Ah'lar Ağacı Kitap Bilgileri
Yazar: Didem Madak
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 9 dk.
Sayfa Sayısı: 76
Basım Tarihi: Aralık 2021
İlk Yayın Tarihi: 2002
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789753428750
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Ah'lar Ağacı Kitap Tanıtımı
Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Didem Madak’ın yayımlanmış üç kitabı vardır: Grapon Kâğıtları, Ah’lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi. Bir süredir baskısı olmayan ve okurlar tarafından ısrarla aranan kitapların yeni basımını yaptık.
Ah'lar Ağacı Kitaptan Alıntılar
1. ""Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.""
2. ""Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum""
3. ""Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.""
4. "Bir yerde okudum: "Ben sana konuşamadıklarımı hep ağladım" diyordu."
5. ""Yapıştırsam da parçalarını hayatımın
Su sızdırıyordu çatlaklarından.""
6. ""Az sevme bilmiyorum ben. Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem.""
7. "" İnsan unutandır
ve insan unutulmaya mahkûm olandır. ""
8. ""Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum""
9. "“Kırıldım evet, ama hâlâ içimde maviye dönecek kadar su var…”"
10. "Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum…."
11. "Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.."
12. "“Dalgınlığınıza gelmek istiyorum ve kaybolmak o dalgınlıkta.”"
13. ""Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum""
14. "Sağlam bir halatla çekiyorum acıyı kendime doğru.."
15. "Tehlikeli sayılmam artık.
Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum.
Onu orada
Beş parmaklı bir çınar yaprağı gibi unuttum."
Ah'lar Ağacı Kitap İncelemeleri
Kadından şair olmaz derler ya... Oluyormuş, anladım. Didem Madak.. Bana kadınları hissettiren ve hayatın köşe başlarını tutturan değil de köşe taşlarını öptüren kadın.. Bir erkek olarak ne kadar anlayabilirdim kadınları? O ruhu nasıl görebilirdim mısralarda? Ben gördüm ve hissettim galiba. En azından Didem Madak'ın anlattığı kadarıyla. Şiir bu değil miydi? Buydu evet.
Didem Madak'ın Ah'lar Ağacı şiiriyle bir telefon programı aracılığıyla tanışmıştım. Kulağımda kulaklık Anna RF Feat Naadistan- Tum Hi Ho (
) isimli şarkıyı dinliyordum.O gün o şiiri okudum ya. Allah'ım bu nedir demiştim. Hani olur ya bilmem kaç kıta şiirden iki mısra olur, okuyunca adama vurur darbesini.. İşte bu şiir ve kitaptaki diğer şiirler bence ayıklanamaz ve diğer mısradan koparılamaz. Ah'lar Ağacı ve Müsveddeler başta olmak üzere tüm şiirler bir bütün halinde tek bir mısra Didem Madak'ta. Bence rahmetli Didem Hanım şiir olsun diye yazmamış mısraları. Kimi zaman o mısralarda haykırmış dünyaya, kimi zaman kırılganlığını duyurmuş, kimi zaman da güldürmüş ama maalesef ve anladığım kadarıyla hiç gülmemiş hayatında. Şiirler aslında Allah'a bir yakarış, bir dua gibi olmuş.
Şiirlerin etkisinden çıkarak ufak bir tavsiye. Ah'lar Ağacını yukarıda bahsettiğim müzikle okumaya başladım ve hep aynı müzikle okudum. Müzik ve şiirler yapıştı bende birbirine. Tavsiyemdir o müzikle okuyun şiirleri.
Çok kere okumak istediğim şiirler ve bir şair oldu Didem Madak. Bu sebeple şiddetle tavsiye ederim. İyi okumalar.
Bu satırları Didem Madak'a ithaf edeceğim..
"Ah Didem.. Birikmişliğinin kıyısından çıktım da geldim demin. Son sayfalarında haykırırken "Beni anla!" diye. Ben seni anladım da geldim. Biraz sıkıldım çizerken altını dizelerinin... Bilemedim içlerinden hangisini seçeyim, bilemedim kalemimin sivri ucu dokunur da acıtır mı yalnızlığını. Bilemedim hangi ortak yanımızı ele vereyim. Bilemedim inan. Avareliğime tokat vurdu derin kısa cümlelerin.
Bir yürek böldüm sen dizeleri böldükçe. Bölündüm her iç çekişinde. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur misali.. Ben biriktirdiklerimi senin birikmişliğinle böldüm, bu kitabın sayfalarına dokunmayı beklermiş gibi. Bu anı kollar gibi üstelik. Zor sığdırdıklarıma battı o dikenler. İçimde hissini sarıp sarmalamak duygusu, gönlümde buhran. Ocağıma dikilmiş incir ağaçlarının yanına bir de "Ah'lar Ağacı" diktim şimdi. Dedim ya yürek böldüm diye.. Sen de beni anla. Anlarsın da nitekim..
"Bazı yaralar yararlıdır buna inan." dedin, inandım ben de. Yaralarımı topladım kanatlarıma da öyle göç etti yüreğim. Yol bilmeden, iz bilmeden dalına kondum. "Ah'lar Ağacına"...
Selam olsun soldurup döktüğümüz o yapraklara.
Kurak ama fırtınaya meydan okuyan dallara.
Yeşillere, allara.
Okumak isteyen herkese tavsiyemdir..
Ah! Bazı kitaplar vardır, hiç bitmesin istediğimiz. Bitirince sanki boşluğa düşmüşüz gibi hissettiren. Ah`lar Ağacı gibi. Bu kitaba dair kafamda dolaşan o kadar çok cümle var ki , bir de tam tersine bu kitabı anlatabileceğim kelime yok gibi. İncecik bir kitap ne kadar fazla etki bırakabilir, nasıl bu kadar fazla işler ki insanın içine. Şimdiye kadar okuduğum o kalın romanların tamamı bu kitabın tek mısrası kadar dokunabilmiştir belki de içime. O kadar sevdim ki elimden bırakmak istemedim, hem de hiç bitmesin öylece kalsın istedim. Hayatı hakkında çok fikrim yoktu okurken ama öyle hissettim ki yaşadıklarını, kitabı bitirdikten sonra hayatını okurken sanki hepsini daha önceden biliyormuş gibiydim. Hangisinden bahsetsem ki, annesizlik yarasının yazdırdığı satırları mı? Kardeşi için düşündüklerini mi? Yoksa sanki öleceğini hissetmişcesine arkasında kızına ve okuyucusuna bıraktığı satırları mı?
“Kime ne anlatarak bitirsem hayatımı
Ölümüme de bir şiir yamar nasıl olsa birileri artık,”
O kadar acıya rağmen o kadar güzel dik durmuş ki hem acısını hissettim hem de acıyla gülüp geçen dik duruşunu.
"Vasiyetimdir:
Dalgınlığınıza gelmek istiyorum
Ve kaybolmak o dalgınlıkta."
Demiş ama pek dalgınlığımıza gelecek gibi değil. Okuyun, mutlaka okuyun. Şimdi ise bir yandan kitabın bitmesinin verdiği hüzün ile bana uzakta olan peçeteliğe bakıyorum bir yandan da onu almanın üşengeçliği içinde gözümün yaşını içime bırakıyorum..
İyi okumalar dilerim...
’ın
isimli kitabı yazarın kalemiyle ilk tanıştığım eseri oldu. Kesinlikle kalemine, kelimelerine tek kelimeyle bayıldım, bağlandım.
şiirin kalbe dokunduğu, kadın olmanın, kaybetmenin, sevmeye doyamamanın ve büyüyemeyen bir çocuğun iç sesiyle yazıldığı çok özel bir kitap. Kitap boyunca sanki sayfalardan değil de bir kadının içinden yürüyorsunuz: Kırık dökük, ama son derece gerçek.
Şiirlerde en çok hissedilen şey: eksiklik.
Bir annenin yokluğu, bir kadının hayal kırıklıkları, toplumun kadına yüklediği roller, sevmek ve sevilmemek arasındaki boşluklar…
, bu kitapta annesizliği, çocukluğu, geçmişi, aşkı, isyanı ve kadınlığın bütün kırılganlığını dizelere döküyor. Her şiir bir anlatı gibi, başı sonu olan bir hikâye. Ama bu hikâyeler sade cümlelerle değil, imgeyle, sitemle, bazen de ince bir ironiyle örülüyor. Ve bu kitapta bir “ağaç” var: kökleri geçmişte, dalları hep gökyüzünde. Ama yaprakları hep hüzünden yapılmış gibi.
Dizelerinde süslü kelimeler yok; ama süslü duyguların içten gelen çıplak halleri var.
Bazı mısralar var ki, okuyunca hemen altını çiziyorsun. Sonra durup sadece bakıyorsun.
Çünkü “ah” dediği yerden, sen de çoktan geçmiş oluyorsun.
Keyifli okumalar diliyorum.
Didem Madak... Ah'ların kadını demiştik. Hayatında ve şiirlerinde Ah'larla beslenmiş bir kadın. Ahlat Ağacını Ah'lar Ağacına benzetmiş bir kadın.
"Ahlat ahların ağacıydı,
Yaşlanmaya başlayanların,
İtiraf edilememiş aşkların,
Evde kalmış kızların.
Ahlat ahların ağacıydı,
Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,
Öyleydi işte."
Bir insan nasıl bu kadar akla gelmeyecek benzetmeler yapabilir? Bu kadar farklı ve sıradışı hatta olağanüstü? Nasıl, nasıl, nasıl?
Didem Madak'ın benim için en ilgi çekici özelliği bu. Farklı üslubu farklı bir tarzı var. Kelimelerine bir modacı edasıyla renkli renkli elbiseler dikip farklı kalıplara sokuyor onları. O kadar güzel başarıyor ki bunu. Okunmayı hep en sonuna kadar hak ediyor.
Şiirlerine sıkça bahsettiği Fusün ismi beyin kanserinden ölen annesinin ve kızının ismi. Işıl ise kız kardeşinin, annesinden sonra ona umut olan tek kişinin ismi. Bu yüzden şiirlerde böyle çok sık geçiyor bu isimler.
“Işıl çocuktu o zaman, ben de öyle,
Mevsim kesin yazdı, karpuzdan feneriyle,
Hani her çocuğu başka bir çocuğa yaklaştıran bir şarkı vardır ya,
Kıyıya yanaşan bir gemi gibi.”
Didem Madak, senin şiirlerinin, yazılarının veya herhangi bir cümlenin doldurduğu bir gezegende yaşamak istiyorum. Ne kadar okusam da bitmeyecek, sonu gelmeyecek bir yolculuk istiyorum. Maalesef hayattayken yazdıklarınla yetiniyorum. Sevgiler ve saygılar Didem Madak.