Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Abdülhak Şinasi Hisar Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Abdülhak Şinasi Hisar En Beğenilen Sözleri



1. "... insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



2. ""Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız.""


- Fahim Bey ve Biz



3. "'Birazdan' geçidi ve 'yarın' caddesi insanı 'hiçbir şey' şatosuna götürür."


- Fahim Bey ve Biz



4. "Aynı gün içinde saatten saate değişiriz. Kaygısız bir çocuk, hırslı bir genç, uslanmış bir yaşlı adam ve biçare, bunayan bir ihtiyar olabiliriz. Aynı yirmi dört saat içinde yalnız kalmaya susar, başkalarıyla görüşmeye acıkırız. Mevsimlere göre değişen tabiat kadar hislerimize göre de yüzümüz değişir, biz değişiriz."


- Fahim Bey ve Biz



5. "Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri, öfkeleridir."


- Fahim Bey ve Biz



6. "..... insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



7. "İnsanlar , birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi , kendi hususi boşlukları içinde dönen , hepsi yalnız , hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



8. "Aynı gün için de saatten saate değişiriz. Kaygısız bir çocuk, hırslı bir genç, uslanmış bir yaşlı adam, ve biçare, bunayan bir ihtiyar olabiliriz. Aynı yirmi dört saat içinde yalnız kalmaya susar, başkalarıyla görüşmeye acıkırız. Mevsimlere göre değişen tabiat kadar hislerimize göre de yüzümüz değişir, biz değişiriz."


- Fahim Bey ve Biz



9. "Zira daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



10. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeye bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor.."


- Fahim Bey ve Biz



11. "Başkaları daima ancak kendi hesaplarına uygun görüşlerine inanarak bizi kendimize göre değil , kendilerine göre muhakeme ederler ve çok kere hakkımızda erdikleri kanaatlerin bizim hakikatlerimizle hiç bir münasebeti kalmaz."


- Fahim Bey ve Biz



12. "Hükmettiğimizi umduğumuz hislere zincirlerle bağlı mahkumlar olduğumuzu ilmimiz arttıkça öğreniyoruz."


- Fahim Bey ve Biz



13. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



14. "~

Başkalarının felaketlerine tahammül kuvvetimiz, maşallah, harikuladedir.

~"


- Fahim Bey ve Biz



15. "Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri, öfkeleridir."


- Fahim Bey ve Biz



16. ""Artık seneler aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor! Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!""


- Fahim Bey ve Biz



17. "'birazdan' geçidi ve 'yarın' caddesi insanı 'hiçbir şey' şatosuna götürür."


- Fahim Bey ve Biz



18. "Niçin mazi içinden artık beni memnun edecek bir şey hatırlayıp söylemiyor?"


- Fahim Bey ve Biz



19. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeye bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor."


- Fahim Bey ve Biz



20. "Biz böyle boş karanlıklarda parlarken canımızla ödediğimiz bu hayat içinde kim bilir, kim diyebilir ki ölümün zaferi nerde başlar, ölümün zaferi nerde biter?"


- Fahim Bey ve Biz



21. ""İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.""


- Fahim Bey ve Biz



22. "~

Merhum her cihetle faziletli, hür fikirli, geniş bilgili, çok nezaketli, şahsına hürmet telkin ettirmiş ve dostları tarafından çok sevilmiş bir zattı. Vefatı zayiattandır. Mevla rahmet eyliye!

~"


- Fahim Bey ve Biz



23. "Zalim size zulüm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur. Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil, kendisi kuduz olduğu için ısırır. Onun için ehemmiyetli olan şey sizin ısırılmanız değil, kendisinin ısırmasıdır."


- Fahim Bey ve Biz



24. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeye bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor."


- Fahim Bey ve Biz



25. ""Başkaları daima ancak kendi hesaplarına uygun görüşlerine inanarak bizi kendimize göre değil, kendilerine göre muhakame ederler ve çok kere erdikleri kanaatlerin bizim hakikatlerimizle hiçbir münasebeti kalmaz.""


- Fahim Bey ve Biz



26. "Bazı geceler her günkü yatağınızın hatıralarına artık tahammül edemediğinizi duyup da başınızı almak ve içinde bir tek hatıranız bulunmayan bir bâkir odaya vararak içinde hiçbir rüya görmemiş olduğunuz bir yatakta uyumak ve yepyeni rüyaların kucağına sığınmak istemez misiniz?"


- Fahim Bey ve Biz



27. "~

Herkes gizlice hiyanet ettiği bir ahlaka hürmetini başkalarını itham ile ispat etmek ister…

~"


- Fahim Bey ve Biz



28. ""Bir talihin ademe göçmesinden onunla alakası olmayan ne anlar? Bir faninin öldüğüne kimse şaşmaz ve kimse düşünmez ki o da kendisini ölümden bizim kendimizi sandığımız kadar uzak sanırdı.""


- Fahim Bey ve Biz



29. "Hatırlayınız! Hiç şaşmayan bir intizam ile işlediğini gördüğümüz beşerî bir kanun vardır: Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



30. "İnsanların çoğu daima konuşurlar. Söz fırsatını hiç bir gün kaybetmezler. Fakat asıl sözleri söylemek fırsatını hiç bir gün bulamazlar. Bütün bir ömür içinde, mühim sözleri ya bir iki kere söylemiş olur, yahut hiç bir defa söylememiş olurlar."


- Fahim Bey ve Biz



31. "''Bir faninin öldüğüne kimse şaşmaz ve kimse düşünmez ki o da kendisini ölümden bizim kendimizi sandığımız kadar uzak sanırdı.''"


- Fahim Bey ve Biz



32. ""Rüzgardan başka hatırımızı soran yok!""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



33. ".
Kadınların yüzlerine sürdüğü boya olmasaydı, göz nasıl boyanırdı?
."


- Ahmet Haşim: Şiiri ve Hayatı



34. "Mademki ölüm bizi her anımızda yakalıyabi­lir, ölümden kaçırdığımız her an mühim bir hayat saniyesi de­mektir ve biz bu anımızda yapabileceğimizin fırsatını yani her sa­niyemizi yaşamak fırsatını kaçırmamalıyız."


- Çamlıcadaki Eniştemiz



35. ".
Gerçi hayat, kitaplara sığmayacak kadar geniştir fakat tekrarlarla doludur.
."


- Ahmet Haşim: Şiiri ve Hayatı



36. "Merdiven Şiiri - Ahmet Haşim
.
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
."


- Ahmet Haşim: Şiiri ve Hayatı



37. "Kalbinde biraz zeka olmayanlar hiç çekilmiyor ve zekasında biraz kalp olmayanlar hiç sevilmiyor."


- Kitaplar ve Muharrirler II - Edebiyat Üzerine Makaleler (1928-1936)



38. "''Zaten belki de en güzel sözler, böylece, duyulmak maksadıyla söylenmemiş olan ve duyulmamış kalanlardır.''"


- Çamlıca’daki Eniştemiz



39. "''Hatırlayınız! Hiç şaşmayan bir intizam ile işlediğini gördüğümüz beşeri bir kanun vardır: Nerede zeka umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız. Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız. Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız.''"


- Çamlıca’daki Eniştemiz



40. "Kendimizi bazan kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!"


- Fahim Bey ve Biz



41. "''Halbuki biz boyumuzu geçen şeyleri,elle tutamadığımız ruhları, hülasa kendimizden yüksek mefhumları sevmeye alışkınız ve erişemeyeceğimiz sevgililere âşığızdır.''"


- Çamlıca’daki Eniştemiz



42. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeye bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor."


- Fahim Bey ve Biz



43. "''Hayat bir hesap cetveli değil mütemadi bir doğuş,oluş ve küçük küçük ölüşlerdir. Hayat yapabildiğimiz şeylerdir.''"


- Çamlıca’daki Eniştemiz



44. "Dünya böyle kendilerini hâlâ daha ihtiyar saymayan yaslanmış çocuklarla, eski zaman gençleriyle doludur. ihtiyarlığımızı kendi vücudumuzda his ve kendi gözlerimizle teşhis ederek, kendi idrakimizle kabul etmemiz pek güçtür."


- Fahim Bey ve Biz



45. "❞Kim bilir, kim diyebilir ki delilikteki usluluk nerde biter, usluluktaki delilik nerde başlar?❞"


- Fahim Bey ve Biz



46. "Bir fâninin öldüğüne kimse şaşmaz ve kimse düşünmez ki o da kendisini ölümden bizim kendimizi sandığımız kadar uzak sanırdı."


- Fahim Bey ve Biz



47. "Acaba hayat nedir, bizim yaptığımız bir şey mi, bizim vasıtamızla yapılan bir şey midir?"


- Fahim Bey ve Biz



48. "Zaman her şeyle aramızı açar. Zamanın mezarına bir zaman daha gömülür. Tarihi vakalar bile, ilk anlarda ebedi zannolunan kıymetlerini zamanla büsbütün kaybeder."


- Fahim Bey ve Biz



49. "“Aklımıza varmış bir haber ruhumuza ermiş sayılmaz.”"


- Fahim Bey ve Biz



50. "Zaman her şeyle aramızı açar. Zamanın mezarına bir zaman daha gömülür. Tarihi vakalar bile, ilk anlarda ebedi zannolunan kıymetlerini zamanla büsbütün kaybeder."


- Fahim Bey ve Biz



51. "''Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri, öfkeleridir.''"


- Fahim Bey ve Biz



52. "❞Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. Talihimiz bizi tamamlıyan kendi varlığımız, kendi kurduğumuz bir ikinci vücudumuzdur ki herkese küserek bunun içine çekilmeyi severiz.❞"


- Fahim Bey ve Biz



53. "'Birazdan' geçidi ve 'yarın' caddesi insanı 'hiçbir şey' şatosuna götürür."


- Fahim Bey ve Biz



54. "İnsanlar, birbirle­rinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boş­lukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



55. ""Bir gün olur, bu işi hep birlikte yoluna koyarız, inşallah!""


- Fahim Bey ve Biz



56. "Kendimizi bazen kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!"


- Fahim Bey ve Biz



57. "Esasen, çok kere, nice dostlarımızın zengin kütüphanelerindeki, sırayla dizilmiş yaldızlı ciltli kitaplarını görün­ce: "Sahi, bunların hepsini okudunuz mu?" diyeceğimiz gelir. Ve onlar: "Evet" deseler bile, bizim, yine: "Ne yazık! Zira ne kadar az istifade etmişsiniz!" diyeceğimiz gelir."


- Fahim Bey ve Biz



58. "Gördüğümüz insanların ruhları değişir, şekilleri değişir ve biz değişir, onları değişmiş görürüz."


- Fahim Bey ve Biz



59. "Yaşadığımız zamanlar tam manasıyla bulanık ve karışıktır."


- Fahim Bey ve Biz



60. "Esasen, çok kere, nice dostlarımızın zengin kü­tüphanelerindeki, sırayla dizilmiş yaldızlı ciltli kitaplarını görünce: "Sahi, bunların hepsini okudunuz mu?" diyeceğimiz gelir. Ve onlar: "Evet" deseler bile, bizim, yine: "Ne yazık! Zira ne kadar az istifade etmişsiniz!" diyeceğimiz gelir."


- Fahim Bey ve Biz



61. "İnsanların çoğu daima konuşurlar."


- Fahim Bey ve Biz



62. "❞Zaten belki de en güzel sözler, böylece, duyulmak maksadiyle söylenmemiş olan ve duyulmamış kalanlardır.❞"


- Çamlıcadaki Eniştemiz



63. "“Kalbinde biraz zekâ olmayanlar hiç çekilmiyor ve zekâsın da biraz kalp olmayanlar hiç sevilmiyor.”"


- Kelime Kavgası



64. "Başkalarına acıdığımımızı sanırken bile, içimizde mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



65. "Zalim size zulm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur. Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstehak olduğunuz için değil, kendisi kuduz olduğu için ısırır."


- Fahim Bey ve Biz



66. "Ben onu hiç görmemişken bile bildiğimi sanırdım."


- Fahim Bey ve Biz



67. "(...) sigarasını yakar da, bazan gözleri dalar ve çekmeği bile unuturdu."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



68. "❞Asıl sözlerimiz söylenmemiş kalanlar, başkalarının duymadıklarını ve, eğer söyliyebilmiş olsak, hem onları, hem de kendimizi şaşırtacak olanlardır. Bunları hiç bir zaman söyliyemeyiz!❞"


- Çamlıcadaki Eniştemiz



69. "Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



70. "Para, mevki, şöhret, elde edilen bütün zevklerin nasıl ödendiğini bilmez misiniz? Bilmez misiniz ki insanlar bunları sıhhatleri, rahatları, huzurları pahasına öderler."


