Alçaklığın Evrensel Tarihi Kitap Bilgileri
Yazar: Jorge Luis Borges
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 7 dk.
Sayfa Sayısı: 145
Basım Tarihi: Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: 1935
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
ISBN: 9789750516542
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Alçaklığın Evrensel Tarihi Kitap Tanıtımı
Borges Alçaklığın Evrensel Tarihi'nde kadim masalları ve gerçek yaşamöykülerini çarpıtarak yeniden anlatırken, insanlığa dair zamanı ve sınırları aşan tespitlerde bulunuyor.
Alçaklığın Evrensel Tarihi, Jorge Luis Borges'in 1930’larda Arjantin'de çok satan Critica gazetesinin pazar ekine yazdığı yazıları bir araya getiriyor. Gerçek ile hayalin birleştiği bu yazılarda, Borges kurmacanın olgulardan daha gerçek, daha inanılır olduğunu gösteriyor. Okuru her olasılığa açık bir evrene taşıyan metinler, yazarın her zaman severek işlediği tarih, bellek, bilim, sanat, dil, sonsuzluk temaları etrafında şekilleniyor. Latin Amerika edebiyatını derinden etkileyen ve onu yeni bir biçime kavuşturan Borges, kitapta “alçaklık” kavramını ırkların, dinlerin, ideolojilerin üstünde, evrensel bir değer olarak ele alıyor.
“Yüzyılımızın en önemli hikâye anlatıcılarından.”
ALBERTO MANGUEL
“Borges sonsuz yetenek sahibi bir yazar.”
VLADIMIR NABOKOV
Alçaklığın Evrensel Tarihi Kitaptan Alıntılar
1. "''Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor''"
2. "Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor."
3. "“Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor.”"
4. "“Erkek gibi dövüşseydin, köpek gibi asılmazdın.”"
5. "“Burada seni parçalarına ayırmıyorsam bil ki bunun sebebi bende uyandırdığın tiksinti,”"
6. "“Ölmek için canlı olmaktan başka bir şey gerekmez.”"
7. "“Elinde artık sadece gururu kalmıştı.”"
8. "“Mahalle ne kadar bozuksa düzgün olma mecburiyetin o kadar büyüktür.”"
9. "“Bir katırla bir iblisin çiftleşmesinin eseri olan sen, sadece bir rüyaya kanarak şehir şehir yolculuk ettin.”"
10. "“Aynalar ve babalık iğrenç şeylerdir çünkü çoğaltır ve teyit ederler.”"
11. "Yaşadığımız dünya bir yanılgı, gülünç bir yanılsamaydı."
12. "Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor…"
13. "Bana öyle geliyor ki, iyi okurlar,
iyi yazarlardan da az."
14. "Açgözlülükle ekilip, haddinden fazla işlenen toprak, kısa zamanda ürün vermez hale gelir; yerini yosunların bürüdüğü bataklıklara bırakırdı."
15. "Unutmak, en iyi intikamdır."
Alçaklığın Evrensel Tarihi Kitap İncelemeleri
#alçaklığınevrenseltarihi ‘ndeki tüm hikâyeler gerçek hayattaki suçlulara dayanıyor. Dolandırıcılar, hainler, macera peşinde olanlar, katiller, haydutlar, köle ticareti yapanlar, korsanlar ve mizahî sahtekarlık hikâyeleri var.
Kitabı oluşturan sekiz hikâye ve sekiz “Vesaire” adı altında toplanmış çeşitli efsanevî insanların kurgusal öykülerinden oluşuyor. Hikâlerden birkaç örnek bırakacağım:
“Zalim Kurtarıcı Lazarus Morell” John Murrell 19. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde, Mississippi Nehri boyunca faaliyetini gösteren ve köle ticareti yapan bir katildi.
“Günah Taciri Keşiş Monk Eastman” meşhur Yahudi gangster Edward Ostermann, Eastman Çetesi'nin kurucusu, Kosher Nostra'nın bir parçası ve Five Points Gang'ın düşmanı olan Amerikalı bir suçluydu.
"İnanılmaz Düzenbaz Tom Castro” gerçek adı Arthur Orton, Tichborne ailesinin mirasını elde etmek için Roger Tichborne olduğunu iddia edip Viktorya toplumunu hem büyüleyen hem de şoke eden, bir adamdı. Davayı kaybetti ve mahkûmiyetinin ardından bile Roger olduğuna hâlâ tüm kalbiyle inanmaya devam etti. 1898 yılında vefat etti ve Tichborne ailesi, mezar taşına "Sir Roger Charles Doughty Tichborne” yazmasına müsade etti.
#jorgeluisborges 1954'teki ikinci baskının önsözünde, düzenlemelerinin kendini hikâye yazmaya ikna edemeyen ve başkalarının hikâyelerini çarpıtarak yazan (herhangi bir gerekçesi olmaksızın) çekingen bir kişinin oyunu olduğunu belirtiyor :)
Çok keyifli bir kitaptı, farklı öyküleri okumayı sevenler mest olacaktır.
Kitabı okumaya başlarken sadece adı ilgimi çekti ve elime alıp okumaya başladım. 1954 basımına yapılan önsöz yazarın kitabı yazarken ne yapmaya çalıştığını açık bir şekilde anlatıyordu: "Bunlar, kendi başına öykü yazmayı göze alamayan, dolayısıyla da (hiçbir estetik haklılığı olmadığı halde) başkalarının masallarını bozup çarpıtarak kendi kendini eğlendiren utangaç bir delikanlının sorumsuzca oynamaya kalkıştığı oyunlardır."
Yazar, sekiz öyküden oluşan kitabını gerçekten yaşamış insanların hayat öykülerini çarpıtarak gerçek ve kurgu arasındaki ayrımı kaldırıyor. Bir öyküyü okurken "Bu karakter bana tanıdık geldi," diyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz karakter aynı fakat olaylar kurgulanmış. Japonların harakirisinden, İslam'a; kölelikten denizci bir kadının öyküsüne kadar farklı kültürleri ve farklı çevreleri ele alan "Alçaklığın Evrensel Tarihi'nin" kurgulandığı bir eser
Öyle bolca alıntı yapabileceğiniz süslü cümleler yok. Ya da olay bütünlüğü sağlanmış hikayeleri de kitabın içinde bulamayabilirsiniz. Kutsal kitaplardan ara ara alıntılar yapılıyor fakat Hz. Muhammed'i(s.a.v) anlattığını düşündüğüm bazı kısımlar ne kadar kitap bir öykü kitabı olsa da eleştirilere maruz kalabilir. Jorge Luis Borges'in gazete köşelerinde yazdığı öykülerini birleştirilerek oluşturulan eser öykü severler için iyi bir sığınak olabilir. Ne kadar kitap beklentimin aşağısında kalsa bile yazara ve esere saygı duyuyorum. Keyifli okumalar.
Yazarımız kendini şair olarak tanıtmayı tercih etse de genel görüş kendisinin öykücülük de daha iyi olduğu ve bu yönden ün kazandığıdır. Ünü ülkesinin sınırlarını aşmış ve ne yazık ki siyasi görüşü nedeniyle kendi ülkesinde çok geç fark edilmiştir. Hiç roman yazmayan yazarımızın bu kitabı gazetede yayınlanan düzyazılarının derlenmesinden ortaya çıkmıştır.
“Yaşadığımız dünya bir yanılgı, gülünç bir yansılamaydı.”
Puslu Kıtalar Atlası’ndaki önsözüyle Hulki Aktunç şöyle der; ‘Edebiyat tarihince, kimbilir kaç yazar, bilerek ya da bilmeden Borges yordamıyla yazmıştır. Yazmıştır da -öyle- yazma yordamını imzalayan, Borges olmuştur.’
Ve şöyle aktarır Borges kitabında; “Bana öyle geliyor ki, iyi okurlar, iyi yazarlardan da az.”
Kitap; kadim masalları ve gerçek yaşam öykülerini ardı arkası kesilmeden ve insana soluk aldırmadan sıralıyor. İnsanı, insanlığın alçaklığına en çıplak gözle baktıran ve insanlığın kabullenmekten kaçındığı alçaklığa bir boy aynası tutmaktan geri kalmıyor. Büyülü gerçekçiliği sonuna kadar yansıtan kitap da; kendini ilah ilan edenlerden, kaçakçılığı bir sanat haline getirenlere, korkusuz kadın korsanlardan, iflah olmaz haydutlara kadar birçok alçak insana ne yazık ki daha çok insanlığa tanık olmak mümkün.
Alçaklık: alçak olma durumu, alçakça davranış, pespayelik, şenaat.
Borges’le bu kitapla tanışmış olduğuma memnun bir okur olarak, kitaptan haz aldım. 1001 gece masallarının biraz korku temalı bir kuzeni gibi gelen eserde zaten 1001 gece masallarından da alınan anlatılar vardı. Yazar sanki kendisinde rahatsızlık uyandıran okumalarından bir derleme yapmış bu eserde. Her kısmında ayrı bir gerçeküstü huzursuzluk yaratarak, insana zengin fakir, soylu halktan biri, kadın erkek; fark gözetmeksizin türümüzün ne kadar vahşetle dolu olabildiğini gösteriyor. Ve bu kendi içimizdeki vahşiye dokunarak, bazen keyif verirken, bazense başka bir noktaya dokunarak tatsız bir tiksinti yaratıyor. Bazen ben olsam böyle yapardım hissiyle bazense öfkeli bir durumla kendimizi keşfetmemizi sağladı eser bende. Eseri kendimizce bir çözümlemeye kattığımızda farklı alçaklık türleri ve belirtileri sıralayabiliriz. Örneğin; kendi halindeki naifin, saf olanın rızkına çullanmak alçaklıkta olağandır. Alçak olan, çullanırken kendisine karşı direnenleri gözünün yaşına bakmadan yok eder ya da alçaklıkta kendi halindeki naifin, saf olanın rızkına çullanmak olağandır. Alçak olan, çullanırken kendisine karşı direnenleri gözünün yaşına bakmadan yok eder.
“ölmek için hayatta olmak yetiyor” cümlesi en vurucu yeriydi benim için. Şöyle bir kitabı elden bıraktırıp kendimizi sorgulamamıza sebep olması etkili oldu. Okumamızdaki amaçta biraz zaten bu diye düşünüyorum ve amacına ulaşan bir kitaptı benim için.
"Bana aynı anda hem 800,000 kitabı hem de karanlığı veren Tanrı'nın muhteşem ironisi" diyen canım Borges; genetik bir rahatsızlık nedeniyle 56 yaşındayken görme yetisini kaybetti. Umberto Eco “Gülün Adı” romanında kör kütüphaneci kahramanını Bprges’ten esinlenerek oluşturdu. Ülkesinin ileri gelen aydınlarından olan Borges’e, kör kaldığı sene, Arjantin Ulusal Kütüphanesi Müdürlüğü işi onu onore etmek amacıyla verilmişti.
#alçaklığınevrenseltarihiAmerika’dan Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde geçen ve dolandırıcılıktan sömürgeciliğe, siyasetten köle ticaretine olmak üzere; alçaklık sayılabilecek türden 16 hikayenin, bir gazetenin pazar ekinde yayımlandıktan sonra derlenmesiyle oluşturulmuş bir eserdir. Ben en çok en son bölümde “Vesaire” başlığı altında toplanan ve Kum Kitabı’ndakilere benzeyen büyülü gerçekçi hikayeleri sevdim. Bu bölümden önceki öyküler, “alçaklık” değerlendirmesi anlamında beni hiç şaşırtamadı ve bana sıradan geldi.
Fakat Borges’in tasvir yeteneğini, benim zihnimde şekillendirdiği yaratıcı dünyasını ve bende uyandırdığı hisleri seviyorum. Şimdiye dek sadece iki kitabını okudum ve hala en çok sevdiğim kitabı #kumkitabı . Öykü türünü sevmeyen okurlara bile öykü okumayı sevdirecek bir kitap. Çünkü ben de öykü sevmeyenlerden biriydim :) Benim gibi büyülü gerçekçilik türünü seviyorsanız Borges’in Kum Kitabı’nı kaçırmayın derim. #ficciones kitabını okuyan var mı bilmiyorum ama büyülü gerçekçilik türünde olduğu için o öykü kitabını da çok merak ediyorum. Umarım bir gün o kitabıyla da kavuşuruz.