Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

A'mak-ı Hayal - Filibeli Ahmed Hilmi | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

A'mak-ı Hayal Kitap Bilgileri


Yazar: Filibeli Ahmed Hilmi
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 26 dk.
Sayfa Sayısı: 192
Basım Tarihi: Şubat 2011
İlk Yayın Tarihi: 1910
Yayınevi: Pozitif Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786055455118
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


A'mak-ı Hayal Kitap Tanıtımı


"Ey avare yolcu! Yürü; durma, yürü. Bu geçici âlemin zevkleri seni Allah'a kavuşmaktan alıkoymasın. Bu essiz manzaraların, bu güzelliklerin hepsi rüya ve hayalden ibarettir.Ey zavallı ziyaretçi! Yürü; durma, yürü.Yürü ki, Allah'a kavuşmanın gönüle ferahlık veren tazeliğinde yüceliklere eresin. Yürü; kendi aslına kavuş




A'mak-ı Hayal Kitaptan Alıntılar


1. ""Seni gerçekten anlamayı denememiş biri için söyleyeceklerin hep fazla gelir...""




2. "Küllü men aleyhâ fânin.!

-Rahman Suresi"




3. "Akıl ve idrak şöyle dursun, her türlü histen bile uzak gibiydim."




4. ""Hayatın zevki ölüm sayesindedir. Eğer ölüm olmazsa, hayatın hiçbir kıymeti olmazdı.""




5. "Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız "bilmediğini bilmez", bundan başka her şeyi bilmek iddiasındadır."




6. ""Ey bilinen ve noksan sıfatlardan tenzih ettiğim Rabbim ! Seni hakkıyla bilemedik."
*Hazreti Seyid"




7. ""Ben insanlardan o kadar çok ihanet gördüm ki onlara fenalık etmemek şartıyla ömrümü huzur veren şekilde geçirmeyi daha uygun buldum.""




8. ""Bir kısmı ise Ramazan kandillerini görünce Müslüman olduğunu hatırlayan Müslümanlardandı.""




9. "“Sakın âlem büyük bir tımarhane olmasın?”"




10. "Sakın âlem büyük bir tımarhane olmasın?"




11. ""Halkımız içinde bir zümre var ki yalnız "bilmediğini bilmez", bundan başka her şeyi bilmek iddiasındadır.""




12. "“İnsanın tek marifeti, bir şey bilmediğini itiraf ve kabul etmesidir.”"




13. "“Bu hayatta yok vefâ
Her günü derd ü cefa.”"




14. "“İlim bir nokta idi onu cahiller çoğalttı.”

(Hz.Ali)"




15. "“Kalbimin inkâr ettiğini aklım tasdik ediyor, aklımın reddettiği kalbim kabul ediyordu.”"





A'mak-ı Hayal Kitap İncelemeleri


Bazı kitaplar vardır ki aslında insanın hayat güzeranı içinde yaşayacağı ve hangi duraklardan geçeceğine dair birşeyler fısıldamak için sırada bekler sanki insanı..Amak-ı hayal beni sırası gelmeden daha tabiri caizse ön sıralara kaynak yaparak bulmuş bir kitap.. o yüzden hakkını veremediğimi düşündüğüm bir nevi tamam okudum geç dediğim bir kitaptı..
Sizden üst boyutta olan bir insanın söylediği ama sizin idrak edemediğiniz cümleler sanki başka bir dilden konuşuyor gibi gelir ya insana işte ilk anda bende öyle oldum..kelimelerin ve anlatılanların büyüsünden sıyrılıp bırakamadım da..okudum müthiş bir tad bıraktı ama tam anladım mı o esnada hayır..
Raci ile Aynalı baba.. mezarlıkta bir fincan kahve bazen de ney le gelen o lahuti sesin büyüsüyle Racinin Aynalı Baba yla olan manevi katmanlardaki yolculuğu..soğan gözlü adamlardan tutun hiçlik tepesine yolculuğu ve meydan savaşında Aşk ın ve diğer duyguların kıyasıya dövüşü..alıır götürür insanı..
Ben bu kitabı okuduktan ve anlamadıktan yıllar sonra akraba ortamında eskaza bu muhabbetin açıldığı Aynalı Baba'nın hayali bir şahsiyet olmadığını ve İstanbul'da yaşamış olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım..hatta ortaöğretim seviyesinde olup da insan olmanın kaygısını manen çeken akrabalarım ''aa nasıl anlamadın sen o kitabı yahu'' dediklerindeki hissiyatımı ise tarif edemem.. bazı yollar akılla alınmıyor.. kalple devam etmek gerekiyor..bunu anladığım ilk kitap..
o gün bugündür sıradaki kitapları okur ama bi kenardan melül melül bakan Amak-ı hayali tekrar okumaya cesaret edemem.. kimbilir belki de hayalin derinliklerinde bir raci olmayı hala göze alamıyorumdur..




Ben sevemedim. Kitap okumak da bir zevk işi, herkes aynı tarzdan hoşlanacak diye bir şey yok. Veya biri çok beğendi diye bir kitabın aslında şaheser kabul edilmediği gibi; öteki beğenmedi diye de bir kitabı listenizden çıkarmamalısınız. Ben sevemedim çünkü gerçekten böyle doğa üstü kurgulardan pek hoşlanmıyorum. Benim için filmlerde de hakeza aynı olay mevcut.

İsmi "Hayalin Derinliklerinde"olan kitabin derinliklerine ben pek inemedim. Paçaları sıvadım, içerisinde iki üç adım ilerledim, bir kuyuyla karşılaştım, az eğildim, başımı aşağı sarkıttım ama yok ancak bu kadar oldu. Dilerim diğer okuyucular kitabın derinliklerine inip vay be ne kitaptı ya diyebilirler. Çünkü ben güzel olduğuna inanıyorum ve kendimi bu konuda eksik görüyorum. Anlamamak değil benim zorum, mantığa aykırı bulmak. Çok mu gerçekçi bir insanım acaba?

Kitaptan biraz bahsetme konusuna gelirsek Raci isimli ana karakterimiz mezarlıkta aynalı diye bir zat ile tanışıyor. Ardından manevi alemlerde gezintiler başlıyor. Kitabı okuyacakları çok şey bekliyor. Buda'lar, Zerdüşt'ler, Hürmüz Ehrimen'ler, Kaf Dağları oo neler neler. Her manevi gezintide farklı mesajlar var, anlayabilene. Felsefi bir boyut, tasavvufi bakış açısı... Okuyun bence, ben okuduğuma pişman olmadım ama biraz zor bitirdim çünkü beni sarmadı. Eğer bir kitabı yarım bırakma fobiniz varsa sarmayan kitabın size neler hissettirdiğini az çok bilirsiniz. Bu sebeple ben bu kitabı bir süre gözümün göremeyeceği yere kaldırmak istiyorum. Ama sonra söz, barışacağız. Keyifli okumalar :)




Alem içinde âlem diyerek başlamak istiyorum...
Pek sevgili baş kahramanımız Raci Ah benim küçük çocuğum mu demeliyim yoksa alemi berzahta kendini arayan bulduğunu sanırken yine arayışa düşen azizim mi?
İnsan bir varoluş ardına bir yokluğa düşüşten ibarettir. Kendini bulmak, arayışa düşmek, manevi ve maddi olarak iyi hissetmek yönünde bir yol arar kendine. Raci'de düştüğü bu arayış yolculuğunda bir mezarlıkta aynalı babaya denk gelir ve başlar onunla sohbetine. Aynalı baba ney üfledikçe Raci dalar gider, bir huşu mu denir buna yoksa kendini kaybetme mi? Gökte kuş gibi uçar, yeri gelir bir karınca olur, yeri gelir bir şehzade, yeri gelir bir deli....
Tasavvuf eşliğinde başlar yolculuğuna, hak arayışı halden hallere koyar onu. Ve âlem içinde âlem arar. Arar durur lakin bir şeye teneffüs edemez. Her bir yolculukta bir hak bilir yalnız bir hak. Öyledir ki aynalı ona yol olur . İnsan bir zerreden ibaret, ne bir eksik ne bir fazla. Düştüğü bu dünya aleminde girdiği arayışta yolunu gösteren yalnız haktır. Pek sevgili Raci, Aynalı sana yol gösterdi sen de yürüdün. Yol Hakka olunca insan mesut olur..

Ve diyor ki

"Ben niyet ettim ki bu hayatı; dünyaya niye geldiğimizi, ne olacağımızı, bizi göndereni anlamadan terk etmeyeyim. Ah ne olur ki bu suallere ben ispatî veya inkarî birer cevap verebileyim!"
Allah'a kulluk görevini hakkıyla yapabilmek için geldiğimiz bu fani dünya da ne olduk değil ne olacağız demeliyiz..
Öyle güzel bir yolculuk bekliyor ki sizi, bu eseri okumayan okuyucular, ben diyeyim meşk siz deyin bir delinin sarhoşluğu...
Keyifle okumanız dileğiyle....




Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen Âmâk-ı Hayal...

Filibeli Ahmet Hilmi(1865-1914) Filibe’de(Bulgaristan) dünyaya geldi.Sürgünler ve kaçak yaşamakla geçen ömründe 2.Meşrutiyet döneminin önemli fikir adamlarından biri olan Ahmet Hilmi tiyatro,roman ve şiirin yanı sıra siyaset,felsefe,tarih ve tasavvuf gibi konularda eserler kaleme almıştır.

İnsan çevresinde doğayı ve bunun bütüncülüğünden oluşan renkli ve ahenkli evreni görür.Bu görülen evren insanın düşünce dünyasını ve duygusal dünyasını etkiler.Yine aynı insan hayatın bazı safhalarında doğa üstü alemin de var olduğunu hisseder.Bu alem beşere ait duyu organlarıyla değil,varlığında ki içsel bir duygusal sezişle hissedilir.Ve insan sezgisel olarak iç aleminin derinliklerine doğru yola çıkabilen bir varlık veya mahlûktur.

Romanın kahramanı Raci de içinde ki şüphe ejderhasını susturmak ve hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba ile manevi seyehatlere çıkar.Buda’yla Hiçlik Zirvesine,Yunan Tanrılarının bulunduğu Olimpos dağına,Hürmüz ile Ehrimen’in savaş meydanına,Kaf Dağına ve daha birçok yere gider.
Doğa,doğa üstü alem,efsaneler ve insan, birbirine geçmiş gizemli ve girift bir gerçeküstülükle okura sunulur.

Şeriat ile yaşayan bir canlının Tarikat’a girmesi,Hakikat ile sarsılıp Marifette yok olmasıdır bu kitap...
Ve ben;

Gözümü açtığım vakit milyarlarca mesafeyi kaplamış,lakin avucuma sığacak kadar küçük bir alem görüyordum... Âmâk-ı Hayal ile Hayalin derinlikleri...
Sevgi ve Muhabbetle...




Her Türk insanının mutlaka okuması gereken bir eser. Filibeli Ahmet Hilmi, önce batı tarzı eğitim almış sonra tasavvuf eğitiminden geçmiş... Batının aklı ve doğunun ruhu bir araya gelince böylesine vurucu eserler ortaya çıkıyor.

Dünya görüşü her ne olursa olsun, okuyanda olumlu izlenimler bırakacak, sahiden ya... dedirtecek kadar sağlam kurgulanmış bir Filibeli şaheseri.

Derinlere doğru inmek isteyenlerin başucu kitabı olabilir. Kitabın "şekli"nde Raci varken "fon"unda hep siz varsınız. Bir tutulma var, gecenin gündüze tutuluşu kadar mistik bir şeyler gizli. Adı kendisini yansıtan kitaplardan, okunmalı ve saklanmalı denilenlerden. Öyle güzelce işte...

Basite alınarak okunmaması gerekir kesinlikle. Yoğun bir zihinle okunamaz, eğer zihninizi okurken hızlı bir şekilde boşaltamıyorsanız tabi. Her bir hikayesinde başka bir fantastik filmin içine girmiş hissi uyandırıyor. Her satırı üçer kez okutabiliyor bazen.

Eğer bu kitap batı medeniyetinde falan yazılmış olsaydı şimdiden 10 filmi çekilmiş ve popüler kültürde bizden dünyanın öbür ucuna kadar herkese ezberletilmiş, "vay be adamlar yazmış" demiştik. Ama gel gör ki bizim ülkede bilen sayısı komik seviyede.

Kendinize bir iyilik yapın. Hayatın teşvişinden, karmaşasından bir süreliğine kurtulun. Sessiz sakin bir köşede bu kitabı okuyun. Rahatlayacaksınız...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: