini istemiyorum. "Die Welt ist leer, Ich will nicht leben mehr" i söyleyen Kathleen Ferrier in sesini duyu yor ve uyanıyorum. Nefesine kulak veriyor, hafifçe seni okşuyorum. İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."
- Son Mektup
53. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın.."
- Son Mektup
54. "İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."
- Son Mektup
55. "Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır.."
- Son Mektup
56. ""Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.""
- Son Mektup
57. ""Hayatı sonraya ertelemek" istemiyorum artık."
- Son Mektup
58. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."
- Son Mektup
59. "İstediğimiz kadar farklı olalım,
doğuştan gelen bir tür yara gibi ortak bir yanımızın olduğunu hissediyorum."
- Son Mektup
60. "Üstesinden gelinmiş kırılganlığını, kırılgan gücünü seviyordum."
- Son Mektup
61. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu."
- Son Mektup
62. ""Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. Felsefenin berisinde ve ötesindeyiz.""
- Son Mektup
63. "Yeni bir çağ açıldı. Bu çağda insanları ihtiyaçlardan ve tutsaklıklardan kurtarmaya yarayabilecek olan şey, onları mülksüzleştirmek ve köleleştirmek üzere onlara karşı kullanıldı."
- Yaşadığımız Sefalet
64. "''Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""
- Son Mektup
65. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."
- Son Mektup
66. ""Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. Felsefenin berisinde ve ötesindeyiz.""
- Son Mektup
67. "Son zamanlarda sana bir kez daha âşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden.."
- Son Mektup
68. "Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkumdun. Gizli kırılganlığının yanında gücünü hep hissettim."
- Son Mektup
69. "Farklı yüzlerini gördüğümüz ortak bir dünyamız vardı. Bu farklılıklar bizi zenginleştiriyordu."
- Son Mektup
70. "Hiçbir şey olmama isteği, her şey olma isteğiyle karışır."
- Son Mektup
71. "Aslında o an anlamıştık ki..
Biz birbirimizi anlamak ve sevmek için
yaratılmışız.."
- Son Mektup
72. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
73. "Zevkin alınan ya da verilen bir şey olmadığını seninle anladım. Kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk."
- Son Mektup
74. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""
- Son Mektup
75. "Farklı yüzlerini gördüğümüz ortak bir dünyamız vardı. Bu farklılıklar bizi zenginleştiriyordu."
- Son Mektup
76. "Aslında o an anlamıştık ki..
Biz birbirimizi anlamak ve sevmek için
yaratılmışız.."
- Son Mektup
77. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."
- Son Mektup
78. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
79. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır."
- Son Mektup
80. "Her birimiz fiilen işsiz olduğumuzu, fiilen yeteneklerinin sadece bir kısmı kullanılan kişiler olduğumuzu, fiilen geçici, dönemlik ve "yarım günlük" işçiler olduğumuzu biliyor, hissediyor ve az çok kavrıyoruz. Ancak her birimizin bildiği şey, şimdilik, herkesin paylaştığı bizim ortak durumumuzun bilincine dönüşmüyor, buna dönüşmesi engelleniyor."
- Yaşadığımız Sefalet
81. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda. Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana - ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."
- Son Mektup
82. ""Yargılarının doğruluğu konusunda sarsılmaz bir güven taşıyordun. Bu güven nerden geliyordu sana?""
- Son Mektup
83. "Zorluklar seni derhal harekete geçiriyor, beni ise çöküntüye sürüklüyordu."
- Son Mektup
84. "Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim.."
- Son Mektup
85. "O zamana kadar yoksulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."
- Son Mektup
86. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır, değişen koşullara göre onu tekrar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız.""
- Son Mektup
87. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."
- Son Mektup
88. ""Üç gündür benimle tek kelime konuşmadığının farkında mısın?" dedin. Merak ediyorum tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
89. ""Bir yazarı sevmek, onun yazmasını sevmektir," diyordun. "Öyleyse yaz!""
- Son Mektup
90. "Şunun farkındaydım ki “her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır, her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima."
- Son Mektup
91. "Gizli kırılganlığının yanında gücünü hep hissettim. Üstesinden gelinmiş kırılganlığını, kırılgan gücünü seviyordum.."
- Son Mektup
92. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."
- Son Mektup
93. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
94. "Acılarını gizlemeyi başarıyorsun."
- Son Mektup
95. "Her şey söylenmiş olduğunda, her şey hala söylenmek içindir."
- Son Mektup
96. "Başın yüzünden o kadar ıstırap çekiyordun ki uzanıp yatamaz olmuştun. Geceyi balkonda ayakta ya da bir koltukta oturarak geçiriyordun. Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim: ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
97. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
98. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."
- Son Mektup
99. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."
- Son Mektup
100. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""
- Son Mektup
101. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."
- Son Mektup
102. ""Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen.""
- Son Mektup
103. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."
- Son Mektup
104. ""Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım.""
- Son Mektup
105. ""İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiç bir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmak ta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
106. "Bu satırları kaleme aldığımda kimdim ben?"
- Son Mektup
107. "Ben de, aşkın bir küçük burjuva duygusu olduğunu düşünmeye yakındım."
- Son Mektup
108. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."
- Son Mektup
109. "Sanki senin yeteneğin, beni kendi yeteneğimde teşvik etmekti."
- Son Mektup
110. "...İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci 1hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik..."
- Son Mektup
111. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."
- Son Mektup
112. "Kitap artık "benim düşüncem" değildir; çünkü başkalarına ait bir dünyanın nesnesi haline gelmiş ve benden çıkmıştır."
- Son Mektup
113. "Kendi kendime şöyle dedim: "Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""
- Son Mektup
114. "Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."
- Son Mektup
115. "Sanki senin yeteneğin, beni kendi yeteneğimde teşvik etmekti."
- Son Mektup
116. "...İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci 1hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik..."
- Son Mektup
117. ""Yetişkinlerin dünyasında kendine ait hiç yerin yoktu. Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkûmdun.""
- Son Mektup
118. "Le Vieillissement'ın sonunda şu öz-teşvik yer alıyor: "İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu ( ... ) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
119. ""Peki ama seni orda tutan ne?'' diye sordu annem. "Odam, kitaplarım, dostlarım ve sevdiğim bir kadın" dedim."
- Son Mektup
120. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
121. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."
- Son Mektup
122. "... çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
123. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."
- Son Mektup
124. "''Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız...""
- Son Mektup
125. ""Hayatı sonraya ertelemek istemiyorum artık...""
- Son Mektup
126. "Kafka’nın Günce’sindeki bir saptama o zamanki anlayışımı özetleyebilir:
“Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim.”"
- Son Mektup
127. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."
- Son Mektup
128. ""Şunun farkındaydım ki "her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır. her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima" -başka bir deyişle, söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür""
- Son Mektup
129. ""Ülkem kadar yabancılaşmışlardı bana.""
- Son Mektup
130. ""Yetişkinlerin dünyasında kendine ait hiç yerin yoktu. Tüm evrenin eğreti olduğu için güçlü olmaya mahkûmdun.""
- Son Mektup
131. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız."
- Son Mektup
132. "Ama bunların hiçbiri, ta en baştan beri bizi birleştirdiğini hissettiğimiz görünmez bağı açıklayamaz. İstediğimiz kadar alabildiğine farklı olalım, doğuştan gelen bir tür yara gibi temel bir ortak yanımızın olduğunu hissediyordum."
- Son Mektup
133. "Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karışır."
- Son Mektup
134. ""Birlikteliğimizin, üzerinde kurulduğu kayaydın sen.""
- Son Mektup
135. "Seninle, korunmuş ve koruyucu bir dünya kurduğumuz duygusu içindeydim."
- Son Mektup
136. ""Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karışır.""
- Son Mektup
137. "Kendi kendime şöyle dedim: "Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız.""
- Son Mektup
138. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
139. ""Hayatı sonraya ertelemek istemiyorum artık.""
