Önce Kendine Koş

Modern yaşamın dayattığı beklentiler, öğrenilmiş çaresizlikler, bitmeyen bir acelecilik ve kişinin kendini sürekli görmezden gelmesi; pek çoğumuzun içten içe hissettiği "sıkıldım" fısıltısının temelini oluşturuyor. Cuma Bozkurt'un kaleme aldığı "Önce Kendine Koş", bu derin ve kemirgen hissin peşine düşerek, ruhun "Dur, bir bak, bir şeyler yolunda değil. Yönünü kaybettin. Kendinden uzaklaştın" şeklindeki alarm ziline odaklanıyor. Kitap, dışarıdan "başarılı" görünen yaşamların ardındaki içsel boşluğu ve anlamsızlık duygusunu mercek altına alarak, okuyucuyu kendi otantik benliğini keşfetmeye ve yaşamının kontrolünü yeniden ele almaya davet ediyor.

Bu eser, beklentilerin ağır yükü altında kendi özünü feda etmiş, geçmişin olumsuz deneyimleriyle zincirlenmiş, anı kaçıran aceleci zihinlere ve en önemlisi kendine yabancılaşmış ruhlara bir rehber niteliğinde. "Kendine koşmak" eylemini bencillikten uzak, kişinin kendi iç dünyasına dönmesi, kendini tanıması, anlaması ve koşulsuz kabul etmesi olarak tanımlayan Bozkurt, okuyuculara zihnin gürültüsünü susturup kalbin sesini dinleme, farkındalık geliştirme, sınır belirleme ve otantik benliğini keşfetme yollarını sunuyor. Kitap, sihirli değnekler veya anlık çözümler yerine, gerçek dönüşüm için gerekli olan zaman, çaba ve cesareti destekleyecek pratik araçlar ve farkındalıklar vaat ediyor.

"Önce Kendine Koş", okuyucuya kendi içsel bilgeliğini bulması, kendi cevaplarını keşfetmesi ve daha bilinçli, anlamlı, kendine ait bir yaşam sürmesi için bir alan açmayı hedefliyor. En kurak topraklarda bile filizlenecek tohumlar olduğuna inanan yazar, bu yolculuğun sonunda içsel huzura ve otantikliğe ulaşmanın mümkün olduğunu vurguluyor. Kendi hikayesinin yazarı olmak isteyen ve hayatının başrolünde yer almayı arzulayan herkes için bu kitap, derin bir nefes alıp ilk adımı atmaya cesaretlendiren dönüştürücü bir çağrıdır.