- Fahim Bey ve Biz



71. "Bütün gönüllerin başkalarına anlatılmaz bir ibham
içinde yaşıyan heveslerle, arzularla dolduğu­nu hep görmez miyiz?"


- Fahim Bey ve Biz



72. "Biliriz ki insanların çoğu hala karanlıktan gelecek haberleri dinler ve ömürlerini kurtaracak mucizeyi beklerler."


- Fahim Bey ve Biz



73. "En büyük teselli dinlenilmek ve anlaşılmış gibi cevap almaktır."


- Fahim Bey ve Biz



74. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeğe bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor."


- Fahim Bey ve Biz



75. "... sevdiğimiz insanların bize ihanet etmeleri beşer tabiatı iktizasından değil midir?"


- Fahim Bey ve Biz



76. "❞Mehtap servetini israf eden, adeta hacir altına alınacak bir zengine benzerdi. Denize saçtığı altınlarda bir israf manzarası vardı.❞"


- Boğaziçi Mehtapları



77. "❞Beni daha fazla musiki ile mestederek gönlümü tekmil yaşlarıyla ağlatın!❞"


- Boğaziçi Mehtapları



78. "❞Bize saldıran düşman daima topraklarımıza ve ölülerimize hücum eder. Zira biz o topraklarla o ölülerin mahsulleri ve devamlarıyız.❞"


- Boğaziçi Mehtapları



79. "...insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkilpesend davnanır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



80. "" Dünya böyle kendilerini hâlâ daha ihtiyar saymayan yaşlanmış çocuklarla, eski zaman gençleriyle doludur. ""


- Fahim Bey ve Biz



81. "Aynı gün için de saatten saate değişiriz. Kaygısız bir çocuk, hırslı bir genç, uslanmış bir yaşlı adam, ve biçare, bunayan bir ihtiyar olabiliriz. Aynı yirmi dört saat içinde yalnız kalmaya susar, başkalarıyla görüşmeye acıkırız. Mevsimlere göre değişen tabiat kadar hislerimize göre de yüzümüz değişir, biz değişiriz."


- Fahim Bey ve Biz



82. "" 'birazdan' geçidi ve 'yarın' caddesi insanı 'hiç bir şey' şatosuna götürür!""


- Fahim Bey ve Biz



83. "Gönlümüzün di­kenleri kaç ele batmış ve kaç kalbi kanatmıştır!"


- Fahim Bey ve Biz



84. ""İnsanlar gibi şehirler de nasıl değişiyor!""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



85. "Nice erkekler vardır ki, ömürlerinde hiç bir münasebet tesisine imkan bulamıyacakları kadınları özlerler, ve nice kadınlar vardır ki, temaslarına ömürlerinde tenezzül edemiyecekleri erkekleri İsterler. Biribirlerine söz söylemelerine imkan olamıyacak nice ağızlar, uzaktan biribirlerine en sevgili buselerini verirler. Nice eller uzak başlardaki saçları okşar. Gönülden gönüle hitabeden nice sözler telaffuz edilmemeye, duyulmamaya mahkumdur. Bazı vücutların yanlarında duyulan temellük ihtiyaçları öyle ihtiraslıdır ki, bunlar ruhta en devamlı temellüklerden daha çok iz bırakır."


- Fahim Bey ve Biz



86. ""Dünyayı ve hayatı herkes kendine göre tefsir eder."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



87. "Nice sümüklü böceklerin gönülle­rinde aşık oldukları yıldızlar yanar!"


- Fahim Bey ve Biz



88. "❞Bakınız, kainat önümüze aşk ve haz için ne güzel bir gece sermiş! Fani gözlerimiz karşısında, bakınız, Boğaziçi'nin müthiş uçurumu mırıltılı menekşe renkli sularla örtülmüş ve üstüne sessiz bir mehtap serilmiş. Bakınız mehtap nasıl şuurumuza halel verecek bir ezeliyetle parıldıyor!❞"


- Boğaziçi Mehtapları



89. "Edebiyatta hiç kimseye benzememek bir gayedir. Lakin bunun da hiçbir şeye benzememek gibi bir tehlikesi vardır."


- Kitaplar ve Muharrirler II - Edebiyat Üzerine Makaleler (1928-1936)



90. "Eskiden hep nazla geçen mevsimler artık birer kasırga hızıy­la savruluyor... Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!"


- Fahim Bey ve Biz



91. "aleyhimizde verilen hükümlerin sebeple­ri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri ve öfkeleridir."


- Fahim Bey ve Biz



92. "Eskiden hep nazla geçen mevsimler, artık birer kasırga hızıyla savrulup gidiyor. Artık yıllar aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor. Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalıyor gibi koşuyor…"


- Fahim Bey ve Biz



93. "Sanki kim biraz deli değildir? Herkes hayalen nice deliliklerden zevk alır."


- Fahim Bey ve Biz



94. "Çocukların gözleri dünyayı, gizli hayatıyla, ifratlı bir hassasiyetle görürler."


- Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği



95. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususî boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



96. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



97. "Bazen tesadüf sizi böyle ümidinizi geçen haki­katlerle karşılaştırır, halbuki çok kere de, görürsünüz ki san­daldaki hesap sulara uymaz."


- Boğaziçi Mehtapları



98. "❞...Boğaziçi geceleri kandil, mum, lamba gibi mehtabın akrabası hafif ve yumuşak eski ışıklarla aydınlanırdı. Mehtabın, şüphesiz, daha dokunulmamış bir büyüklüğü, el sürülmemiş bir temizliği, eşsiz bir tabiiliği vardı...❞"


- Boğaziçi Mehtapları



99. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususî boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



100. "…ömürlerimiz hep bu nevi delilikler arasında geçer, fakat herkese kendinin değil, diğerlerinin hayatları ve hususiyetleri anormal görünür."


- Fahim Bey ve Biz



101. "Aşkın humması olmayınca da vuslatın manası nedir?" diyordum. Daha diyordum ki: "Aşkın humması olmayınca bütün vuslatlar ancak birer hayaletden ibaret değil midir?""


- Fahim Bey ve Biz



102. "Kitapların iyileri ve ruhumuzda takdis ettiğimiz faziletler, insanları daha zor beğenmeğe bizi mecbur ediyor. İnsan artık vaktini yabancılara karşı müdafaa etmek sevdasına düşüyor."


- Fahim Bey ve Biz



103. "Bir Shakespeare, elbette ki herkesten daha ziyade alaka çekiyor."


- Fahim Bey ve Biz



104. "Ben onu hiç görmemişken bile bildiğimi sanırdım."


- Fahim Bey ve Biz



105. ""İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususî boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır.""


- Fahim Bey ve Biz



106. "Yaşadığımız zamanlar, tam manasıyla, bulanık ve karışıktır."


- Fahim Bey ve Biz



107. "Ateş gibi bir nehr akıyordu
Rûhumla o rûhun arasından!



●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



108. "…başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



109. "... insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



110. "Okumayı bir çalışma sanmak çalışkan cahillerin kârıdır. Halbuki biz, okumuş tembeller, pekâlâ biliriz ki okumak mükeyyifattan bir şeydir. Bir kanepeye uzanır, yatağımıza yatar gibi kitaplarımıza dalarız. Gûya tılsımlı bir denize, hülyalarımızı aşan bir hayal âlemine dalarız. Sanki afyonlu bir çubuk içeriz. Muhitimiz değişir. Hayatımız genişler. Dünya bizim olur. İklimler, mevsimler, devirler gelip geçer. Başka hayatlar ve tabiatlar hatıralarımıza girer. Bize benzeyen asıl akrabalarımız yanımıza gelir, bize sırlarını fısıldarlar. Hayat bize en tatlı, en zengin zevklerini sunar. Okumak, gezmek, uyumak, rüya görmek, musiki dinlemek, hatırlamak, seyahat etmek, unutmak, dua etmek, doğmak, tekrar yaşamaktır."


- Kelime Kavgası



111. "“ ... Zira analar, babalar ölür; sevgililer gider, sevgiler geçer; vücut ihtiyarlar, ruh yıpranır. Fakat yere eğilen, yere düşen adamın hafızasında ve yadındaki mazi cennetine bir şey olmaz.”"


- Boğaziçi Mehtapları



112. "…insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkilpesend davranır oluyor. Bir Shakespeare, elbette ki, herkesten daha ziyade alaka çekiyor."


- Fahim Bey ve Biz



113. "...İnsan yaşlandıkça kalbi katılaşıyor,
adamları göre tanıya hak­larında ilk önce duyduğu muhabbet azalıyor,
alaka da gevşiyor..."


- Fahim Bey ve Biz



114. "Bir istiyor insan onu, bir istemiyor, âh!
Sevmek dahi doğmak gibi, ölmek gibi bir şey!"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



115. ""Daima tecrübeden bahseder, dururuz. Unuturuz ki tecrübe sahibi olmak için en acı dersler hiçbir zaman eksik olmaz.""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



116. "Gördüğümüz insanların ruhları değişir, şekilleri değişir ve biz değişir, onları değişmiş görürüz."


- Fahim Bey ve Biz



117. "İnsanlar öyle tuhaf yaratılmıştır ki bilhassa memnu meyvalara düşkün oldukları gibi, ellerinde mevcut olan kıymetlerden ziyade havadan gelecek kazançlara meraklıdırlar. Hepsinde, avını arayan ve bekleyen bir ruh vardır. Şahsen tok ve lakayt olması icap edenler bile elleriyle kopardıklarını daha lezzetli bulurlar."


- Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği



118. ""kalbinde biraz zekâ olmayanlar hiç çekilmiyor ve zekâsında biraz kalp olmayanlar hiç sevilmiyor.""


- Boğaziçi Mehtapları



119. "Beni candan usandırdı, cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan, muradım şem'i yanmaz mı
Fuzuli"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



120. "...İnsan yaşlandıkça kalbi katılaşıyor,
adamları göre tanıya hak­larında ilk önce duyduğu muhabbet azalıyor,
alaka da gevşiyor..."


- Fahim Bey ve Biz



121. "Aşkın humması olmayınca da vuslatın manası nedir?"


- Fahim Bey ve Biz



122. "İnsanlar, birbirlerinden uzak mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususî boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



123. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur."


- Fahim Bey ve Biz



124. "İnsanlar, birbirlerinden uzak mesafelerle ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hep yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



125. "Biraz bal yapınız derhal sinekler üşüşüveriyor. Ne yapmalı bilmem!"


- Kitaplar ve Muharrirler II - Edebiyat Üzerine Makaleler (1928-1936)



126. "Gördüğümüz insanların ruhları değişir, şekilleri değişir ve biz değişir, onları değişmiş görürüz."


- Fahim Bey ve Biz



127. ""Aşkın humması olmayın­ca bütün vuslatlar ancak birer hayaletden ibaret değil midir? ""


- Fahim Bey ve Biz



128. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur."


- Fahim Bey ve Biz



129. "Dünya yeni, sema saf, hava temiz, hayat, ilk defa olarak, asıl gönlünün istediği gibi çiçek açmış, zaman kanat germiş, sanki uçmuyor, bekliyormuş ve o bir mucizeye şahit oluyormuş."


- Fahim Bey ve Biz



130. "Kimse göründüğü gibi değildir."


- Fahim Bey ve Biz



131. "Hayat fecaatini bize en iyi gösteren Shakespeare’dir. Zira daima trajedinin koynunda bir komedi gizlenir ve -gerçi insanda gülmeye cesaret kalmazsa da- facia, her zaman muthikeden nükteler kapar."


- Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği



132. "Sevdiğimiz insanların bize ihanet etmeleri beşer tabiatı iktizasından değil midir?"


- Fahim Bey ve Biz



133. "Hep manâlı sükût içinde kalsak da manâsız sözlere hiç düşmesek…"


- Fahim Bey ve Biz



134. ""Yüzümüz değişir, biz değişiriz.""


- Fahim Bey ve Biz



135. "Hepimiz birer bekleyişin çocuklarıyız. Hazreti Adem'den beri hepimiz layık olduğumuza inandığımız, gönlümüze göre bir cennet umarız. Yeryüzünde en çok aradığımız kendi saadetimizdir, sanırız. Fakat hakikatte ona, asıl sevgilimiz olan lezzeti bulmak için daima ihanet ederiz. Yaşadığımız zamanın bize bu saadeti bir türlü veremeyeceğini duyarak, onu ya geçmişte, yahut gelecekte hayal ederiz."


- Boğaziçi Mehtapları



136. "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. Talihimiz bizi tamamlıyan kendi varlığımız, kendi kurduğumuz bir ikinci vücudumuzdur ki herkese küserek bunun içine çekilmeyi severiz."


- Fahim Bey ve Biz



137. "Kim bilir, kim diyebilir ki bir insanın hakikati ve olduğu nerde biter, rüyası, hulyası, yalanı ve olacağı nerde başlar."


- Fahim Bey ve Biz



138. "Size kıymet verebileceğiniz bir haberi değil, ancak kendi taşıdığı boşluğu getiren bir insana, yani insanların çoğuna rastgeldiniz mi: "Siz daha ağzınızı açmadan ben ne söyliyebileceğinizi biliyorum!" diyerek kaçmak arzusu duyuyorsunuz."


- Fahim Bey ve Biz



139. "İnsanların çoğu daima konuşurlar. Söz fırsatını hiç bir gün kaybetmezler. Fakat asıl sözleri söylemek fırsatını hiç bir gün bulamazlar.Bütün bir ömür içinde, mühim sözleri ya bir iki kere söylemiş olur, yahut hiç bir defa söylememiş olurlar."


- Fahim Bey ve Biz



140. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur."


- Fahim Bey ve Biz



141. "... insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



142. "Yaşadıkça kendi kabuğunu yetiştiren sümüklü böcek gibi talihimizi biz kendimiz öreriz. Talihimiz bizi tamamlayan kendi varlığımız, kendi kurduğumuz bir ikinci vücudumuzdur ki herkese küserek bunun içine çekilmeyi severiz."


- Fahim Bey ve Biz



143. "Biz böyle boş karanlıklarda parlarken canımızla ödediğimiz bu hayat içinde kim bilir, kim diyebilir ki ölümün zaferi nerde başlar, ölümün zaferi nerde biter?"


- Fahim Bey ve Biz



144. "...Başkaları daima an­cak, kendi hesaplarına uygun görüşlerine inanarak bizi kendimi­ze göre değil, kendilerine göre muhakeme ederler ve çok kere hakkımızda erdikleri kanaatlerin bizim hakikatlerimizle hiç1münasebeti kalmaz..."


- Fahim Bey ve Biz



145. "Hakikatle alakaları kalmı­yanlar, yollarında ancak kendileri gibi hayaletlere rastgelirler."


- Fahim Bey ve Biz



146. "Her derde çâre var güzelim,
aşka çâre yok!


"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



147. "Zaten , biraz dikkat etsek görürüz ki , insanların çoğu yarı deli , yarı iradelidirler. Ve kâh iradeleriyle, kâh delilikleriyle hareket ederler."


- Çamlıca’daki Eniştemiz



148. "Zaman her şeyle aramızı açar. Zamanın mezarına bir zaman daha gömülür."


- Fahim Bey ve Biz



149. "Şüphem yok ki kendimiz için ağzımızla sönecek son söz bir af ve merhamet sözü ve gönlümüzde eriyecek son his bir şefkat, muhabbet ve hasret duygusu olacaktır."


- Fahim Bey ve Biz



150. "Hal içinde yaşayanların bir kısmı istikbale vurgun, bir kısmı da maziye âşıktır."


- Boğaziçi Mehtapları



151. "Kimse göründüğü gibi değildir. Fakat kimse görünmediği ve kendi olduğunu sandığı gibi de değildir. Kimse bizi kendimizin olduğumuzu sandığımız gibi göremez. Kimsenin nasıl olduğunu hiç kimse bilmez."


- Fahim Bey ve Biz



152. "Hayatı ve dünyayı kendi iyiliğinize göre duy­duğunuz için hep aldandınız mıydı? Aldanışınız kendinizi aldat­mak mıydı, başkalarını mı aldatmaya yaradı?"


- Fahim Bey ve Biz



153. "Yabancılar bazan bizi yaralamış olduklarını sanırlar
ve bizi saran hayalimiz o kadar kuvvetlidir ki gönlümüze dokun­muş bile olamazlar."


- Fahim Bey ve Biz



154. "Hükmettiğimizi umduğumuz hislere zincirlerle bağlı mahkumlar olduğumuzu ilmimiz arttıkça öğreniyoruz."


- Fahim Bey ve Biz



155. "Bir faninin öldüğüne kimse şaşmaz ve kimse düşünmez ki o da kendisini ölümden bizim kendimizi sandığımız kadar uzak sanırdı."


- Fahim Bey ve Biz



156. "En büyük teselli dinlenilmek ve anlaşılmış gibi cevap almaktır."


- Fahim Bey ve Biz



157. "Her zaman hakikat içimiz­ de kalan arzu,
hayal ise elimize geçen vuslattır."


- Fahim Bey ve Biz



158. "Her derde çâre var güzelim,
aşka çâre yok.


"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



159. "Bir perîşân hâlini gördüm, unutdum hâlimi!

● Mustafâ Reşîd ●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



160. "Birazdan geçidi ve yarın caddesi, insanı hiçbir şey şatosuna götürür.

İspanyol özlü sözü"


- Fahim Bey ve Biz



161. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususî boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



162. "İnsan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



163. "Sevdiğimiz insanların bize ihanet etmeleri beşer tabiatı iktizasından değil midir?"


- Fahim Bey ve Biz



164. "Fahim Bey: "Bir insanı tanımak için onunla bir bardak çay içmek yeter!"
Arkadaşı: "Ama sen kahve içiyorsun?"
Fahim Bey: "Zaten kimseyi tanıyamıyorum.""


- Fahim Bey ve Biz



165. "“Eskiden hep nazla geçen mevsimler artık birer kasırga hızıyla savruluyor.”"


- Fahim Bey ve Biz



166. "“Başkalarının gözlerini terbiye ve dillerini idare etmek o kadar mümkün değildir.”"


- Fahim Bey ve Biz



167. "... aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri ve öfkeleridir. Zalim size zulüm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur. Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil, kendisi kuduz olduğu için ısırır."


- Fahim Bey ve Biz



168. "Sadadan sonra aksisada başlar ve çok kere bu, sadanın aksinedir."


- Fahim Bey ve Biz



169. "Bu ölüm haberine karşı ben, içimde 1ezinti, 1çöküntü duydum. Zira, ölenle, son zamanları gevşeyen, azalan, fakat kök­leri mazinin sağlamlığı içinde kalan eski 1aşinalığım vardı. Hem ona acıyor, hem içimden: "Kendi kainatımızında söndüğü­nü yabancılar ancak böyle hissiz ve manasız1kaç cümleyle duyacaklar!" diyen 1hüzüne dalıyordum. Zira, daima böyle, baş­kalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendi­mize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



170. "Ona rastgelsem kendisini daha fazla dinliyebilmek için elimden geleni yapardım."


- Fahim Bey ve Biz



171. "Biz böyle boş karanlıklarda parlarken canımız­la ödediğimiz bu hayat içinde kim bilir, kim diyebilir ki ölümün zaferi nerde başlar, ölümün zaferi nerde biter?"


- Fahim Bey ve Biz



172. "Su uyur, düşman uyur, haste-i hicrân¹ uyumaz!

(¹ayrılık acısı çeken)



●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



173. "
,


!"


- Geçmiş Zaman Fıkraları



174. "Ben onun tarifinden acizim. Alim desem değil, cahil de­sem değil, mecnun desem deli değil, akıl desem akıllı değil."


- Geçmiş Zaman Fıkraları



175. "Gençler kendilerini daha yormayan hafızalarını doldurmaya meraklıdırlar. Sorarlar, dinlerler. Onunla görüştüğümü gören bir arkadaşım , bana gülerek: "Sen Fahim Beyi bir ders alır gibi dinliyorsun!" demişti."


- Fahim Bey ve Biz



176. ""Yemek kadar iyi bir şey olamazdı.""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



177. "Siz hayatın zahiri şekillerini görüyorsunuz; ben batıni şekillerini!"


- Fahim Bey ve Biz



178. "Zira, daima böyle, baş­kalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendi­mize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



179. "“O zamanlarda dağınık İstanbul'un her mahallesi diğerlerine sanki hasret çekerdi ve biz İstanbul'un herhangi bir yerinde olsak başka bir semtin daüssılasını duyardık.”"


- Boğaziçi Mehtapları



180. "Sevgililerimizin gönlümüze en sadık olanları ölmüş olanlardır. Sevgililerimizin en kutsileri kendilerine değmemiş olduklarımızdır."


- Fahim Bey ve Biz



181. "Bütün günlerimiz için kendimize bir yol çizer, sonra her gün bunun aksine hareket ederiz. Kendimizi bazen kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!"


- Fahim Bey ve Biz



182. "Sanki kim biraz deli değildir?"


- Fahim Bey ve Biz



183. "Biz ol âşıklarız kim dâğımız merhem kabûl itmez,
O gülzârız ki âteşdir gülü şebnem kabûl itmez!

❝Biz o aşıklarız ki yaramız merhem kabûl etmez,
O gül bahçemiz ki âteşdir gülü bir çiy (tanesi dâhi) kabûl etmez!❞

● Râmî Mehmed Paşa ●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



184. "Sanki kim biraz deli değildir? Herkes hayalen nice deliliklerden zevk alır…"


- Fahim Bey ve Biz



185. "Aşkın humması olmayınca da vuslatın manası nedir?"


- Fahim Bey ve Biz



186. "Aşk bize sevgilinin verdiği değil, ruhumuzun yarattığı bir ihtiyaçtır. Bir sahra bile olsa doğduğumuz yerleri mutlaka severiz. Fakat zevkimiz dünyanın güzellik hazinelerinde inceldikten sonra doğuş yerimizi en makbul güzellerle mukayese etmek ve sevgilinin üstünlüğünü görmek, bu, ne lezzettir!"


- Boğaziçi Yalıları



187. "Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



188. "Artık seneler aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor!
Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!"


- Fahim Bey ve Biz



189. "Başkaları daima ancak, kendi hesaplarına uygun görüşlerine inanarak bizi kendimize göre değil, kendilerine göre muhakeme ederler ve çok kere hakkımızda erdikleri kanaatlerin bizim hakikatlerimizle hiçbir münasebeti kalmaz."


- Fahim Bey ve Biz



190. "Gobineau'nun vaktinde kaydetmiş olduğu üzere Sultan Mahmut devrinde eski parlak ve azametli kıyafetlerini bırakarak garplılaşmak temayülü ile ilk giydikleri Avrupa esvapları cetlerimizi fena halde çirkinleştirmişti."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



191. ""En büyük teselli dinlenilmek ve anlaşılmış gibi cevap almaktır.""


- Fahim Bey ve Biz



192. "Başkalarının felaketlerine tahammül kuvvetimiz, maşallah, harikuladedir."


- Fahim Bey ve Biz



193. "...hakikati anlamanın ve duymanın muhtelif tarzları vardır. Aklımıza varmış 1haber ruhumuza ermiş sayılmaz. Rüyada bazı gördüğümüz nahoş şeylere inanırız. Fakat daha derinliğimizde hiç çalkalanmamış 1tabaka­mızda hiç- bozulmamış 1emniyet:
"Üzülme. Bu sıkıntı daha fazla sürerse sen de uyanıverirsin!" diye bize rüya görmekte olduğumuza temin eder..."


- Fahim Bey ve Biz



194. "hala kendinizi arı­yorsunuz da, kendinizi hala bulamadınız mı?"


- Fahim Bey ve Biz



195. "Sanki kim biraz deli değildir?"


- Fahim Bey ve Biz



196. "Başkalarının felaketlerine tahammül kuvvetimiz, maşaallah, harikuladedir."


- Fahim Bey ve Biz



197. "Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız.
Nerede sadakat beklersek orada ihanete uğrarız.
Nerede kibarlık ararsak orada bayağılığa rastlarız.
Kime dostluk gösterirsek ondan sadakatsizlik görürüz..."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



198. "Aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüslerini bulandıran kendi hisleri, acizleri ve öfkeleridir."


- Fahim Bey ve Biz



199. "Zaman her şeyi unutturarak her malumattan yeni cehaletler doğurur…Hemen herkesçe malum olan bir şey, hemen herkesçe meçhul bir şey olur…"


- Fahim Bey ve Biz



200. "Sanki kim biraz deli değildir?"


- Fahim Bey ve Biz



201. "Başkalarının felaketlerine tahammül kuvvetimiz, maşaallah, harikuladedir."


- Fahim Bey ve Biz



202. ""Hislerimizin hiçbirini doya doya duymaya, işlemeye vaktimiz kalmıyor.""


- Boğaziçi Yalıları



203. ""Herkes bilir ki aşığa Bağdat uzak değil!""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



204. "Gündüzleri kendini avutmak için okumanın ilacını kullanmıyor ve geceleri uyumak için okumanın afyonunu yutmuyordu."


- Çamlıcadaki Eniştemiz



205. "İnsanlar, birbirlerinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boşlukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



206. "Hayata bazan vücut gibi zihin de tahammül edemiyor. Vücut gibi zihin de bozuluyor. Burada beşer talihinin acı bir safhasıyla karşılaşıyoruz. Zihin bozulunca bütün oyun değişiyor. Zihnimizin bir kıvamıdır ki -dünyaya çarpan güneş ışığının havamızı aydınlatması gibi- bize hayatı bu kadar güzel ve cazibeli gösterir. Zihnimizin bu kıvamı değişince dünyanın da hayatın da manası başkalaşıyor. Bütün dünya ve hayat kıymetleri alt üst oluyor. O zaman artık her şey abes, nafile ve hazin gözüküyor. Hayat bir felaket oluyor."


- Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği



207. "Zaman her şeyle aramızı açar."


- Fahim Bey ve Biz



208. "Kendimizi bazan kendimizden bile ne kadar uzak buluruz!"


- Fahim Bey ve Biz



209. ""Fakat bir adamın kendi kendine akıllı demesinden ala delilik nişanesi olur mu?""


- Fahim Bey ve Biz



210. ""Hayatımız daima bunları yoğurur, değiştirir. Bu itibarla biz hayatta hep aynı adam sayılamadığımız gibi hislerimiz ve fikirlerimiz de yaşadıkları anlarda doğru sayılamaz. Zira hep değişmeye mahkum olan bunların ancak geçip değişmeleri doğrudur.""


- Fahim Bey ve Biz



211. "Şehirlerin yüzleri, insanların çehreleri kadar ihtiyarlıyor!
Evler vücutlar gibi çöküyor, mahalleler nesiller gibi eskiyor!"


- Çamlıca'daki Eniştemiz



212. "Aşkın humması olmayınca bütün vuslatlar ancak birer hayaletten ibaret değil midir?"


- Fahim Bey ve Biz



213. "''Biliriz ki, insanların çoğu hâlâ karanlıktan gelecek haberleri dinler ve ömürlerini kurtaracak mucizeyi beklerler.''"


- Fahim Bey ve Biz



214. "Daima böyle başkalarına acıdığımızı sanırken bile içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız…"


- Fahim Bey ve Biz



215. "Bileli kendimi ben gönlümü âşık buldum!



●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



216. "Her dakikamız yapabildiğimiz şeyler için bir miattır. Hayat bir hesap cetveli değil mütemadi bir doğuş,oluş ve küçük küçük ölüşlerdir.Hayat yapabildiğimiz şeylerdir. Nasıl ki her saniye doğanlar ve ölenler vardır. Ne hayatı ne de ölümü münasip gördüğünüz bir miada ayar edemezsiniz. Mademki ölüm bizi her anımızda yakalayabilir, ölümden kaçırdığımız her an mühim bir hayat saniyesi demektir ve biz bu anımızda yapabileceğimizin fırsatını yani her saniyemizi yaşamak fırsatını kaçırmamalıyız"


- Çamlıca'daki Eniştemiz



217. "Dünya şuursuzluğu ve kabalığı hergün duyulmak arzusunda ısrar ediyor. Dünya haberleri kanlı bir sel gibi durmadan akıyor."


- Fahim Bey ve Biz



218. "‘birazdan’ geçidi ve ‘yarın’ caddesi insanı ‘hiçbir şey’ şatosuna götürür!"


- Fahim Bey ve Biz



219. "­ Başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



220. "İyilik de, fenalık da, gü­vercinlerin boyunlarındaki tüylerin renkleri gibi, içiçe geçen ve morumsu olanların nerde başladığı, güvezimsi olanların nereye kadar devam ettiği ve pembemsi olanların nerde bittiği hiç de belli olmıyan, hatta, dahası, gelen ışıklara, geçen rüzgarlara uyarak, daima değişen ve kah böyle ve kah öyle gözüken şeyler değil midir? Bunların sınırlarını kim tesbit edebilir; kim bilir, Kim diyebilir ki iyilik dediğimiz şeyler nerde biter, fenalık dediğimiz şeyler nerde başlar?"


- Fahim Bey ve Biz



221. "Her dakikamız yapabildiğimiz şeyler için bir miattır. Hayat bir hesap cetveli değil mütemadi bir doğuş,oluş ve küçük küçük ölüşlerdir.Hayat yapabildiğimiz şeylerdir. Nasıl ki her saniye doğanlar ve ölenler vardır. Ne hayatı ne de ölümü münasip gördüğünüz bir miada ayar edemezsiniz. Mademki ölüm bizi her anımızda yakalayabilir, ölümden kaçırdığımız her an mühim bir hayat saniyesi demektir ve biz bu anımızda yapabileceğimizin fırsatını yani her saniyemizi yaşamak fırsatını kaçırmamalıyız"


- Çamlıca'daki Eniştemiz



222. "“Her insanın zevahir hayatının altında bir de gizli kalan ve sırf kendi hilkatı ve ruhuyla yaşadığı büsbütün mahrem bir ömrü vardır ki bu hayat içimizde kendi üstüne kapanmış olan bir âlemin mahsulüdür.”"


- Fahim Bey ve Biz



223. "İnsan iyi kitaplara kavuştuktan sonra, alelade kimselerin sözlerine karşı müşkülpesent davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



224. ""Zaten, biraz dikkat etsek, görürüz ki, insanların çoğu yarı deli ve yarı iradelidirler. Ve kah iradeleriyle, kah delilikleriyle hareket ederler. Onları olduklarından daha az deli ve daha çok iradeli zannetmek hatadır.""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



225. "Gönül isterdi ki herkes akıllı ve rabıtalı olsun, fakat bu kabil olamıyor!"


- Fahim Bey ve Biz



226. "Zira herkes gizlice hıyanet ettiği bir ahlaka hürmetini başkalarına ithamla ispat etmek ister."


- Fahim Bey ve Biz



227. "Nice eller uzak başlardaki saçları okşar. Gönülden gönüle hitap eden nice sözler telaffuz edilmemeye, duyulmamaya mahkumdur."


- Fahim Bey ve Biz



228. ""... bir cehaletin en korkunç tarafı bilmediği şeylerden ziyade bildiğini iddia ettiği şeylerden hâsıl olur. İnsanların tehlikesi de, çok kere, bilmedikleri şeylerden ziyade, yanlış bildikleri şeylerden gelir.""


- Çamlıca’daki Eniştemiz



229. "...Herşey, herkes boş, abes, çirkin, hırçın, kaba, ahmak, manasız, münasebetsiz, tadsız görünür ve duyulurmuş: Bu dönüşlerde Fahim Bey yor­gun, bezgin, nevmit olurmuş. Öyle doğru şeyler söylermiş ki, 1filozof da ancak bu kadarını bulup söyliyebilirmiş!!!"


- Fahim Bey ve Biz



230. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur"


- Fahim Bey ve Biz



231. "hep manalı bir süküt içinde kalsak da manasız sözlere hiç düşmesek!"


- Fahim Bey ve Biz



232. "Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil kendisi kuduz olduğu için ısırır. Zalim size zulmetmekteki sebebi kendi fena kanında bulur."


- Fahim Bey ve Biz



233. "Bir insanın kendi kendisinin olduğunu sandığı adamla onu başkalarının olduğunu sandıkları adam arasında ne ayrılıklar vardır! O kadar farklar vardır ki bunların arasında bazan bir benzeyiş bile kalmaz! Başka türlü yaşıyan bir adamın ka­fasında ise hayaliyle yaşadığı başka bir hayat vardır ve o kendini herkesin hakiki dedikleri hayatına değil, bu hayali hayatına göre muhakeme eder."


- Fahim Bey ve Biz



234. "Bir adam yalnız olarak anlaşılıp duyulamaz. Bunun için etrafında kendisini çerçeveleyen zamanı da biraz olsun duymaya çalışmalıyız."


- Çamlıca'daki Eniştemiz



235. "Hakikaten şaşılacak kadar çok okuyanlar dünyaya okumak ve yazmak için gelmiş olan halis meraklılar, ilim ve yazı adamlarıdır."


- Fahim Bey ve Biz



236. "Görmemek yeğdir,
görüp dîvâne olmakdan seni!

● Sâbit ●"


- Aşk İmiş Her Ne Var Alemde



237. "Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizde mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



238. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur"


- Fahim Bey ve Biz



239. "hep manalı bir süküt içinde kalsak da manasız sözlere hiç düşmesek!"


- Fahim Bey ve Biz



240. "Sizi ısıran köpek siz ısırılmaya müstahak olduğunuz için değil kendisi kuduz olduğu için ısırır. Zalim size zulmetmekteki sebebi kendi fena kanında bulur."


- Fahim Bey ve Biz



241. "Hislerimizde ve kanatlerimizde nasıl bir isabet olabilir ki vahdet yoktur. Hayatımız bunları daima yoğurur, değiştirir. Bu itibarla biz hayatta hep aynı adam sayılmadığımız gibi hislerimiz ve fikirlerimiz de yaşadıkları anlarda doğru sayılmaz. Zira hep değişmeye mahkum olan bunların ancak geçip değişmeleri doğrudur."


- Fahim Bey ve Biz



242. ""Diğer insanlarsa bizi gafil avlarlar. Zira onlar bir değil, hatta iki de­ğil, üç yüzlüdürler: Bir gizlediklerini bildikleri, bir gösterdikleri yüzleri vardır. Fakat asıl karası ve şeytanisi bir üçüncüsüdür ki ne gizledikleri (fakat bizim teşhis edebildiğimiz), ne gösterdik­leri (fakat bizi aldatmayan) yüzlerine benzemez. En karanlık zamanlardan miras olan bu üçüncü yüzleri, ki ihtimal asıl iç­ yüzleridir, onları çok kere kendi menfaatleri aleyhine bile kö­rü körüne ve hesapsızcasına harekete getirir.""


- Çamlıca'daki Eniştemiz



243. "İnsanlar, birbirle­rinden uzun mesafelere ayrılmış yıldızlar gibi, kendi hususi boş­lukları içinde dönen, hepsi yalnız, hepsi mahrem ve başkalarına kapalı birer dünyadır."


- Fahim Bey ve Biz



244. "Mesela "mehtap" demek mehtaplı bir gecede Boğaziçi'nde dolaşan bir kayıkta bir saz takımı peşinden onu dinleyerek yapılan gezinti demekti."


- Boğaziçi Mehtapları



245. "Bir de insan iyi kitaplara kavuştuktan sonra,alelade kimselerin sözlerine karşı müşkilpesend davranır oluyor."


- Fahim Bey ve Biz



246. "Bilen söyler, bilmeyen söyler. Kimin sesi kuvvetliyse onunki duyulur."


- Fahim Bey ve Biz



247. "Aşkın humması olmayınca da vuslatın manası nedir? "Aşkın humması olmayınca bütün vuslatlar ancak birer hayaletden ibaret değil midir? " Ve daha diyordum ki: "Ellerimize geçen nimetler böyle çok kere bizim artık layık olmadıklarımızdır!""


- Fahim Bey ve Biz



248. "Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız."


- Fahim Bey ve Biz



249. "Eyvah! Zamanlar ne kadar çabuk geçiyor Sür'atleri gittikçe artıyor. İnsanın yaşı ilerledikçe zamanı darlaşıyor. İşi ve parası çoğaldıkça zamanı azalıyor! Önümüzde kalan günler eksildikçe bunların kıymetini daha çok anlıyor, fakat ne yazık ki artık yaşamaya imkan bulamıyoruz. Hiçbir şey yapmaya vaktimiz kalmıyor. Geçen zamanın geçtiğini duymaya bile vaktimiz olmuyor."


- Fahim Bey ve Biz



250. "Hepimiz gözlerimizle ancak etrafımızı, başkalarını görmeyi umarız. Nadiren hatırlarız ki gözlerimizle asıl kendimizi göstermiş oluruz. Gözlerimiz bizim görmemize yaradığı kadar başkalarına da kendimizi göstermeye yeter."


- Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: