Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Alacakaranlık - Stephenie Meyer | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Alacakaranlık Kitap Bilgileri


Yazar: Stephenie Meyer
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: Ekim 2017
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789944821094
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Alacakaranlık Kitap Tanıtımı


"...Üç şeyden kesinlikle emindim. Birincisi, Edward kesinlikle bir vampirdi. İkincisi, onun ne kadar güçlü olduğunu bilmediğim bu vampir yanı benim kanıma susamıştı. Üçüncüsü, ona koşulsuz ve geri dönülemez biçimde aşıktım."




Alacakaranlık Kitaptan Alıntılar


1. "“Geceyi seviyorum. Karanlık olmasaydı, yıldızları hiçbir zaman göremezdik.”"




2. ""Günün ne kadar mükemmel olduğunun bir önemi yok, her zaman sona ermek zorunda.""




3. ""Tanıdığım hiç kimseye benzemiyorsun.""




4. "-"Ve aslan kuzuya aşık olur."
+"Ne aptal bir kuzuymuş."
-"Ne hasta ve mazoşist bir aslanmış.""




5. "Belki de tercihlerimiz kim olduğumuzu açıklıyordur."




6. "“Yalnız olmak güzeldi , gülümsemek ya da memnun görünmeye çalışmak zorunda kalmıyordum.""




7. ""
Takip etmek onun tutkusu, takıntısı..

""




8. "" Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme.
Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.. ""




9. "Geceyi seviyorum. Karanlık olmasaydı, yıldızları hiçbir zaman göremeyecektik."




10. "Sana kimse söylemedi mi, Hayat adil değil…"




11. "Sonsuzluk sadece bir başlangıçtır."




12. "" Hep böyle olurdu.Düşünüp taşındığım,karar vermeye çalıştığım süreç benim için en sancılı süreçti.Ancak bir kez karar verdikten sonra,rahatlar ve bu karardan şaşmazdım.Bazen umutsuzluk,duyduğum rahatlamayı lekelerdi?tıpkı Forks’a gelme kararım gibi.Yine de bu seçeneklerle boğuşmaktan daha iyiydi. ""




13. "Dünyadaki en sevdiğim sesi duymuştum; Edward'ın o sessiz gülüşünü."




14. ""Yine alacakaranlık," diye mırıldandı. "Başka bir son daha. Günün ne kadar mükemmel olduğunun bir önemi yok, her zaman sona ermek zorunda.""




15. ""Şiddetle başlayan hazlar,
Şiddetle son bulur,
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi"
- William Shakespeare -"





Alacakaranlık Kitap İncelemeleri


Genelde gençlik kitapları şaşırtıcı derecede hızlı ve akıcı biter. Ama Alacakaranlık dehşet derecede yavaş akıyor...
"Bak bu kitap gençlik kitaplarının baş yapıtı, yapma Maria oku Maria" diye diye kendimi avutsam da olmadı. -Kitabı almak için böbreklerimden birini gözden çıkardım. Ondan sebep bitirmeye çalışıyorum. :D-
Konusu:
şapşal mı şapşal tatlı mı tatlı kızımız Bella birden bire babasıyla yaşamaya karar verir. -Anne ve babası ayrı- gittiği şehire ayak uydurmaya çalışması, okul hayatını falan okuyoruz ilk 100 sayfada.
Sonrasında Edward diye gizemli ve inanılmaz derecede yakışıklı -kitabın hemen hemen her sayfasında Edward'ın ne kadar muazzam olduğunu okuyoruz zaten- biriyle tanışıyor. Ve edebiyat tarihinin en inanılmaz olayı yaşanıyor; Tanıştıktan 2-3 sayfa sonra kavga falan ediyorlar. Şapşal çift...
Yemin ederim başka bir olay yok. Ayrıca Edward'ın acilen psikolojik tedavi falan görmesi lazım. Aniden değişen ruh halleri, psikopat psikopat haraketler. Tamam Edward en vampir sensin kardeşim.

Yanlış hatırlamıyorsam 5 kitaplık bi seri. İndirimdeyken -ne indirim ama!- ilk iki kabını almıştım. Mecbur bitiricez. Umarım ve umarım bunları yazdığıma ilerleyen sayfalarda ve ilerleyen kitaplarda pişman olurum. "Çok güzelmiş gençler kesin alın" falan derim. Umarım paramı boşuna harcamamışımdır. Ve yine umarım "bu kitap yerine Zweig'in eserlerinden alsaydım" demem. Umarım!..




Belki yaşım gereği, belki de iç dünyamın yönlendirişi diyelim. Ona galiba yeni nesil "tarz" adını vermiş. İşte o nedenle benim çok çok içimi ısıtan bir kitap olmadı. 3564 okuyucu bulması, bunun 450 sinin beğenmesi ve okuyucu yaş aralığının 18-34'ünün %56 olması bende, genç kuşağım bu tarzda, kurgusal yazılımlardan hoşlandığı kanaatine ulaştırdı. Hiç bir zaman onlara haksızlık etmek istemem.
Peki ben niye okudum...?
Ankara'ya gittiğimde elimdeki elimdeki kitapların okunması bittiğinde Gelinim okumam için vermişti. Oğlum ve gelinim de iyi okuyucudur. Bu arada. Ama onların kitaplığı, hep bu tarz ve fantastik kitaplarla, haaa! birde benden tırtıkladıkları kitaplarla dolu. Bende mecburen okudum.
Bana göre bir kitap, hayatın her yönü ile barışık olmalı Ama her yönüyle...Sonun da okuruna bir "şey" ler bırakmalı. etkilemeli onu, sarmalı, okşamalı, göz, kitap ve bellek arasında askeri tabirle "doğru nişan" olmalı ki! hedef vurulsun... Av - avcı gibi..
Alıntılara bakarsak çok fazla olmadığını görüyoruz onca sayfanın içinden altı çizilip bellek sandığına yolculuğa çıkarılacak özlü söz veya can yakıcı lakırtı bulamamışız demek değil midir bu?
Benim okurken hoşuma giden şey kısa çümleler lie anlatılmış olması oldu.
Kitabın anlatım dilini bir genç kızın güncesini okur gibi olduğunu göreceksiniz kendinizi kitabı okurken.
Benden bu kadar... İyi okumalar diliyorum...
.




"Günün ne kadar mukkemmel olduğunun önemi yok, her zaman sona ermek zorunda."

Aslında bu kitabı neden okuduğumu bilmiyoruumm. Bilmiyoruumm çünkü vize zamanlarımdayım ve hiç bilmediğim bir kitaba başlamak istemiyorumm. Filmlerini izlediğim kitapları okumayı sevmem ama okuduğum kitapların filmlerini izlemeyi severim.

Sanırım bir şey fark ettim. İnceleme yapmayı özlemişim. Daha daha daha daha yesyeni inceleme giriyorum ve başlarda çok zorlanıyordum hatta ilk incelemem kıskançlık baya kısa ve cringe olabilir (kesinlikle olamaz bana ait!) (Alçak gönüllü değilim aşırı sory).

Her neyse bunu okuyan dostum. Sana da merhaba :)

Gece saat 12.12 ve ben kurutma makinesini dinliyorum. Zihnimi bir türlü uyutamıyorum bu sebeple biraz inceleme giricem ama çok az.

Bu kitabı incelemeyi istemiyorum çünkü çok mantıksız geliyor. O kadar klasik bişey ki neyse boş yapmayacağım ve bildiğiniz şeyleri size vermeyeceğim.

Filmine oranla kitap daha fazla detay içeriyor. Ve Bellamız çok fazla şey düşünüyor bazen o kadar dalıyor ki düşüncelere bir bakmışım bende dalıyorum kendi düşüncelerime bu biraz okuma motivasyonumu düşürdü bana sorarsanız çok az akıcılığınıda kaybettirdi.

Kitap ilginç bir şekilde okutuyor kendini, aslında herşeyi biliyorum ama yine de okuyorum ve bu iyi bişey. Karakterler TV de verildiği gibi olmamasi bunun en büyük sebebi.

Sanırım daha fazla incelemem bu kitabı zaten bilmeyenimiz yok ve bende tamamen can sıkıntısından giriyorum bu cümleleri.. Good and night..




Alacakaranlık dendiğinde bir çoğumuzun aklına aynı kurgu gelmiyor mu? Yazıldığı andan (2008) bu zamana kadar çoğumuzun beğendiği, çoğumuzun da oldukça klişe bulduğu Bella ve Edward’ın tutkulu aşkını yıllar sonra yeniden okumak çocukluk yıllarımda hissettiğim bazı duyguların gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. 90 jenerasyonundan olup da Alacakaranlık serisini bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Kitap kapaklarını gördüğümde dahi ruhuma nedensiz yere tatlı bir huzur doluyor ve seriye yeniden başlamama sebep oluyordu. 15 yaşımdayken, yani yaklaşık olarak on üç sene önce okulda bir arkadaşımdan ödünç alarak okumuştum seriyi. İtiraf etmem gerekirse şu ana kadar serinin kitapları ben de yoktu. Neden bilmiyorum, ama bu seriye dair tam olarak seviyorum veya sevmiyorum diyemiyorum. Sanırım bir zamanlar seri hakkında, filme uyarlandıktan sonra oyuncuların dahi sevmemelerinden kaynaklanıyor. Filmin çıktığı zamanlarda, bir röportajında Robert Pattinson (Edward)’ın, güneşte parlayan vampir düşüncesinden gerçekten de hoşlanmadığını söylediğini hatırlıyorum. Çoğu insan da, filmlerden sonra seriye dair daha çok antipati oluştu ve kitaplarına el sürmez oldular. Sanırım ben de bir dönem, kitaplarını o an okuduğum halde bu algıya kapıldım ve bunun hakkında pek konuşmak istemedim. Fark ediyorum ki kitapları her zaman olduğu gibi daha güzel ve Edward karakterini filmdekinden daha güzel yansıtmış. Ki seriyi yeniden okumayı bitirdiğimde filmlerini yeniden izlemeyi dahi düşünüyorum…




Herkesin bildiği bir şeyi tekrar anlatmama gerek yok herhalde konuyu üstün körü de olsa tüm dünya biliyor. Yine dee... Bella, annesinin yanından ayrılıp babasının yanına Forks'a taşınan, 17 yaşında, düz yolda bile gitmeyi beceremeyen, sakar bir kızdır. İlk andan itibaren okulda dikkatleri üzerine çekip Cullen ailesine de dikkatini vermiştir. Edward Cullen , başlarda Bella 'dan çok haz etmese de Bella' ya minibüs çarpacakken malum sahneden sonra aralarındaki ilişki alevlenmiş ve "Aman Tannrım" lık bir hikaye ortaya çıkmıştır.
Şahsen bu alevlenmeden sonra sürekli birbirine soru sormakla geçen kısımlar biraz sıksa da 'ben de bir vampirle tanışsaydım milyon tane soru sorardım' gerçeğini göz önüne alınca durum çekilebilir geliyor. Bella'nın ilk anlardan itibaren Edward'ı tanrısallaştırması hatta ölecek bile olsa onun ne kadar yakışıklı olduğunu vurgulaması falan bana biraz abartı geldi. Olayı çözen Bella, güzelim insansı kokusu yüzünden yine bir felakete sürüklenir ve bakalım 'vampirleşme dönüşümü'nden kurtulacak mı, kurtulsa bile belki kurtulmak istemiyordur? Jacob beyefendiyi bir kaç kısım dışında pek göremedim. Zaten 15 yaşında bir çocuğu film serisinde ilk andan itibaren dev gibi gösterip hemen aşk üçgeni içine koymaları...
Neyse gidip iki günde bitirdiğim birinci kitabın heyecanıyla aynı dozda enerjiyle ikinci kitaba başlayacağım , iyi okumalar...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: