Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Açlık - Knut Hamsun | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Açlık Kitap Bilgileri


Yazar: Knut Hamsun
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 29 dk.
Sayfa Sayısı: 158
Basım Tarihi: Kasım 2017
İlk Yayın Tarihi: 1890
Yayınevi: Varlık Yayınları
Orijinal Dil: Norveççe
ISBN: 9789754344073
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Açlık Kitap Tanıtımı


Norveçli büyük romancı Knut Hamsun'un kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanı "Açlık"tır. Ünlü bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yandan da açlıkla pençeleşen bir gencin, gerçekten duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap, dünya edebiyatının başyapıtları arasında anılmaktadır. Behçet Necatigil'in usta kaleminden, örnek bir çeviri okuyacaksınız bu ciltte.




Açlık Kitaptan Alıntılar


1. "O gitti, ben kaldım; ardından baktım, sessizce ağladım."




2. ""Öyleleri vardır ki, ufak tefek şeyler onları yaşatır da sert bir söz onları öldürür.""




3. "Beni gözyaşlarına boğan kahkahalarım sessizdi…"




4. "Benim kahkaham, ağlamaklıydı..."




5. "Ah, hiç yüzüm gülmüyordu!"




6. ""Gözlerimi açar açmaz eski alışkanlık, düşünmeye başladım; bugünlük bir ümit var mı,diye.""




7. "Üff çekingen insanlar ne zor! Onların yanında her şeyi bizim yapmamız, bizim söylememiz gerek; hiç de yardım etmezler bize."




8. "Bence bir insan delirmeden de hassas olabilir önemsiz şeylerle kırılabilecek, yalnızca acı sözlerle bile ölebilecek insanlar vardır."




9. "Gözlerimi açar açmaz, düşünmeye başladım. Bugün bir ümit var mı, diye..."




10. "Ah, her şeye karşın onurlu olmak iyiydi, onurlu ve adil!"




11. "Zaman zaman gözleriniz öyle bir parlıyor ki benzerini hiç görmedim, bir çiçeğe benziyorsunuz."




12. "...dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu."




13. "Hey koca dünya, insan ne kadar aptalların arasında yaşamak zorunda kalıyordu kimi zaman!"




14. "Caddelerde kafam endişeden uzak olarak yürümek benim için bir hazdı."




15. "Bu eşi bulunmaz cezaları ne yapıp da hakettiğimi, İsa’nın kutsal acılarına yemin ederim ki, anlayamıyordum ."





Açlık Kitap İncelemeleri


İskandinav Edebiyatı'nın önemli eserlerinden 'Açlık', Nobet Edebiyat Ödüllü Knut Hamsun'un yazmış olduğu otobiyografik bir roman. Başkarakter Andreas Tangen yazar olmak ister fakat ailesinden, çevresinden maddi manevi bir destek göremez. Hayallerini gerçekleştirebilmek için hem günlük farklı işlerde çalışır hem de yazı yazmaya devam eder. Ara ara yazdığı yazıları gazetede yayımlanır ve bunlardan kazandığı parayla geçinmeye çalışır. Kazandığı paralar onu ancak bir kaç gün idare eder ve günlerce aç kalır. Yine de yazmayı bırakmaz. Aç ve sefalet içinde olmasına rağmen kimseden yardım istemeyecek kadar gururlu, bir dilenci ondan para istediğinde, cebindeki son parayı verecek kadar da cömerttir. Dürüst ve namuslu olmak en önem verdiği şeydir, kimseden yardım istemez, insanların karşısında küçük düşmeyi kendine yediremez.
Eserin sonunda, gururunu ve ahlakını korumak için verdiği bu mücadeleye daha fazla dayanamaz, açlıktan yazılarını bile yazamamaya başlayınca pes eder ve bu mücadeleden vazgeçer. İngiltere'ye giden bir gemiyle şehri (Kristiania) terk eder.
Kitapta açlık o kadar etkileyici aktarılmış ki okurken karakterin yaşadığı çaresizliği hissediyorsunuz. Yemek alabilmek için üzerindeki kıyafetleri satması, açlığını bastırabilmek için kasaptan aldığı kemiği kemirmesi, kendi parmağını ısırması, yerdeki kurumuş otları, taşları ağzına atması, açlıktan iradesinin iyice zayıflayıp yazı bile yazamaması...
Beni derinden etkileyen bir eser oldu. Okumak isteyenlere tavsiyedir, keyifli okumalar.




Knut Hamsun’un Açlık romanı, 19. yüzyılın sonlarında yazılmış, modernist akımın önemli yapıtlarından biridir. 1890 yılında yayımlanan roman, yazarın kendi deneyimlerinden izler taşıyan yarı otobiyografik bir eserdir. Roman, açlık, yoksulluk, hayatta kalma mücadelesi ve insanın içsel çatışmalarını etkileyici bir dille işler.

Açlık, Norveçli bir yazar olan ana karakterin Kristiania’da yaşadığı zorlu bir dönemi konu alır. Karakter, umutsuz bir şekilde iş ararken, bir yandan da açlık ve sefaletle savaşır. Açlık, karakterin fiziksel sınırlarını zorlamakla kalmaz, onun ruhsal dengesini de alt üst eder. Hayatta kalma içgüdüsüyle yaratıcılığını kaybetmeme çabası arasında gidip gelen bu yazar, zaman zaman gerçeklikle bağını koparacak kadar yalnızlaşır.

Romanın özgünlüğü, yazarın ana karakterin zihninde gelişen düşünceleri, duygu karmaşalarını ve içsel monologları detaylı ve akıcı bir şekilde anlatmasından gelir. Karakterin zihinsel durumunu yansıtan bu monologlar, romanı bir tür bilinç akışı tekniği ile tanımlar. Hamsun, okuru karakterin düşünce dünyasına çekerek onun çaresizliğiyle empati kurmasını sağlar.

Açlık, döneminin toplumsal normlarını sorgulayan, toplumun alt sınıflarında yaşayan bireylerin yaşadığı zorlukları ortaya koyan, etkileyici bir eserdir. Hamsun’un doğayı, insanın içsel dünyasını ve yabancılaşmayı çarpıcı bir dille anlatışı, romanı klasikler arasında özel bir yere taşır.




Martin Eden, Maksim Gorki,Somerset Maugham şimdi de Knut Hamsun. Hepsinin hatta böyle yüzlerce yazarın ortak bir noktası var. En güzel eserlerini umutları tükendiğinde, aç kaldıklarında tam da hayatlarının dönüm noktalarında yaratıyor. Ne büyük ironi! Zamanında geri çevirilen burun bükülen yazarların, kitapları şimdi bestsellerden düşmeyişi. Değer çoğunluğun beğenisine göre mi yoksa önemine göre mi biçiliyor?
Hayatından kesitler bulunan yaşadığı acıyı, açlığı, kendini toplumdan izole ediş şeklini düşüncelerini sunan Hamsun kitabın sonunda beklediği ilhamı bulabilecek mi meçhul. Kitabı okumaya başladıktan sonra aşırı derecede sinirleniyorsunuz. Hatta bu sinir dramın önüne geçiyor. Karakter alçakgönüllü mü yoksa vurdumduymaz mı yoksa şizofren mi? Çünkü yeri geldi gerçekten şizofren ya da sadece saf dedim. İşin acı bir noktası da toplumun her zaman çevresindekilere sessiz kalışı. Hem karaktere hem topluma elinizde olmadan acıyorsunuz. Asla anlayamacağım insanın içindeki kötülüğü, düşene bir tekme de sen vurmak zorunda mısın? Zor mu elinden tutup kaldırmak onu anlamak?
Yazarı biraz araştırdım kısaca bahsetmek gerekirse ki bu benim için çok önemliydi: Döneminde Nazileri destekleyerek ülkesinin işgaline yol açmış halkı zor zamanlar geçirmiştir. Bu sebepten dolayı sevenleri yazarın kitaplarını bahçesine atarak tepkisini göstermiş büyük çoğunluğunu da kaybetmiştir. Bir araştırmacı değilsin bir tarihçi değilsin ey Hamsun! Seni izleyen model alan büyük kitleleri neden hayal kırıklığına uğratırsın?




Şu ana kadar okuduğum en iyi kitaplardan biriydi Açlık. Genç bir yazarın açlık ve sefaletle dolu günlerini anlatıyordu.

İsimsiz kahramanımız hazırladığı yazı eğer yayınlanırsa birkaç kron kazanıyor ve onunla biraz, belki bir hafta geçiniyor diğer zamanlarsa ise aç yaşıyordu. Günlerce ağzına lokma koyamıyor ve artık midesi de kabul etmiyordu. Açlığın insanda yaptığı zihin oyunları, çaresizlik, herşeye rağmen namuslu kalabilme mücadelesi, dayanabilme çabası, her koşulda yazmaya çalışması çok etkiliyici idi.

 "Yedi, sekiz ay var ki, tek saatim tasasız geçmemişti, hiçbir hafta her gün, az da olsa birkaç lokma yiyememiştim. İşte şimdi sefalet bana yine diz çöktürüyordu. Her şeye rağmen, dayanmış, bunca yoksulluğun göbeğinde, namuslu kalabilmiştim..."

 "Gün boyu oturmuş, yazmıştım; ellerimin üstünde soluklarımı duymaya dayanamadığım için, ellerimi bezlere sarmıştım."

Beni özellikle etkileyen ise en zor şartlarda bile yaşama tutunacak birşeyler bulması ve onuruydu. Kendisinin düştüğü sefaletten ağlasa da arada Tanrıya isyanlar savursa da en dibe düşse de bir şekilde kendini toparlıyordu. Yazma aşkı öyle büyüktü ki. Ve onuru, kendini aşağılanmış küçük düşmüş hissettiğinde söyledikleri, uydurdukları muazzamdı. Bu kadar da gururlu olma öleceksin dedim ona ama beni duymadı.

Kitabın başında yazarın hayatı vardı. Anlaşılan o ki yazar kendi yaşadıklarından yazdığı için bu kadar gerçek ve etkiliyici.

Tok açın hâlinden anlamaz derler ya işte anlayabilmek için empati için çok güzel bir kitap. Ve idealler için herşeye dayanabilme noktasında örnek. Bu kitabı okumalısınız...




Kitabın ilk bölümlerinde Knut hamsun ve Açlık romanı başlığıyla Hamsun’un Açlık romanını yazana kadar yaşadıkları anlatılıyor. Çektiği zorluklardan, bir türlü hayata tutunamamasından ama her şeye rağmen umudunu kaybetmemesinden bahsediliyor. Bu eserinde de bir nevi yazar kendini yazmış diyebiliriz. İsimsiz bir başkarakter bütün zorluklara rağmen, günlerce aç kalmasına, üzerindeki kıyafetlerden başka giyecek bir şeyin olmamasına, hatta kimi zaman soğukta ormanlarda uyumasına rağmen umudunu ve ahlakını kaybetmiyor. Bütün aksiliklere rağmen yazma aşkından vazgeçmiyor. Ne dilencilik, ne hırsızlık yapıyor. Talaş çiğniyor, kendi kıyafetinden bir parça koparıp yemeğe çalışıyor ama asla iyimserliğini, insanlığını kaybetmiyor. Bütün bu zorlukların arasında bir de aşka tutunuyor isimsiz yazarımız. Ama açlık insanın her şeye bakış açısını değiştirdiği gibi aşka bakışınıda değiştiriyor. Kitap okuyunca böyle bir döngü okuyoruz. Bir zaman sonra kurgu stabil gelmeye başladı, yani bir olaydan sonra veya bir sözden sonra neler olacağını tahmin ediyorum. Örneğin güzel bir söz söylediğinde kötü bir olayla karşılaşması gibi yazarımızın. Bir insanın her şeye rağmen umudunu ve ahlakını koruması açısından güzel bir örnek. Cömertlik, iyimserlik, dürüstlük temsili bir eser diyebiliriz:)



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: