Âmâ Kitap Bilgileri
Yazar: Fatih Duman
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 21 dk.
Sayfa Sayısı: 224
Basım Tarihi: Ekim 2019
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2019
Yayınevi: Nesil Yayınevi
ISBN: 9786051835440
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Âmâ Kitap Tanıtımı
Cânım kâri, görmek bir şeye hudut koymaktır belki. Ya görmeden yaşayanlar, bizim anladığımız gibi dünyayı anlamayanlar? Hem görmek için illa göz mü gerekir ki? Bence hayır. Bazıları bakmasa da görür, gözleri görmese de bilirler...
...
Hayal mi gerçek; gerçek mi hayal kestiremediğim zamanlarım oluyor benim de. Ve bazı şeylerin hayali güzel kendisi değil, biliyorum. Bu kez kendi hayal ettiğim birinin hayalleriyle kuruyorum cümlelerimi ben. Kitabı okuyup da bitirdiğinde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın. Ama şimdiden söyleyeyim ki hayal gerçek gibi değil, sınırı, saati, yeri ve hududu yok. Belki de bunun için güzel ve hayali olmayanlar bunun için eksik belki de...
...
Bu hikâyeyi uzun zamandır taşıdım gönlümde. Zaman geçtikçe unuturum sandım ama unutmadım. Her defasında yeniden ve yeniden hatırladım. İçimizde her vakit var olan birinin dilinden, kibrin dilinden bir derdi anlatmak için düşürdüm gönlümü bu satırlara. Kibrim galip gelmesin diye kendimi onunla anlattım. Hayal ettim ve hayalime inandım.
Hem yaşadığımız her şey bir rüya ise ve biz ismine "hayat" diyorsak?
Âmâ Kitaptan Alıntılar
1. ""... (Sen) hiçbir şey değilken seni yarattım!"
Meryem Suresi"
2. "Zira anlatmak seni anlayan biri olduğunda anlamlı oluyordu."
3. "“Gönlüme girdin” demişti bana. “Gönlüme girdin...” Oysa ben birinin gönlünde yer edecek biri olduğuma inanmamıştım hiç."
4. "Yapmayıp merak edeceğime, yapar pişman olurum."
5. ""Allah bazen vermek için alır.""
6. "İmkansız denen şey insan içindir, Allah'a imkansız yoktur."
7. "Oldum diyen olmamıştır."
8. "Tek kaybettiğim yol yürüdüğüm yol değildi, ben gönlümün yolunu da kaybetmiştim."
9. "Bir yanım hep çocuk sanki, hep masum, hep yarım ve hep eksik.."
10. "...
“ Kelimelerin de canı vardır, onların da içi acır ve onlar da korurmuş insanı, anladım.”
..."
11. ""Okumak merhemdir.""
12. "...
“ Açtım ellerimi "Allah'ım" dedim küçük bir çocuk gibi masum "Allah'ım, gözlerim geri gelir mi dua edersem?”
..."
13. ""..... şunu anladık ki, insan anlattığı kadar değil, anlaşıldığı kadardı. Zira anlatmak, seni anlayan biri olduğunda anlamlı oluyordu..""
14. ""Evlat," dedim, "düşman uzağında olan değildir. Uzaktan gelen, seni bilmeyen, tanımayan ve anlamayan düşman kolay mağlup edilir. Lakin seni tanıyan, seni bilen hatta her vakit seninle olan düşmanı yenmek öyle zordur ki.""
15. "Deryanın içinde bir damlayken kendini umman zanneder."
Âmâ Kitap İncelemeleri
Selamünaleyküm din kardeşlerim
’in incelemesini yapmayı çok istedim lâkin cesaret edemedim. Nedendir bilmem ama korktum, kitabı benim dilimden kendi düşüncelerimin noksanlığı ile anlatamamaktan korktum. İkinci ve yine kendimi gördüğüm, bir çok yerde kendimi, bizi, insanları gördüğüm kitap oldu. Âmâ kitabında da bunu hissettim. Kibri kendi dilinden anlatımı, akıcı ve güzel bir dille hayat biçiminden örneklendirmesi ayrıca idrak edebilmemiz için güzel bir düşünce yönüyle bakılıp yazılması da güzel.
Ne diyordu yazar;
Cânım kâri, görmek bir şeye hudut koymaktır belki.
Görmek için göz gerekmez…
Ya gönül gözü olmayanlar neylesin, gönül gözüyle göremeyenler..
Belki de istediğim şekil anlatamıyordum bu güzel hikayeyi, kibre düşmesin diye, hatta bu söylerken bile kibre mi düşüyordum ben?
İnsanoğlu nerden yakalansa oradan vurulur, kibirin işide insanları Hâk’tan uzaklaştırmaktı. Ve bunu ziyadesiyle yapıyordu. Üsdâdı Nefs ise onunla hep bir iş birliği içindeydi. Hâk’tan yanaysa şu âciz kalbimiz onu kibrin ve nefsin oyunlarıyla köreltmiyecektik. İşte biz buyduk..
Kibirlenen, o ne dese ân içerisinde dediğini yerine getiren gaflet çukurundaki günâhkar kullardık.
Somuncu Baba nede çok isterdim onun tâlebesi olabilmeyi, onunla ilim deryasında kaybolabilmeyi, onunla sırrını bir ömür saklar, onunla yanardım bu ilim meclisinde. Nede garipti şu fâni dünya oysaki saniyelikti bir rüyadan ebedi hayata geçiş.
Son bir alıntı ile dostlar;
Herkes kendine bir yol çizer bu cenk meydanında. Benim yolum da bu; uzlet, yanlızlık ve sır…
Merakla başlanır her şey…
Bu kitabı merak ederek başladım içinde ne anlatılıyor acaba bu şekilde keşfe çıktım.
son zamanlarda hep karşıma nefis terbiyesi hakkkında bir şeyler çıkıyordu kader bu kitabı okumamı da bu zamana denk getirdi olur ya bazen ruh halimiz değişir ve o ruh halimize göre okunur kitap tam da ruh halime ve zamanına denk gelmesi şaşırılacak olay değil aslında olması gerekti oldu. Zaten hayat da öyle değil mi bir kelime yada söz çıkar bir yerlerden sonra hayatında yaşarsın o sözü kelimeyi sonra anlarsın tesadüf değil bu!
Kitabı okuduğum andan beri yazar nasıl bu ince ayrıntıyı bile düşünmüş diye kafa yordum.
Kitap insanın ruhuna öyle güzel dokunuyor ki insana kendi hayatını sorgulattırıyor. Her kelimesi her cümlesi ders verir nitelikte, Çok güzel çıkartılacak anlamlar var anlayabilene yada anlamak isteyene. Bu kitapta ‘ben’liği unutacaksınız, her okuduğunuzda da biraz daha hayatı sorgulayacaksınız (hayatı anladığımızı sanıp anlayamamışımız meğer). Üzerine anlatılacak çok şey var. Ve kitap birkaç kez daha okunması gerekli. Ben çok etkilendim kesinlikle siz de etkileneceksiniz. Herkes okumalı…
Başucu kitabı olması gerekenlerden bu kitapla birlikte Yunus Emre dizisini de izlemenizi tavsiye ederim ikisi arasındaki dengeyi çok iyi kuracaksınız ve daha da anlaşılır hale gelecektir hayat…
Yazım yanlışlarım olabilir bu konuda mazur görün.
ÂMÂ
Fatih Duman'ın kalemini tanıyalı 6 yıl oluyor. Bu seferde son çıkan kitabı Âmâ ile karşınızdayım. Kalemini çok sevdiğim bir yazar özellikle üç harfliler serisine hayranım. Her kitabında bir zat-ı baz alarak insanlığa dair bir değeri işliyor. Özellikle Ene kitabı benim için bambaşka bir yerde. Âmâ'da gelip gönlümün en güzel köşesine yerleşti. Normalde okurken kitapları çizmem ama kendimi tutamayıp yine bu kitabında da birçok yerin altını çizdim.
Bu kitapta Bursa'da Sultan Bayezid döneminde
Somuncu Baba üzerinden insanın içindeki kibir duygusunu anlatmış. Okuyanlar onun kalem tarzını bilir. Hem o zat-ı anlatıp hem de kibir ağzından yazması o kadar güzeldi ki... Hayal ve gerçek arasındaki git gel... İnsanın içine düştüğü sanrılar...
Kibir nefsin bir askeridir demiş kitapta. Gerçekten öyle, insanın içinde nefsine hizmet eden bir asker gibidir kibir. Ama kitapta benim en çok ilgimi çeken şey, zaman kavramının içinde git gel yapıp okuyucuyu o anda tutabilmesi. O kadar insanı içine çeken bir yanı vardı ki kitabın büyülendim desem yeridir. Hatta bir ara okurken; rüya mı, hayal mi, gerçek mi hepsini birbirine karıştırdım da diyebilirim.
Ayrıca Bursa şehrini de çok sevdiğimi söylemek istiyorum ve Bursa'nın manevi bir ambiyansı olduğunu düşünürdüm hep, bu kitapla birlikte bundan bir kez daha emin oldum desem yeridir. Sizi sizden alıp götürecek aynı zamanda sizi yine kendinize getirecek bir kitap okumak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ediyorum kalemiyle hiç tanışmayanlara Ene ya da Pir kitabını da tavsiye ederim.
#okudumbitti
Fatih Duman
AMA
Herkese merhaba kitap dostları ilk kez bir kitap yorumunu nasıl yapacağım konusunda bir fikrim yok kitabı bitirdiğimde yaşadığım duygu yoğunluğunu anlatamam o kadar güzel ve anlamlı maneviyat yüklüydü ki kitap bittikten sonra bile elime başka kitap alamadım bazı yerlerde kendimi sorguladım. Ama Ömer'in, Somuncu Baba'nın, Kibrin ve Emir Sultan'ın birbirine geçmiş hikayesini mutlaka okuyun derim arkadaşım Seher Baltaci nın dediği gibi herkes bir gün Fatih Duman okuyacak kitapla kalın hoşçakalın dostlar ve Adem hocam'a bu güzel kitabı bana yolladığı için çok teşekkür ederim
Ama insan sevdiği her neyse ondan çekip gidemez ki!
Görmek sınır koymakmış, anladım. İnsan sadece gördüğü kadar sanırmış dünyayı, yeni öğrendiklerini bile gördüklerine benzeterek anlarmış.
" Keder değil evladım, sen görmüyorsun ama Allah seni görüyor..."
Hem insan yolu bulsa bile ve dönüp de en başa, aynı yere gelse de aynı kişi olmuyordu artık.
Her şey kendinin olsun diye uğraşırken kendinin bile sahibi olmadığını ve kendine bile sahip olamadığını bir gün muhakkak anlayacak.
" Allah" dedi birden, " dünyayı insan için var etti doğru, lakin insanı dünya için değil. Dünyaya sahip olmak için değil, Allah'ın kudretine şahit plmak için geldik."
Sen bir isim arama bana ,ben kendi ismimi sana söyleyeyim.
Hani kendinden aşağı birini gördüğünde hakir görerek baktığın oluyor ya ,sana verilen nimeti gözünün ucuyla görüp de yüzünü buruşturuyorsun,şükür etmek hiç alına gelmiyor ya işte bunları sana yaptıran benim.
Bazı vakitler her şeyi bildiğini sanıyor,caka satıyorsun ya,beğenmiyor ,yetinmiyorsun işte bunları ben yaptırıyorum sana.
Nefs denen celladın kılıçlarından biriyim ben.Her zeremden dermansız zehir damlar.Bir kez değdi mi bedenine tüm benliğini sarar.Kaçmak istediğin ama yine de vazgeçemediğin bir ilet gibi...
Adımı mı merak ediyorsun? Tanımadın mı beni?
Adım Kibir...
Üstadımın adı Nefs ve ben onun en kudretli askeriyim,ben insanın kibriyim...
Yazar @1fatihduman bu kitapta kibiri konuşturuyor.Kölelere sultan olmaktansa asıl Sultan 'a köle olmayı seçen birinin hikayesini dinliyoruz rüya ile gerçek arası bir yerde.Cenk meydanında kibiri mağlup eden Allah dostunun hikayesi...
İsmi Hamid,lakin ona Somuncu Baba diyorlar.Somoncu Baba'nın kibir ile savaşını okudum .Kitap bitene kadar kendimi sorguladım ne çok yenilmişizdir kim bilir kibir denen zehre .Hileleri ile oradan oraya savrulmuşuzdur çoğu zaman.
Yazarın kalemi ile tanışıp beğenmeyen yoktur eminim.Okuyun ,okutturun.
İnsanın en büyük düşmanı kendisidir.
İnsan;
Deryanın içinde bir damlayken kendini umman zanneder. Kendi hakikatini aramaktan evvel kendini hakikati sanır. Aldanır, hem de çokca aldanır.
#okuyantosbikler #okuhayaletveyaşa
#âmâ
#tavsiyekitap
#kitapcennetim
#instabook
#keşfetteyiz