Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Abdurrahman Arslan Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Abdurrahman Arslan En Beğenilen Sözleri



1. "Siz bütün Müslüman kızları okutarak sadece entelektüel kızlar yetiştirmiş olursunuz.Ama Müslüman bir kadın yetiştirmek başka bir şeydir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



2. "" Gerçekten akletmenin yeteri kadar cereyan etmediği bir dünyada yaşıyoruz artık. ""


- Kalbin Akletmesi



3. "" Nefsi kışkırtılmış bir insanın aklının temiz olmasını düşünmek çok abes bir şeydir. ""


- Kalbin Akletmesi



4. "" Sadece bakmak ve seyretmek isteyen ve bundan da tatmin olan bir kültürün dünyasında yaşıyoruz. ""


- Kalbin Akletmesi



5. "" Modern dönemdeki varlığın hakikatini anlama çabamız aynı zamanda da varlığın üzerinde egemenlik kurma çabasıyla beraber gidiyor. ""


- Kalbin Akletmesi



6. "Aslında insanlar köylerinde koyunlarını sağarken bile artık kentsel bir zihne sahip oluyorlar. Dolayısıyla da bu zihin, karşılığını o köyde bulamıyor."


- Zaman Dışı Konuşmalar



7. "" Hikmet dediğimiz şey herhangi bir düşünce yöntemi değil, aynı zamanda bir ahlâktır, bir tavırdır. ""


- Kalbin Akletmesi



8. "Her yolculuk menzilini kendi içinde taşır."


- Zaman Dışı Konuşmalar



9. "Sudanlı Müslüman düşünür Hasan Turabi'nin dediği gibi, "Müslüman dünya kıblesini arıyor". Evet, kıblemizi arıyoruz; güzel bir teşhis. Neyin doğru, neyin yanlış; neyin kalıcı, neyin aktüel olduğunu bilmiyoruz artık. Birçok önemli meseleyi yanlış zeminlerde tartışıyoruz."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



10. "Biz dindarlığı bir bilginin elde edilme meselesi olarak görmeye başladık. Hayır. Sıradan bir dindarlık için bir bilgi gerekir evet ama dindarlığın esas önemli boyutu muttaki olmaktır. Bu ise okulda öğretilmez. Sadece evde öğretilebilir. Yaşanarak öğrenilebilir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



11. "Gazzâlî,felsefecilerin utanmayı unutmuş suratlarına bir tokat patlatmış ve demişti ki,akıl ruha ve nefse bağımlıdır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



12. "" Bu hayatın içinde sosyalleşmiş zihinlerimiz mevcut hayatın kendisini sorgulayamaz. ""


- Kalbin Akletmesi



13. "" Her bilgi türü taraflıdır ve bu anlamda, masum ya da tarafsız kabul edilemez. ""


- Kalbin Akletmesi



14. "- "Soyut bir resmin içine "Elif" ya da "Mim" harflerini yerleştirdiğinizde o İslâm'a ait bir sanat eseri olmaz; yani bu harfler onu İslâmî kılmaz!..
Bu sadece ilkellik, görgüsüzlük ve taklit olur!""


- Zaman Dışı Konuşmalar



15. "Sosyoloji okuduğum için bunu söylüyorum.Müslüman bir toplumda sosyoloğa,pedagoga,psikoloğa ihtiyaç yoktur.Fakihe ihtiyaç vardır.
Fıkıh ehline ve fıkha ihtiyaç vardır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



16. "" İnsan elinin değdiği her yerde aşırılıklar da, gereğinden fazla değer verme de, layık olduğu değeri vermeme de olur. ""


- Kalbin Akletmesi



17. "Batının kavramıyla ümmetin tarihini okumaktan vazgeçelim artık."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



18. "" Batı düşüncesi öteki üzerinde egemenlik kurmadan bir ilişki oluşturamıyor. ""


- Kalbin Akletmesi



19. "İnsanlar ahlaki kaygıları terk ettiklerinde estetik kaygıları öne çıkmakta."


- Zaman Dışı Konuşmalar



20. "" Hiçbir dünya görüşü Batılı anlamda felsefe yapmak mecburiyetinde değildir. ""


- Kalbin Akletmesi



21. "Bugün genç nesil Müslüman kızlarımız ya da erkeklerimiz ilişkilerini eşitlik üzerinden kuruyor, anlamlandırıyorlar, özgürlüğü de böyle anlıyorlar. Eşitlik temelinde bir özgürlük... Hâlbuki bu"


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



22. "" Günümüzde doğruyla hakikat arasında bir kopukluk var.
Artık günümüzün doğrusunu hakikat değil, bizim toplumsal ilişkilerimizin dünyası tanımlıyor. ""


- Kalbin Akletmesi



23. "" Herşey bir süreklilik içerisindedir. ""


- Kalbin Akletmesi



24. "Karşı cinsin sadece tensel bir ilgi alanına hasredilmesi sevgi kavramına büyük bir zulüm olsa gerek."


- Zaman Dışı Konuşmalar



25. "-bu gücü nerden alıyorsun?
-hiç'ten, ölümden
..."


- Zaman Dışı Konuşmalar



26. "Müslümanlar o aziz Peygamberin mütevazılığından bahsederler; ama kendileri de hiç böyle mütevazi hayata talip olmuyorlar."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



27. "Etik Nedir? Etiğin Ahlaktan Farkı Nedir?

Etik kavramı ethos dediğimiz Latince kökenden gelmektedir, ethos ise bir toplumu toplum yapan, yani o hale getiren bütün değerlerin toplamı anlamına gelir.

Kişi de kendini açığa vuran toplumsal karakter sayılır. Etik değerler, bir otorite tarafından kullanmaktan çok aklı ve insan ilişkilerinin oluştuğu tecrübelerden çıkartılır. Etik, kültürel olarak tanımlanmış ve kabul görmüş görece bir ortak "iyi" ve "kötü" ya da "doğru" ve "yanlış" değerler üzerine oturur. Sekülerleşmek Etik için zorunlu şarttır; yani etik, felsefi olarak rasyonel tarzda düzenlenmiş kurallardır. Diğer bir ifade ile ortak iyi verili değildir, içinde yaşanan sosyal gerçeklik tarafından tayin ve tespit edilir.

Etik insanlar arası ilişkileri adlandırır ama ahlak insanın tabiatla ilişkisini insanın Allah'la ilişkisinin bütünlüğü oluşturan daha kapsamlı bir kavramdır. Dolayısıyla Belki de batıda eşya ile ilişkinin tabiatla ilişkinin sorunlu olması bu etik kavramının çağrıştırdığı o anlam fakirliğinden ileri geliyor olabilir. Bu anlamda ahlak felsefesi modern bir icattır. Modernizmden önce böyle bir şey yoktur."


- Zaman Dışı Konuşmalar



28. "Müslüman ümmete ilerlemenin gözü ile bakan aydınlar, onda yoksulluk, sefalet ve gerilik bulurken, aynı zamanda ümmette, karşı çıktıkları muhalifin sahip olduğu benzerlikleri de aramaktadırlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



29. ""Sonunda mana öldü, isim kaldı. Hakikat söndü, onun yerini gölge aldı.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



30. "" Hiçbir toplumun, hiçbir insanın kendi kendisi olarak kalmasına müsaade etmeyen yeni ve akışkan bir süreç başlıyor yeryüzünde. ""


- Kalbin Akletmesi



31. "İslam ne diyor? Şüpheli şeylerden uzak durunuz. Dikkat edin, bu son 30-40 yılın içinde Müslümanların ilim ehline sorduğu soruların büyük bir çoğunluğu şüphe içeren konular hakkındadır.


"


- Kalbin Akletmesi



32. "İslam ne diyor? Şüpheli şeylerden uzak durunuz."


- Kalbin Akletmesi



33. "" Günümüzün hümanist kültürü artık insanı tatmin etmiyor. ""


- Kalbin Akletmesi



34. "Bu kapalı ve ümitsiz dünyada zaman, insanın düşmanı;"


- Modern Dünyada Müslümanlar



35. "" Alimi entelektüelden ayıran hususlardan birisi de sadece bilgi biçimi değil,
aynı zamanda onun bilgiyle hayatı arasında kurmuş olduğu o kopmaz bağdır. ""


- Kalbin Akletmesi



36. "Müslüman kadınlar başları örtülü olarak kamusal alana girdiler fakat kamusal alanın dönüştürücü gücüyle onlar da dönüşmeye başladı. Peki, bunu nasıl açıklayacağız? Kamusal alana alınmayı Sahici bir hedef olarak gördüler. Ama bence en büyük yanılgı buydu. Oraya katılmak sahici bir hedef olmamalıydı. “Evlerini terk ettikleri günden itibaren değerlerini kaybettiler. Belki bunu evi terk etmeden düşüneceklerdi. Müslüman erkek kamusal alana katıldığında kapitalizmin nesnesi oldu. Bu erkekteki helal ve haram anlayışını altüst etti. Müslüman kadın ise feminist değerlerinden büyük nispette etkilendi. Bu da kadının zihnini eşitlikçi bir zihniyete dönüştürdü ve kadın her şeyde başta kadın erkek ilişkileri olmak üzere eşitlik aramaya başladı. Ama unutmeyalım İslâm adalet dinidir, eşitlik dini değil. Adalet üzerinde yeterince tefekkür etseydik bu ikisi arasındaki ontolojik farkı anlayabilirdik. Kamusal alan Müslümanları aşındırmaya başladı. Şu anda bile düne göre çok özgür olan Müslümanlar gelecek kuşaklar hakkında endişe taşıyorlar, En azından ben böyle bir endişe taşıyorum."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



37. "Tarih tekerrür etmez, ama varsayılanın aksine insanın unutkanlığından dolayı tekrar edilemez zamana rağmen insan kendini tarihte tekrar eder."


- Zaman Dışı Konuşmalar



38. "Bir düşüncenin İslâmî düşünce olabilmesi için bütün bu unsurlarla birlikte bu bilginin cereyan ettiği aklın sahibi olan insanın da Müslüman olması gerekir."


- Kalbin Akletmesi



39. "İhram insan için iki şeydir: Biri insanı doğarken sardıkları kundak, diğeri ise ölürken sardıkları kefen. Her ikisi de ... insanın kendi iradesiyle bedenine sarılan örtüler değildir."


- Zaman Dışı Konuşmalar



40. "İslâmda hakikat verilidir. Biz hakikati aramıyoruz. Bizde hakikat verilmiştir. Ancak hakikatın önündeki engellerin kaldırılması gerek."


- Kalbin Akletmesi



41. "Müslüman erkek kamusal alana katıldığında kapitalizmin nesnesi oldu. Bu erkekteki helal ve haram anlayışını altüst etti. Müslüman kadın ise feminist değerlerinden büyük nispette etkilendi. Bu da kadının zihnini eşitlikçi bir zihniyete dönüştürdü ve kadın her şeyde başta kadın erkek ilişkileri olmak üzere eşitlik aramaya başladı. Ama unutmayalım İslâm adalet dinidir, eşitlik dini değil."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



42. "İbn Arabi’ye göre “insan, nefsinde Allah’ın sureti ile alemin suretini cem eder.”"


- Modern Dünyada Müslümanlar



43. "- "İstanbul'un iki dindar semti vardı: Üsküdar ve Fatih.
40 senedir Fatih'te kalıyorum, bitirdiler buranın iç dünyasını""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



44. "Hikmet dediğimiz şey herhangi bir düşünce yöntemi değil, ama aynı zamanda bir ahlâktır, bir tavırdır."


- Kalbin Akletmesi



45. "Müslüman zihnin yeniden inşa edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İnşa ise kavramları yeniden eski anlamlarını kazandırmakla mümkündür. Yani siz İslâm'a ait bir kavramı, modernliğin umdeleri doğrultusunda anlamlandırırsanız bir yere gidemezsiniz, gidemiyoruz da zaten..."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



46. "Ütopyası olanlar ancak kendilerini ve yaşadıkları sosyal evreni değiştirebilirler. .."


- Nehri Geçerken



47. "Müslümanlar Kur'an'dan , sünnetten kalkarak hayata soru soruyorlardı.
Günümüzün müslümanları hayattan kalkarak, Kur'an'a ve sünnete soru soruyorlar.
Bu ise onların zihni dönüşümlerinin, ideallerinin tersi bir istikamete yönelmesini beraberinde getiriyor."


- Kalbin Akletmesi



48. "Halbuki biz güzelliklerde yarışmaya davet edilen bir ümmetin insanlarıyız;"


- Modern Dünyada Müslümanlar



49. "" İslamcılık bir ikame zihniyet taşıyor. ""


- Kalbin Akletmesi



50. "Mahremiyetin, sadece başörtüsüne bağlanmasını/indirgenmesini her zaman tenkit etmişimdir.Mahremiyet erkek için de geçerli olan bir yaşam biçimidir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



51. "Şüphe/cahillik bilgisizlikten değil, doğru bildiğinden daha fazla bilmeyi reddetmekten ileri gelir."


- Zaman Dışı Konuşmalar



52. "insanın kendisini bilmesi lazım."


- Kalbin Akletmesi



53. "Ahirete ulaşmanın bir iman olarak bilgisini insana din sunmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



54. "İslâm’da hakikat verilidir. Biz hakikati aramıyoruz. Bizde hakikat verilmiştir."


- Kalbin Akletmesi



55. "Her bilgi türü taraflıdır ve bu anlamda da masum ya da tarafsız kabul edilemez."


- Kalbin Akletmesi



56. "Kurulacak her sosyal/siyasal sistemin bile anlam bulabilmesi için, her şeyden önce onun bir insan tanımına dayanmış olması gerekir."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



57. "Ezan en başta bir duyurudur; bir yön çağrısıdır, zira felaha ve salaha bir yön olmadan kavuşulmaz."


- Zaman Dışı Konuşmalar



58. "-" … Batıda felsefe, varlığı açıklama modelidir.
Dolayısıyla bizi bundan temelde ayıran şeylerden birisidir.
Haliyle biz sadece varlığı yorumlarız, açıklamayız.
Çünkü nihayetinde o varlığın kökeniyle ilgili bir bilgimiz vardır...”"


- Kalbin Akletmesi



59. "Estetik ve psikiyatrinin suiistimali, kanaatimce en tehlikeli olanlardandır. Sözgelimi İstanbul'un sokaklarını çiçeklerle donatıp, yoksulluğu estetize edebilirsiniz."


- Zaman Dışı Konuşmalar



60. "Dini hayatın dışına atarak modernleşmek mümkün olamamaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



61. "Islâm cemaate ait bir din midir, değil midir? Cemaate ait bir dindir. Bunun en tipik örneği kimdir? Ailedir. Cemaat midir? Evet, cemaatir, bunun aksini söylemek kesinlikle mümkün değildir. Hatta belki bu ailenin cemaat olarak liderine baksanız, bir akşam namazında evin babasını ya da erkeğini imam yaptğınızda cemaati arkanızda görürsünüz. Öyle de bir özelliği var. Demek ki Müslümanlarn bu atomize eden kültürün dünyasında cemaat olmak gibi bir zorunlulukları vardır ve cemaat olmanın imkânını da yine kendi dinlerinden hareketle oluşturabilmektedir."


- Kalbin Akletmesi



62. "Aile ilişkileri rasyonel olarak kavranamaz ve islam için belirleyici ilke eşitlik değildir; adalettir..."


- Nehri Geçerken



63. "“Batılı insanın gerçeklikle kurmuş olduğu ilişki daima hastalıklı olmuştur.”"


- Nehri Geçerken



64. "Medresenin görevi, Müslümanların tarih içindeki akışları sırasında sorunlarını İslâm'a göre çözecek bilgiyi üretmektir. Müslümanları, Müslüman olarak tutma görevi var, gökdelen yapma görevi yoktur."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



65. ""... Neyi ahlâk çerçevesinde tartıştığımıza bakmamız lazım. Mesela dünyanın büyük çoğunluğunun fakirlik içinde yaşaması bir ahlâksızlıktır.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



66. "her peygamber kendisi ile birlikte getirdiği mesajı kavmine ulaştırırken, aynı zamanda o kavmin diline ilişkin kavramları sekülerlikten ayıklayarak tevhidi oluşturmak için dili de bir bakıma yeniden inşâ etmiş olurlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



67. "- “Vahyin gelişiyle beraber Allah’ın bizi garantilediği bir şey var! Buna hiçbir şekilde müdahale etmemiştir...
Saf hâliyle buradadır, sizin önünüzdedir, size hitap etmektedir. Demek ki biz bunun dışında saf bir bilgiye rastlamıyoruz.
Saf kavramıyla tarafsız, müdahaleden azade kılınmış bir bilgiye rastlamadığımızı ifade etmek istiyorum...”"


- Kalbin Akletmesi



68. "Müslümanlar kendi paradigmalarını kurma sürecini tamamladıkları andan itibaren diğer toplumlarla, kültürlerle, hayat ve inanç tarzlarıyla kendilerinden emin bir şekilde münasebet içine girdiler."


- Kalbin Akletmesi



69. "Düşünceden bahsetmek ateşten bir yol üzerinde yürümek gibi zor, yakıcı ve riskli. Şüphesiz düşünce çok boyutlu bir alan olduğu için, hangi yönünü ön plana çıkaracağınıza bağlı olarak söylemek zorunda kaldığınız şeyler de farklılaşıyor."


- Kalbin Akletmesi



70. "Halbuki toplumsal gerçekliği var eden değerler bağlamının meşrûiyetinin sorgulanması, bazen kaçınılması mümkün olmayan bir mecburiyet olmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



71. "“Batılı insanın gerçeklikle kurmuş olduğu ilişki daima hastalıklı olmuştur.”"


- Nehri Geçerken



72. "Medresenin görevi, Müslümanların tarih içindeki akışları sırasında sorunlarını İslâm'a göre çözecek bilgiyi üretmektir. Müslümanları, Müslüman olarak tutma görevi var, gökdelen yapma görevi yoktur."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



73. ""... Neyi ahlâk çerçevesinde tartıştığımıza bakmamız lazım. Mesela dünyanın büyük çoğunluğunun fakirlik içinde yaşaması bir ahlâksızlıktır.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



74. "her peygamber kendisi ile birlikte getirdiği mesajı kavmine ulaştırırken, aynı zamanda o kavmin diline ilişkin kavramları sekülerlikten ayıklayarak tevhidi oluşturmak için dili de bir bakıma yeniden inşâ etmiş olurlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



75. "- “Vahyin gelişiyle beraber Allah’ın bizi garantilediği bir şey var! Buna hiçbir şekilde müdahale etmemiştir...
Saf hâliyle buradadır, sizin önünüzdedir, size hitap etmektedir. Demek ki biz bunun dışında saf bir bilgiye rastlamıyoruz.
Saf kavramıyla tarafsız, müdahaleden azade kılınmış bir bilgiye rastlamadığımızı ifade etmek istiyorum...”"


- Kalbin Akletmesi



76. "Dini hayatın dışına atarak modernleşmek mümkün olamamaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



77. "Müslümanlar kendi paradigmalarını kurma sürecini tamamladıkları andan itibaren diğer toplumlarla, kültürlerle, hayat ve inanç tarzlarıyla kendilerinden emin bir şekilde münasebet içine girdiler."


- Kalbin Akletmesi



78. "Düşünceden bahsetmek ateşten bir yol üzerinde yürümek gibi zor, yakıcı ve riskli. Şüphesiz düşünce çok boyutlu bir alan olduğu için, hangi yönünü ön plana çıkaracağınıza bağlı olarak söylemek zorunda kaldığınız şeyler de farklılaşıyor."


- Kalbin Akletmesi



79. "- "Kanaatime göre İslâmcılığı müthiş şekilde cazip hâle getiren, fakat aynı zamanda da onun en büyük zaafını teşkil eden şey, siyasete en ön sırada yer vermesidir.
Yani iktidara yaptığı sürekli vurgu ve taleptir.
Öncelik anlamında başlangıçta İslâmcılığın böyle bir meselesi olduğu söylenemez.
İslâmcılığı kısmen de olsa tanımlamaya, ama aynı zamanda da onda ciddi şekilde hedef sapmasına sebep olan bir hususun kanaatime göre en önemli sebebi hilafetin ilgası olmuştur. Hilafetin kaldırılmasıyla beraber kendilerini açıkta kalmış hisseden Müslümanlar için bu defa devlet ve siyaset öncelikli mesele halini almıştır.
İslâm inanç olarak da, hayat tarzı olarak da, siyaset olarak da kendi kabının haricindeki başka bir kaba sığmaz.""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



80. ""Erkek bence her zaman ailenin misafiridir, kadının misafiridir. Kadının rahminde erkek misafirdir, yatağında misafirdir ve evinde misafirdir.
Ev kadına aittir!..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



81. "Başörtüsü modernliğin sorunu değil, modernliğe kalırsa üniversitede başörtülülerin okumasına itiraz etmez. Fakat Kemalist modernleşmenin getirdiği bir sıkıntıdır bu. Onun için bunları birbirine karıştırmamak lazım."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



82. "sanki bu din parası olanın parasını korumak için –haşa– gelmiş gibi, enflasyon oranı kadar faizin “helal” olabileceği söylenebilmekte;"


- Modern Dünyada Müslümanlar



83. "..akletmenin yeteri kadar cereyan etmediği bir dünyada yaşıyoruz."


- Kalbin Akletmesi



84. "Müslümanlar son 60-70 yıl içerisinde "emin" olmak vasıflarını kaybettiler."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



85. "Tasavvuf,Müslümanların entellektüel muhayyilesinin zirvesidir. Ama aynı zamanda Allah’ın ahlakı ile ahlaklı olmaktır. Bunun için de her daim Peygamber Efendimize dönmektir. Onda tecessüm eden ahlakı,örnekliği yani sünneti hareket noktası kılmaktır."


- Kalbin Akletmesi



86. "Dinin mekânsal tezahürü Medine’dir, bu nedenle de kavram dine ait olduğundan, coğrafyaya bağlı değildir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



87. "Modern dönemdeki varlığın hakikatini anlamaya çabamız aynı zamanda da varlığın üzerinde egemenlik kurma çabasıyla beraber gidiyor."


- Kalbin Akletmesi



88. "Değişmemiş bir kitap ve sünnet ile bu imkân İslâm’ın elinde bulunmaktadır. Bu kavramsal inşâ şüphe yok ki, sadece yaşanarak/tefekkür ederek mümkündür."


- Modern Dünyada Müslümanlar



89. "Sözgelimi dindarsanız, bir dine inanıyorsanız bu durumda akıl özgür değildir, özgür düşünce ancak bağımsız bir aklın faaliyeti olabilir.

(O yüzden bu özgür düşünce falan bu mavalları geçiceksin.)"


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



90. "" İslamcılığın gelenek karşıtlığı/eleştirisi aslında toplumun Batı emperyalizmi karşısındaki var oluş gücünü zayıflamıştır. ""


- Kalbin Akletmesi



91. "- "Devlet ilk defa dindar insan yetiştirme adına doğrudan doğruya aileye müdahale ediyor.
Uzun zamandan beri devlet aileye din adına, dindarlık adına müdahale etmektedir...
Ben hiçbir şekilde bunu kabul etmiyorum!
Kimin ailesi olursa olsun, Müslüman olsun olmasın aileye devletin müdahalesi kabul edilir bir şey değil!
Çünkü İslâm bunu kabul etmiyor!
Bunu bilmekte fayda var...
Dindarlık bizim hoşumuza gidebilir ama Müslüman ailenin görevi dindar çocuk yetiştirmektir, devletin değil!..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



92. "Halbuki toplumsal gerçekliği var eden değerler bağlamının meşrûiyetinin sorgulanması, bazen kaçınılması mümkün olmayan bir mecburiyet olmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



93. "sanki bu din parası olanın parasını korumak için –haşa– gelmiş gibi, enflasyon oranı kadar faizin “helal” olabileceği söylenebilmekte;"


- Modern Dünyada Müslümanlar



94. "..akletmenin yeteri kadar cereyan etmediği bir dünyada yaşıyoruz."


- Kalbin Akletmesi



95. "Yakın döneme kadar Müslümanlar Kur’an‘dan sünnetten kalkarak hayata soru soruyorlardı. Günümüzün Müslümanları hayattan kalkarak kurana ve sünnete soru soruyorlar."


- Kalbin Akletmesi



96. "Bir gence tavsiyeniz ne olur? Sizden bir cümle duyacak olsa, o cümle ne olurdu?

Namaz kılmasını ve ahlaklı davranmasını isterdim. Müslüman olmanın bir bedeli var. Müslüman olmak her zaman para kazanmak, iyi bir mevki elde etmek, hayat standardını yükseltmek değildir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



97. "Bir toplumda ahlaki kaygılar önemsizleşirse, o toplum estetik kaygıları fazlasıyla öne çıkartır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



98. "Diğer yandan insanda bu kimlikle-modern kimlik- beraber bir kararsızlık, yalnızlık ve çekingenlik hali ortaya çakarak ona arkadaşlık edecektir."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



99. "..bu hayatın içinde sosyalleşmiş zihinlerimiz mevcut hayatın kendisini sorgulayamaz."


- Kalbin Akletmesi



100. "Günümüzde doğruyla hakikat arasında bir kopukluk vardır. Artık günümüzün doğrusunu, hakikat değil, bizim toplumsal ilişkilerimizin dünyası tanımlıyor."


- Kalbin Akletmesi



101. "- "Müslümanların karmaşık süreçlerde edindikleri yeni zihin dünyasının, İslâm'ın kurmak istediği zihin dünyasından ciddi şekilde bir ayrılmaya ve kopuşa işaret ettiğini düşünüyorum. Biz, Müslümanlar dünyaya gerektiği kadar Müslümanca bakamıyoruz. Çünkü Müslüman olmakla dünyaya Müslümanca bakmak arasında fark vardır. Bu bilinç halinin düzeltilmesi gerekir. Günümüz dünyasında haramlar yaklaştırılıp helaller uzaklaştırılmıştır. Böyle bir durumda Müslümanların değerlerinin iç dünyaları çoraklaşmaktadır. Bu özgürlük, birçok şeyin mahiyetini başkalaştırıyor. Tabir caizse çoğu şeyin anlam dünyası farklılaşıyor. Bundan dolayı her şey anlamını yitiriyor!..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



102. "Kullandığımız dilin kavramları bize, mevcut, yaşamakta olduğumuz hayat biçimini yarına aktarmamızı sadece sağlıyor; diğer bir deyişle bu kavramlar içeriklerindeki ahireti çağrıştırıcı, refere edici anlamlarını artık büyük oranda yitirmişlerdir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



103. "Düşünce hayatımızda önemli yerleri olan çok sayıdaki kavram, “form” olarak İslâm’a ait olmasına karşın içerik anlamları İslâm’ın kastettiği anlamlardan çok farklılaşmış, dolayısı ile sekülerleşmiştir."


- Modern Dünyada Müslümanlar



104. "Din hayattır; hayat ise Allah’a dönüştür; Allah’a dönmek isteyen insanın kendi gelecek tasarımı için çaba sarf etmesi kadar haklı ne olabilir!.."


- Modern Dünyada Müslümanlar



105. ""Bir insan İslâm ahlakı üzerine davrandığında farkına varsa da, varmasa da aynı zamanda adil davranmış olur. Çünkü İslâm ahlakı aynı zamanda adaleti içkindir.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



106. "- "Müslümanların bir kısmı, yüzde yirmisini tenzih ederek söylüyorum, utanmayı unuttu. Bir yerde ihale kapayım falan. Köylü olarak, fakirlikte mi yaşayacağız? Evet. İnsanların temel ihtiyaçları vardır. Cemaat olsaydık, evi olmayan birine ev temin edebilirdik. Ama yardımlaşma yok. Gittik banka kredileri aldık. İnsanların temel ihtiyaçları tamamlandıktan sonra Müslümanca iyi davranma hakkımız vardır. Bir adam çocuğuna ekmek götüremiyorsa "hırsızlık yapma" diyemezsin. Eğer götürüyorsa da yakasına yapışmalısın. İnsanlar gidip derviş gibi yaşasın demiyorum ama Müslümanların bu kadar dünya malı peşinde koşmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Bunun bir ölçüsünün olması lâzım...""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



107. ""Nasıl yaşamalıyım ya da ne yaparsam doğru davranmış olurum, sorusuna verilmiş bir cevaptır ahlâk""


- Zaman Dışı Konuşmalar



108. "Kavramın fıtratı, onun taşımakla mükellef kılındığı, anlamın dünyasıdır."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



109. "Bugün sadece mal değil, aynı zamanda üretim meselesi de hiç bu kadar "seremonik" hale getirilerek ortak bir kutsamanın konusu haline getirilmemişti."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



110. "- "Hicret eden insanın zihni berraktır, işin başında ne yaptığını biliyor!
Fakat günümüzün nüfus hareketleriyle kente dolan insanın tam tersine zihni alabildiğine karmaşıktır, orada bir berraklık yoktur. Bunun bugün bütün ülkelerde devam ettiğini düşünüyorum. Kendine yabancılaşma, uzaklık, aymazlık, saygısızlık ve aldırmazlığa eşlik eden bir gürültü var!
Bununla birlikte bunlar için kestirme bir çözüm olduğunu düşünmüyorum.
İnsanlık bir kriz içinde, sorgulama ve dayanışma olmadan bu krizden çıkmak mümkün değil...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



111. "akletmenin yeteri kadar cereyan etmediği bir dünyada yaşıyoruz artık."


- Kalbin Akletmesi



112. "Yakın döneme kadar Müslümanlar Kur’an‘dan sünnetten kalkarak hayata soru soruyorlardı. Günümüzün Müslümanları hayattan kalkarak kurana ve sünnete soru soruyorlar."


- Kalbin Akletmesi



113. "..bu hayatın içinde sosyalleşmiş zihinlerimiz mevcut hayatın kendisini sorgulayamaz."


- Kalbin Akletmesi



114. "Günümüzde doğruyla hakikat arasında bir kopukluk vardır. Artık günümüzün doğrusunu, hakikat değil, bizim toplumsal ilişkilerimizin dünyası tanımlıyor."


- Kalbin Akletmesi



115. "Kullandığımız dilin kavramları bize, mevcut, yaşamakta olduğumuz hayat biçimini yarına aktarmamızı sadece sağlıyor; diğer bir deyişle bu kavramlar içeriklerindeki ahireti çağrıştırıcı, refere edici anlamlarını artık büyük oranda yitirmişlerdir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



116. "Düşünce hayatımızda önemli yerleri olan çok sayıdaki kavram, “form” olarak İslâm’a ait olmasına karşın içerik anlamları İslâm’ın kastettiği anlamlardan çok farklılaşmış, dolayısı ile sekülerleşmiştir."


- Modern Dünyada Müslümanlar



117. "Din hayattır; hayat ise Allah’a dönüştür; Allah’a dönmek isteyen insanın kendi gelecek tasarımı için çaba sarf etmesi kadar haklı ne olabilir!.."


- Modern Dünyada Müslümanlar



118. "Neticede, bir kavramın sekülerleşmesi demek, onun içsel dünyasının anlam kaybına uğraması, deforme edilmesi, yani ona şiddet uygulanması demektir."


- Kalbin Akletmesi



119. "İktisadi imkanlarım arttıkça benim hayat tarzım değişiyor. Oysa hayat tarzımız bizim iktisadi imkanlarımızı belirlemelidir, bilmem anlatabiliyor muyum?"


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



120. "Müslümanlar medeniyet kelimesi yüzünden İslâm'ı unuttular.İslâm'dan çok medeniyet ve Osmanlı'ya vurgu yapıyorlar."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



121. "Aileyi hem Müslümanca bir hayat yaşamanın mekânı hem de Müslümanca birlikte olmayı güvence altına alan bir imkân olarak anlamamız ve önemini kavramamız gerekiyor. Müslümanca bir hayatı ve Müslümanca bir aileyi garanti altına alan ikinci sosyal var oluşun ete kemiğe bürünmüş hali ise Müslüman cemaatler olmaktan geçiyor. Bu bize bırakılmış bir sünnet ve bilinen bir "usul"dür."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



122. "Hz.Peygamber'in Medine'de attığı bütün adımlar dikkatle incelendiğinde hemen hepsinin büyük bir inşa olduğu ve yeni İslâm toplumunun sacayaklarını oluşturduğu görülür..."


- Zaman Dışı Konuşmalar



123. ""Müslümanın hakikati arama gibi bir niyet ve çabası hiçbir zaman olmamıştır ve olamaz da, zira İslâm'da hakikat aranarak bulunacak bir şey değildir, tersine hakikat Müslümana verilmiştir. Müslüman da bu verili hakikatten hareketle dünyayı anlamlandırır...
İkinci husus da bizim için anlam kaynağı dindir, bunun haricinde bir anlam kaynağı kabul edemeyiz!
Bu yüzden sanat eseri bize ait anlamı bizim ahlâk ve ilkelerimize göre yansıttığında belki sanat eseri sayılabilir. Ama bizzat kendi başına bir anlam kaynağı olma iddiasında bulunamaz...
Bizim sanat telakkimizde "güzel" olanın görevi, insana yaratmanın güzelliğini ve onda içkin olan yaratıcının adaletini hatırlatmaktır...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



124. "" … Medeniyeti kuran tek şey dindir!
Her medeniyet din eksenlidir ve özünü dinden alır...
Deforme olmuş olsa da, sekülerleşse de din, medeniyeti inşa eder...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



125. "Dindarlar iktidara gelmeseydi mevcut iktidar kendini değiştirmek zorunda kalacaktı. 1994'te dindarlar İstanbul başta olmak üzere belediyelere geldiklerinde sistem tıkanmıştı zaten. Kemalistler iktidarı elden çıkarmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldıkları için görmek istemiyorlar. Eğer dindarlar gelmeseydi sistem tıkanmıştı. Bu sistem yürütülemezdi. Şu anda da dindarların bu sisteme en büyük faydaları kilitlenmiş bir sisteme açılım getirmeleridir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



126. "Neticede, bir kavramın sekürleşmesi demek, onun içsel dünyasının anlam kaybına uğraması, deforme edilmesi, yani ona şiddet uygulanması demektir."


- Kalbin Akletmesi



127. "- “Tasavvufun bilgisiyle bir toplumun insanlarının davranışları, ahlâkî yapıları çok daha iyi bir hale getirilebilir ama tasavvufun bilgisiyle toplumsal bir düzen kurulamaz!
Çünkü nesnel değildir, yani objektif değildir ya da şeriatın objektif kurallarıyla ilgili değil, başlı başına kişisel bir tecrübenin ifadesidir.
Bundan dolayı her kim ki tasavvufun bilgisiyle bir sosyal ilişkiler dünyasının kurallarını koymak istiyorum derse bunun Müslümanlar tarafından kabul edilir bir tarafı yoktur, olamaz...”"


- Kalbin Akletmesi



128. "Dünya ve üzeri cilalanmış bu hayat tarzı karşısında, kışkırtılmış nefislerimizin her şeyden evvel “tezkiyeye” ihtiyacı var. Müslüman kişiliğin günümüzde eşya dünyasıyla kurmuş ve kurmakta olduğu ilişkinin niteliği çok sahiplenici bir özellik taşıyor; aynen, durmadan ekeştirdiğimiz “ötekiler” gibi. Sorun bir “şeylerin” sahibi olmamak değil, sahip olduklarımız ve sahip olmak için müthiş bir arzu ve çaba gösterdiğimiz şeylerle kurduğumuz ve kurmakta olduğumuz ilişkinin niteliğidir. Kendi dışındakini sürekli eleştiren, sürekli hakkının yendiğini ifade eden, ama nihayetinde eleştirdiğinin yerine geçme arzusu taşıyan bu kişiliğin, bu tezkiyeden mutlaka geçmesi gerekiyor. Bunun olabilmesi aynı zamanda hayatın yeniden anlamlandırılması olacaktır."


- Yeni Bir Anlam Arayışı



129. "Demokratik bir toplumda hakikatin tanımı sekülerizme göre yapılır."


- Nehri Geçerken



130. "Firavun’un görkemli mezarları veya eski Grekler’in kusursuz heykelleri; isterse Yahudiler’in “vaadedilmiş toprakları/seçilmiş kavim” olmaları; ya da günümüzdeki gibi modernitenin “düşünüyorum”u olsun; sonuçta farklı “araçlar” kullanmalarına rağmen, “dünyayı” esas aldıkları görülür. Bu esas alışta, dünyanın geçici olmaktan çıkartılarak onu kalıcı yapma teşebbüsleri yatmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



131. "- "Çok sevdiği dünyayı da kendisi ile beraber götüren insanın Kâbe'ye yaptığı ziyaret -Allahû âlem- günümüzde Hacer'ül Esved'i her zamankinden daha fazla kararmak zorunda bırakmaktadır!..""


- Zaman Dışı Konuşmalar



132. "- "Bugün bizim hayatımızda güzel olarak, iyi olarak ve doğru olarak kabul ettiklerimiz bizim hakikatimizden kopuk şeylerdir! Bunu bütünüyle günümüzün sanat anlayışında bulmamız mümkün.
Sanat İslâm'ın hakikat telakkisinden kopuk bir şekilde tanımlandığı için Müslümanların bugün sanat peşinde koşarken, aslında kendi hakikatlerinden kopuk bir sanat anlayışını, sanat olarak içselleştirip yapmakta olduklarını görüyoruz...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



133. "Zaten sekülerleşme de dinden kopmak değil, yapılan her şeye dinî bir meşruiyet kılıfı bulmaktır."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



134. "Kanımıza göre din, kendi tanımladığı gerçeği anlamak ve anlatmak için kendine ait kavramlar getirir veya mevcudun içeriğini değiştirerek kullanır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



135. "Fakat istesek de istemesek de bugün bizim modernleşme ölçülerimizin ne olduğunu veya ne olması gerektiğini tümüyle belirleyen Batılı değerlerdir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



136. "şöyle buyurur Efendimiz:

"şunu iyi bilin ki insan vücudunda küçük bir et parçası vardır eğer bu et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur bozulursa bütün vücut bozulur işte bu et parçası kalptir.""


- Kalbin Akletmesi



137. "Neticede, bir kavramın sekülerleşmesi demek, onun içsel dünyasının anlam kaybına uğraması, deforme edilmesi, yani ona şiddet uygulanması demektir."


- Kalbin Akletmesi



138. "Müslümanlar medeniyet kelimesi yüzünden İslâm'ı unuttular.İslâm'dan çok medeniyet ve Osmanlı'ya vurgu yapıyorlar."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



139. "Hz.Peygamber'in Medine'de attığı bütün adımlar dikkatle incelendiğinde hemen hepsinin büyük bir inşa olduğu ve yeni İslâm toplumunun sacayaklarını oluşturduğu görülür..."


- Zaman Dışı Konuşmalar



140. ""Müslümanın hakikati arama gibi bir niyet ve çabası hiçbir zaman olmamıştır ve olamaz da, zira İslâm'da hakikat aranarak bulunacak bir şey değildir, tersine hakikat Müslümana verilmiştir. Müslüman da bu verili hakikatten hareketle dünyayı anlamlandırır...
İkinci husus da bizim için anlam kaynağı dindir, bunun haricinde bir anlam kaynağı kabul edemeyiz!
Bu yüzden sanat eseri bize ait anlamı bizim ahlâk ve ilkelerimize göre yansıttığında belki sanat eseri sayılabilir. Ama bizzat kendi başına bir anlam kaynağı olma iddiasında bulunamaz...
Bizim sanat telakkimizde "güzel" olanın görevi, insana yaratmanın güzelliğini ve onda içkin olan yaratıcının adaletini hatırlatmaktır...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



141. "" … Medeniyeti kuran tek şey dindir!
Her medeniyet din eksenlidir ve özünü dinden alır...
Deforme olmuş olsa da, sekülerleşse de din, medeniyeti inşa eder...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



142. "Siz eğer masanın ya da taburenin üzerinde ibadet ediyorsanız, yemeği masanın üzerinde yemeniz, dinlenmek için koltukta oturmanız, tuvalet için de klozet kullanmanız gayet normaldir. Çünkü yerle ilişkiniz kesilmiş. Unutmayın, İslam ise bütün bunları yerde yapıyor."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



143. "Hz.Peygamber'in Medine'de attığı bütün adımlar dikkatle incelendiğinde hemen hepsinin büyük bir inşa olduğu ve yeni İslâm toplumunun sacayaklarını oluşturduğu görülür..."


- Zaman Dışı Konuşmalar



144. ""Müslümanın hakikati arama gibi bir niyet ve çabası hiçbir zaman olmamıştır ve olamaz da, zira İslâm'da hakikat aranarak bulunacak bir şey değildir, tersine hakikat Müslümana verilmiştir. Müslüman da bu verili hakikatten hareketle dünyayı anlamlandırır...
İkinci husus da bizim için anlam kaynağı dindir, bunun haricinde bir anlam kaynağı kabul edemeyiz!
Bu yüzden sanat eseri bize ait anlamı bizim ahlâk ve ilkelerimize göre yansıttığında belki sanat eseri sayılabilir. Ama bizzat kendi başına bir anlam kaynağı olma iddiasında bulunamaz...
Bizim sanat telakkimizde "güzel" olanın görevi, insana yaratmanın güzelliğini ve onda içkin olan yaratıcının adaletini hatırlatmaktır...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



145. "" … Medeniyeti kuran tek şey dindir!
Her medeniyet din eksenlidir ve özünü dinden alır...
Deforme olmuş olsa da, sekülerleşse de din, medeniyeti inşa eder...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



146. "Neticede, bir kavramın sekürleşmesi demek, onun içsel dünyasının anlam kaybına uğraması, deforme edilmesi, yani ona şiddet uygulanması demektir."


- Kalbin Akletmesi



147. "- “Tasavvufun bilgisiyle bir toplumun insanlarının davranışları, ahlâkî yapıları çok daha iyi bir hale getirilebilir ama tasavvufun bilgisiyle toplumsal bir düzen kurulamaz!
Çünkü nesnel değildir, yani objektif değildir ya da şeriatın objektif kurallarıyla ilgili değil, başlı başına kişisel bir tecrübenin ifadesidir.
Bundan dolayı her kim ki tasavvufun bilgisiyle bir sosyal ilişkiler dünyasının kurallarını koymak istiyorum derse bunun Müslümanlar tarafından kabul edilir bir tarafı yoktur, olamaz...”"


- Kalbin Akletmesi



148. "- "Bugün bizim hayatımızda güzel olarak, iyi olarak ve doğru olarak kabul ettiklerimiz bizim hakikatimizden kopuk şeylerdir! Bunu bütünüyle günümüzün sanat anlayışında bulmamız mümkün.
Sanat İslâm'ın hakikat telakkisinden kopuk bir şekilde tanımlandığı için Müslümanların bugün sanat peşinde koşarken, aslında kendi hakikatlerinden kopuk bir sanat anlayışını, sanat olarak içselleştirip yapmakta olduklarını görüyoruz...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



149. "Zaten sekülerleşme de dinden kopmak değil, yapılan her şeye dinî bir meşruiyet kılıfı bulmaktır."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



150. "Kanımıza göre din, kendi tanımladığı gerçeği anlamak ve anlatmak için kendine ait kavramlar getirir veya mevcudun içeriğini değiştirerek kullanır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



151. "Fakat istesek de istemesek de bugün bizim modernleşme ölçülerimizin ne olduğunu veya ne olması gerektiğini tümüyle belirleyen Batılı değerlerdir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



152. "Siz eğer masanın ya da taburenin üzerinde ibadet ediyorsanız, yemeği masanın üzerinde yemeniz, dinlenmek için koltukta oturmanız, tuvalet için de klozet kullanmanız gayet normaldir. Çünkü yerle ilişkiniz kesilmiş. Unutmayın, İslam ise bütün bunları yerde yapıyor."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



153. "Kapitalizm bizi rızkımızla ilgili endişelere sevk etmektedir; unutmamak lazım ki, Allah Rezzak'tır ve şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



154. "günümüzde yoğun çaba sarf edilerek yapılmak istenen Kur’an’ın yeni yorumu/okunuşu neticede her şeyin daha iyi olacağı; Müslümanlar’ın meselelerinin kolay ve tez elden hallolacağı; refaha ve mutluluğa kavuşulacağı umut ve beklentisi ile dopdoludur. İnsanın “varlık ve yokluk”, “darlık ve genişlik” ile imtihan edileceğine ilişkin ayetler, bu projenin irrasyonel boyutunu oluşturduklarından artık dışarıda tutulmaktadırlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



155. "Dönüşen, kentleşen bir toplumun madî talepleri çoktur ve doyumsuzlukla yüklüdür."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



156. "İslâm'ın medeniyet şeklinde kavramsallaştırılamayacağına inanmaktayım. Başka bir ifadeyle, modern düşüncenin kavramsallaştırdığı "medeniyet" sözcüğünün muhtevasının İslâm tarafından kabulü mümkün değildir. Buna çoğu kimsenin itiraz edeceğini biliyorum. Zira burada unutulmaması gereken önemli bir nokta bulunmakta; "medeniyetin" karşıtı "barbarlık" olarak tanımlandığından, medeniyet kavramına getirilecek herhangi bir eleştiri, barbarlığın lehine olarak anlaşılmaktadır... Kavram kendi içinde barbarlıktan kurtuluşu içeren bir anlayış taşımaktadır. Dolayısı ile kavram öncelikle "ilerleme" düşüncesi üzerine inşa edilmiştir. Hâlbuki İslâm cahiliyeden bir kurtuluş olma özelliği taşır, barbarlıktan değil. Biz Hz.Âdem'le başlayan dünyadaki kökenimizi bir barbarlık hali olarak anlamamaktayız; mükemmele doğru uzanan bir zaman ve tarih anlayışını da kabul etmemiz asla mümkün değildir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



157. "Dünyanın felsefi algılanışının temelinde kuşku yok ki, Aydınlanma düşünürlerinin inandıkları dinin etkileri bulunmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



158. "İslâm çoğulculuğu farklı hakikat tanımı yapan ve ona göre de oluşmuş bir hayata din demektedir. Çünkü İslâm’a göre din hayattır, hayat ise Allah’a dönüştür (Al-i İmrân 83)."


- Modern Dünyada Müslümanlar



159. "Düşünce bir faaliyer, aklın bir faaliyetidir..."


- Kalbin Akletmesi



160. "Hıristiyanlık için bile sekülerleşmiş bir kavram/ideal olan ilerlemenin İslâm ve Müslümanlar için ne anlama geldiğini bugün yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir. Diğer yandan ilerlemeden kuşku, tüm finansal kurumların anlamsızlığı ve meşrûiyetini de gündeme getirecektir."


- Modern Dünyada Müslümanlar



161. ""Mahremiyet bir değerdir!
Kız ve erkek çocuklarını aynı odada yatıramamanın getirdiği şeyler vardır.
Kapitalizm bütün bunları hiçe sayarak kenti kuruyor. Şu anda bu işimize geliyor.
Niye derseniz, şu anda ekonomiyi canlı tutan nedir?
Konut sektörüdür.
Yağmalanan bir yerle karşı karşıyayız, görmüyor musunuz?
Yirmi yıl önce rastlamadığımız gökdelenlerle doldu ülke.
Niye insanlar bina ile zinanın çok olduğu kıyamet üzerine hadisler okuyorlar?
Bu bir kader midir?
Kaderse eğer, Müslümanların elinde tecellî etmemeliydi. Gökdelen dikmek gerçekten de İslâm'a uygun bir şey değildi. Ama kanaatime göre, Müslüman zihin rahatsızdır.
Peygamber'in tevazuundan bahsediyorlar ama her şeyi "büyük" düşünüyorlar.
Türkiye'de ne kadar görkemli bir şey tasarlarsanız, bunu marifet sayıyorsunuz. Zaten Türkiye'de yıkım, şehirlerin yıkımı Demokrat Parti ile başlamıştı. Dolayısıyla muhafazakâr kesim kendisinin bu haliyle ne kadar yıkıcı bir etki yaptığını, yani ne kadar da çok Amerika öyle olmadığı halde Amerikanvari düşündüğünün bence artık farkına varmalıdır...""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



162. "İnsan doğarken anne ve babasını seçmediği gibi, ait olduğu etni’yi ve coğrafyayı da seçmez/seçemez."


- Modern Dünyada Müslümanlar



163. "Kavramların da bir fıtratı vardır ve ona müdahale edilmiştir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



164. ""...insanoğlu belli bir hayat standardına alıştıktan sonra onu terk edemiyor. Dolayısıyla da o hayat standardını devam ettirmesini sağlayacak her şeyi şu ya da bu şekilde onaylıyor...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



165. "Küreselleşme, modernliğin yeryüzü çapında ölçek büyütmesidir."


- Zaman Dışı Konuşmalar



166. "Modern bilgi modern toplum seküler kabuller üzerine kurulmuştur. Dünya genelinde sirkülasyonu olan internet'ten veya eğitim ile elde ettiğimiz bilginin temel kabulleri sekülerlik üzerine kurulmuştur bunun aksini düşünmek abes olur modern bilginin ahlaklı olmak gibi bir kaygısı yok"


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



167. "Mesela İslâm'ın eşitlikçi/eşitleştirici bir din olduğunu savunamayız. Allah'a şükür ki eşitlikçi değil. Eşitlikçiliğin toplumsal dünyamızı ve insanoğlunu nasıl bir noktaya getirdiğini modern dünyada gördük. Bütün elmaları, armutları, dişileri, erkekleri, siyahları, beyazları aynı kalıbın içine döktük, belli bir tipe dönüştürdük, kategorize ettik. Şimdilerde Batıda kimlik krizinin, farklı kimlik taleplerinin ortaya çıkmasının nedeni budur."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



168. "Emansipasyon kavramı var; bu da toplumsal değerlerden, hâkim ahlak anlayışından, gelenekten, örften, dinsel bağlardan, ailevi ve toplumsal sorumluluklardan koparak özgürleşme halini ifade ediyor. Kanaatime göre Müslümanların son yarım asır içindeki çabaları eğer değerlendirilirse Kemalist baskılardan kurtul mak adına verdiklerini zannettikleri mücadele libertyden ziyade, bir yönüyle ağırlıklı olarak emansipasyon hususiyeti taşıdı."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



169. "Gazzâlî diyor ki, “Akı iki şeye bağımlıdır: Biri ruha bağımlıdır, biri de nefse bağımlıdır.”"


- Kalbin Akletmesi



170. "Kendi konforumuzu bozmadan yeni bir başlangıcı gerçekleştiremeyiz."


- Nehri Geçerken



171. ""...nasıl yaşamalıyım ya da ne yaparsam doğru davranmış olurum, sorusuna verilmiş bir cevaptır ahlak..."
"...Temel ihtiyaçların karşılanmadığı bir toplumda fazla ahlakçı olma hakkımız yok...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



172. "- "Müslüman olmanın bir bedeli var!
Müslüman olmak her zaman para kazanmak, iyi bir mevki elde etmek, hayat standardını yükseltmek değildir...
Müslümanlar İslâm'ı böyle anladılar.
Son 30-40 yıl içinde Müslümanların anladığı bu.
Müslüman olmak bugün risktir!
Bu riski göze almalıyız...
Risk derken eğer harama dikkat ediyorsanız, o zaman demek ki helalden az pay alacaksınız. ,
O anlamda diyorum risktir.
Bu çok güzel bir risktir!
Avantajsız risktir!
Sizi haramdan ve öbür dünyadaki cehennemden korur.
Bundan daha güzel bir avantaj olabilir mi?
Ama siz bugün diyebilir misiniz uygunsuzluğun, hırsızlığın olmadığı bir belediye var?..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



173. "günümüzde yoğun çaba sarf edilerek yapılmak istenen Kur’an’ın yeni yorumu/okunuşu neticede her şeyin daha iyi olacağı; Müslümanlar’ın meselelerinin kolay ve tez elden hallolacağı; refaha ve mutluluğa kavuşulacağı umut ve beklentisi ile dopdoludur. İnsanın “varlık ve yokluk”, “darlık ve genişlik” ile imtihan edileceğine ilişkin ayetler, bu projenin irrasyonel boyutunu oluşturduklarından artık dışarıda tutulmaktadırlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



174. "Dönüşen, kentleşen bir toplumun madî talepleri çoktur ve doyumsuzlukla yüklüdür."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



175. "Kavramların da bir fıtratı vardır ve ona müdahale edilmiştir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



176. ""...insanoğlu belli bir hayat standardına alıştıktan sonra onu terk edemiyor. Dolayısıyla da o hayat standardını devam ettirmesini sağlayacak her şeyi şu ya da bu şekilde onaylıyor...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



177. "Küreselleşme, modernliğin yeryüzü çapında ölçek büyütmesidir."


- Zaman Dışı Konuşmalar



178. "Modern bilgi modern toplum seküler kabuller üzerine kurulmuştur. Dünya genelinde sirkülasyonu olan internet'ten veya eğitim ile elde ettiğimiz bilginin temel kabulleri sekülerlik üzerine kurulmuştur bunun aksini düşünmek abes olur modern bilginin ahlaklı olmak gibi bir kaygısı yok"


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



179. "Mesela İslâm'ın eşitlikçi/eşitleştirici bir din olduğunu savunamayız. Allah'a şükür ki eşitlikçi değil. Eşitlikçiliğin toplumsal dünyamızı ve insanoğlunu nasıl bir noktaya getirdiğini modern dünyada gördük. Bütün elmaları, armutları, dişileri, erkekleri, siyahları, beyazları aynı kalıbın içine döktük, belli bir tipe dönüştürdük, kategorize ettik. Şimdilerde Batıda kimlik krizinin, farklı kimlik taleplerinin ortaya çıkmasının nedeni budur."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



180. "Emansipasyon kavramı var; bu da toplumsal değerlerden, hâkim ahlak anlayışından, gelenekten, örften, dinsel bağlardan, ailevi ve toplumsal sorumluluklardan koparak özgürleşme halini ifade ediyor. Kanaatime göre Müslümanların son yarım asır içindeki çabaları eğer değerlendirilirse Kemalist baskılardan kurtul mak adına verdiklerini zannettikleri mücadele libertyden ziyade, bir yönüyle ağırlıklı olarak emansipasyon hususiyeti taşıdı."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



181. "Batı her zaman aşağı yukarı Greklerden beri öteki için iki öneride bulundu. Ya bana benze ya da ben seninle çatışacağım."


- Yeni Politik Kültürün Dünyasında



182. "- "Müslüman olmanın bir bedeli var!
Müslüman olmak her zaman para kazanmak, iyi bir mevki elde etmek, hayat standardını yükseltmek değildir...
Müslümanlar İslâm'ı böyle anladılar.
Son 30-40 yıl içinde Müslümanların anladığı bu.
Müslüman olmak bugün risktir!
Bu riski göze almalıyız...
Risk derken eğer harama dikkat ediyorsanız, o zaman demek ki helalden az pay alacaksınız. ,
O anlamda diyorum risktir.
Bu çok güzel bir risktir!
Avantajsız risktir!
Sizi haramdan ve öbür dünyadaki cehennemden korur.
Bundan daha güzel bir avantaj olabilir mi?
Ama siz bugün diyebilir misiniz uygunsuzluğun, hırsızlığın olmadığı bir belediye var?..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



183. "günümüzde yoğun çaba sarf edilerek yapılmak istenen Kur’an’ın yeni yorumu/okunuşu neticede her şeyin daha iyi olacağı; Müslümanlar’ın meselelerinin kolay ve tez elden hallolacağı; refaha ve mutluluğa kavuşulacağı umut ve beklentisi ile dopdoludur. İnsanın “varlık ve yokluk”, “darlık ve genişlik” ile imtihan edileceğine ilişkin ayetler, bu projenin irrasyonel boyutunu oluşturduklarından artık dışarıda tutulmaktadırlar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



184. "Dönüşen, kentleşen bir toplumun madî talepleri çoktur ve doyumsuzlukla yüklüdür."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



185. "Kavramların da bir fıtratı vardır ve ona müdahale edilmiştir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



186. ""...insanoğlu belli bir hayat standardına alıştıktan sonra onu terk edemiyor. Dolayısıyla da o hayat standardını devam ettirmesini sağlayacak her şeyi şu ya da bu şekilde onaylıyor...""


- Zaman Dışı Konuşmalar



187. "Küreselleşme, modernliğin yeryüzü çapında ölçek büyütmesidir."


- Zaman Dışı Konuşmalar



188. "Modern bilgi modern toplum seküler kabuller üzerine kurulmuştur. Dünya genelinde sirkülasyonu olan internet'ten veya eğitim ile elde ettiğimiz bilginin temel kabulleri sekülerlik üzerine kurulmuştur bunun aksini düşünmek abes olur modern bilginin ahlaklı olmak gibi bir kaygısı yok"


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



189. "Mesela İslâm'ın eşitlikçi/eşitleştirici bir din olduğunu savunamayız. Allah'a şükür ki eşitlikçi değil. Eşitlikçiliğin toplumsal dünyamızı ve insanoğlunu nasıl bir noktaya getirdiğini modern dünyada gördük. Bütün elmaları, armutları, dişileri, erkekleri, siyahları, beyazları aynı kalıbın içine döktük, belli bir tipe dönüştürdük, kategorize ettik. Şimdilerde Batıda kimlik krizinin, farklı kimlik taleplerinin ortaya çıkmasının nedeni budur."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



190. "Emansipasyon kavramı var; bu da toplumsal değerlerden, hâkim ahlak anlayışından, gelenekten, örften, dinsel bağlardan, ailevi ve toplumsal sorumluluklardan koparak özgürleşme halini ifade ediyor. Kanaatime göre Müslümanların son yarım asır içindeki çabaları eğer değerlendirilirse Kemalist baskılardan kurtul mak adına verdiklerini zannettikleri mücadele libertyden ziyade, bir yönüyle ağırlıklı olarak emansipasyon hususiyeti taşıdı."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



191. "Batı her zaman aşağı yukarı Greklerden beri öteki için iki öneride bulundu. Ya bana benze ya da ben seninle çatışacağım."


- Yeni Politik Kültürün Dünyasında



192. "Günümüzde bireyin korunması ve güvenlik sorunu "haklar"da aranır ya da teminat altına alınmaya çalışılırken; İslâm bunu bizzat adaletin kendisinde ve onun, toplumun kendisinin de sorumlu tutulduğu uygulamasında aramaktadır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



193. "Biz Müslümanlar, içselleştirdiğimiz modern değerleri, hayatımızı anlamlandırmak üzere yeni kullanmaya başlamış durumdayız. Bütün bunları kapitalizm yarattı. Çözülme bununla gelmektedir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



194. "- Bu gücü nereden alıyorsun?
- Hİç'ten. Ölümden. Ben sonu kendime başlangıç yaptım."


- Zaman Dışı Konuşmalar



195. "İlerleme ile beraber toplumların inançlarında, değerlerinde,
hayat biçiminde, mevcut kurumlarda daha iyi olacağı düşüncesiyle değişiklik istenir. Bilhassa geçmişe ait hemen her şeyin
değişmesi, hem kaçınılmaz hem de olağan kabul edilerek bunun mecburi olduğu varsayılır"


- Modern Dünyada Müslümanlar



196. "İslam, ya Müslümanların ellerinde modernitenin -değerler dünyası ile; ilerleme, eşitlik, bireycilik, demokrasi, liberalizm, sivil toplum, kapitalizm ve tüketimin- öngördüğü süreçlere katılarak ona yeni bir “ruh” verecek; ya da kendi “teorik” temellerine yaslanarak içine kapanmadan ve daha önemlisi, anti olmak için “anti” olmadan, öncelikle bir hayat biçimi olarak kendini görünür kılmanın ve korumanın imkân ve çıkış yollarını arayacaktır. Buna rağmen eğer İslam -tabii ki onun anlaşılma ve yaşanma biçimi- söz konusu sürece katılırsa İslam’dan geriye “ne” kalacağı sorusu bugün ciddi bir cevap beklemektedir..."


- Modern Dünyada Müslümanlar



197. "... yaşadığımız dünya içinde meselelere ve olaylara yaklaşma tarzımız; bu meseleleri bugünün bağlamında çözme biçimimiz aynı zamanda bizim trajedimizi de yansıtmaktadır."


- Modern Dünyada Müslümanlar



198. "din, hem onu eleştirenler ve hem de savunanlar gözünde ve kavrayışlarında bazı boyutlardan koparıldı, rasyonalist/pozitivist bir söyleme dönüştü. Sonuçta dinin hayatı hedef alarak söyledikleri, aşkınlığını yitirerek bir sürü normlar yığınına indirgenmiş oldu."


- Modern Dünyada Müslümanlar



199. "Peygamber, varlığı tevhid eksenli kavramsal bir inşâya girişirken, aynı zamanda varlığı ve dünyayı aşan bir hakikate vurgu yapar."


- Modern Dünyada Müslümanlar



200. "Bütün aydınlar terakkiye/ilerlemeye bir araç olarak bakmışlardır; bununla, karşı karşıya kaldıkları modern güçlerle hem başedebilmek hem de toplumu içinde bulunduğu geri kalmışlıktan kurtarmayı amaçlamışlardır. Geri kalmışlıktan kurtulma sürecinde tarihsel mirasın yardımından çok, engel teşkil edeceği genelde kabûl gördüğünden, ona karşı kuşkulu ve yer yer red edici tavırlar giderek başlar. Çünkü modern tarih anlayışının etkisinde kalan Müslüman zihinler kendi tarihlerine baktıklarında çok zaman kendini tekrar eden bir boyutsuzluk görmüşlerdir"


- Modern Dünyada Müslümanlar



201. "Erkek yetmemiş gibi şimdi kadını da kendi üretim bünyesine çekmeye çalışan endüstriyel hayat evde kalmak isteyene de müdahale etmekten, onu geçmişten farklı şekilde tanımlamaktan geri kalamaz. Kadının sorumluluğunun evle sınırlı olduğu, çocuk doğurma ve ev işleri ile ilgili olarak yüklendiği görevinin bir “iş” veya “uzmanlık” alanına indirgenerek tanımlanmaya başlandığı günden bu yana, mahremiyet de kamusallık karşısında yenilgiyi sürdürmeye devam etmekte dir. Eğer herşey sadece bir “uzmanlık” meselesi olabiliyorsa kadın -ya da erkek- dışarıdaki başka bir işte de bu uzmanlığı elde edebilirdi. Uzmanlık herkese açık bir kazanım olarak “cinsiyetle ilişkili” değildi. Böyle “nötr” bir işin ne zararı olabilirdi ki!"


- Yeni Bir Anlam Arayışı



202. "modern dünyaya cevap gerekecekse; efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yaşayarak bize örnek olduğu o yalın ve “fakir” hayatına talip olarak işe başlayabiliriz. Şüphe yok ki, böyle bir hayatın ödenmesi gereken “bedeli” çok yüksek olacaktır. Fakat yeni bir gelecek için ödenmesi gereken “pahalı” bir bedel kadar tabiî ne olabilir ki!"


- Modern Dünyada Müslümanlar



203. "Aydınlar kendinden öncekiler gibi -din adamları- Tanrı’nın gönderdiklerini tefsir etmek görevini üstlenmediler, aksine kendilerini Tanrı’nın yerine ikame ettiler."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



204. "Özel hayat/Privacy mahremiyetin yerini almaya başlamaktadır İslam’ın tanımladığı mahremiyet anlayışı yerine, nefsin çok sevdiği ve yabancılaşmayı kışkırtan “privacy”bin geçmesi Müslüman için seküler temelli bir dokunulmazlık zırhının oluşmasına ve bireyciliğe kapı aralamaktadır."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



205. "Biz,Müslümanlar dünyaya gerektiği kadar Müslümanca bakamıyoruz.Çünkü Müslüman olmakla dünyaya Müslümanca bakmak arasında fark vardır.Bu bilinç halinin düzeltilmesi gerekir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



206. "..bizim hayattan kalkarak, Kur'an'a ve sünnete soru sormadan önce Kur'an'dan kalkarak bu hayat içinde sosyalleşmiş zihinlerimizi bir bakıma arındırıp temizleyebilmemiz için Kur'an'dan ve sünnetten hareket etmemiz gerekmektedir."


- Kalbin Akletmesi



207. "Şehir dünya görüşü ile birlikte yaşanan bir mekandır. Yesrib'in Medine'ye dönüşmesi de buna işaret eder. Medine dinin yaşandığı mekan demektir. Yesrib'in Medine'ye dönüşmesi mekana dinin kendi damgasını vurmasıyla ilgilidir."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



208. "- "İslâm'ın medeniyet şeklinde kavramsallaştırılamayacağına inanmaktayım. Başka bir ifadeyle, modern düşüncenin kavramsallaştırdığı "medeniyet" sözcüğünün muhtevasının İslâm tarafından kabulü mümkün değildir. Buna çoğu kimsenin itiraz edeceğini biliyorum. Zira burada unutulmaması gereken önemli bir nokta bulunmakta; "medeniyet"in karşıtı "barbarlık" olarak tanımlandığından, medeniyet kavramına getirilecek herhangi bir eleştiri, barbarlığın lehine olarak anlaşılmaktadır. Mesele medeniyet ve barbarlık gibi iki kutuplu bir düzleme oturtulmuş olduğundan zihinler bu çemberin dışına çıkmakta zorlanmaktadır. Bir kere medeniyet kavramı her şeyden önce ve fazlasıyla Batı merkezli bir muhtevaya sahip değer yüklü bir kavramsallaştırmadır. Üstelik kendi muhtevası içinde Batılı insanın kendi dinî/kültürel/tarihsel tecrübesiyle doldurulmuştur. Kavram kendi içinde barbarlıktan kurtuluşu içeren bir anlayış taşımaktadır. Dolayısı ile kavram öncelikle "ilerleme" düşüncesi üzerine inşa edilmiştir.
Hâlbuki İslâm cahiliyeden bir kurtuluş olma özelliği taşır, barbarlıktan değil.""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



209. "Çıkar söz konusu olduğunda insanların nasıl yönetildikleri Batı'yı fazla ilgilendirmiyor; en az dört yüzyıldan beri dünyayı sömürerek yaşadığından bu ilişkinin bozulmasına müsaade etmez Batı."


- Nehri Geçerken



210. "Şimdi burada akla dayanan bir dünyada yaşıyoruz. Sorun bununla ilgili. Akla dayanan bir toplumun yine akıl tarafından çıkartılan yeni akıl hastalıkları ile karşı karşıyayız. Tasavvuf akıl ve gönül ayrımı yapmıyor ya da daha doğrusu Müslümanın düşünme merkezinin kalp olduğunu söyleyerek bizi asla davet ediyor. Kalbin akletmesi diye önemli bir kavramla tanıştırıyor bizi. Onun bilgisi İRFAN...
Müslüman zihnin gerçekten olağanüstü kirlendiğini kabul etmemiz gerekiyor. Zira kışkırtılmış, nefsi kışkırtılmış bir insan. Nefsi kışkırtılmış bir insanın aklının temiz olmasını düşünmek çok abes bir şeydir. Onun için belki aklı bu kadar kirlenmiş bir Müslümanın gerçekten aklının temizlenebilmesi ancak bu cemaate dayalı hayat ve O Irfani bilgiyle mümkün olabilir. Belki o zaman ancak ondan sonra biz kendi geleneğimizle irtibata girip, o geleneğin içindeki olumlu ve sonradan içine bulaşmış bazı yanlışlıklardan dolayı kirlenmiş geleneği yeniden ayıklayıp, temizleyebiliriz de düşünüyorum."


- Kalbin Akletmesi



211. "Tarihin muhtemelen hiçbir döneminde insanın içinde hayatını sürdürdüğü sosyal dünya bu kadar çok eşyayla dolu olmamıştı."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



212. "- "Hiçbir ahlâkî davranış, insanın hakikat anlayışından bağımsız değerlendirilemez.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



213. "Hiçbir ahlaki davranış insanın hakikat anlayışından bağımsız değerlendirilemez."


- Zaman Dışı Konuşmalar



214. "modernitenin “muska”ları olan kredi kartlarına artık akrabalarından, mümin kardeşlerinden daha çok güvenebilmektedirler."


- Modern Dünyada Müslümanlar



215. "Aşağı yukarı 1960'lardan itibaren, ilk defa ihtiyaç için üretim terk edildi, istek yaratılarak üretim yapılmaya başlandı. Önce görsel teknolojinin yardımıyla insanlarda istek yaratıyorsunuz, sonra o isteğe göre onlan yönlendirip tüketim ihtiyaçlarına yönlendiriyorsunuz. Bu aslında artık emtianin üretilmesinden önce bir isteğin insanda üretilmesi meselesiydi. Dolayısıyla özellikle de görsel teknolojilerle birlikte insanlarda istek ve arzu üretildi belli maddi şeylere karşı. Bu doğrudan doğruya aslında insanın nefsine yönelik bir hitaptır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



216. "“... Bir kere Fazl-ur Rahman çok büyük bir suç işliyor!
O da şu:
Lafızla anlamı birbirinden ayırarak, Peygamber’i bu anlamda lafzın kurucusu olarak ortaya konuyor.
Oysa lafızla anlamı birbirinden ayırmak, mürekkeple yazıyı birbirinden ayırmaya benzer ki bu affedilecek bir şey değil, bu asla affedilemez...”"


- Kalbin Akletmesi



217. "Günümüzde bireyin korunması ve güvenlik sorunu "haklar"da aranır ya da teminat altına alınmaya çalışılırken; İslâm bunu bizzat adaletin kendisinde ve onun, toplumun kendisinin de sorumlu tutulduğu uygulamasında aramaktadır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



218. "- Bu gücü nereden alıyorsun?
- Hİç'ten. Ölümden. Ben sonu kendime başlangıç yaptım."


- Zaman Dışı Konuşmalar



219. "Biz,Müslümanlar dünyaya gerektiği kadar Müslümanca bakamıyoruz.Çünkü Müslüman olmakla dünyaya Müslümanca bakmak arasında fark vardır.Bu bilinç halinin düzeltilmesi gerekir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



220. "..bizim hayattan kalkarak, Kur'an'a ve sünnete soru sormadan önce Kur'an'dan kalkarak bu hayat içinde sosyalleşmiş zihinlerimizi bir bakıma arındırıp temizleyebilmemiz için Kur'an'dan ve sünnetten hareket etmemiz gerekmektedir."


- Kalbin Akletmesi



221. "Şehir dünya görüşü ile birlikte yaşanan bir mekandır. Yesrib'in Medine'ye dönüşmesi de buna işaret eder. Medine dinin yaşandığı mekan demektir. Yesrib'in Medine'ye dönüşmesi mekana dinin kendi damgasını vurmasıyla ilgilidir."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



222. "Çıkar söz konusu olduğunda insanların nasıl yönetildikleri Batı'yı fazla ilgilendirmiyor; en az dört yüzyıldan beri dünyayı sömürerek yaşadığından bu ilişkinin bozulmasına müsaade etmez Batı."


- Nehri Geçerken



223. "Şimdi burada akla dayanan bir dünyada yaşıyoruz. Sorun bununla ilgili. Akla dayanan bir toplumun yine akıl tarafından çıkartılan yeni akıl hastalıkları ile karşı karşıyayız. Tasavvuf akıl ve gönül ayrımı yapmıyor ya da daha doğrusu Müslümanın düşünme merkezinin kalp olduğunu söyleyerek bizi asla davet ediyor. Kalbin akletmesi diye önemli bir kavramla tanıştırıyor bizi. Onun bilgisi İRFAN...
Müslüman zihnin gerçekten olağanüstü kirlendiğini kabul etmemiz gerekiyor. Zira kışkırtılmış, nefsi kışkırtılmış bir insan. Nefsi kışkırtılmış bir insanın aklının temiz olmasını düşünmek çok abes bir şeydir. Onun için belki aklı bu kadar kirlenmiş bir Müslümanın gerçekten aklının temizlenebilmesi ancak bu cemaate dayalı hayat ve O Irfani bilgiyle mümkün olabilir. Belki o zaman ancak ondan sonra biz kendi geleneğimizle irtibata girip, o geleneğin içindeki olumlu ve sonradan içine bulaşmış bazı yanlışlıklardan dolayı kirlenmiş geleneği yeniden ayıklayıp, temizleyebiliriz de düşünüyorum."


- Kalbin Akletmesi



224. "Tarihin muhtemelen hiçbir döneminde insanın içinde hayatını sürdürdüğü sosyal dünya bu kadar çok eşyayla dolu olmamıştı."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



225. "- "Hiçbir ahlâkî davranış, insanın hakikat anlayışından bağımsız değerlendirilemez.""


- Zaman Dışı Konuşmalar



226. "Hiçbir ahlaki davranış insanın hakikat anlayışından bağımsız değerlendirilemez."


- Zaman Dışı Konuşmalar



227. "modernitenin “muska”ları olan kredi kartlarına artık akrabalarından, mümin kardeşlerinden daha çok güvenebilmektedirler."


- Modern Dünyada Müslümanlar



228. "Hamdolsun müslümanız; fakat cemaate ait olmayan "dindar" bireyler halindeyiz. Hayata dair hedeflerimizi artık İslam'ın ideal standartları içinde değerlendirmiyoruz."


- Nehri Geçerken



229. "Sonunda mana öldü, isim kaldı"


- Kalbin Akletmesi



230. "Batı her zaman aşağı yukarı Greklerden beri öteki için iki öneride bulundu. Ya bana benze ya da ben seninle çatışacağım. Dolayısı ile Batı'nın tarih tezinde öteki bu anlamda önemlidir ya da ötekinin varlığı mutlaka çatışmayı gerektirir."


- Yeni Politik Kültürün Dünyasında



231. "Entelektüel söylediğiyle uygun yaşamak gibi bir zorunluluk ve sorumluluk taşımaz. Öyle bir sorumluluğu yoktur, sadece söyler. Kendi aklına güvenerek ürettiği bilgilerden birtakım çıkarımlar elde edilir.

Bu nedenle biz entelektüelin bilgisiyle onun ameli arasında bir tutarlılık aramayız. Niye? Çünkü sebeplerden birisi de şudur: Entelektüellerin temsil ettiği bilgi biçimi zaten bilgiyle ahlakı peşinen ayırmıştır. Onun temsil ettiği bilginin ahlaklı olmak gibi bir kaygısı yoktur.

Oysa öbür tarafta âlimin temsil ettiği bilginin ahlâklı olmak gibi bir derdi, tasası ve mesuliyeti vardır. Sizin de dediğiniz gibi, onun maksadı toplumun birinci dereceden ilerlemesi, kalkınması, zenginleşmesinden önce insanın kemale erdirilmesidir, iyi bir kul haline getirilmesidir.

Bundan dolayı ahlaklı olmak zorundadır, çünkü adaleti savunmaktadır. Adaletse Allah'tan bağımsız düşünülecek bir şey değildir. Adaletin, nihayetinde kendisini amele döktüğü kalıp ahlakta gösterir kendini."


- Kalbin Akletmesi



232. "Batı kendi yaşadığını İslâm dünyasında yeniden üretmek istiyor. O da Protestanlaşmadır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



233. "Hakikati kendi geleneği içinde anlamaya çalışmak hayatı değiştirmeye imkân verebilir."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



234. "Biz bu dünyaya bir şeyler yapmak için gelmedik, öncelikle ahlaklı bir Müslüman olmak için geldik."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



235. "Tasavvuf insanı inşa etme imkanıdır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



236. "Günümüz demokratik toplumunda siyaset toplumun arzularının kaşılanması üzerine kurulmuştur. Postmodern toplum kendini "haz" temelinde inşa ediyor. İster zengin olsun ister fakir, önceliği o olmuş... Şimdi bu haz isteğini hangi siyaset türü karşılıyorsa o siyaset türü öne geçiyor."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



237. "Aslında insan iyi ve kötünün içinde olduğu bir “bir” değil midir?"


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



238. "Müslümanlar bilerek ya da bilmeyerek İslam'ın övdüğü ticareti kapitalizme karıştırmışlardır."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



239. "Batılı insan, bu insan modelini mükemmel bir insan modeli olarak bütün insanlığa yaymaya çalıştı ve bunu evrenselleştirdi. Dolayısıyla da insandan anladığı; kendi insan tanımı kavramı içinde bir insandı. Bunun dışında kalan herkes biraz eksik bir insan olarak anlaşıldı ve evrim geçirmesi gereken bir insan tipi olarak düşünüldü."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



240. "Değişim kavramı üzerinde çokça düşünmeliyiz. Değişim masum birşey değildir. Modernizmin öngördüğü değişim ile İslam'ın öngördüğü değişim farklı şeylerdir. İslam'ın kendi siyak ve sibakı içerisinde bir değişim anlayışı vardır. Modernizm her şeyi değişime açmaktadır. İslam'a baktığımızda, İslam hem değişime açıktır hem de değişmez bir taraf vardır."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



241. "Sosyoloji bilgiyi toplar ulus devlete verir. Ulus devletin ajanıdır sosyoloji aslında. Sosyal antropoloji de küreselleşmenin ajanıdır. Batı’nın metropollerine bilgiyi gönderir;ilkel toplumlar, gelişmiş toplumlar diye sınıflandırma yaparak."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



242. "İslam sadece bir inanç sistemi değil aynı zamanda bir bilgi biçimidir . İmana dönüşmesi gereken bilgi biçimidir islam ."


- Nehri Geçerken



243. "Dindarlığı somutlaştıran, görünüşe indirgeyen ama aynı nispette içsel olarak dindarlığın azaldığı yeni bir dindarlıkla karşı karşıyayız."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



244. "Teknolojinin normatif ve örgütleyici hususiyeti giderek “hayat küre”mizi dönüştürerek kendi ilke ve önceliklerine göre yeniden inşa ederken; müslüman, İslami anlam anlayışını artık neredeyse tümüyle dönüşmüş olan tek bir “entel- lektüellhayat küre” içinde sürdürmek durumunda bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile günümüz müslümanı düşünce lerini ya da hayatını eskisi gibi “sınaya bileceği” bir “küre”ye artık sahip değil dir. O, bundan böyle belirli bir “akıl” tarafından yorumlanmış bir dünya içinde ve bu dünyanın önceliklerine göre davranmak; dünyanın yorumlanması netice sinde elde edilmiş bilgisinin kendisine sunulan verili haliyle beraber yaşamak durumunda bulunmaktadır. Bu sebeple
onun İslam adına sürdürdüğü entellektüel çaba; dün yanın yorumlanmış hali içindeki bir yorumlanma, yani yorumlanmış olanın yorumu olmaktan kuıtula- mamakladir'."


- Yeni Bir Anlam Arayışı



245. "…modern sivil toplum üç direk üzerine kurulmuştur: para, siyasal güç ve söz…"


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



246. "Dine göre insan vahyin imkanları ile kurtarılmaya “mahkûmdur”."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



247. ""Bugün bütün sarsıntılar içinde kendine göre şekil bulmuş Müslüman zihniyetinden artık korkuyorum!
Bence bu zihniyet başta İslâm'ı sonra da Müslümanları tehdit ediyor!
Çünkü bu zihin yaşadığı sarsıntının farkında değil...
Ciddi şekilde İslâm'dan kopmuş, İslâmî kaygıları ertelemiş bir zihindir.
Eğer bu böyle olmasaydı insanlar ahlâkî kaygıları öne çıkartır, belki de TOKİ gibi gökdelenler yapmayı düşünmezdi...
Ben bu zihniyetten korkuyorum!
Bu zihniyet Anadolu'da hiç toprak ihtiyacı olmadığı hâlde gökdelen dikiyor.
Ya da Suudi Arabistan'da ya da Malezya'da...
Bu genelde yaşadığımız bir sıkıntıdır.
Ondan dolayı da ne derseniz deyin, "Batı karşısındaki aşağılık duygusu" deyin, "büyüklük duygusu" deyin, bu İslâm dünyasında genel bir hastalıktır bence...
Ben hicap duyarım, Kâbe'nin üstüne çıkacak bir ev nasıl olabilir? Orada nasıl bir devremülk alabilirim?
Bu, hayâya, edebe her şeye aykırıdır!..""


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



248. "Aileyi hem Müslümanca bir hayat yaşamanın mekânı hem de Müslümanca birlikte olmayı güvence altına alan bir imkân olarak anlamamız ve önemini kavramamız gerekiyor."


- Dünyaya Müslümanca Bakmak



249. "Unutmayın son iki yüz yıl içerisinde Batıya karşı en başarılı mücadeleyi verenlerin hemen hemen hepsi tasavvuf kaynaklıdır. Said-i Nursi'den, Şeyh Şamil'e, Ahmet Es-Senusi'den, Hasan El-Benna'ya kadar hepsi şu veya bu şekilde tasavvufun tezgahından geçmiştir. Onların haricinde, bunların kalibresinde alim yetişmiş değil. Tasavvuf elbet ıslah edilmelidir, bir takım aksaklıkları vardır, özellikle tarikat tecrübesi. Ben, özellikle tarikatla tasavvufu biraz ayırıyorum. Çünkü tarikatlar son iki üç yüz yıl içinde içinde baya deforme olmuşlardır. Onun için tasavvuf bana göre Müslümanların entelektüel dünyalarının bir mahsulüdür. Yani akıl üzerinden, insan üzerinden Batı felsefesinin çok ötesinde söz söylemiştir tasavvuf."


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm



250. "İnsanın kendi mahremiyetini açıklaması ve bir roman olarak anlatması sizce İslâm'a uygun bir şey midir? Bence değil. O mahremiyeti deforme etmek... Demiyor mu Kur'an 'sırlarınızı herkese anlatıp şahit tutmayınız' diye?"


- Kıbleyi Kaybettiren Dönüşüm

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: