Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni - Friedrich Engels | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Kitap Bilgileri


Yazar: Friedrich Engels
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 34 dk.
Sayfa Sayısı: 232
Basım Tarihi: 1992
İlk Yayın Tarihi: 1884
Yayınevi: Sol Yayinlari
ISBN: 9789757399049
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Kitap Tanıtımı


İçindekiler

7 Çevirenin Notu, Kenan Somer

11 Birinci Baskının Önsözü

14 Dördüncü Baskının Önsözü

29 I. Tarih-Öncesi Uygarlık Aşamaları

30 1.Yabanıllık

30 1.Aşağı Aşama

30 2.Orta Aşama

31 3.Yukarı Aşama

31 2. Barbarlık

31 1.Aşağı Aşama

32 2.Orta Aşama

34 3.Yukarı Aşama

36 II. Aile

46 1.Kandaş Aile

47 2.Ortaklaşa Aile

56 3.İki-Başlı-Aile

73 4.Tek-Eşli-Aile

99 III.İrokua Gensi

117 IV.Yunan Gensi

128 V. Atina Devletinin Oluşumu

141 VI. Roma'da Gens ve Devlet

154 VII. Keltlerde ve Cermenlerde Gens

172 VIII.Cermenlerde Devletin Oluşması

185 IX. Barbarlık ve Uygarlık

209 Ek: Grup Halinde Evlilik Üzerine Yeni Bulgulanmış Bir Olgu

Ek

217 Mark

237 Özel Terimler Sözlüğü

242 Açıklayıcı Notlar

246 Adlar Dizini

250 Kaynaklar Dizini

250 I.Yazarlar

251 II.Anonim Dergi ve Yayınlar

252 Konu Dizini




Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Kitaptan Alıntılar


1. "Mülkiyet edinmek, tuzlu su içmek misali, içtikçe susatan susadıkça içirten, sonu gelmez bir kanserdir."




2. "Kadın için bir suç olan ve ağır yasal, toplumsal sonuçlara yol açan şey, erkekler için bir şan ya da en kötüsü zevkle taşınan hafif bir ahlaki kusur olarak kabul edilmektedir."




3. "Mülkiyet edinmek, tuzlu su içmek misali, içtikçe susatan susadıkça içirten, sonu gelmez bir kanserdir."




4. "Yalnızca aşk üzerine kurulu evlilik ahlaklıysa, o zaman yalnızca aşkın devam ettiği evlilik ahlakidir."




5. ""Yaşamı boyunca, hiçbir zaman para karşılığı ya da mevki gücü için kendini bir erkeğe vermemiş, ya da ekonomik sonuçlarını düşünerek sevdiği erkeği geri çevirmemiş bir kadınlar kuşağıyla; para ya da mevki gücüyle bir kadını yüzüstü bırakmamış ya da geçimini düşünerek sırf çıkarı için sevmediği kadına bağlanmamış bir erkekler kuşağı yetiştiği zaman.
İşte o zaman, kadın-erkek ilişkileri ve insan ilişkileri ahlâkî yüceliğe ulaşacaktır.""




6. "Modern tek eşli aile; kadının açık ya da gizli ev köleliği üzerine kurulmuştur."




7. "Şöyle ki, kadın ailenin özel hizmetindeki yükümlülüklerini yerine getirdi­ğinde, kamusal üretimin dışında kalıyor ve hiçbir şey kaza­namıyordu; kamusal endüstriye katılmak ve kendi başına para kazanmak istediğinde de, ailevi yükümlülüklerini yeri­ne getiremiyordu."




8. "Kadın için bir suç olan ve ağır yasal ve toplumsal sonuçlara yol açan şey, erkekler için bir şan ya da en kötüsü, zevkle taşınan hafif bir ahlâki kusur kabul edilmektedir."




9. "Mülkiyet edinmek, tuzlu su içmek misali, içtikçe susatan susadıkça içirten, sonu gelmez bir kanserdir."




10. "Modern tek eşli aile, kadının açık ya da perdelenmiş ev köleliğine dayanır ve modern toplum, molekülleri olan yığınla tek eşli aileden oluşan bir kitledir."




11. "Kadının sadakatini, aynı zamanda çocukların babasını kesinleştirmek için, kadın mutlak olarak erkeğin tahakkümüne teslim edilir."




12. "Modern karı koca ilişkisi, gizli ya da açık, kadının evcil köleliği üzerine kurulmuştur."




13. "Erkek ailenin içinde burjuvadır, kadın proletaryayı temsil eder."




14. "Bu üretimdeki beceri, insanın üstünlüğü ve doğaya hük­metmesinin derecesi açısından belirleyicidir; tüm canlı var­lıklar içinde yalnızca insan gıda maddelerinin üretiminde neredeyse mutlak bir hakimiyet kurabilmiştir ."




15. "Analık hukukunun yıkılışı, kadın cinsin büyük tarihsel yenilgisi oldu. Evde bile, yönetimi elde tutan erkek oldu; kadın aşağılandı, köleleşti ve erkeğin keyif ve çocuk doğurma aleti yerine geldi."





Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni Kitap İncelemeleri


Engels çoğu zaman Marx’ın düşüncelerine uyum sağlamış bir dost olmasıyla bilinmektedir. Yazılarını Marx'ın yazılarının önüne geçirmemiş ve kendi adını da onun adının önüne geçirmemiş bir burjuva çocuğudur.

Babası zengin bir fabrikatör olmasına rağmen o işçilerin çektiği zulümleri gördüğü için babasına karşı gelmiş ve işçi hareketlerinin başlatıcısı olmuştur. Demek ki neymiş? Mevcut dönemin karaktersizliği ve zorlaması sizi siz yapan değerlerinizi yıpratamayabiliyormuş. Karakterinizi bozmasına müsaade etmediğiniz takdirde insan olabiliyormuşsunuz.

Engels tam da böyle bir insan, Marx öldükten sonra bile eşine ve çocuklarına o bakmıştır. İlk feminist hareketin başlatıcılarından birisidir. Kadının değerinin proleteryanın değeriyle bir olduğunu ver her ikisinin de özgürleşmesinin dünya için en önemli olgu olduğunu belirtmiştir.

‘Kadın’ Engels için hassas noktadır. Aile dediğimiz en küçük yapı aslında özel mülkiyetle gelen ve devleti oluşturan en güçlü yapıdır. Kadın ise bu yapının aslında en değerli yapı taşıdır.

Zaten kendisi evliliğin kısıtlama olduğunu düşünerek aşık olduğu kadınla evlenmemiştir. Bireysel aşkın bütün otoritelerden üstün olduğunu vurgulamıştır.

Toplumsal sistemin ürettiği bütün ürünleri gözler önüne seren ve kısa bir insanlık tarihini gözler önüne seren bir eserdir. Aynı zamanda ailenin, özel mülkiyeti, özel mülkiyetin ise devleti nasıl oluşturduğuna güzel bir ışık tutmaktadır.

Okuduğunuz zaman içerisinde olduğumuz bu sistemin nasıl bir zincirleme tutsaklık olduğunu göreceksiniz.

Keyifli okumalar dilerim.. :)




Friedrich Engels, pek çoğumuzun Karl Marx ile beraber yazmış olduğu Komunist Manifesto kitabıyla ve Marx ile mektuplaşmalarıyla tanıdığı büyük çok büyük bir bilim adamı ve kuramcıdır. Ailenin , Özel Mülkiyetin ve Devletin kökeni kitabı da büyük düşünürün, Karl Marx'ın el yazmaları ve Lewis H. Morgan'ın yabanıllık, barbarlık-uygarlık ayrımını kullanarak ortaya koyduğu fikirlerinden ibarettir.
Diyalektik materyalizm mantığıyla yazılan kitapta ailenin kökeniyle başlanır irdeleme. İlk ailelerden bu yana ortaya çıkan ekonomik devinimlerin toplumun geri kalanını nasıl etkilediğini, Ataerkil aileye nasıl geçildiğini, Analık kanununun bozulmasıyla aslında kadın soyunun nasıl erkek karşısında mağlup olduğunu ve kadınlarında sömürülenler kısmında kendine yer bulduğunu bir bir anlatmış yazar.

Ailenin ortaya koyduğu ekonomik davranış kalıplarının barbar toplumlardan başlamak üzere toplumun genelinde bir etkiye sahip olduğunu ve aile içindeki ilişkilerin uygarlığın ekonomiye bakış açısını nasıl değiştirdiğine dem vuruyor düşünürümüz. Barbarlığın, uygarlığın ve günümüz uygar (!) devletinin aynı kökenden o küçük aileden filizlendiğini ve beraberinde getirdiği paradigmaları gözler önüne seriyor.

21.yüzyıl dünyasında hala sıkça konuştuğumuz kadın cinayetleri, kadın erkek eşitsizliği, emek sömürüsü, yoksulluk, gelir adaletsizliği, kölelik ve modern kölelik kavramlarının yüzyıllar öncesinden bu yana kangrene dönmüş durumlarını irdeliyoruz ve reçeteyi önümüzde buluyoru. Engels'in sayfalarında haykırdığı idealde belki de ütopyada..




Friedrich Engels, Karl Marx’ın dava ve yol arkadaşı, Bilimsel Sosyalizm ve Komünist Doktrini, Karl Marx ile birlikte kuramsallaştıran Alman filozof. Aynı zamanda Feminizmin de babası sayılır. Ve bu eser bir noktada Feminizmin başlangıç noktası olarak gösterilebilir. Engels, eserde kadın-erkek ilişkisine mükemmel yaklaşımlar ortaya koymuş. Açıkçası ben Engels’i Marx’tan daha çok benimserim. Engels bana her zaman daha yakın ve daha sempatik gelmiştir.

Kitap, Friedrich Engels’in en önemli eserlerinden biridir. Aslında Marksizm ve Tarihsel Materyalizm içindeki önemi de büyük.

Kitapta Engels ailenin, toplumsal yapı içerisinde ilkel çağlardan modern çağlara kadar nasıl değiştiğini; bu değişimde ki ekonomik, kültürel ve toplumsal yapının etkisini çok iyi bir şekilde işlemiştir. Aynı zamanda Engels Komünist yapının kurulması halinde, devletin nasıl olacağını, bu yeni yapı içinde özel mülkiyetin nasıl şekilleneceğini ve buna bağlı olarak ailenin nasıl şekillenmesi gerektiğini çok iyi dille anlatmıştır. Bu kitabın bana göre en önemli yanı tarihsel gelişim sürecinin mükemmel bir şekilde ele alınmış olmasıdır. Engels bunu iyi başarmış. Kitaptaki hemen her tespit bana göre ders niteliğindedir.

Okunması gereken Sosyolojik tespitlerin üst düzeyde olduğu bir kitap. Tavsiye ederim.

Felsefe okuyun, Felsefe ile kalın...




friedrich engels'in 1884 tarihli, tarihsel gelişim sürecini harika bir şekilde ele aldığı, toplumsal yapının, ilkel komün sisteminin modern çağlara kadar yaşadığı değişimleri gösterdiği önemli yapıtı. sadece engels'in değil, genel anlamıyla marksist literatürün ve tarihsel materyalizmin de baş yapıtlarından birisidir.

engels bu kitabında, aile yapısının, toplumun içinden geçtiği ekonomi koşullar ve gelişmelere bağlı olarak geçirdiği değişimleri ele alarak, farklı tarihsel toplum ve dönemlerdeki örneklemelerle bunu somut bir zemine oturtma başarısını gösterir. bu varılan sonuçlar ile, emeğin verimliliğindeki artışın işbölümü ve barış dönemlerine, bunun karşısında sömürü ve özel mülkiyet dönemlerinde bunun tersinin neden ve nasıl olduğu ile sınıfların oluşumunu, aile öznelinden başlayarak toplumsal genellemeye yayarak, başarılı bir şekilde açıklar.

marksist öğretiye bu kitapla kazandırılanları sıralayalım dersek, kabaca şöyle bir şey çıkar: özel mülkiyet ve toplumsal sınıfların her dönemde var olmayıp, ekonomik gelişmeler ile sömürü sisteminin bir sonucu olarak oluşmuş fenomenlerdir; çağdaş devlet düzeninin egemen sınıflar tarafından halk yığınlarının ezilmesi için kullanılan bir aygıttır; ve sınıfların, insani değil ekonomik bir fenomen olarak, er ya da geç ortadan kalkacaktır. Bunların hepsini gelişim sürelerini ele alarak anlatmaktadır.




Kitap, yazarın yaklaşımı bağlamında çok zor olsa da sosyalist rüzgarlardan azade edildiğinde antropolojik anlamda çok kısa, hızlı ama bütüncül bir panaroma sunuyor. Bu yazınsal geçit ise, insanlığın ilk yabanıl dönemlerinden uygarlık dönemlerine kadar olan süredeki toplumsal ilerlemesine ilişkin.

Konuya, yani aile, özel mülkiyet ve devlet olma anlayışını getiren yükümlülükler bağlamında, yazarın açısından bakarsak da kitap, okuyucusunda, sanki içeriğinden bir şeyler kaybediyor hissi yaratabilir.

Tarihte dünyanın farklı coğrafyalarında varolmuş ve izleri artık zar zor seçilebilen soy, kabile ve bunların uygarlığa miras bıraktıkları ve bırakamadıkları gelenekler bütünü için kitap müthiş bir makale sunuyor. Varsayımsal gibi görünen ama yine de rasyonalizm sınırları içinde kalan kısımlarda ise deneme türünde ilerleyen kitap; insanlığın kökenini, tarihöncesi çağlardan itibaren sürmeye çalışan; beşeri üretkenlikle hep bir şekilde yan yana olan ekonomik, kültürel ve toplumsal değişikliklere koşut “düzen” dönüşümlerini; en nihayetinde de dün aleni bugünse örtülü hale gelen köleliğin bağlarını insanlığın yabanıllık, barbarlık ve uygarlık dönemleriyle ilişkilendiren bir içeriği iki yüz sayfaya sığdırmayı başarıyor.

Hegel’ci, Marx’cı yada Engels’ci düşünmese de, beşeriyetin tarihöncesi dönemleriyle bugününü sosyolojik açıdan ve materyalist bakışla birbirine bağlaması yönünden konuya meraklı ve ilgili okurların ıskalamaması gerek bir eser.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: