Abdalın Bir Günü Kitap Bilgileri
Yazar: Mehmed Uzun
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 33 dk.
Sayfa Sayısı: 196
Basım Tarihi: 2015
İlk Yayın Tarihi: 2010
Yayınevi: İthaki Yayınları
Orijinal Dil: Kürtçe
ISBN: 9789752731820
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Abdalın Bir Günü Kitap Tanıtımı
Abdalın Bir Günü, geleneksel edebiyat içerikleriyle modern edebiyat biçimlerini buluşturan, çok katmanlı, deneysel bir roman.
Sözlü anlatı geleneğinin modern bir üslupla harmanlandığı, geleneksel içeriklerin modern biçimlerle yeniden üretildiği Abdalın Bir Günü'nde, Uzun, ünlü dengbej, Evdalê Zeynikê'nin trajik yaşamını tek bir günde toplayarak, nesnel zamanı öznelleştirip, bir günü tüm yaşamın özeti haline getirerek, ustalıkla betimliyor.
Mehmed Uzun'un romanları günümüzde yazılan en iyi romanlardır.
Edebiyata yeni olanaklar getirmiş, birçok ülkede de bu romanlar çok sevilmiştir.
Yaşar Kemal
Mehmed Uzun, bir Kürt, dünyanın en büyükleri arasında yer alan
bir yazar... Dili olağanüstü sade ve yoğun, etkisinden kurtulmak olanaksız.
Olav Egil Aune, Norveç
Abdalın Bir Günü Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsan insandır, ha kürt olmuş ha ermeni, ha müslüman olmuş ha hıristiyan...""
2. ""Dünya mamur bir dünyadır, içinde ki herkes kendi aklı kadar mutludur.""
3. ""Kürtlerin ülkesindeki âdet ve usûl şudur ki, kimse yaşlılara, kocakarılara, yaralılara çocuklara, dullara, düşkünlere ve yetimlere el kaldırmaz. Hele aşıklara, sevdalılara asla.""
4. "Her şeyin başı umuttur. Umut her zaman, her yerde, her şeye rağmen benim hakiki varlığımdır."
5. ""Allah bana iyi bir ölüm nasip ederse, isterim ki mezarımın başında güzel sesli, makam ve usûl bilen bir dengbêj otursun...""
6. ""Her şeyin başı umuttur. Umut her zaman, her yerde, her şeye rağmen benim hakiki varlığımdır.""
7. "Yüzsüzdür dünya,
Çürük ve koftur, namertlerin,
Kötülerin ocağıdır,
Onlardan başka kimseye yâr olmaz..."
8. "İnsan insandır, ha Kürt olmuş ha Ermeni, ha Müslüman olmuş ha Hristiyan..."
9. ""Kürtlerin ülkesindeki âdet ve usûl şudur ki, kimse yaşlılara, kocakarılara, yaralılara çocuklara, dullara, düşkünlere ve yetimlere el kaldırmaz. Hele aşıklara, sevdalılara asla.""
10. ""Insan insandır, ha kürt olmuş ha ermeni, ha müslüman olmuş ha hıristiyan...""
11. "Ermenileri öldürüyorlardı. Sebebi, Ermenilerin Hristiyan olmasıydı. Din, insanlığı yenmişti."
12. ""... küçülme, kötülük ve alçaklığa sınır yoktur.""
13. ""Aydınlıktan daha güzel başka bir şey olamaz... dünya aleme duyurun, aydınlık karanlığı yenmiştir,""
14. "Dünya bu .. Bedenimi , ruhumu tanıyıncaya kadar ömrümü bitirdim ."
15. "Gözlerim açık, ama dünya kapkaranlık bana ."
Abdalın Bir Günü Kitap İncelemeleri
Bir kılamında söylediği gibi o dünyanın şairi, yeryüzünün arıkuşu, gün ışığının bülbülü, atların süvarisi.
Gulê isimli bir sevdası, Temo isimli bir oğlu bir de kendi gibi kanatları kırık bir turnası vardı.Serhat ülkesinde, Acem sınırında oturuyordu. Ve söylüyordu karanlık dünyası için, bahtsız oğlu Temo için, kanadı kırık turna için, artık gözlerini göremediği gönlünün aydınlığı Gulê için söylüyordu.
Arap elleri, Şam, Bağdat, İstanbul demeden sesi yankılanıyordu. Kederini, acısını, hüznünü çaresizliğini anlatıyordu, hem de Kürtçenin en özgün anlatımını kullanarak.
....
Mehmed Uzun halkının kısılmış sesini Dengbêjlerle, rindlerle, destanlarla bizlere ulaştırmaya çalışıyor. Kitaptaki her karakter bir mit, bir iz, bir damga aslında unutulmamak için. Bana göre en önemlisi yaralı turnaydı.
Turna, kanadı kırık turna.. Özgürlüğe, bahara hasret, haberci, bereketli, umudun, barışın göklerdeki gölgesi turna.. Kırılmıştı kanatların umutlar gibi, Bengîn ve Meyro gibi. Hasrettin uçmaya Evdal'ın aydınlığa olduğu gibi. Öyle çaresizce izliyordun gökyüzünü, Gulê'nin kederini uzaktan izlediği gibi. Kırılmıştı kolun kanadın yaralıydın,kanıyordun Ermeniler'in öldürülmesi gibi, Êzidilerin sürüldüğü gibi kimsesizdin.
Bu dünya böyledir bir yanda Sîpanê Xelatê gibi aydınlığı yüreğinde taşıyan Evdal, bir yanda Egit Beg gibi içinde kötülüğü durmadan parlatanlar vardır. Ama bir gün karanlık aydınlığı yenecektir..
'un okuduğum her romanında kendimi o dönemin içinde yaşamış tarihi kişiliklerin dünyasında görüyorum. Yaşamak isteyip yaşayamayanlar, yaşayıpta özlem duyanlar için bir yolculuk halini alır. Her okuduğumda
'nin önemli kişilikleri hakkında yeni bilgiler öğrendiğim, onları tanıdığım, onları tanımakla kendimi de bulduğum biri oluyorum.
Okuyun.
Her kim olursanız olun. Okuyun.
, kürtlerin yaşadığı acıları ve mutluluklarını, coğrafyasını, kültürlerini,
tanıyın.
"Dostlar... kardeşler... gelenek ve görenek, tarih ve zaman, milletlerin ve ülkelerin çadırının direğidir.
Bedbahtlar ve sahtekarlar bunun düşmanıdırlar. Buna sahip çıkan halklar şen olur, buna sahip çıkmayan halklar ise mahcup. Mahcubiyet uzak dursun bizdan amacımız şenlik olsun. Yurdumuzda âdet şudur ki,
destanından beri yas, ancak yas ağacıyla yas sayılır. Yas ağacı süslenir ve ahali yasa oturur. Bu yüzden acele edin, ağaç kesin,
süsleyin... Ve siz gençler, vatanımın tutkunları... siz de atları hazırlayın, koşumlarını sırtlarına vurun, yas ağacını elinize alın, güneş doğup başımızda dikilinceye kadar
'nin doruğu ve çevresinde koşturun; güneş bizi geçince de bu sefer yüzünüzü ovalara çevirin ve yasımızı, yüreğimizin feryadını bütün yurda ve dünyaya yayın..."
İyi okurlar.
MEHMET UZUN ABDALIN BİR GÜNÜ
Mehmed Uzun, yok edilmeye çalışılan bir dili ayakta tutmak için kendi savaşını vermiştir. Kürtlerin toplumdan izole edilmeye çalışıldığı, Kürtçe kitap ve kasetlerin yakıldığı, gömüldüğü, sırf Kürtçe konuştuğu için, insanların hapishanelerde işkence gördüğü bir dönemde, dilinin arkasında durmuş, asimile olmamış bir insandır. Sırf bu yüzden ülkesinden sürgün edilmiş, vatanına hasret bırakılmış olması da davasının ardında dimdik durmasına mani olmamıştır. Ve yaşadıklarının, azminin karşılığını da sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde almıştır. Ben bu kitabı bir Kürt olarak değil, Yunan göçmeni olarak okudum. Ve kitaplarında sadece Kürtleri değil bu topraklarda daha önce yaşamış uygarlıkları, halkları da anlatması, bize zamanında bu insanlar da burada yaşadı diye hatırlatması, onu daha da sevmeme, takdir etmeme sebep oldu
Kısacası Uzun hakkında yapmak istediğim çok fazla yorum var. Bitmeyeceği için onu bırakıp kitap hakkında konuşmalıyım. Kürtlerde dengbejler çok kıymetlidir. Dengbej Kürt sözlü edebiyatında kilam ve stran (şarkı ve ağıt karışımı parçalar) söyleyen sanatçılardır. Mehmed Uzun da bu kitabında Kürt dengbejlerin en önemlisi olan Evdale Zeynike' nin acı hayatını, ajitasyon yapmadan, tek birgüne sığdırıp romanlaştırarak bize sunmuş.
Kürt edebiyatının MUHTEŞEM eserlerinden biri olan bu romanı okuduğumda kendime ait bir şeyleri görmenin sevinci ve mutluluğuyla sayfaları çevirdim. Her bir kelimeyi okurken her bir sayfayı çevirirken Evdal'ın, Gùlê'nin stranları kulağımda çınladı. Bir elime turnayı bir elime kavalı alıp Evdal ve hanesiyle birlikte ben de sipan dağına sırtımı yasladım. Ve sayfaları okudukça romanın biteceği gerçeğini de istemeyerek göz önünde bulundurdum. Ayrıca romanın sirayet etmesi için sözlü ve yazılı kültür bilgisine sahip olunması gerektiğini de kavradım.
İçeriğe gelecek olursam.
Dengbejlerin dengbeji Evdalê Zeynikê'nin yaşam öyküsünü bir güne sığdırarak anlatan bu romanda, Evdal, Tahar Xan'ın dengbejidir. Hanımı Gûle ile birlikte zalım dünyanın yükünü çekmeye çalışırlar.
Tek çocukları olan Temo, üvey evlatları olan Meyro(Tavbanû) ve eşi bengîn'in başlarına gelenler Evdal ve Gûle'yi kahrederken bu dünyada zalimlerin(Egît beg) her zaman var olduğunu ve var olacağını tekrar hatırlatır. Kürt kültürünün özünü taşıyan bu romanda Siyabend u Xecê, Mem u Zîn gibi efsanelere de yer verilmesi romanı desteklemiştir.
Sade ve açık bir dille çevrilmiş romanı okurken su yüzeyinde hiç bir engele takılmadan süzülen yaprak misali cümleler sayfalar üzerinde sizi yormadan ardı sıra gelir.
Ayrıca beni bu kitapla tanıştıran Gûle'me de teşekkür ediyorum. :)) hep var olsun iyi uykumalar:)