Ahmet Haşim En Beğenilen Sözleri
1. ""Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez; savaş sevginin
tamamlayıcısıdır.""
- Gurebahane-i Laklakan
2. "….. deniz gezisi , ruhun bütün dertlerine devadır."
- Bize Göre
3. "Denizin yeşil bir karanlık hüküm süren dibinde biten renkli süngerler ve kıpkızıl mercanlar gibi , ruhun da alt tabakaların da , görülmez bir mantığın garip bitkileri dal budak salar."
- Bize Göre
4. "…açık hava , yorgun sinirlerimin gergin ipleri üzerinde tüneyen kara kuşları kaçırdı ve onların yerine martı gibi beyaz ve hafif birtakım neşe kuşları getirdi."
- Bize Göre
5. "“ Ay ! Ay ! Yalancı ay ! Zekadan harap olanları dinlendiren hayal gibi ,güneşten bunalanları da teselli eden sensin !"
- Bize Göre
6. "Güneş , bütün gün , insana doğru fakat acı şeyler söyleyen bir arkadaştır."
- Bize Göre
7. "Neşe ve üzüntü , keyif verici maddelerin icadına kadar bize hâkim birer büyük ve ezici güçtü.Neşeye hâkim değildik, kederi kendimizden uzaklaştıracak hiçbir gücümüz yoktu."
- Bize Göre
8. "Esnemek , acılı bir ruh düğümü olan bütün gerilmiş durumların çözülüp açılmasıdır.Esnemek , savaş ve savunma durumunu terk etmiş , tam bir güven içinde olduğunu hisseden vücudun mutlu teslimiyetidir."
- Bize Göre
9. "Muhakkak leylek , ressam ve şairi bir takım karışık ve uyumlu hayallere davet etmek üzere yaratılmış bir kuştur.
Leylek , yaz mevsiminin kuşu değil, bizzat yazısıdır. Kırmızı gagasının takırtısı , ses hâlinde gelmiş bir sıcak temmuzudur. Bir baca üstünden ufka çizilen bir leylek şekli , hayal gücüne neler hatırlatmaz: Maviliği iç bayıltan sonsuz , derin gökyüzü…Yeşil bir vadide gizlenmiş minareli , küçük , beyaz bir şehir…Yarasaların uçuştuğu , kavak ağaçlarının hafif hafif sallandığı yeşil bir akşam… Sıcak bir Asya gecesi. Alçak bir gece semasına serpilmiş büyük yıldızlar…. Bütün bu yıldızların içinde bir leyleğin düşünen gagası.."
- Bize Göre
10. "Mimari eserler , fazla çirkinliğe , fazla garabete gelmez. Son yılların ağlanacak , sahte mimarisi yüzünden değilmidir ki , ruhumuzun estetik yeteneğine delil aramak için geçmiş sanatkârların eserlerine başvurmaktan başka çare bulamıyoruz."
- Bize Göre
11. "Hiç bir şey dil kadar bir ağaca benzemez.
Diller tıpkı ağaçlar gibi mevsim mevsim rengini kaybeder ölü yapraklarını döker ve tazelerini açarlar.Dilin yaprakları , kelimelerdir."
- Bize Göre
12. "Felce uğrayan, ne yazık ki yalnız edebiyatımız değildir. Bu btkinlik rengi , gizli bir hastalığın sarılığı gibi , ruh ve hayalin bütün bahçelerinde yayılmakta ve bütün yaprakları yer yer soldurup kurutmaktadır."
- Bize Göre
13. "Boş vaktim oldukça , sinemaya giderim.Yumuşak bir karanlığa gömülmüş , makinenin hışırtısını dinleyerek , vücudumun değil , ruhumun bir çetin yol üzerinde mola verdiğini hissederim. Sinema , böyle yormayan masum bir göz eğlencesi kaldıkça , yorgun başın uysal bir sığınadır.Her zevkini kaybetmiş ruhu ,çocukluk tazeliğine kavuşturan bu karanlıkta , basit musiki , tatlı bir ninni görevini görür.Ben en güzel ve en dinlendirici uykularımı sinemanın , ipek yastıklar gibi başın arkasına yığılan yumuşak karanlığına borçluyum."
- Bize Göre
14. "..dünyanın mutlak hâkimleri , şu kızıl ufuklar üzerinde sıra sıra yürüyen ve gürlüyen kara bulutlar olucak.Bulutlar bize küsünce nehirler kurur , tarlalar ölür.Bahçeler solar , toprak ürünlerini keser
… Şu çarkları suyla dönen dünya , eski zaman işi bir değirmeninden hâlâ farklı değil !"
- Bize Göre
15. ".. aşkla evliliği karıştırmamalı. Aşk geçici , evlilik ise süreklidir.Evliliğin aşkın devamı zannetmiş nice safdil çiftler , üç ay geçmeden dudaklarda ateşin söndüğünü görmüş ve bulamamaktan şaşırmışlardır.Aşk , değişmeyince ölür."
- Bize Göre
16. "Ne yazık ki vücudun çökmesi , zekânın olgunluk zamanına rastlar."
- Bize Göre
17. "Fotoğraf merceğine zerre kadar güvenim yoktur.Bundan dolayı , fotoğraf aletinin keşfiyle “portre” ressamın görevine son bulmuş gözüyle bakanlara hak vermek , bence zordur. Şekil ve madde , ışığın yansımalarına göre her an değişir. Bu nedenle hiç bir yüzün , nitelikleri belirli , bir tek görünüşü yoktur. Fırça sanatkârı , resmedeceği yüz üzerinde uzun müddet hayatın iniş ve çıkışını gözlemek ve onu bir çok değişikliklerinde tespit etmek suretiyle ,sonunda gerçek hüviyetin gizli hatlarını sezmeyi ve görmeyi başarır.Fotoğraf , bu zihni tahlil ve terkip gücüne sahip değildir.Onun için hassas cam üzerine beliren şekle bir belge değeri verilemez."
- Bize Göre
18. "Eğlenmesini, gülmesini bilmeyene biz ne yapabiliriz?
."
- Bize Göre
19. "Bütün canlı yaratıklara göre insanı üstünün yapan , kabiliyetlerin çeşitliliğidir."
- Bize Göre
20. "Ne olacağı bilmeyen yeni doğmuşlara yer açmak için , ölümün her yıl , özellikle baharda , kır saçlara attığı tırpan , kim bilir , doğaya karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!"
- Bize Göre
21. "En eski edebiyattan en yenisine kadar , her dilde , şiirin konusu eş değil , sevgilidir. Hayaller ve simgeler , hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında , pervaneler gibi uçuşur."
- Bize Göre
22. "Doğa dostumu kendine benzetmiş ve onu bir kaya parçasına döndürmüştü.Doğanın insana yapacağı en büyük iyilik şüphe yok ki , vücudu böyle haşin bir zırh ve içindeki ruhu da böyle bir çelik külçesi hâline getirmesidir.Fakat kır , gerçek kır ; sert toprakla sert insanın boğuştuğu bir âlemdir."
- Bize Göre
23. "Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır."
- Paris, Frankfurt... Yahut Hiç!
24. "Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...."
- Bütün Şiirleri (Cep Boy)
25. "Mektebin öğrettiğini hayat çabucak unutturuveriyordu."
- Frankfurt Seyahatnamesi
26. "Âşık, yüz bulmayan adamdır.
."
- Bize Göre
27. "Başım cünûnunu, ruhum gurûrunu gizler..."
- Göl Saatleri
28. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurabahane-i Laklakan ve Diğer Yazıları
29. "Aşk değişmeyince ölür.
."
- Bize Göre
30. "Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır."
- Bütün Şiirleri
31. "... birbirleriyle evlenmemesi lazım gelenler varsa onlar da yalnız sevişenlerdir.
."
- Bize Göre
32. "Yollar
Ki gider kimsesiz, tehî, ebedî,
Yollar
Hep birer hatt-ı pür-sükût oldu
Akşamın sîne-i gubârında.
Onlar
Hangi bir belde-i hayâle gider,
Böyle sessiz ve kimsesiz şimdi?"
- Göl Saatleri
33. "Kalbim
Benim bir ormandı,
İsimsiz asude
Bir büyük orman;
Ve gölgelerde revan
Olan hafi suların aks-i şevk-ı muttaridi
Dağıtırken sükutu bi-hude,
Düşünürdüm ki hangi gün, ne zaman,
Ne zaman
Girecektin o kalb-i mes'ude"
- Göl Saatleri
34. "*****
Susar akşam dolu ağaçlıklarda su bülbülü,
Sular hayallerin göğünü kucaklar:
Döner bu mavi kıyıya gölgeden kuşlar
*****"
- Bütün Şiirleri
35. "Aşk yabani bir hayvandır.
Yasalar dışında, isyan ve ayaklanma dağlarında yaşar. Ancak gece, karanlıklar basınca, gizli yollardan şehre girer ve bahçelerin tarhını, ağaçlı caddelerin kanepelerini altüst eder. İbadethanelerde her gün kınanan aşktır. Hükümetler, polis ve jandarmayı ona karşı silahlandırır.
."
- Bize Göre
36. "Üzüntüm tahammül kabiliyetimi geçmişti."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
37. "En eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde, şiirin konusu zevce değil, sevilendir (maşuka), hayaller ve benzetmeler, hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur.
Kahramanı zevce ve konusu evlenme olan hikâyeden daha tatsız ne olabilir?
."
- Bize Göre
38. "İnsan, gayesini hâlâ aramakla meşguldür."
- Bize Göre
39. ""Kestiğiniz hayvanların akan kanları karşısında kalbiniz hiçbir acı duymuyor mu?""
- Gurebahane-i Laklakan
40. "*****
Altın ufuklarında mavi bakışlar uçar
*****"
- Bütün Şiirleri
41. "En güzel şiirler, manalarını okuyucunun ruhundan alan şiirlerdir."
- Bütün Şiirleri
42. "Kadın nedir?..
O ışıklı menekşedir ki uçar,
Baharın güzelliği içinde o,
ufukların gülüşüdür.
Çiçek nedir?..
O da bir gülümseyen sevgidir ki
Temiz ruhunun güzel kokusunda bir kadınlık var!..
*****"
- Bütün Şiirleri
43. "ah o gözler…"
- Bütün Şiirleri
44. "“Kalp” kelimesi her lisanda hem “sevgi” hem de cesaret” manasına gelir."
- Gurebahane-i Laklakan
45. "Yine kış,
Yine şems-i mesâda, âh, o bakış,
Yine yollarda serserî dolaşan
Âşiyânsız tuyûr-ı pür-nâliş...
Tehî kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla;
Harâb olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavâfil-i evrak
Mütemâdî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırâb u nevmîde.
Yine kış, yine kış,
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış..."
- Göl Saatleri
46. "*****
Kapat düşüncenin ve hayalinin tasalı penceresini
*****"
- Bütün Şiirleri
47. "Dünyanın manzarası gözümde değişmeye başladı."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
48. "Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi bambaşka âlemlerin eşiğidir."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
49. "Büyük kuvvetlerin itaat halinde görünüşü, ruha ne ağır bir eziyet veriyor."
- Bize Göre
50. "Zira insan her dakika aynı idrak ve insaf kabiliyetinde değildir."
- Gurebahane-i Laklakan
51. "O kadar güçsüz ki gizli sesin,
Kendi derdinle kendin ağlarsın,
Senin derdin sana yeter • . ."
- Bütün Şiirleri
52. "Denizlerden
Esen bu ince yel saçlarınla eğlensin.
Bilsen"
- Bütün Şiirleri
53. "Aşk değişmeyince ölür."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
54. "Soğuk bir kış günü, karanfil almak için çiçekçi dükkanına girdim. Tatlı bir yaz sıcaklığıyla ısıtılan bu yerin havası, bitki özlerinin hafif, sert ve yeşil buharlarıyla doluydu.
İstediğim"
- Gurebahane-i Laklakan
55. "İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar."
- Frankfurt Seyahatnamesi
56. "Aşk geçici, evlilik ise daimidir."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
57. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurebahane-i Laklakan
58. "o, benim aşkımın hayalidir, Ah!.."
- Bütün Şiirleri
59. "*****
Bilirsin, ey gülen, durgun ruhlu ve durgun yüzlü kadın,
Gurbetin ve yalnızlığın gecelerinde beklenen sendin!
*****"
- Bütün Şiirleri
60. "Kalbim
Benim bir ormandı,
İsimsiz, asude
Bir büyük orman.
Asude: sessiz"
- Bütün Şiirleri
61. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurebahane-i Laklakan
62. ""Üzüntüm tahammül kabiliyetimi geçmişti.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
63. "Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin."
- Bütün Şiirleri
64. "Sanki o dargın geceler ruhu boğardı,
Her şey bizi bir korkulu düşle sarardı:"
- Bütün Şiirleri
65. "Ey kara göz, ey geceyi andıran dağınık saç,
Ey ateşi her çılgınlığa izin veren dudak,
Ey üzüntülerimi uyuşturacak göğüs,
Ey isteğin ruhu, ışığın ruhu, güzelliklerin ruhu,
Gelsen ve bu ayrılığı, bu acıları sona erdirsen,
Sen anlayacaksın beni ışığın ruhu, sen!"
- Bütün Şiirleri
66. "Hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur."
- Frankfurt Seyahatnamesi
67. "*****
Ayışığının ördüğü düşün buğday rengi ipeği
Sarardı vücudumu bir görkemli örtü gibi,
Önümde su gecenin sarhoş ezgileriyle menevişlenir,
Bu menevişlerde bütün gecelerin dünyası eğilirdi.
*****"
- Bütün Şiirleri
68. "Seyahat, hele deniz seyahati ruhun bütün dertlerine devadır."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
69. "Ruha giden yolları havada çizen yalnız kokulardır."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
70. "Geminin keşfine kadar deniz düşman bir unsurdu."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
71. "Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta..."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
72. "Bu soluk renkli, ·münkesir, ebkem,
Bu hayali tanır mısın, aceba?..
(Bu soluk renkli, kırgın, suskun
Hayali acaba tanır mısın?)"
- Bütün Şiirleri
73. ""Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.""
- Gurebahane-i Laklakan
74. "Şimdi ruhum bu can çekişen güneşin
Solgun ışığının yansımalarıyla
Titreyip ağlayan bu denizin
İnleyen dalgaları önünde
Böyle kimsesiz, ölgün, darmadağın
Anılarını canlandırarak
Ağlıyor perişan, üzgün ve bitkin! ..
*****"
- Bütün Şiirleri
75. "Kim diyor ki kadın şimdi, eskisi gibi yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor? Ya boya örtüleri? Bunların altında hakiki çehreyi hiç görmek mümkün mü? Boyalar olmasa bilmem kadın ne yapardı?
---Kadın ne yapardı bilmem... Fakat boyalar olmasa bilmem ki göz nasıl boyanırdı?"
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
76. "Bir kara bulut içinde beliren Sarı bir yüz.
...Ah, o sıra görürüm,
Sarı bir yüz, güleç bir görüntü."
- Bütün Şiirleri
77. "Hayatımıza tat veren derin zevklerin hakiki yaratıcısı olan insan zekasının halis bir mahsulü olduğu için kitap, tabiattan büsbütün ayrı, ondan daha lezzetli ve ondan daha dinlendiricidir. Kitabımı okuyorum."
- Paris, Frankfurt... Yahut Hiç!
78. "Benimle böyle koşan kimdi? Bir gurûra rakîb
Olan o savtı seherlerde eyledim ta'kîb:
Yolun dikenleri üstünde bekledim, güldüm,
Ve dinledim. .. yine savt-ı muakkibi buldum."
- Göl Saatleri
79. "Yârin dudağından getirilmiş
Bir katre âlevdir bu karanfil,
Rûhum acısından bunu bildi!
Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer,
Kızgın kokusundan kelebekler,
Gönlüm ona pervâne kesildi.
*****"
- Bütün Şiirleri
80. "Hep anılardır ki geçen günlere inler,
Hep anılardır ki ışığın ufku sararken
Sessizce gelir, hepsi gezer ruhumu birden ..."
- Bütün Şiirleri
81. "En güzel şiirler anlamlarını okurun hayalinden alan şiirlerdir."
- Bütün Şiirleri
82. ""En eski edebiyattan en yenisine kadar her dilde, şiirin konusu eş değil, sevgilidir.""
- Bize Göre
83. "Fikir ayrılığından dolayı aşağılama, öteden beri bizde kullanılan aşınmış bir silahtır ki, onursuz bir miras olarak, aynı türden kalem sahipleri arasında kuşaktan kuşağa geçer."
- Bir Günün Sonunda Arzu
84. "Uyku, geceye bir panzehir gibi ayarlanmış olmasa, insan, karanlıklar içinde duyacağı ve göreceği şeylerle kolayca aklını oynatabilirdi."
- Frankfurt Seyahatnamesi
85. "Güldün güzelim, sevinen ve çiçeklenen ruhuma
Dudağının parlak ve gül renkli gülüşü saçıldı şimdi.."
- Bütün Şiirleri
86. ""Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur.""
- Bize Göre
87. "Atıl, bağır, kuleler insin, indir ecrâmı!
Dolaşsın âteş-i haşyetle çizdiğin izler,"
- Göl Saatleri
88. "Bir gün
Akşamın ölgün
Duran o nâmütenâhî ziyâ denizlerinde
Gark olan eşcâr
Gark olan ovalar
Oluyorken sükût u hüzne makar,
Geldin âlâm-ı kalbi (kalbin kederlerini) teskîne..."
- Göl Saatleri
89. ""Acı çekenler; yalnız 'acı çekiyorum!' diye bağırabilenler değildir.""
- Bize Göre
90. "Ve gözlerim onu görmekle tanışını buldu."
- Bütün Şiirleri
91. "Zalam-ı hücre-i ye'sinde bir ziya ikaad.
Eyle ey fani,
Ve sonra ağlamadan
Kapat deriçe-i mağmum-ı fikr- ü hulyam.
(Umutsuzluk dolu odanın karanlığında bir ışık
Yak, ey ölümlü kişi,
Ve sonra ağlamadan
Kapat düşüncenin ve hayalinin tasalı penceresini.)"
- Bütün Şiirleri
92. ""Gece büyük ve siyah bir yapraktır. Ay, bu yaprağın üzerinde iri bir çiy tanesi gibi duruyor.""
- Bize Göre
93. "Sırf memleketin saadeti için, şahsen mesut olmanın hünerini öğrenmeye muhtacız."
- Gurebahane-i Laklakan
94. "Müslüman mezarlığında insan her ölü için durup ağlamak ister, o kadar her ölü munis ve cana yakındır."
- Gurebahane-i Laklakan
95. ""Âşık, yüz bulmayan adamdır.""
- Bize Göre
96. ""Acı çekenler yalnız "acı çekiyorum!" diye bağırabilenler değildir.""
- Bize Göre
97. "Kestiğiniz hayvanların akan kanları karşısında kalbiniz hiçbir acı duymuyor mu ?"
- Gurebahane-i Laklakan
98. "Ey çeşm-i siyâh, ey dağınık zülf-i şeb-engîz,
Ey leb ki eder âteşi her cinneti tecvîz,
Ey sîne ki âlâmımı tenvîm edeceksin,
Ey rûh-ı heves, rûh-ı ziyâ, rûh-ı mehâsin,
Gelsen ve bu hicrânı, bu âlâmı bitirsen,
Sen anlayacaksın beni, ey rûh-ı ziya, sen!"
- Göl Saatleri
99. "Gençliğinizi, gençliğinizin o tatlı kalbini hatırlar mısınız ?"
- Gurebahane-i Laklakan
100. "- Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek,
Düştüyse gönüller bu melâle?"
- Piyâle
101. "Kaçtım o bakıştan, o dudaktan,
Baktım ona, sessizce uzaktan
Vurdukça bu aşkın ona aksi..."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
102. "Bir sa'ir-i mechül-i leyali gibi rüzgar
Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar.
(Gecelerin bilinmeyen bir gezgini gibi rüzgar,
Hep sisli dokunuşuyla yanan duygulara çarpar.)"
- Bütün Şiirleri
103. "Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta..."
- Bütün Şiirleri
104. "Kuşlar mıdır, onlar ki her akşam
Evrenlerimizden yola çıkar?
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kuşaktır suya baksam,
Üstümde bir büyülü yaydır gök!
Akşam, yine akşam, yine akşam,"
- Bütün Şiirleri
105. ""Dünyayı idare eden ilim, fen, iktisat, sanat ve edebiyat akımlarının düzenleyicisi, şakakları beyazlanmış kafalardır.""
- Bize Göre
106. "Denizlerden
Esen bu ince havâ saçlarınla eğlensin.
Bilsen"
- Göl Saatleri
107. "Bahçeme mezarlık kokusunu yayacak ağaçlar dikmekle baharını güzle değiştirmek ve ona her mevsim için fikrin acı lezzetini vermek istedim."
- Gurebahane-i Laklakan
108. "Dönsek mi bu aşkın şafağından
Gitsek mi ekaalîm-i leyâle?
Bizden daha evvel erişenler,
Ağlar bugün evvelki hayâle....
-Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek
Düştüyse gönüller bu melâle?
Bir eldir ufuklardan uzanmış
Zulmet bizi çekmekte visâle..."
- Bütün Şiirleri
109. ""Hayat pahalılaştı, kazanmak da o oranda güçleşti.""
- Bize Göre
110. "Niceleri yırtıcı birer kurttu, gecelerin karanlığında aslanların sesini taklit ettiler; niceleri leş yiyici murdar kuşlardı, baharda bülbüller gibi öttüler.
Körler âlemin bahar ve güzünden bahsettiler, cılızlar kuvveti öğretmek istediler, timsahlar gözyaşları döktüler, alçaklar faziletten dem vurdular."
- Gurebahane-i Laklakan
111. "Şeklimiz bir hile ve bir yalandır. İnsan meyvelerin aksine yapılmış bir mahluktur, tatlı eti dışarıda ve iç tarafı ele alınmayacak olan tarafıdır."
- Gurebahane-i Laklakan
112. "Ne kış ne yaz bir dakika mesut olmayı bilmeyenler bir memleketi mesut etmeyi nasıl bilsinler?"
- Gurebahane-i Laklakan
113. "Ruha giden yolları havada çizen yalnız kokulardır."
- Bize Göre
114. ""Savaş ve zafer, kolay bir iş değildir. Dünya savaşı, bunu bütün kavgacı milletlere öğretti.""
- Bize Göre
115. ""İnsanın en asil organı hangisidir diye sorsalar hepimizin vereceği cevap budur: Beyin!""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
116. "Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân.
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
117. "Başım elimde, sorar gözlerim ufuklardan
Şemîm-i vaslını bir nefha, bir havâ senden;
Bakıp ufûlüne her şâm-ı mü’limin sanırım
Doğar sükut ile akşamlarım mezârından…"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
118. "Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde semâ kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!"
- Bir Günün Sonunda Arzu
119. "Durgun suya baktım ve dedim:Ah, ölebilsem,
Madem ki yok ölümüme ağlayacak kimsem."
- Bütün Şiirleri
120. "Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak.."
- Bütün Şiirleri
121. "Sanki bir savt-ı gaaib ü mühtez
«Kalbe bir aşk-ı bi-vefa yetmez
Seviniz, muttasıl sevin!> derdi.
(Gizli ve titrek bir ses sanki.
«Kalbe bir vefasız aşk yetmez,
Sevin, durmadan sevin!> derdi.)"
- Bütün Şiirleri
122. "Ne gül, ne de lale olduğunu san,
Ateş doludur, tutma yanarsın,
Karşındaki şu gül renkli kadeh...
İçmişti Fuzuli bu alevden,
Düşmüştü bu ilaç ile Mecnun
Şiirin sana anlattığı duruma..."
- Bütün Şiirleri
123. "Ey her isteğim, her üzüntüm, duygu ve hayalim,
Senin aşkınla böyle coştukça,
Yüreğimde söner gözyaşlarım, sıkıntım ve usancım...
Her sözümü gül renkli ve ışıklı bir öpücük,
Seven bir yürekle ufuklara fısıldar.
Yazdıkça senin temiz aşkınla coşarak!.."
- Bütün Şiirleri
124. "Şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır."
- Piyale
125. "Zamanımızda her işini makineye bırakan insan eli, artık kendi maharetiyle güzelliği yaratmakta âciz kalıyor."
- Gurebahane-i Laklakan
126. "Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor
mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta..."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
127. "Âh Yârabbî, nasıl birleşti
Bu çetin başla bu suçsuz bedenim?"
- Piyâle
128. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdiki zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurebahane-i Laklakan
129. "Şiirler var ki sular gibi akşamla renklenir ve ağaçlar gibi mehtapla gölgelenir, güneşin ziyâsında ise bu aynı şiirler, teneffüs edilmez bir buhar olur."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
130. "Zannetme ki güldür, ne de lâle
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle...
İçmişti Fuzuli bu alevden,
Düşmüştü bu iksir ile Mecnûn
Şi'rin sana anlattığı hâle...
Yanmakta bu sagârdan içenler,
Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı
Baştanbaşa efgân ile nâle...
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle!.."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
131. "Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez, savaş sevginin tamamlayıcısıdır."
- Gurebahane-i Laklakan
132. "Maziye ait şekillere fazla rağbetin şu ahlaki fenalığı vardır ki yaşayanları hayatlarından zevk almaz bir hale getirmekten başka gelecekten de ümitsiz bırakır. Arkaya baka baka, yere yuvarlanmaksızın, istenilen yönde kaç adım gidilebilir?"
- Gurebahane-i Laklakan
133. "İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar."
- Paris, Frankfurt... Yahut Hiç!
134. "Her akşam üstü ufuklarda bir selâm ararım
Her akşam üstü uzak bir semâ-yı muzlimden.
Sükût ü zulmet olan bir muhît-i mü’limden
Doğar hayâtıma bir hicr-i dâimi sanırım."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
135. "Ey sen
Ki şimdi şüpheli bir şekl-i pür- hayâl oldun
Bu semâ-yı mesânın altında!
Gecenin mevti ufku bağlamadan
Susmadan her teneffüs-i zinde"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
136. "Neşeye hâkim değildik, kederi kendimizden uzaklaştıracak hiçbir kuvvetimiz yoktu."
- Bize Göre
137. "“Mucizeler araçların ilkel olduğu devirlerde olurdu.Bugün ise insan için uçmak bile mucize değil!”"
- Gurebahane-i Laklakan
138. "''Âşık, yüz bulamayan adamdır.''"
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
139. "Fakat ipekler ve boyalar, ruhun eksikliklerini bilmem ki nasıl telafi edebilir?"
- Bize Göre
140. "Bir toplumda ahlak ve âdetlerin ne şekilde değiştiğini, kelimelerin başkalaşmasında görmeli."
- Bize Göre
141. ""Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.""
- Bize Göre
142. "Soluk cidâra asılmış, durur garîk-i melâl
O çehreler ki uyur gözlerinde eski hayâl...
O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi
Çekilmiş ufk-ı tesellîye karşı perdeleri..."
- Göl Saatleri
143. "Süleyman Nazif “kelimeler”in serdarıydı. “Kelimeler” şimdi onsuz başıboş bir sürüdür."
- Gurebahane-i Laklakan
144. ""Âşık, yüz bulmayan adamdır.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
145. "Yollar,
Âh gitmez mi hatt-î sâkitiniz,
Şimdi zer gözleriyle, tâ öteden
Tâ öteden
Gam-ı ervâhı vecde da'vet eden"
- Göl Saatleri
146. "Ey sen, ey onun rûhu ve ey mâtem-i seyyâl
Ey şimdi bakan hüznüme, âh ey kamer-i lâl."
- Piyâle
147. "Dinlerdik onun şi'rini ben lâl, o hayali.
Lâkin ne kadar hüzn ile tev'emdi meâli,
Lâkin ne kadar târ idi sensiz o nazarlar!
Guyâ, o zaman nurunu, ey mâh-ı mükedder,"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
148. "Diken ve taşları üstünde bir çetin râhın
Dağıldığı nesc-i harîr-i ümmîd-i mahrûmum
Ve mutlaka gelecek, gölgelerle şimdi ölüm…"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
149. "Gül renkli dudaklarında ezgiler uçar durmadan,
Durgun, gizli bakışı ruhu titretir."
- Bütün Şiirleri
150. "En güzel şiirler manalarını okurun ruhundan alan şiirlerdir."
- Piyale
151. "Fakat sen
Dudakların yine gülüşle dolu, gözlerin altınla, ·
Saçların yıldızlarla dolu ve yine taze, parlak, Bırakma ruhunu düşsün bu öldüren duyguya."
- Bütün Şiirleri
152. "Büyük şiirlerin giriş yerleri, berkitilmiş kentlerin tunç kanatlı kapıları gibi sımsıkı kapalıdır. Her el o kanatları itemez ve o kapılar bazan yüzyıllarca kapalı durur."
- Bütün Şiirleri
153. "Gerçi ömrün senjn şafaklarda
Yeni açmış çiçekle kardeşti,
Gerçi ömrüm benim bir ateşti,"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
154. "Ne yazık ki vücudun çöküşü zekânın olgunluk zamanına tesadüf eder."
- Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi
155. ""Hayat pahalılaştı, kazanmak da o nispette güçleşti.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
156. "Etme güzel! Bu bezgin hayatımı
Gönül alarak bir okşa; yaralıyım!.."
- Bütün Şiirleri
157. "Aşk değişmeyince ölür.
En eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde, şiirin konusu eş değil, sevgilidir."
- Bize Göre
158. "Zamanımızda mide ve bağırsak, beyinden çok daha onurlu birer organ aşamasını bulmuştur."
- Bize Göre
159. "* * *
Gülüşlerin mi çiçek, yoksa dudakların mı çiçek?"
- Bütün Şiirleri
160. "Âşık, yüz bulmayan adamdır."
- Bize Göre
161. "Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur."
- Bize Göre
162. ""Hayat pahalılaştı, kazanmak da o oranda güçleşti."
.....,,,,......."
- Bize Göre
163. "Denizi sevenler, rüzgâr ve fırtna mevsiminin gelişine kadar sahillere hiç uğramamalıdırlar."
- Bize Göre
164. "“Bilinmez niçin,acıyı hayata katan kudret,insandan başka hiçbir mahluka acının sırrını açığa çıkarmak imkanını vermemiştir.”"
- Gurebahane-i Laklakan
165. "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta..."
- Piyâle
166. "Seyahat, hele deniz seyahati ruhun bütün dertlerine devadır."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
167. "* * *
Gül renkli dudaklarında ezgiler uçar durmadan,
Durgun, gizli bakışı ruhu titretir."
- Bütün Şiirleri
168. ""En eski edebiyattan en yenisine kadar, her dilde şiirin konusu eş değil sevgilidir, hayaller ve istiareler hep sevgilinin süzgün gözleri ve karanlık kirpikleri etrafında pervaneler gibi uçuşur.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
169. "Âteş gibi bir nehr akıyordu
Rûhumla o ruhun arasından"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
170. "Sana ait lebimdeki bûse,
Lebinin surh-ı bî-zevâli benim..."
- Göl Saatleri
171. "Kış denilen billur gözlü sihirbaz, gümüşten asâsıyla beni ihata eden şeylere dokunur dokunmaz, nâgehân, somaki mermerden bir kasır içine girmiş gibi oldum. O andan beri, başım üstünde sema zebercetten daha donuk ve daha sert bir kubbedir.
~Yakup Kadri~"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
172. "Ruhun mukaddes bir raksa başladığı bu mıntıkada renkler delidir, şekiller sarhoştur ve mantık bizim serkeş cûşumuzun esiridir. İşte, şiirde mânâ ahvâlin bu yüksek ve fevkalâde mâhiyete girişi demektir.
~Yakup Kadri~"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
173. "O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi
Çekilmiş ufk-ı teselliye karşı perdeleri…"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
174. "Hayvan, amacına varmış duruyor, insan gayesini hâlâ aramakla meşguldür."
- Bize Göre
175. "Nehrin, gece, rüyâ ve serâirle boğulmuş
Ufkunda tahassürle okur gam-zede bir kuş."
- Piyâle
176. "Mucizeler araçların ilkel olduğu devirlerde olurdu. Bugün ise insan için uçmak bile mucize değil!"
- Gurebahane-i Laklakan
177. ""Sıhhatin fahiş derecede pahalı olduğu bir asırda,ucuz bir neşeyi neden fazla görmeli?""
- Bize Göre
178. "Seyreyledim eşkâl-i hayâtı
Ben havz-ı hayâlin sularında.."
- Bütün Şiirleri
179. "Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez ; harp sevginin tamamlayıcısıdır."
- Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi
180. "Ürkerim kendi hayâlâtımdan,
Sanki kandır şakağımdan akıyor...
Bir kızıl çehrede âteş gözler
Bana gûyâ ki içimden bakıyor."
- Piyâle
181. "Kadınlar için gerçek çekiciliğin ezelî ilkesi, bize göre, daima şundan ibaret kalacaktır:
Çok konuşmamak ve yılışmamak."
- Bize Göre
182. "Âşık, yüz bulamayan adamdır."
- Bize Göre
183. "Oysa şair ne bir hakikat habercisi, ne güzel konuşan bir insan, nede bir yasa koyucudur. Şairin dili
- Bütün Şiirleri
184. "Acı çekenler yalnız 'acı çekiyorum!' diye bağırabilenler değildir."
- Bize Göre
185. "Üzgünlüğüm ve coşkunluğum... Esinimin umudu
Hep o acılardan sarhoş gözlerdedir ..."
- Bütün Şiirleri
186. ""Zannedilir ki ufuklarımızın ötesi bambaşka bir âlemlerin eşiğidir.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
187. "Konu, gece içinde güller gibi, cümlenin ahenkli karanlığında ve güzel kokular saçan heyecanı içinde, yarı belirli bir şekil olarak, ancak sezilir bir hâlde bırakılırsa, muhayyile onun eksik kalan yerlerini tamamlar ve ona gerçekten bin kere daha heyecanlı bir varlık kazandırır. Harabelerin, uzaktan gelen seslerin, yarım kalmış resim-lerin, kaba yontulmuş heykellerin güzelliği hep bundan-dır. Hiçbir çehre, hayalde göründüğü kadar, hakikatte güzel değildir. İlk defa kapılarından gece girdiğimiz şehirlerin gündüz manzarası, hayal için en hazin bir kırılış olduğunu kim denememiştir? Muhayyile, yarasa kuşu gibi, ancak şiirin yarı karanlığında uçabilir."
- Bütün Şiirleri
188. "Ne şair şiiri ne de sanatkâr sanatı yorumlayıp açıklayamaz. Onun için, hiçbir memlekette, edebiyât öğretmeni- nadir istisnalarla -ne bir şair ne bir nasir ve ne de başka suretle sanata mensup olan bir insandır."
- Bütün Şiirleri
189. ""Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez, savaş sevginin tamamlayıcısıdır.""
- Gurebahane-i Laklakan
190. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Bize Göre
191. "Hayat pahalılaştı. Kazanmak da o oranda güçleşti."
- Bize Göre
192. "Sen, ey güzelim, ruhumu ruhunla öperken, Ruhumdan uçar ruhuna bir özlemli öpücük!"
- Bütün Şiirleri
193. "-O gülen gözlere –
Pür-hande leyâlin -bütün âvâre ve berrak, –
Seyyale-i eshârı nigâhından uçarken;
Sen, ey güzelim, rûhumu rûhunla öperken,
Rûhumdan uçar rûhuna bir bûse-i müştak!
Rûhumdan uçar rûhuna meshûf u girîzân
Bir hande-i masûmesi bir tıfl-ı garâmın;
Bir tıfl-ı garâmın, ki olur şi’r-i nigâhın,
Her lâhzada üstünde emel-bar u nigehbân!
Ey her emelim, her elemim, hiss ü hayâlim,
Oldukça senin öylece aşkınla müheyyic;
Kalbimde söner giryelerim, renc ü melâlim..
Her lâhnımı bir bûse-i gül-reng ü münevver,
Bir sîne-i sevdâ ile âfâka fısıldar
Yazdıkça senin aşk-ı nezîhinle müheyyic!"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
194. "Yollar,
Ah ey kimsesiz giden yollar,
Yolların ey sükût-ı hüzn-eseri,
Bugünün inmeden şeb-i kederi,
Meâbid-i emel ü histe sönmeden bu ziyâ,
Ölmeden onların ilâheleri,
Âh gitmez mi, kimsesiz, sessiz
Yollar,
Âh gitmez mi hatt-ı sâkitiniz,
Şimdi zer gözleriyle, tâ öteden
Tâ öteden
Gam-ı ervâhı vecde da'vet eden
Uzak meâbid-i pür-nûr-ı vecd ü rüyâya
Ki câ-be-câ kapıyor bâb-ı vâ'dini sâye..."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
195. "Bu yol, bu yol, bu derin yol ki daima mümted
Bu yol uzun ve benim dizlerim eğildi; gözüm"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
196. "Bu moda, o kadar yayılmış ki şimdi kastor mantosu olmayan hanımın hiç olmazsa kedi veya fare derisinden bir kürkü olması gerekiyor.
Tırnaklarını uzatıp sivrilten ve vücudunu baştan başa tüylü göstermek isteyen kadın, belli ki insandan başka bir hayvana benzemek için uğraşıyor. Kadınlarda bu insan şeklinden uzaklaşma eğiliminin sebepleri ne olsa gerek?"
- Bize Göre
197. "Gerçekte fikir meseleleri, ortalama kapasiteye sahip zekâlardan geçince anlaşılırlıklarının büyük bir kısmını kaybediyorlar."
- Bize Göre
198. "Neden bu korku, neden analizin bu cûş u hurûş?"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
199. "Kim diyor ki kadın, eskisi gibi, yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor? Ya boya örtüleri? Bunların altında hakiki çehreyi hiç görmek kabil mi?"
- Bize Göre
200. "Eşcâr u hava gölgede sessiz sarışır, gel!
Gel, yalnızım ey beklenilen hüsn-i muhayyel!"
- Göl Saatleri
201. "Şeklimiz bir hile ve bir yalandır. İnsan meyvelerin aksine yapılmış bir mahluktur, tatlı eti dışarıda ve iç tarafı ele alınmayacak olan tarafıdır."
- Gurebahane-i Laklakan
202. "Bir ufk-ı tehî, bir gece, binlerce sitâre
Samt-ı edebiyyetle bakar hâb-ı bahâra…"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
203. "Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız bir ince tâze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefil iştihâ, bu kirli nazar,
Bulamaz sende bende bir mânâ."
- Bütün Şiirleri
204. "Karanlık, ölümün bir parçasıdır. Onun için dinlendiricidir."
- Bize Göre
205. "Ne yazık ki vücudun viranlığı zekânın olgunluk zamanına tesadüf eder. Manasız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk yaşına hazırlanmaktan başka nedir? Zekâ -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve koku bulan bir sonbahar ürünüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asil meyve ballanmıyor."
- Bize Göre
206. "Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilemez; savaş sevginin tamamlayıcısıdır."
- Bize Göre
207. "O altın ve hayal ülkesinde bekleyen gözler «Nerde?» derlerse
«Ne oldu, nerde o? derlerse, ah o gözler, Gölgeli sularda acıklı ölümümü anlat."
- Bütün Şiirleri
208. ""Desene! Şu çarkları suyla dönen dünya eski zaman işi bir değirmenden hâlâ farklı değil!""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
209. "
ne kadar
ve
!"
- Gurebahane-i Laklakan
210. "Ruhumda benim korku, ölüm, leyle-i tarik Çeşminde onun aks-i kevakible dönerdik...
(Benim ruhumda korku, ölüm, karanlık gece,
Onun gözünde yıldızların yansıması, dönerdik…)"
- Bütün Şiirleri
211. "Yârin dudağından getirilmiş
Bir katre âlevdir bu karanfil,
Rûhum acısından bunu bildi!
Düştükçe, vurulmuş gibi, yer yer
Kızgın kokusundan kelebekler,
Gönlüm ona pervâne kesildi..."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
212. "Zamanımızda her işini makineye bırakan insan eli, artık kendi maharetiyle güzelliği yaratmakta âciz kalıyor. İnsan eseri olan makine, insan elini değersizleştirmiştir."
- Gurebahane-i Laklakan
213. "Büyük bir üstadın dediği gibi, yarının insanları fikrin, felsefenin, mantık ve belagatin nesirle daha iyi ifade edildiğini anlayacaklar ve müziğin kardeşi olan şiiri, havanın değişen renklerini ve ruhun firari titreyişlerini tespite ayıracaklardır."
- Gurebahane-i Laklakan
214. "Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır."
- Bize Göre
215. "Senin ışığınla sürer hayatım..."
- Bütün Şiirleri
216. "Dalmıştı o gözler sonsuzluklara.. Yorgun, Yorgundu o gözlerle bakan üzgün ruhun"
- Bütün Şiirleri
217. ""Aşk değişmeyince ölür.""
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
218. "Yollar,
Ah ey kimsesiz giden yollar"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
219. "Gerçi ömrün senin şafaklarda
Yeni açmış çiçekle kardeşti,
Gerçi ömrüm benim bir ateşti,
...
Elimiz dalgalarda birleşti."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
220. "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer
Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
....."
- Bütün Şiirleri
221. "Aşk geçici, evlilik ise daimidir. Evliliği aşkın devamı zannetmiş nice safdil çiftler üç ay geçmeden dudaklarda ateşin söndüğünü görmüşler ve bir akşam kendilerini karşı karşıya esner bulmaktan hayret etmişlerdir. Aşk değişmeyince ölür."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
222. "Gönlüm ona pervane kesildi."
- Bütün Şiirleri
223. "Senin nûrunla kâimdir hayâtım."
- Bütün Şiirleri
224. "Evet, ey Venüs yıldızının imrendiği sevgili,
Sanki güzelliğin, bütün güzelliklerin
Nazlanışındaki temiz ruhtan derlenmiş.."
- Bütün Şiirleri
225. "Ondan yalnız ruha gelir bir gam-ı mûnis,
Yalnız o, karanlıklara rağmen yine pürhis,
Yalnız... Bu kamersiz gecenin zîr-i perinde,
Bir feyz-i ziya haşrederek âb-ı zerinde,"
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
226. "Karşımda deniz... Göklerin altında gezindim."
- Ahmet Haşim-Bütün Şiirleri
227. "Harir-i hilkatı şefkat, garam ü safiyyet;
Evet, o el ki şemiminde yek-ser rih-i bahar,·
(Yaradılışının ipek kumaşı şefkat, sevgi ve temizlikle dokunmuş.
Evet, o· elin güzel kokusunda baştan başa bahar yeli var)"
- Bütün Şiirleri
228. "Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek."
- Bütün Şiirleri
229. "Kadın nedir? .. O ışıklı menekşedir ki uçar,
Baharın güzelliği içinde o, ufukların gülüşüdür.
Çiçek nedir?.. O da bir gülümseyen sevgidir ki
Temiz ruhunun güzel kokusunda bir kadınlık var! .."
- Bütün Şiirleri
230. "Gizli ve titrek bir ses sanki.
«Kalbe bir vefasız aşk yetmez,
Sevin, durmadan sevin!> derdi."
- Bütün Şiirleri
231. "Ne olacağı bilinmez yeni insanlara yer açmak için ölümün her sene, bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan, kimbilir, tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir?"
- Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi
232. "Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek."
- Bütün Şiirleri
233. "''Neşeye hâkim değildik, kederi kendimizden uzaklaştıracak hiçbir kuvvetimiz yoktu.''"
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
234. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurebahane-i Laklakan
235. ""İtalyan şairi D'Annunzio'nun kitaplarında bütün sevgililerin siyah gözleri, çekik ve sürmeli keçi gözüne benzetilir.
Hâsılı dilsiz kardeşlerimizi artık hor görmüyoruz. Tatlı gözlerinin sırrını okumayı öğrendikçe ruhlarıyla ruhlarımızın yakınlığını daha iyi anlıyoruz ve şefkat ve merhametimiz eski dar çemberlerini kırıp genişleyerek iki sonsuz kol halinde kâinatı daha ateşli bir aşkla sarıyor..""
- Gurebahane-i Laklakan
236. "Müslüman mezarlığında insan her ölü için durup ağlamak ister, o kadar her ölü uysal ve cana yakındır."
- Gurebahane-i Laklakan
237. "Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez, savaş sevginin tamamlayıcısıdır."
- Gurebahane-i Laklakan
238. "Yeni yanaşan vapurdan neşeli bir halk boşalıyordu. Köylüyü kaçıran zevklere kavuşmak üzere acele eden bu safdillere içimden acıdım."
- Bize Göre ve Bir Seyahatin Notları
239. "Tepkiler, öfkeler, kinler ve kızgınlıkların durduğu bir fikir âlemi içinde, artık yeni hiçbir ürünün meydana gelmediğinde zerre kadar şüphemiz olmamalıdır!"
- Bize Göre
240. ""Karanlık, ölümün bir cüz'üdür.""
- Bize Göre
241. "Sevmeyi bilmeyen ölmeyi bilmez, savaş sevginin tamamlayıcısıdır."
- Gurebahane-i Laklakan
242. "Zannetme ki güldür, ne de lâle,
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle!
İçmişti Fuzûli bu alevden,
Düşmüştü bu iksîr ile Mecnûn
Şi'rin sana anlattığı hâle...
Yanmakta bu sâgardan içenler,
Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı
Baştan başa efgân ile nâle.
Âteş doludur, tutma yanarsın
Karşında şu gülgûn piyâle!"
- Piyâle
243. "Türk sanatının sevgisi bana “tabiat” sevgisini öğretmiştir. Tabiatı sınırlanmış görmek bana şimdi acı veriyor."
- Gurebahane-i Laklakan
244. "Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz."
- Gurebahane-i Laklakan
245. "İnsan, hayatının tatsızlığından ve etrafında görüp bıktığı şeylerin o yorucu alelâdeliğinden bir müddet kurtulabilmek ümidiyle seyahate çıkar."
- Frankfurt Seyahatnamesi
246. "İnsan sefaletine karşı bulutları merhamete getirmek için elimizde yağmur duasından başka hiçbir çare yok!."
- Bize Göre
247. ""Çöl de yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.""
- Gurebahane-i Laklakan
248. "Güldün; gülerek, güldü bütün şiir ve hayalim.
Güldükçe, hayatım gülecek sonsuza dek;
Üzüntüm senden, yasım yine senden gelecek!"
- Bütün Şiirleri
249. "Gece büyük ve siyah bir yapraktır. Ay, bu yaprağın üzerinde iri bir çiğ tanesi.."
- Bize Göre - Gurabahane-i Laklakan - Frankfurt Seyahatnamesi
250. "Türk sanatının sevgisi bana “tabiat” sevgisini öğretmiştir. Tabiatı sınırlanmış görmek bana şimdi acı veriyor."
- Gurebahane-i Laklakan