Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Abum Rabum - İskender Pala | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Abum Rabum Kitap Bilgileri


Yazar: İskender Pala
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 58 dk.
Sayfa Sayısı: 528
Basım Tarihi: Ekim 2018
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2018
Yayınevi: Kapı Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789752448308
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Abum Rabum Kitap Tanıtımı


Karısı Saray, Avram’a çocuk verememişti. Saray’ın Hacer adında Mısırlı bir cariyesi vardı. Saray Avram’a, (…) “Lütfen cariyemle yat, belki bu yolla bir çocuk sahibi olabilirim” dedi. Avram Saray’ın sözünü dinledi. (…) Rabb’ın meleği (hamile kalan Hacer’e) (…) “Bir oğlun olacak, adını İsmail koyacaksın. (…) Herkes ona karşı çıkacak, kardeşleri onunla hep çekişme içinde yaşayacak” dedi (Tevrat, Tekvin, Bâb 16).

 

İbrahim’in biri köle, biri de özgür kadından iki oğlu vardır. (…)

 

Bu kadınlar iki antlaşmayı simgelemektedir. Biri Sina Dağı’ndandır, köle olacak çocuklar doğurur; bu Hacer’dir. Oysa göksel Yeruşelim özgürdür, annemiz odur.(…) İşte böyle kardeşler, bizler cariyenin değil, özgür kadının (Sara’nın) çocuklarıyız (İncil, Galatyalılar 4/21-31).

 

Dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan Ortadoğu… İnsanlığın beşiği ve Hz. İbrahim’in ayak izlerini taşıyan yurtlar… Ve Müslümanlar üzerinden süregiden savaşlar… Bir bakıma Hz. İbrahim’in mirası peşindeki evlatlarının amansız mücadelesi…

 

Ortadoğu’da yalnızca fikirler, inanışlar, canlar değil, tarih de bir katliamın pençesinde. Artık hakikati görenler, Irak ve Suriye’de birinin kanı toprağa akarken uzaklarda kanı bitlenen birilerini, burada bir kurşun namludan fırladığında meçhul ülkelerde kabaran cüzdanları, burada annelerin ağıtları gözyaşlarına karışırken bir yerlere gizlice kaçırılan tarihi mirası fark edebiliyorlar. Oynanan oyuna insanlığın geçmişiyle hesaplaşması deniyor ama hakikatte geleceğini belirleme potansiyeline sahip.

 

Elinizdeki kitabı yalnızca Roma, Kudüs ve İstanbul ekseninde bir casusluk romanı olarak değil, aynı zamanda Mezopotamya’nın sosyal, siyasi ve sanatsal tarihi gibi de okuyacaksınız. İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden nefes nefese bir polisiye...




Abum Rabum Kitaptan Alıntılar


1. "İnsanoğlu tarih boyunca ne vakit Tanrı' dan kaçtığını zannetmişse hep aldanıp Tanrı'ya yakalanmıştır. Kur'an' da " Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın" denilir."




2. ""Kitap okumayan bir kimsenin, hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur!""




3. "İbrâhim
gönlümü put sanıp da kıran kim"




4. ""Kitap okumayan bir kimsenin, hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur!"
..."




5. ""Şefkat öyle bir lisandır ki sağır da duyabilir, kör de görebilir.""




6. "Biliyorsun şefkat bir lisandır ki sağır da duyabilir, kör de görebilir. Ve yine biliyorsun, şefkatsizlik öyle bir anlatımdır ki duyanları sağır, görenleri kör eder."




7. "Allah yedi cehenneme karşı sekiz cennet yaratarak kullarına rahmetinin daha fazla olduğunu göstermiştir."




8. "“Kitap okumayan bir kimsenin , hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur!”"




9. "Şefkat bir lisandır ki sağır da duyabilir, kör de görebilir..."




10. "“Kitap okumayan bir kimsenin , hiç okuma bilmeyen cahile karşı bir üstünlüğü yoktur!”"




11. ""Servet çoğaldıkça hırs artar, vicdan alıp başını gider.""




12. "Bir gayeye ancak kalpten isteyenler ulaşır."




13. "Kalpler sağır olmuşsa kulaklar ne yapsındı?
__"




14. ""Cahiller gülün güzelliğini görmez, gider dikenine takılırlar.""




15. "Hüzünlü bir akşamın dalgalı duyguları..."





Abum Rabum Kitap İncelemeleri


Büyük bir zevkle okuduğum yazarlardan biri olan İskender Pala, eserlerinde okurlarına vermiş olduğu tarih dersleri ile birlikte hafızalarımızı tazelerken, bilmediğimiz konular hakkında da bizleri aydınlatmaya devam etmiş bu eseriyle.
Günümüz dünyasında özellikle kültürel ve ekonomik anlamda Batı gelişmişliğinin ve Batı hegemonyasının temellerinin tamamen Doğu kültüründen kopyalandığını vurgulamaya çalışan eserde, hukuk sisteminden bilimsel çalışmalara kadar birçok buluşun kaynağı Batı’nın ataları Romalılardan ziyade, Doğu’nun ataları olan Mezopotamya devletleri Sümerler, Akatlar ve Asurlardan geldiği itinayla anlatılmaya çalışılmış.
Tarih olarak M.Ö. 4000 yıllarında başlayan, üç dinin (Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamiyet) babası Hz. İbrahim’den günümüze; coğrafya olarak Tokyo’dan başlayıp, Moskova, İstanbul, Kudüs, Vatikan, Philadelphia, Virginia, Halep ve Kahire’den yaşananlar ve Nemrut dağında son bulan bir hikaye.
Gizli örgütlerin, istihbarat savaşlarının, istihbarat örgütlerinin kendi içerisindeki çekişmelerin değinildiği kitap polisiye bir roman havasıyla okurlarına sunulmuştur.
Ancak vermiş olduğu (eminim ki çok ciddi bir araştırma sonucu elde ettiği) tarihi hikâyecikler dışında, kitabın kurgusunu biraz basit bulduğumu, gerekli titizliğin gösterilmediğini belirtmek isterim. Özellikle kitabın başından beri okuyucuların merakla beklediği giz’e, canları pahasına mücadele ederek ulaşmaya çalışan karakterlerin yaşadığı son (detaylarını okumayan arkadaşlar için anlatmayacağım) çok anlamsız ve tatmin edici değildi. Bu sona rağmen okumanızı şiddetle tavsiye ederim…




ABUM RABUM,İSKENDER PALA,524 sayfa

İskender Pala’nın kaleminden tarihte bir yolculuğa çıkıyoruz ve günümüzde de Japonya’da başlayıp Roma,Kudüs,İstanbul,Nemrut Dağı ekseninde gelişen bir cinayet ve casusluk romanı gibi düşünülsede Orta Doğu,Mezopotamya,peygamberler,sosyal,siyasi,mitolojik olaylarla iç içe ,dopdolu bir kitap okuyoruz.

Hıristiyanlık-Yahudilik-Müslümanlık arasındaki savaşlar,üç büyük kitap arasındaki doğrular ve yanlışlar.Yaklaşık 4000 yıl önce Babil ülkesinde yaşayan Akatların “Abum Rabum” dedikleri “Yüce Baba Hz. İbrahim”in ayak izlerinde gelişen bir polisiye hikâye.

Japonya’da bir üniversite asistanı Sümerolog ve Akat dilleri üzerinde çalışma yapan Keiko’nun bir cinayete kurban gitmesi,vücudunda “Z-E-M” harflerinin yer aldığı çok eski çağlara ait bir kamanın bulunmasıyla iş çığırından çıkar.Asistanın sevgilisi,üniversite görevlisi görünümünde Fransız gizli Yahudisi ,Mossad ajanı Christoper ve ona yardım eden sahte Mossad ajanı zelot Kitron’un ülkeden kaçması ile olaylar değişik bir yola girer.

-Zelot ,putperest Roma'ya ve savunduğu çok tanrıcılığa karşı uzlaşmaz muhalefetiyle bilinen bir Yahudi mezhebinin üyesi.

Ajanlar birbirleriyle mücadele ederlerken aynı zamanda Hz. İbrahim’in yolunda onun şifrelerini çözmeye çalışıyorlar. Roman, Ortadoğu'nun bitmeyen sancısına değinirken,Doğu-Batı çatışması, Ortadoğu'dan kaçırılan eserler, (buna bizim ülkemizden kaçırılanlar da dahil) Ortadoğu tarihiyle batı tarihi arasındaki uyuşmazlık, batının algı yönetimini nasıl yaptığı bir polisiye hikâye ile anlatılmıştır.




Abum Rabum, Yüce Baba, Avram, Abraham ve İbrahim..
Üç kutsal dinin babası kabul edilen Hz. İbrahim.
Hz. İbrahim'in Hanif Akidesinin tekrar kendini hatırlatmasıyla başlayan bir macera.
Sin Ammar isimli mimarın Hz. İbrahim'e inancı ve onun hanif akidesini saklı tutmak, gizlemek için yaptığı inanılmaz mimarinin gücünü elde ederek kendi dinlerinin dünya üzerindeki hakimiyetini ilan etmek için insanların bu şifrenin peşine düşmesini polisiye bir tarzda anlatmış yazar.
Hikaye Japonya'da Keiko isimli bir Sümerolog'un öldürülmesiyle, Japonya'dan; Amerika, Kudüs, Filistin ve Türkiye'ye uzanan tarihsel bir yolculuğu anlatıyor.
Kimisi kendi kimliğini bulmak için, kimisi güç elde etmek için, kimisi de sadece bilginin kötüye kullanılmasını engellemek için bu şifrenin peşine düşüyor.
Pala, bir yandan tarihi olayları anlatırken bir yandan da gözünüzü açan bir eser bırakmış buraya. Ortadoğu'ya oynanan oyunları, Batı'nın güç için neler yapabileceğini sizlere gösteriyor. Terörizm'in islam üzerinden yürütülmesinin en alçakça ve haksız sebeplerini döküyor ortalığa.
Güç, para, din, tarih, medeniyet, terör kelimelerinin ülkeler üzerindeki etkisini kendi kalemiyle bizlere anlatmış İskender Pala.
Ben daha önce de bu kitabı okumuştum fakat kaçırdığımı düşündüğüm çok yer olduğu için tekrardan okudum. Aradan zaman geçtikten sonra yine okuyabilirim bile.
İskender Pala'nın kaleminden çıkmış her kitap okunmaya değer bence.
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.




Selamün aleyküm...
Asla sıcak bakmadığım bir tür olan polisiye ile karşı karşıyayız. Arka kapak yazısını okumuş olsaydım kitaptan olabildiğince uzak dururdum sanırım ama okudum. Ve iyi ki de okudum..

Olaylar bir cinayet ile başlıyor ve süreç bu cinayetin çözümlenmesi için gelen mesajlar ile sözde faile, uzak hedefte de Hazreti İbrahim'in öğretilerine kadar dayanıyor..
Evet karmaşık. Evet sürükleyici. Evet bir İskender Pala eseri çünkü. :)
Tüm kitabın sadece en fazla bir haftayı anlatması betimlemelere çok girmeyen daha akışkan bir anlatım olduğunu gösteriyor ki bu çok iyi. Ama bu kadar şey bu kadar kısa zamanda olması mümkün mü diye düşünüyor insan. Çünkü olayların geçtiği mekanlar belki de çoğumuzun her gün üzerinde bulunduğu topraklar, mekanlar vs..
Hristiyanlık Yahudilik ve İslam'ın sözde ortak atası sayılan ancak bunun günümüze bakıldığında sadece İslam'da korunan öğretileri ışığında İbrahimî yaşamı, ve bu ışık doğrultusunda zamanın bir kralının maddi ve manevi hazinelerine ulaşma çabaları.. İşin içine giren insanlar ise öyle sokakta görebileceğimiz normal insanlar değil. Örneğin CIA, Mosaad, MİT vs..
Hem felsefik hem dini hem günümüz Ortadoğu sorunlarına ilişkin nesnel bakış açısı hem ince iğnelemeler (bence) yerinde olmuş..
Okunması gereken kitaplar listesinden bir kitap daha eksildi ve bir iç rahatlama daha yaşandı..
Siz de okumalısınız.

Teşekkürler




İskender Pala kitaplarını okumanın en gıcık yanı nedir diye sorsalar; elbette "Bir sonunun olması." diye cevap verirdim.
Evet yine bitirdim bu kitabı da. Sonuna gelmeyi istemeye istemeye fakat hep bir sonraki bölümünde neler olacak diye merakla okuya okuya. Bırakmak istememecesine.
Bu bir polisiye romanı. Hz. Ibrahim'in Akidesini araştıran üç büyük dinin içinde örgütlenmiş gizli örgütlerin (örgüt içinde örgüt ) yaşadığı olaylar zinciri ve üçünün de kesişim noktası NEMRUT DAĞI.
Bilge Sin Ammar'ın şifreleri için Ortadoğu yu kat ettiler. Yollarda başlarına olmadık şeyler geldi ama hedeften asla sapmadılar.
Zara adında bir kızımız da var tabi. Siyon zannederek yaşadı 25 yılını. Ama kitabın sonuna doğru öğrendi hazin gerçeği. Asıl adı Sare idi çünkü. Küçükken Filistinli bir aileden koparılan annesi öldürülen Sare. Yıllarca Yahudiliğe hizmet etti ama gerçeği sonunda öğrendi. Yaşadığı trajediyi tahmin edersiniz.
Bir de Sare'nin kendine bile itiraf edemediği aşkı var Selim. Ömrünü diyanete adamış bir üniversite hocası. O da farkında değil ama Sare denildiği zaman kalbini kontrol edemiyor.
Ha bir de Japonumuz var. Genç bir araştırma görevlisinin katillerini araştırmak isterken kendini bu işin içinde buluyor. Pek çok da yardımı oluyor tabi MİT'E. İntikamını da alıyor elbette. Japon deyince ayık olmak gerekir. Bizimkiler her ne kadar uyusa da o işini hakkıyla tamamlıyor.
Bir solukta okunup bitirilecek bir kitap ama bitmesin diye de sonlarına doğru bir o kadar endişeli okunacak bir kitap.
Keyifli okumalar herkese....



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: