Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Abim Deniz - Can Dündar | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Abim Deniz Kitap Bilgileri


Yazar: Can Dündar
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 36 dk.
Sayfa Sayısı: 480
Basım Tarihi: Ocak 2016
İlk Yayın Tarihi: Kasım 2014
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750724275
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Abim Deniz Kitap Tanıtımı


"Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hala on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıl dönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden gezi direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız."

Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor.

Devrim ideali peşinde fedakarca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam.




Abim Deniz Kitaptan Alıntılar


1. "Deniz abim, bir süre sonra bizi aştı; toplumun mülkiyetine geçti. 6 Mayıslarda biz bile kalabalıktan mezarlığa yanaşamaz olduk. "Ben kardeşiyim," diye yol istediğimde, "Hepimiz kardeşiyiz!" cevabını alıp gururlandığım çok olmuştur."




2. "Tarih seni hatırlatmak la mükellef.
Bizde seni daima,
Anmakla,
Anlatmakla,
Anlamakla mükellefiz...."




3. "Annem, "Gördün mü çocuğumu?" diye sordu.
"Gördüm, sarıldım," dedi babam...
"Nasıldı?"
"Boynunda bir morarmışlık vardı. İp izi..."
Günlerce ağladı annem; günlerce ağladı."




4. "Ne var ki, asıl suç onlarda değil, onları bu yollara iten namussuzlar koalisyonundadır. Üniversiteli gençlerin devrimci dinamizmini, Türkiye'nin yükselişi için itici güç olarak değerlendiremeyen her siyasi iktidar, suçlu olacaktır."




5. "“Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın işçiler, köylüler!” Deniz Gezmiş - 6 Mayıs 1972"




6. "Deniz Gezmiş’i belki tanımazsınız. Uzun boylu, dal gibi bir genç bu Deniz Gezmiş... Namuslu, devrimci, heyecanlı bir genç."




7. "Saat tam 01.25’ti.
Gitmişti Deniz..."




8. "Biraz kül biraz duman, o benim işte
Kerem misali yanan, o benim işte
İnanma gözlerine; ben, ben değilim
Beni sevdiğin zaman, o benim işte."




9. "“Annem, ‘gördün mü çocuğumu?’ diye sordu.
Gördüm sarıldım, dedi babam...
‘Nasıldı?’
Boynunda bir morarmışlık vardı. İp izi...

Günlerce ağladı annem, günlerce ağladı...“"




10. "Sen yanmasan
Ben yanmasam
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa"




11. ""Yaşasın Türk ve Kürt halklarının devrimci bağımsızlık mücadelesi!
Yaşasın işçiler ve köylüler!
Kahrolsun emperyalizm!"
... İzm derken izm'i bütünleyemedi çünkü infaz savcısının, "çek... Çek!"diye bağırması üzerine cellat arkadan tabureye ayağıyla vuruverdi.
Saat tam 01.25'ti
Gitmişti DENİZ..."




12. "Sen yanmazsan
Ben yanmazsam
Biz yanmazsak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?

-Nâzım Hikmet"




13. "''Görün ve tanık olun :Bir devrimci ölüme böyle gider işte ;bayram yerine gider gibi''"




14. "Akın var güneşe akın.
Güneşi zaptedeceğiz,
güneşin zaptı yakın!

-Nâzım Hikmet"




15. "Nasıl olabilirdi; bir insana kıymak?
Onu uluorta darağacına asmak?
Herkes görsün diye orada bırakmak?
Bir ipte gün boyu sallandırmak?"





Abim Deniz Kitap İncelemeleri


Can Dündar'ın "Abim Deniz" kitabı Can Yayınları'ndan çıktı.

"Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız."

Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam... (Tanıtım Bülteninden)

İki paket sigara parasına alabileceğiniz bir kitap. Yakın geçmişimize ışık tutacak mektuplaşlaşmalar, detaylar ve fotoğraflar mevcut içerisinde. Özellikle Deniz'in kardeşi Hamdi Gezmiş ile yaptığı yazışmalar ve satır aralarında belirttiği tümceler bugün bile değerlendirilmesi, kafa yorulması gerekli konular arasında. Fikir dünyanıza hitap etsin etmesin okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu arada kitabın satışından elde edilecek gelir Deniz Gezmiş Vakfı'na gidecek. Korsan kitap alacak arkadaşların -en azından bu kitap için bir istisna da bulunmaları iyi olur.

Alın. Okuyun. Hediye edin.




Bu kitabı okurken, sanki Deniz içimde bir yerlerdeydi. Her satırda, her cümlede onunla bir bağ kurdum. O anların bir yerindeydim sanki ; dışarıdan bir göz gibi onun yanındaydım, fakat hiçbir şeye müdahale edemiyordum. İçimden haykırmak, onunla birlikte yoldaşlarını o karanlık hücrelerden tutup çıkarmak, hepsini ölümün pençesinden kurtarmak istedim.
O satırları okurken, oradaki insanlara haykırmak istiyordum "Yaptığınız insanlığa, vicdanlığa, adalete sığar mı?" diye. Kitabı okurken en çok etkilendiğim şeylerden birisi; babasının, son ana kadar içindeki umutla çırpınışı ve o umudu kırmamasıydı. Bir babanın gözündeki çaresizliği , yüreğindeki fırtınayı hissettim...
Ne kadar çok şeyin heba edildiğini gördüm. Ne çok cana kıyıldı. Suçları neydi ki? Halklarını sevmek, eylem yapmak, emperyalist düzene karşı çıkmak mı? Eğer buysa suç kim masum kalabilir ki bu dünyada? Kitabı okurken kimi zaman gözyaşlarımla ıslandı sayfalar... Bazen sessizce duygulandım, bazen de Deniz'in mutlu olduğu, tebessüm ettiği, espiri yaptığı anlarda içimde bir gülüş peydahlandı. Ama ne yazık ki yüzümdeki o gülüş son sayfalarda yerini hüzüne bıraktı. Bu, mutlu sonla bitmesini istediğim kitaptı. Ama ne onlara ne bize o mutluluğu yaşattılar. Deniz seni hep seveceğiz. Sen yalnızca Bora'nın, Hamdi'nin kardeşi değil
bizim de abimizsin artık...
Senin fikirlerini, düşüncelerini, hayallerini, mücadelelerini ebediyen yaşatacağız. Zaten senin istediğin de bu değil miydi? Biz buradayız, senin izindeyiz.
Bu kitaba katkısı olan Can Yücel'e ve bilgiler için Hamdi Gezmiş'e çok teşekkürler.





Bir varmış , bir yokmuş ankara'da bir çocuk doğmuş . Annesi ve babası eğitimle uğraşan bu çocuk ebeveynlerinin mesleği sayesinde hem gezmiş , hem de çok okumuş.

Bu çocuk daha tam büyümeden haksızlıkları gezdikleri yerlerde görmeye başlamış ve zihnine yazmış.Oysa yaşıtları ülkede ki kötülerin farkında bile değilken o sevda ile aşk ile kötülüğü yok edeceğine inanmış ve kişiliği yavaş yavaş oturmuş . O artık kötülerin üzerine korkusuzca gidecek bir çocukmuş .Az gitmiş , uz gitmiş dere tepe düz gitmiş ve kendi gibi çocukların da olduğunu zamanla anlamış , onlarla birlikte tehlikeli oyunlar oynamış .Büyük ve korkaklarla dolu sokaklarda birlikte çıkıp , kötüleri durdurma yöntemlerini anlatmışlar ama büyükler onları anlamamış , bazıları anlamış ama kendi kötülüklerinin anlaşılmasından korkup onu çevresindekilerle dövmüş .Arkadaşları da , kendisi de hiç korkmamış ve vazgeçmemişler.Büyükleri '' biz ne dersek o, olacak '' dedikçe , onlar konuşmuş , onlar dövdükçe , onlar konuşmuş .... Sonunda bu üç çocuğu büyükleri bir daha konuşmayacak şekilde susturmuşlar.

Bu üç çocuk susmuş ama , o gün kalabalıklar arasında çocukları kurtarmaya çalışanlar hala az ama dirençlere yaşamaya devam etmiş .Ne o günün kötüleri ölmüş , ne de bu üç çocuğun sevdası.

- - - - - - - - - - -- - - - - -NEYSE

Kitap ,kronolojik olayları birleştirmemizi sağlıyor . Ailesi ile gezip anadolu'da ki haksızlıkları görmesi kendisinin pusulası olmuşta diyebiliriz aslında .
Okumanız dileği ile ....




Mektup elinize geçtiği zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum.ben ne kadar üzülmeyin dersemde yinede üzüleceğinizi biliyorum.fakat bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar büyür yaşar ölürler, önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı zaman içerisinde fazla şeyler yapamabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum ve kaldıki benden evvel giden arkadaşlarım hiç bir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benimde düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış degildir, o bu yola bilerek girdi ve sonununda bu olduğunu biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacağını tahmın ediyorum. Sadece senin degil türkiye,de yaşayan türk ve kürt halklarınında anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıyada bildireceğim , ankara,da 1969,da ölen arkadaşım taylan özgür,ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi istanbul,a götürmeye kalkma. Annemi teseli etmek sana düşüyor, kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum, kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum; bilimle uğraşsın ve unutmasınki bilimle uğraşmakta bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pıişmanlık duymadığımı belirtir, seni annemi abimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucaklarım.( oğlun deniz gezmiş)




Deniz koydum adını ,kederi bende kaldı...
Siyasi görüşü fikri ne olursa olsun hiç bir taze fidanın hikayesi darağacında sona ermemeli!
Bu yılki Ankara gezimde Ulucanlar cezaevini gezdim. Sıcacık koltuklarda insanî şartların çok dışında ölüm emri verenler acaba orada bir gün geçirse aynı şartlarda yüreğine birazcık keder uğrar mı?
Bırakın sağı solu bizim gençlerimizi biz ellerimizle darağacına astık.
Necip Fazıllar, Nazım Hikmetler hepsi benim yurdumun evladı birbirine kırdırdık.
Bugün 6 Mayıs baharın gelişini kutluyor bir yanım bir yanım ağlıyor gidenlere. Fikriniz ne olursa olsun okuyun bir babanın idama gidecek oğluyla mektubunu, ölüme yürüyen Deniz'in dik duruşunu...
Bir torba kömüre satılan fikirlerden daha mı değersizdi ,sonunun ölüm olduğunu bildiği halde babasından bile yardım istemeyen Deniz'in fikirleri.
Önyargısız sadece hapiste insanı şartların çok altında işkence gören ve asılan bir gencin ve ailesinin hislerini anlamak için okuyun.
O dönemin farklı görüşlerinden bir sürü hayat hikayesi okudum. Bu büyük oyunda yiten yüzlercesi için ağıdımız bir olsun. Hep söylerim biz renklerimizle güzeliz. Her görüş her sınıftan insan keşke el ele daha iyi bir Türkiye için yarışmadan, ötekilestirmeden bir olsak keşke.
Benim bugün dileğim bir olmak!
Kitap yorumu yüreğiniz dayanırsa okuyun, belgesel roman. Deniz'in ailesiyle mektupları.
En sevdiğim beni çok derinlere götüren bir şarkıyla okuyun ...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: