Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Ahraz - Deniz Gezgin | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Ahraz Kitap Bilgileri


Yazar: Deniz Gezgin
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 200
Basım Tarihi: Eylül 2019
İlk Yayın Tarihi: 2012
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750741159
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Ahraz Kitap Tanıtımı


“Her şeye büyük bir merak besliyordu. Gökyüzünü, açık denizi, karşı adayı, rüzgârın uyuduğu yeri ve daha çok şeyi... bilmek değil hissetmek istiyordu. Varlıktan çok yokluktu merak ettiği, hiçlik; tıpkı kendi gibi.”



Ahraz suyla başlayıp suyla biten bir roman. Romanın başkarakteri İsrafil, yüzüne kapıların kapandığı, küçük bir kıyı kasabasında toplumun günah keçisi yaptığı çaresiz Adile’nin tek oğludur. Suyun içine doğan bu ahraz çocuk, talihsiz annesi gibi çöp toplayarak ayakta kalır. Gelgelelim hayata sırtını dönmek yerine taşları, martıları, kayaların tüylü derisi yosunları, denizin dili balıkları arkadaş bilir; gökyüzünü yoldaş, ağacı rehber yapar. Yıllar sonra bir gün, kasabadaki tek dostu Marangoz Yusuf’la birlikte, kıyıya vuran iki yabancıya yardım eli uzatmasıyla ortalık karışacak, tüm kasaba halkını karşısına alacak, suyun zıddı ateşe kapı aralayacaktır.



Deniz Gezgin derinlerden çekip çıkardığı kadim anlatılar, pagan inanışlar ve tarihe göndermelerle örüyor romanını. Böylece doğa ile kültürün uyumla bütünleştiği zamansız, evrensel bir hikâye ortaya çıkarıyor.




Ahraz Kitaptan Alıntılar


1. "~

Hiç kimseyle gerektiğinden fazla münase­bete girme…

~"




2. "''...bazı sözcükler vardır ilaç gibi örter yarayı...''"




3. "Kalmak, sinsi bir kaderin sahibinin eline tutuşturduğu intihar silahı gibidir; âciziyyetin doruklara ulaştığı bir hiçlik hali. Rüyasında koşan bir kötürümün uyanışı kadar ağır ve kaçışı imkânsızdır. Zaman büyüteç merceğinden görünür kalanlara, her şey ağırlaşır, buharlaşır ve dolaşır. Yorganın altındaki karanlık gibi sınırsızdır kalma hali, bir adım dahi ilerlemeden içinde öylece duran, geceyi uzatan uykusuzdur kalan."




4. "~





~"




5. "Büyümek göze batmaktı sadece."




6. "~



.

~"




7. "Unutmak sağ çıkmaktı."




8. "~

Çiğ süt emmişiz hepimiz hiçbir şey bulamasak kendi kendimizi yeriz.

~"




9. "~



,


;

?

~"




10. "... senin anlaşmak dediğin nedir ki, her bizi duyan anlıyor mu ki ne dediğimizi."




11. "Unutmak sağ çıkmaktı."




12. "~

Bunların böyle salya akıttıklarına bakma sen, kavga­dan köpek gibi korkarlar. Hemen kepenkleri örter, sesi keserler, dövüşmeyi değil

daha çok."

~"




13. ""Hepimiz kendi içimizdeki kötülüğü gömüyoruz aslında, ölüler bahanemiz...""




14. "“Bilmeyenler bilmezler,sabahın kokusu gecenin ardının buhurudur,kimseler uyanmadan uçar gider…”"




15. "Tepemizdeki rüzgar niye bu kadar deli sanıyorsun, başka yerde böyle mi? Kokumuzu dağıtmak için. Çürüyoruz burada, tıkılmış kalmışız."





Ahraz Kitap İncelemeleri


Ahraz uzun zamandır okuma listemde olan ancak yeni okumaya fırsat bulabildiğim bir eserdi. Genel itibariyle de kitabı beğendiğimi en başından belirteyim. Toplum tarafından dışlanan, ötekileştirilen, lanetli olduğu düşünülen ve kağıt toplayarak hayatta kalmaya çalışan bir anne ve onun oğlunun hikayesi. Küçük kasabalarda, köylerde yaşayanlar daha iyi bilirler; toplum içerisinde bir kaç kişinin suçlayıcı parmağı herhangi birini gösterdiğinde o kişi tüm toplum tarafından da yaptığı herşeyle göze batar, suçlanır her zaman günah keçisi ilan edilir. Kimseye zararı olmayan, daha önce de belirttiğim gibi sadece kağıt toplayarak hayatta kalmaya çalışan bir anne ve oğlu da yaşadıkları toplum içerisinde, tüm toplumun başına gelen felaketlerde suçlu gösterilmiş, dışlanmış hatta öldürülmeye bile kalkışılmıştır. Halbuki kitabımıza ismini veren ahrazımız küçük İsrafil, işitememesini, konuşamamasını kendine hiç dert edinmemiş, yüreğiyle duyan ve konuşan tertemiz, yardımsever, kötülük nedir bilmeyen melek gibi bir çocuktur. İsrafil'in küçük bir kasabada yaşadıklarının anlatıldığı bu hikaye bir çok okuru hüzünlendirecek, yer yer hayata tutunuşu bizlere ilham olacak, kendisine yapılan kötülüklere karşı duruşuyla da bizlere örnek olacak niteliktedir. Ben Ahraz'ı çok sevdim, umarım sizler de okur ve seversiniz




Bu yazarin ilk eseri idi oxudum. Gozel bir eser idi Ahraz..
Insanlardan ferqli olmaq - hem xarici, hem de daxili cehetden, sanki bir eksiklik kimi olur. Hec kim topluluq bele hemin insani etrafinda istemir. Hemin insan da her kesden uzaqlasir hetta kuculur ve ailesine de tesir edir. Usagi ile normal danismir ve hemin usaq da eynen hemin valideyn kimi olur. Dislanmis..
Eserde ise lap balaca yaslarindan dislanan Adile var. Adilenin heyatini oxumaq ve gozumde canlandirmaq heqiqeten cetin idi. Adile kimi onun oglu Israfil de eyni heyati yasayir, amma Israfil daha heyata bagli, daha cox istediyini eden ve daha olumlu dusunen olur. Heyif ki Israfil kar ve lal olur. Bu da Adile hamile olanda ona komek eden olmur qizdirma ve xestelikli gun kecirdir. Usaga tesir edir. Bunu bilenden sonra ise Adile butun ada sakinlerine lenet edir ve hemin lenet ele adanin sonu olur. Eserdeki gozel urekli sujet ise Yusuf olur. Hemise Israfile komek edir, destek olur sona kimi beraber olurlar… aci sehne ise Israfilin sevdiyi qizin getmesi olur. Hec vidalasmadan.

Bir kız çocuğu düşünün, çocuk yaşta yetişkin olmak zorunda bırakılıyor.
Bir anne düşünün yaşarken ölü..
Bir beden düşünün her yeri kabuk bağlamış, kimse dokunmuyor, dokunulsa da hissetmiyor.
Ve bir çocuk düşünün hayatta fakat kimse görmüyor.

Xos oxumalar!




Adile kabuk bağlamış bir kadın.
Bir zamanlar çocuktu aslında ama hatırlamıyor. Yüzyıllar geçmiş gibi üzerinden. Hiç meme emmemiş, hiç sevgiyle kucaklanmamış gibi..
Sonra suların içinden bir can geliyor ona. , doğrusu gelen canı sudan belliyor.
İsrafil taşlaşmış yüreklerin ortasında sürgün vermiş bir ağaç oluyor. Parlıyor sustuklarıyla. İsrafil serpildikçe Adile çekiliyor toprağına.
Yusuf geliyor yüzünden ak yüreğiyle..
Bir Zehra var aklında kara bulut, bedeninde bin bir bereket.
.
İki gün önce bitirdiğim bir kitaba şimdi bir şey yazabiliyorum.
Çünkü zordu kelimeleri toparlamak, zordu okuduklarımı hazmedebilmek. Oteldeki insanları canlı canlı yakan insanların sevinç çığlıklarını duydum çünkü, gencecik bedenlere sanki hiç insan olmamış gibi ‘vur’ diyenleri, beslememek için asanları..
Adile ve İsrafil’in içinde yaşadıkları yer bize uzak değil, kapı komşumuz onlar. Aynı denizden beslenip, aynı toprağa ayak basan insanların etinizi koparması, sizin içinizi oyması bize yabancı değil. O yüzleri tanıyoruz biz. O kötülüğü biliyoruz.
Adile de oluyoruz, İsrafil de.
En çok ahraz oluyoruz. Görüp de duymamak, görüp de konuşmamak tek sığınağımız oluyor.
.
Peki siz duymadınız mı? İsrafil sura üfledi..
.
Deniz Gezgin kelimeleri senenin bana kattığı en güzel hediyelerden oldu..Sırada diğer kitaplarıyla yeni evrenlere ulaşmak var
.
Kapak tasarımı yine etkileyici bir Utku Lomlu çalışması~




Herkese Merhaba <3
Bugün yine çok beğendiğim, beni çok etkileyen bir kitapla geldim…
(Ahraz; sağır ve dilsiz anlamına gelmektedir.)
Konusundan kısaca bahsedecek olursam;
Adile, annesini hiç tanımamış, kasabanın çöplerini toplayarak hayatta kalmaya çalışan bir kızdır. Yaşadığı kasabada kimse tarafından sevilmeyen, hor görülen, ifrit gözüyle bakılan bu kız bir gün dünyaya bir erkek çocuğu getirir.
O güne dek kimseden tek bir şey istemeyen Adile, küçük bebeğinin yaşaması için saklandığı kabuğundan çıkar ve tüm kapıları çalar ama kasabadaki insanlar onun yardım çığlığına sağır kalır. Kimse kapısını açmaz, açanlarda ifrit diye suratına çarpar. İşte o gün açılmayan kapılar yüzünden ahraz olur küçük melek İsrafil :(
İsrafil büyüdükçe Adile küçülür, küçüldükçe kabuğuna çekilir. İsrafil ise onun aksine hayata karışmak için kabuğunun dışına çıkar. Kulaklarıyla olmasada yüreğiyle duyar, dudaklarıyla olmasada gözleriyle konuşur. İsrafil’i ilk duyan ve gören mavi tüylü köpeği olur daha sonra ise marangoz Yusuf girer hayatına.
Adile’nin hiç yaşayamadığı hayatı, melek kalpli İsrafil’in hayata tutunma çabası, Yusuf’un mert yüreği, Papaz efendi ve kızı Marika’nın yurt özlemi…
Hep böyledir bu kendi gibi olmayanı hor görür insanoğlu… Gerçek ahraz kimdi şimdi kitapta İsrafil mi yoksa onu görmeyen, duymayan, anlamayan insanlar mı?
Alışılmışın dışına çıkıp betimlemelerin derinliğinde yüzmek isteyen tüm okurlara kesinlikle tavsiye ederim.
OKUYUN OKUTUN
Kitapla Kalın
Sevgiler <3




Beni çok etkileyen bir kitap daha.
Dışlanmışların, ötekileştirilenlerin, daha doğarken günah keçisi ilan edilenlerin konu edildiği can yakıcı bir roman.

Bir kıyı kasabasında bebekliğinden yaşamının son anlarına kadar acılar içinde yaşayan Adile ve ahraz oğlu İsrafil'in öyküsü içinizi acıtıyor.

Toplumda kabul görmemek hayata sırtını dönmek için geçerli bir sebep değil İsrafil için. Annesi gibi kabuğuna çekilmeyip inadına yaşamaya ve anne mesleği tüm kasabanın çöplerini toplayarak hayata tutunmaya ant içiyor. "İnsanlar ne kadar kötü olabilir? İyinin ve kötünün savaşı ne zaman son bulur? Hayat bana ne zaman yüzünü güldürecek?" gibi sorularla kafasını melankolik kuşatmalara kapatıp umuda bayrak açan bir ahraz oğlan İsrafil. Martılarla, sokak köpekleri ve yosunlarla dost olan, duyamadığı ve dillendiremediği her şeyi resmeden İsrafil "ifrit Adile" nin oğlu olmaktan başka hiçbir özellik taşımaz. Ta ki bir gün kasabaya iki yabancı gelene dek...

Yazarın üslubunu da kurgusu kadar beğendim ve metninin edebi değeri de yüksekti bana göre. Sayfalarda sıkça yer verdiği benzetmeler çok lezzetli ve çok duyguluydu. Yer yer bu benzetmelere ve ruhsal betimlemelere fazla yer vermiş olsa da kitaptan koparmadı bu durum.

Tarihe göndermeler, inanışlar ve mitsel anlatılara yer vererek metnini oldukça zenginleştirmiş. Mutlaka şans vermelisiniz



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: