Alemdağ'da Var Bir Yılan Kitap Bilgileri
Yazar: Sait Faik Abasıyanık
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 125
Basım Tarihi: Ekim 2020
İlk Yayın Tarihi: 1957
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053607205
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Alemdağ'da Var Bir Yılan Kitap Tanıtımı
"İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini. Dinler de. Tatlı tatlı dinler de. Sevgiden söz aç. Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak.(1)
Birdenbire bulunduğumuz odanın kapısı açılıverdi. İçeriye rüzgâr girdi. Soğukla beraber yapraklarını dökmüş bir ağaç girdi. Ağacın arkasından duman, dumanın arkasından bir kuş, kuşun arkasından bir bulut girdi."
"Yılan Uykusu" adlı öyküden
Alemdağ'da Var Bir Yılan Kitaptan Alıntılar
1. "“Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi.
Sonra kalbini gösterdi:
— Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.”"
2. "- Okumuş yazmış adam öğüt vermez
+ Ya ne yapar?
- Adamı anlar, ne yapacak..."
3. ""Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.""
4. ""İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini.
Dinler de. Tatlı tatlı dinler.
Sevgiden söz aç.
Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak.""
5. "İnsana alışsam evlenirdim. Alışamıyorum."
6. "Yine aklıma geldin. Yine güldüm."
7. ""Beklersem gelmez ki... Beklemesem gelir mi? Umut vardır. Beklemediğim zaman umut vardır.""
8. "Sabahleyin uyanır uyanmaz aklımdaydın."
9. ""Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.""
10. "Ben tek başıma. Milyonlar içinde tek başıma. Acı gitgide acıyor. Kavun acısı gibi, zehir gibi bir acı."
11. "Her şeyi iki üç misli daha çok seviyordum. Buna sebep sendin."
12. "Kâinat tepemde akıl ermez oyunlar oynuyor."
13. "~
.
~"
14. "Umut vardı. Beklemediğim zaman umut vardı."
15. "Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor..."
Alemdağ'da Var Bir Yılan Kitap İncelemeleri
Merhaba... Sait Faik Abasıyanık'ın Alemdağ'da Var Bir Yılan kitabını bitirdim. Kitapta 17 tane hikaye yer alıyor ve ben hikaye okumayı çok sevdiğimden bu kitabı da çok sevdim. Kitap yazarın vefatından önce yayımlanan son kitabı.
Kitaptaki bazı hikayelerde yerleşik toplum düzenine, ahlakına karşı bir isyan var. Bu bana Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ını hatırlattı. Hatta Sait Faik Abasıyanık'ın da Lüzumsuz Adam diye bir kitabı var ve onu da çok okumak istiyorum, seveceğime eminim.
İlginç ve okuması güzel bir kitaptı. Çok güzel hikayeler yer alıyordu içinde ama Yılan Uykusu hikayesi bir başka güzeldi. Yazar bu hikayesinde yalnızlığı, insanın insana duyduğu ihtiyacı, anlaşılmayı ve sevgiyi alegorik bir tarzda anlatmak istemiş ve iyi ki istemiş. Fikret Ürgüp bu hikayeyi şöyle analiz ediyor: "Adamın elleri ceplerinde buz tutuyor. Korkunç yalnızlık. Bir sıcak varlığı sevmek, ancak sevgi etrafında kendi yaşadığını hissedebilmek. Öteki odaya birisi, bir insan geliyor, buzlar eriyor. O insanı elden kaçırmamak lâzım. (...) Yoksa eller, kalp, ruh, hepsi buz oluyor, donuyor."
Hikayeleri okumaya devam ederken bazı kahramanlara tekrar rastlayabiliyoruz, Panco gibi... Bu incelemede sevdim kelimesini çok kullandım ama Sait Faik'in bu kitabını çok severek okudum.. Onun tüm kitaplarını okumak istiyorum. Herkese keyifli okumalar.
Sait Faik benim çok sevdiğim bir öykü yazarıdır. Bana göre öykücülüğe yeni bir soluk yeni bir tarz getirmiştir. Onun öykülerinde bir öğüt veya ders göremezsiniz o içinden geldiği gibi kaleme alır öykülerini, olaydan çok kişilere ve mekanlara odaklanır. Arka cebinde defteri ve kalemi canı nereye isterse gider ve gittiği yerdeki insanların hayatını izlerken etkilendiği sıradan olayları hikaye eder.
Bu kitap ise, Sait Faik’in siroz hastalığı ile pençeleştiği günlerde yazılmış, ölümünden önce yayımlanan son eseridir. Dolayısı ile bu eserin içindeki öyküler yazarın hem en son hem de ustalık dönemi eserleri olur. Ve hastalığının etkisinden midir bilinmez bu öykü kitabında yazarın hayata karamsar bakmaya başladığı, melankolik, olumsuz ve yine yalnız ama hayata küskün baktığı öykülerince hissedilmektedir. Bu kitaptaki öykülerinde, Faik’in diğer öykülerindeki sevinçli, umutlu, yalnızlığı tercihen seçen ve bundan memnun olan halini göremezsiniz.
Bu öykülerde bir diğer dikkat çeken unsur ise olay kurgusunun sürrealist bir havaya bürünmüş olmasıdır. Olaylar uyku-uyanıklık, rüya-gerçek arasında geçer. Bunda da bu eserdeki öykülerin yazarın hayatının son dönemlerinde yazılmış olmasının etkisi büyüktür.
Sait Faik’in öykülerini okuyup öykücülüğe getirdiği özgün havayı herkesin solumasını tavsiye ederim. İyi okumalar.
rüya ile hayaller/gerçekler, kalabalık ile yalnızlık ve tabii korku ile cesaret...
sait faik, bunlar arasında salınan öykülerinde beni acayip yerlere götürdü...sanki acayip bir picasso tablosu gibi uçuk bir şekilde dokunmuş..ne kadarı gerçek, ne kadarı hayal belli değil...
derin bir sevgi var, her şeye karşı sevgi...ve özlem var, hayali sohbet ettiği pancosu ile..acaba, neyi özlediğini keşfetmiş mi, aradığını bulmuş mu merak ediyorum doğrusu...
inceleme başlığı, benim için inceleme değil sadece kendime ve kitapları okuduğum döneme notlar niteliğinde...
yine, okumadığım, storytel üzerinden dinlediğim bir kitaptı...altını çizemediğim satırları buraya taşıdım...
sait faik, kendimi hissettiğim ender yazarlardan, ruh eşim demek abartı mı olur bilemiyorum ama sanki, tanışsak birbirimizi çok iyi anlardık...sadece onu okumak bile iyi geldi...anlamak, onun aynalaması ile kendini anlamak...
sevgi, sevgi, sevgi....tek istediğimiz hep bu ve bütün yollar ona çıkıyor, dolaylı ya da dolaysız...
yalnızlığın tadı bile sevgi ile çıkıyor, illa bir canlıyı değil, bir nesneyi bir durumu gönüllü kabul ve sevgi ile...
ve sevgili
, ben seni çok seviyorum! yine imgelere, yine yazının büyülü dünyasına kapılıp bir an için unutuyorum, unutuyorum...neyi mi...
Modern Türk Hikayeciliğinin öncüsü,durum hikayeciliğinin en önemli temsilcisi olan Sait Faik kişi ve nesnelerin anlık durumlarını, olaylara bağlı kalmadan tasvir etmekte oldukça usta.
Balıkçıları, toplumdan dışlanan kişileri, işsizleri,kenar mahalleleri, meyhane ve kahvehaneleri, sıradan küçük insanları ; sıcak , samimi ve canlı bir dille anlatıyor.
Yazarın ,1954’te hayatını kaybetmeden evvel yayımlanan son kitabı Alemdağ’da Var Bir Yılan; kendi yaşama sevincini ve hayata bakışını , sürrealist bir biçimde ele aldığı hikayelerden oluşuyor. Okur ; Abasıyanık’ın bir nevi günlük tutar havada olan iç hesaplaşmasına şahit olurken,aynı zamanda rüya ile realite arasında kurulan köprüden aşağı düşmeden başarıyla geçiriliyor.
Halk dilinde yazılan Alemdağ‘da Var Bir Yılan ,“Panco” imgesiyle beraber okuru yazarın iç dünyasına girdiriyor, Rıza Milyoner ve Canvermezle beraber uzun bir seyahate sürüklüyor.
“Muhayyel” bir arkadaş gibi onun yanında geziyor adeta sokakları bir kamerayla arşınlıyor, kimi zaman tebessüm , kimi zaman iç burukluğuyla karşılaşıyorsunuz.
Faik sizinle sohbet edip dertleşiyor, yaralarını tekrar deşiyor, hayat sevincine sizi “Bir insanı sevmekle başlar her şey” diyerek dahil ediyor.
Kısa zamanda bitirdiğim ve çok sevdiğim hikaye kitabı olan , Alemdağ’da Var Bir Yılan, düzenli aralıklarla okunması gereken Sait Faik eserlerinden biri. Kim bilir okundukça daha bize neler söyler ,nerelerde çay ısmarlar, hangi tekneyle balık avına çıkartır, hangi meyhanede bize içini döker? Bilinmez...
Edebiyatımızın Lüzumsuz Adamı Sait Faik’in ölmeden önce basılan son eseri olan bu kitapta toplam 17 hikâye var. Hikâyelerin sade dili, sürükleyiciliği ve tabii ki Sait Faik’in kaleminden çıkmış olması kitabı okumanız için yeterli sebepler arasında. Kitap 125 sayfa olmasına rağmen içindeki duygular onu ağırlaştırıyor ki hikâyeler kısa olmasına rağmen kolay sindirilmemesine yol açıyor. Diğer Sait Faik hikâyelerine nazaran bu kitapta ezip geçemeyeceğimiz, hissetmedim diyemeyeceğimiz birkaç duygu var. Bunlardan ilki ve en ağırı yalnızlık duygusu. Ben bunu hem ölümünden önceki son kitabı olmasına hem de toplumun ona duygularını yaşaması için izin vermemesine bağlıyorum. Bazılarına göre bu kitap içindeki duygu örgüsüyle, hikâye örgüsüyle bir başkaldırı, bir protesto. Bu bazılarımız için kitabın neden diğer hikâyelerine benzemediğini açıklar belki.“Alemdağında Var Bir Yılandaki hikâyelerde, artık saklanmayan, başkalarının hükümlerinden çekinmeyen, sahici Sait var. Müdafaası da: Derin, kuvvetli, her şeyi güzelleştiren ebedi güzelliktir ve bu da “aşk”tır.” Kitabın sonunda yer alan “Sait Faik’in Realitesi” adlı yazıdan bir alıntı, bu yazıyı okuyunca kitabı daha çok özümseyeceğinizi, havada kalan noktaların yerini bulacağını düşünüyorum. Keyifli okumalar.