- Son Mektup
140. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."
- Son Mektup
141. "Zorluklar seni derhal harekete geçiriyor, beni ise çöküntüye sürüklüyordu."
- Son Mektup
142. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm. Birleşik Devletler'den getirdiğim, Ursula LeGuin'in iki kitabını okudum. Bu kararımda beni yüreklendirdiler."
- Son Mektup
143. "Daima geleceği düşünerek yaşamak yerine, artık nihayet şimdiki zamanımızı yaşamak zorunda olduğumuzu düşündüm."
- Son Mektup
144. "“Birbirlerine karşı saplantı derecesinde özen gösteriyorlardı.”"
- Son Mektup
145. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden."
- Son Mektup
146. "Canlı olan her şeyle bulaşıcı bir uyum içindeydin; kırları, koruları, hayvanları görmeyi ve sevmeyi öğrettin bana."
- Son Mektup
147. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz.""
- Son Mektup
148. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz edercesine söz ediyordum.""
- Son Mektup
149. "Kendi kendime şöyle dedim: Biz birbirimizi anlamak için yaratılmışız."
- Son Mektup
150. "“Eğer gidersen ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam. Asla. “"
- Son Mektup
151. "Bir yazarı sevmek. onun yazmasını sevmektir, diyordun. "Öyleyse yaz !"
- Son Mektup
152. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
153. "Söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür."
- Son Mektup
154. "“kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk”"
- Son Mektup
155. ""Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil.""
- Son Mektup
156. "[...] binanın avlusunda kırlangıçların havada yaptıkları akrobasiyi hayranlıkla seyrediyorduk ve sen şöyle demiştin: “Bunca az sorumluluk için ne büyük özgürlük!”"
- Son Mektup
157. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."
- Son Mektup
158. ""Yazma faaliyeti, başkalarında mevcut olma sorumluluğunu ve maddi gerçekliklerin ağırlığını üstlenebilir.""
- Son Mektup
159. "Ve seni kaybetmemek için bir seçim yapmam gerekiyordu; ya soyut ilkelerime göre sensiz yaşamak ya da seninle yaşamak için bu ilkelerden kurtulmak.."
- Son Mektup
160. "[...] binanın avlusunda kırlangıçların havada yaptıkları akrobasiyi hayranlıkla seyrediyorduk ve sen şöyle demiştin: “Bunca az sorumluluk için ne büyük özgürlük!”"
- Son Mektup
161. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."
- Son Mektup
162. "Seni tanımadan önce, can sıkıntısı yaşamadan ve bunu karşımdakine hissettirmeden bir kızla iki saatten fazla zaman geçirmemiştim hiç. Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı."
- Son Mektup
163. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum. Bizim zararımıza, senin zararına da olsa, bizim tekil varlıklarımızı aşan düşünceler aracılığıyla, kendimin, senin üzerine çıkmak zorundayım."
- Son Mektup
164. "İkimizin de dileği, diğerinin ölümünden sonra yaşamak zorunda kalmamaktı. Birbirimize sık sık söylediğimiz gibi, olmaz ya, eğer ikinci bir hayatımız olsaydı o hayatı da birlikte geçirmek isterdik."
- Son Mektup
165. "Sessizliğin içinde öyle güzel ve azimliydin ki yaşamaktan vazgeçebileceğin aklımın ucundan geçmezdi."
- Son Mektup
166. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yok."
- Son Mektup
167. "Edebiyatın büyüsü: Kendimi, var olmayı reddedişim çerçevesinde tanımladığım, 'ifade ettiğim' ölçüde beni varoluşa dahil etmekteydi."
- Son Mektup
168. "Dünyayla ilişkimin olmaması seni şaşırtmıyordu. Senin bunu kabul etmen karşısında da ben şaşırmıyordum."
- Son Mektup
169. "Dünyada kendine yer edinmek için kimseye ihtiyacın yok."
- Son Mektup
170. "Edebiyatın büyüsü: Kendimi, var olmayı reddedişim çerçevesinde tanımladığım, 'ifade ettiğim' ölçüde beni varoluşa dahil etmekteydi."
- Son Mektup
171. "Seksen iki yaşına yeni girdin. Hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum. Son zamanlarda sana bir kez daha aşık oldum ve sadece benimkine değen bedeninin sıcaklığıyla dolan, kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında yeniden. Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim. Cenaze arabasının taşıdığı ise sen. Senin yakılma törenine katılmak istemiyorum; elime, içinde küllerinin bulunduğu bir kavanoz vermelerini istemiyorum."
- Son Mektup
172. "Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum."
- Son Mektup
173. "“Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar. Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar. “"
- Son Mektup
174. "İstediğimiz kadar alabildiğine farklı olalım, doğuştan gelen bir tür yara gibi temel bir ortak yanımızın olduğunu hissediyordum."
- Son Mektup
175. "“Her şey söylenmiş olduğunda, her şey hâlâ söylenmek için kalır, her şey hâlâ söylenmek için kalacaktır daima.”"
- Son Mektup
176. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."
- Son Mektup
177. "Yoksulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."
- Son Mektup
178. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
179. "Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim."
- Son Mektup
180. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
181. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında..."
- Son Mektup
182. "“İnsan sona gelmiş olduğunu kabul etmeli: başka hiçbir yerde değil bu değil burda olduğunu, başka bir şeyi değil bunu yaptığını, asla ya da daima değil şimdi yapmakta olduğunu (...) sadece bu yaşama sahip olduğunu kabul etmeli.""
- Son Mektup
183. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
184. "O zamana kadar yoksulluk içinde yaşamış olsak da, asla çirkinlik içinde yaşamamıştık,"
- Son Mektup
185. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
186. "..."Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil."
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim..."
- Son Mektup
187. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır. Yazmak, yani insanın, gerekirse. edebi birikim yapmak üzere dünyadan ve kendisinden uzaklaşması. Ele alınan "konu" sorunu ancak ikinci planda gelir. Konu, metin üretiminin zorunlu, zorunlu olarak olağan koşuludur. Yazmaya izin verdiği sürece, hangi konu olursa olsun iyidir."
- Son Mektup
188. "...Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim;
ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın..."
- Son Mektup
189. ""Seni tanımadan önce, can sıkıntısı yaşamadan ve bunu karşımdakine hissettirmeden bir kızla iki saatten fazla zaman geçirmemiştim hiç. Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekânda. Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima.""
- Son Mektup
190. "Geceleri bazen, boş bir yolda ve ıssız bir manzarada bir cenaze arabasının ardından yürüyen bir adamın karaltısını görüyorum. O adam benim."
- Son Mektup
191. ""Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar'' diyordun. "Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.""
- Son Mektup
192. "...kahredici bir boşluk taşıyorum göğsümün tam ortasında..."
- Son Mektup
193. "..."Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil."
Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim..."
- Son Mektup
194. "Yazarın asıl amacı yazdığı şey değildir. Asıl amacı yazmaktır. Yazmak, yani insanın, gerekirse. edebi birikim yapmak üzere dünyadan ve kendisinden uzaklaşması. Ele alınan "konu" sorunu ancak ikinci planda gelir. Konu, metin üretiminin zorunlu, zorunlu olarak olağan koşuludur. Yazmaya izin verdiği sürece, hangi konu olursa olsun iyidir."
- Son Mektup
195. "...Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim;
ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın..."
- Son Mektup
196. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne
olduğunu söylemiyorum?"
- Son Mektup
197. "İnsanın hayatını nasıl değerlendirdiğini, aslında neler yapmak istemiş olduğunu sorguladığı yaşa gelmiştim. Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."
- Son Mektup
198. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
199. "Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum."
- Son Mektup
200. "Evliliğe bir burjuva kurumu olarak bakıyor; aşk söz konusu olduğuna göre iki insanı en az toplumsal olan bir alanda birleştirmesi gereken bir ilişkiyi toplumsallaştırdığını ve hukuken düzenlediğini düşünüyordum."
- Son Mektup
201. "“Kendim olmama yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin. “"
- Son Mektup
202. "Sessizliğin içinde öyle güzel ve azimliydin ki yaşamaktan vazgeçebileceğin aklımın ucundan geçmezdi."
- Son Mektup
203. "Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."
- Son Mektup
204. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
205. "Yedi yaşından itibaren hiçbir yetişkine güvenemeyeceğini öğrendin."
- Son Mektup
206. "Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen."
- Son Mektup
207. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim. Sen hep benden daha zengin olmuştun ve yine öyleydin. Tüm boyutlarınla serpilip gelişmiştin. Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ilerde başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima."
- Son Mektup
208. "Kendi yerimde var olmadıkça, kendi yerimi buluyordum."
- Son Mektup
209. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne
olduğunu söylemiyorum?"
- Son Mektup
210. "İnsanın hayatını nasıl değerlendirdiğini, aslında neler yapmak istemiş olduğunu sorguladığı yaşa gelmiştim. Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim."
- Son Mektup
211. "İnsanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkânsız."
- Son Mektup
212. "Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum."
- Son Mektup
213. "Tamamlayıcı bir başkasılık boyutuna girişi sunuyordun bana; ben ki tüm kimlikleri reddetmiş ve hiçbiri benim olmayan kimlikleri birbirine eklemiştim daima."
- Son Mektup
214. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
215. "Yedi yaşından itibaren hiçbir yetişkine güvenemeyeceğini öğrendin."
- Son Mektup
216. "Hayatımı yaşamış olmadığım, ona hep belli bir mesafeden bakmış, sadece tek bir yanımı geliştirmiş ve insan olarak yoksul kalmış olduğum duygusu içindeydim. Sen hep benden daha zengin olmuştun ve yine öyleydin. Tüm boyutlarınla serpilip gelişmiştin. Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ilerde başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima."
- Son Mektup
217. "'Eğer gidersen. ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam.'"
- Son Mektup
218. "... Çünkü insanın neden sevdiğini ve neden herkes bir yana, sadece o belirli kişi tarafından sevilmek istediğini felsefi olarak açıklamak imkansız. ""
- Son Mektup
219. "Kendimi bildim bileli, hep var olmamaya çalışmıştım. Varoluş sorumluluğumu üstleneyim diye yıllarca uğraşmak zorunda kaldım. Ve bu uğraş, buna çok inanıyorum, hiç son bulmadı."
- Son Mektup
220. "Seninle başka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda."
- Son Mektup
221. "Seninleyken beni çeken şey, beni başka bir dünyaya sokmandı. Çocukluğuma damgasını vuran değerler orda geçerli değildi. Bu dünya beni büyülüyordu. Ne mecburiyet ne aidiyet olmaksızın oraya girdiğimde her şeyden kaçabiliyordum. Seninle haşka bir yerdeydim, yabancı, kendime bile yabancı bir mekanda."
- Son Mektup
222. "Bize doğuştan verilmeyen dünyadaki yerimizi birbirimiz aracılığıyla birlikte yaratmaya ihtiyacımız vardı."
- Son Mektup
223. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."
- Son Mektup
224. "Hiçbir şey olmama isteği her şey olma isteğiyle karıştı"
- Son Mektup
225. "“Geriye kalan her şeyin, sen yanımdayken bana ne kadar önemli görünmüş olursa olsun, anlamını ve önemini yitirdiği vazgeçilmezsin sen. “"
- Son Mektup
226. "Hiçbir şey olmama isteği Her Şey olma isteğiyle karışır."
- Son Mektup
227. "“Erkekler ilişkiyi bitirmeyi beceremiyorlar” diyordun. “Kadınlar ayrılığın kesin olmasını tercih ediyorlar.”"
- Son Mektup
228. ""Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın.""
- Son Mektup
229. "...yoksulluk içinde yaşamış olsak da , asla çirkinlik içinde yaşamamıştık."
- Son Mektup
230. "'Eğer gidersen, ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam.' Ve bir an sonra ekledi. 'Asla.'
Aslında, o sırada, "Seni seviyorum'' dedim. Ama hikayede bu geçmiyor."
- Son Mektup
231. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın."
- Son Mektup
232. "Neden sende beni büyüleyen şeyin ne olduğunu söylemiyorum?"
- Son Mektup
233. "Bir yazarı sevmek. Onun yazmasını sevmektir."
- Son Mektup
234. "Yolumu bulmak için sana ihtiyacım olduğunun, senden başkasını sevemeyeceğimin farkındaydım."
- Son Mektup
235. "Dünyayla ilişkimin olmaması seni şaşırtmıyordu. Senin bunu kabul etmen karşısında da ben şaşırmıyordum."
- Son Mektup
236. "Ben başarının ve kabul görmenin güzelliğinde değil, başarısızlığın ve yıkılışın güzelliğinde rahat ediyorum."
- Son Mektup
237. "Her şeyi paylaştığımıza inanmak istemiştim; ama sen yaşadığın acıda tek başınaydın."
- Son Mektup
238. "'Eğer gidersen, ardından gelirim. Senin gitmene seyirci kalmaya katlanamam.' Ve bir an sonra ekledi. 'Asla.'
Aslında, o sırada, "Seni seviyorum'' dedim. Ama hikayede bu geçmiyor."
- Son Mektup
239. "Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın."
- Son Mektup
240. "''her şey söylenmiş olduğunda, her şey hala söylenmek için kalır, her şey hala söylenmek için kalacaktır daima" -başka bir deyişle, söylenmemiş olanı önemli kılan sözdür-."
- Son Mektup
241. "Merak ediyorum, tek başına yaşıyor olsaydın, kendini benimle olduğundan daha mı az yalnız hissederdin acaba?"
- Son Mektup
242. "Tereddütlerim, suskunluklarım senin şüphelerini beslemekteydi."
- Son Mektup
243. "Ne var ki işte, sen bana kendimden kaçma ve elçisi olduğun bir başka yere yerleşme fırsatı sağlamıştın. Seninleyken, kendi gerçekliğimi askıya alabiliyordum. Yedi sekiz yıldır yazıp çizerek kotarmaya çalıştığım ve benim de dahil olduğum, gerçeğin gerçeklikten uzaklaştırılması işleminin tamamlayıcısıydın sen."
- Son Mektup
244. "...sana borçlu olduğum şeyin tekrar farkına varmıştım: Kendim olmama yardım etmek için kendinden çok şey vermiştin."
- Son Mektup
245. "“Senin güvenli haline, geleceğe olan inancına, beliren mutluluk anlarını yakalama yeteneğine hayrandım. “"
- Son Mektup
246. "“Mesele şu: Aşk tutkusu, ötekiyle ve yalnız onunla, ruh ve beden olarak yankılaşıma girmenin bir biçimidir. “"
- Son Mektup
247. "Zevkin alınan ya da verilen bir şey olmadığını seninle anladım. Kendini verme ve ötekinden kendisini vermesini isteme biçimiydi zevk."
- Son Mektup
248. ""Sana duyduğum aşk kendinden hoşnut değil." Seni sevdiğim için kendimden hoşnut değildim."
- Son Mektup
249. ""Eğer biriyle tüm bir hayat için birleşiyorsan, hayatlarınızı paylaşır ve evliliğinizi parçalayan ya da bozan şeyi yapmayı aklınızdan silersiniz. Kendinizden bir çift yaratmak ortak tasarınızdır, değişen koşullara göre onu tekrar yönlendirmekten, uyarlamaktan, desteklemekten asla vazgeçmezsiniz. Birlikte yapacağımız şey neyse o olacağız." Bu düşünceler aşağı yukarı Sartre 'ın düşünceleriydi."
- Son Mektup
250. ""Senden bir özür üslubunda, bir zaaftan söz edercesine söz ediyor"dum"
- Son Mektup