Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

3391 Kilometre - Beyza Alkoç | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

3391 Kilometre Kitap Bilgileri


Yazar: Beyza Alkoç
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 22 dk.
Sayfa Sayısı: 472
Basım Tarihi: Nisan 2018
İlk Yayın Tarihi: 2018
Yayınevi: İndigo Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786052361726
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli


3391 Kilometre Kitap Tanıtımı


Bir Mesafe Aşkı Hikâyesi



Yağmur böyle güzel yağar mı bir daha şimdi çıkıp ıslanmazsak?



“O gün, bana ‘Sinemaya gidelim mi?’ diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan… Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkânsız olduğunu bile bile ‘Sinemaya gidelim mi?’ dedi…”



Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu almadığınız, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce, hatta denizlerce, adalarca ve şehirlerce uzakta olan bir insana âşık olur muydunuz?



Kendinize yapar mıydınız bunu?



Bu hikâye, uzak bir ilişkinin hikâyesi! Birbirlerini görmeden ve duymadan, aylar boyunca gece gündüz konuşan; birbirlerine bu kadar uzak, ama bir o kadar da yakın olan; aralarına giren onca kilometreye rağmen birbirlerine âşık iki insanın hikâyesi! Burası bizim gezegenimiz, burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz…



“Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Gözlerim kapalıyken de görebiliyorum seni. Zaten seni gözlerim kapalıyken görebiliyorum sadece…”




3391 Kilometre Kitaptan Alıntılar


1. "-Neler yaptın bensiz?

+Ağladım.

-Hep mi?

+Hep ağladım. Sen neler yaptın bensiz?

-Seni bekledim.

+Hep mi?

-Hep bekledim."




2. ""İmkansızın hayalini kurmak istemem" Yazdım.

Çevrimiçi... Yazıyor...

"Hayalini kuramadığın her şey imkansız olarak kalır...""




3. "Hayalini kurmadığın her şey imkansız olarak kalır !"




4. "“İnsanın en büyük şanssızlığı birlikte eğlenebileceği insanların yanı başında değil kilometrelerce uzağında oluşuydu.”"




5. "Onun sessizliği yüz binlerce insanın cümlesinden daha güzeldi."




6. ""Bizim şanssızlığımız birbirimizden kilometrelerce uzakta oluşumuzdu."♡"




7. "Keşke kuş olsam.
Sana gelirdim şimdi."




8. "Hepimiz bir mucizeyi bekliyoruz sanki."




9. "Neler yaptın bensiz?

+Ağladım.

-Hep mi?

+Hep ağladım. Sen neler yaptın bensiz?

-Seni bekledim.

+Hep mi?

-Hep bekledim."




10. "'Keşke kuş olsam, sana gelirdim şimdi. . ."




11. "Yürüdüğün yol doğru olsaydı kaybolmazdın.'"




12. ""-Belki bir gün yan yana oluruz.
-Belki bir gün dokunurum sana.
-Belki bir gün öperim seni.""




13. "+Ege, elini camdan dışarı uzatsana.
-Neden?
+Bende uzatacağım. Aynı yağmur elimizi ıslatacak sanki ellerimiz birbirine değiyor gibi.
Uzatıyor musun?
-Evet. Tuttum elini..
+Ben de.."




14. "Milyonlarca insanla aynı şehirdeyim. Neden onunla değil? Neden o yanı başımda değil?"




15. "Ben sana hiç sarılmadım. Kokunu içime çekmeden, ellerini tutmadan seviyordum seni… Öyle uzaktan uzağa…"





3391 Kilometre Kitap İncelemeleri


Klasik bir wattpad kitabı daha. Bunu yazan kişiye ne "yazar" demek ne de buna "kitap" demek istiyorum. Asla edebiyat ile ilgisi olmayan bir kitap. (Ne kadar "kitap" demek istemesem de). Tolstoy, Dostoyevski, Sabahattin ALİ, Yusuf ATILGAN gibi yazarların değil de Beyza ALKOÇ, Büşra KÜÇÜK, Mihri MAVİ gibi yazarların daha çok okunmasına, daha çok sevilmesine şaşırıyorum. Bu kitapları okuyan kişilerin de daha çok kız çocuğu olması beni üzüyor. Çünkü bu kitaplarda resmen erkek karakterleri "ilahlaştırıyorlar." Ve bu kitapların yazarları da kadın! Bir kitap illaki sana bir şeyler katar değil mi? Evet bu kitap da bana bir şeyler kattı. Peki ne kattı? Bana bu kitap "yeni küfürler" den başka bir şey katmadı. Kitaba gelirsek; kitabın baş karakterleri İzmir ve Ege. (Bir insan neden bir kitap karakterine "İzmir" adını verir ki?) Kısaca özet geçeyim. "İzmir'in Ege'sine kavuşma hikayesi." Bu iki karakterimizin arasında yollar, dağlar, denizler, şehirler ve en önemlisi "3391 kilometre" var. Birisi İzmir de diğeri de Fransa'nın bir köyünde yaşıyor. Bir nevi "mesafe aşkı" da diyebiliriz. İzmir Ege'sine kavuşamıyor. Neden mi? Çünkü Ege bir katil! (Şaşırmasam da. Evet, öyle). Bir gece evine gidecekken evlerinden bir adam çıkıyor. Ege de arabayı sürüyor. Arabanın frenleri tutmadığı için Ege adama çarpıyor. (Şaşırmadık) İşte bu yüzden de kavuşamıyorlar. Kitabı yazarken yazarın bir emek harcadığını sanmıyorum. Sadece "yazmak için yazmış" diyebiliriz. Herkese keyifli ve iyi okumalar diliyorum.




Yaaaaannnniiii 15-19 yaş arası arkadaşlarımızın daha çok beğeniceğinden eminim kitap, Ege’nin İzmir’ine kavuşmasını anlatıyor. Ege ve İzmir uzak mesafe ilişkisi yaşayan iki genç. Aralarında 3391 kilometre var. İzmir ismini bulunduğu şehirden almış 18 yaşında bir genç kız. Ege’de aslında İstanbul’da yaşayan ama yaşadığı talihsiz bir olay yüzünden Fransa’ya “kaçmak” zorunda kalmış 19 yaşında genç bir erkek ikisinin de ortak olduğu bir acı var buda insanlarla iletişim kurmak istememelerine kendi iç dünyalarına dönük olmalarına sebep oluyor. Ege İzmir’i sosyal medyada görüp yedi ay boyunca her hareketini takip etmeye başlıyor. Tanışmaları da Ege’nin İzmir’e yazmasıyla başlıyor. Kitabın içeriği ile ilgili daha fazla bir şey yazmak istemedim burdan :)) kitapta bazı sayfaları siyah basmışlar ve asla okunmuyordu belki bana öyle denk geldi belki tüm kitaplar öyle bilmiyorum. Üzdü biraz…
kitapta benide etkileyen bir iki yer oldu, okurken “evet bende böyle bir dönemden geçtim” dediğim yer oldu elimde ki 86. Baskı ve burdan da okunma sayısının iyi olduğu anlaşıyor zaten. Bana hitap ediyor mu? Evet hikaye güzeldi, 2. Kitabını devamını okuycam Ege ve İzmirin sonunu merak ediyorum ama yazmaya ilk başladığım da dediğim gibi 15/19 yaş arasının daha çok hoşuna gideceği bir kitap bennnnce

eline sağlık




Merhaba ben acı... İçinize kalbinizden girer, oraya yerleşir, uzun süre sizinle kalırım. Bir tedavim yok. Bir kere beni içinize aldığınız zaman, beni oradan çıkarmanız zor olacaktır, bilirsiniz. Bir insana, bir duruma, bir yere kalbinizi açtığınız an sonunuz kaçınılmazdır. Ben, açtığınız o kalbinizden içeri girecek, en derininize yerleşeceğim. Biliyorum, hepiniz benden nefret ediyorsunuz. Ama aslında ben size zarar vermek için değil, sizi gerçeğinizle buluşturmak için giriyorum kalbinize. Binlerce, hatta yüz binlerce türüm var benim. Şu an hepinizin içindeyim, şöyle bir nefes alın. Acıyı hissedeceksiniz. Elinizi kalbinize koyun ve selam verin bana. Sonra etrafınızdakilere selam verin. Çünkü hepinizin bir ortak noktası var, acı. Hepiniz aslında acı içindesiniz. Acı sizin içinizde, siz acı içindesiniz. Ruhunuz hayatında ilk kez dizleri üzerine düşmüş bir çocuk gibi acıyor. Ağlamıyorsunuz ya da ağlıyorsunuz. Ne olursa olsun dayanıyorsunuz. Çünkü siz dizlerinizin üzerinde değil, ayaklarınızın üzerindesiniz. Binlerce kiloyum ben. İçinizde binlerce kiloluk bir acı taşıyor, yine de düşmüyorsunuz. Miktarım arttıkça kilom da artıyor. Bazen yüz binlerce kilo oluyorum içinizde. Yürürken birden duruyorsunuz, acıdan yürüyemeyeceğinizi hissediyorsunuz. İşte o an bilin ki beni çok doyurmuş, kilo aldırmışsınız. İçinize ata ata, biriktire biriktire beni büyütmekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Oysa hareket etseniz, konuşsanız, gülümseseniz birikmeyeceğim içinizde. Giderek kilo verecek, kayıp gideceğim içinizden... Siz sustukça ben büyüyeceğim. Siz sustukça acınız artacak...”




Öncelikle hiçbir kitap üzerine inceleme yazmayıp Beyza Alkoç'un kitabına yazarak başlamamın sebebi çoğu kişiyi böyle bir zaman kaybından kurtarmak. Uzun zamandır düşünüyordum ama şimdiye nasipmiş. Bu kitabı okumanın insana bir şeyler katmasından ziyade sizden bir şeyler çalacağı yönünde fikrim. Beyza Alkoç kitaplarında kadının erkek olmadan yaşayamayacağı, ona muhtaçmış gibi davranması ve ne tesadüf ki her kitabında ana karakterin sanki başına gelen her şeyin sorumlusu ailesiymiş gibi davranması, okuyanları -okuyanların ergenlik döneminde olmasının da etkisi olduğunu düşünüyorum - ailesinden soğutması hiç iç açıcı bir durum değil. İçinizin kararacağı, her olaydan kendinize üzülecek bir şeyler çıkarma çabasına gireceğiniz bir kitap.

Üzerimizde yeterince dert ve stres varken bu kitabı okuyarak bu karakterlere üzülmek, pek mantıklı değil açıkçası. Kitapta İzmir'in anne ve babasının kaçırılmasından da bahsediliyor ancak nasıl geri bulundular, kim kaçırdı ne oldu ne bitti anlamadığım ve kitapta çok büyük bir boşluğa sebep olan bir kısım. Evet akıcı bir dili var. Ancak ne kadar akıyor olursa olsun aktığı yol, yol değil. Kendimizi her yönden geliştirebileceğimiz çok kitap var. Hele ki zamanımız bu kadar kıymetli iken bunları okuyup da kafamızı bulandırmaya hiç gerek yok. Akıllıca kitaplar seçip okumamız dileğiyle Allah'a emanet olun.




Kitabın filmi yapılınca çok fazla önüme düşmeye başladı. Ben de merak ettim, bu kitap neymiş hem de genç/çocuklar neler okuyor dedim ve kitabı kütüphaneden alıp okudum. İyi ki para verip satın almamışım. Gerçi bir üniversitenin kütüphanesinde bu denli basit bir kitabın bulunması da ayrı bir soru işareti. Gerçekten vakit kaybıydı kitap. Kısa bir sürede okudum çünkü edebi hiçbir vasfının olmayışı bir oturuşta 100 sayfa bile okutabiliyor. Her şeyi geçtim, bu kitabın ergen kesime okutulmaması lazım çünkü bir katil zanlısını sevimli, korumacı, yakışıklı yani genç kızların ideali olacak bir erkek karakter olarak yazmışlar. Bu karakter bence psikopat, kızı sürekli kıskanıyor, en ufak olayları abartıyor. Sahiplenme adı altında kızı yönetiyor. Kızın oğlanın her dediğine düşmesi, gerçek hayatta bir tane yakın arkadaşı yokken sanaldan tanıştığı birine bağlanması, aşık olması ve sanki metroyla bir duraktan bir durağa gider gibi yanına gitmesi... ve nice saçma detaylar.

Bir öğretmen adayı olarak bu tarz kitapların popülerleşmesi, gençlerin bu tarz hayatlar yaşamak istemesi gerçekten içler acısı buluyorum. Dün de filmini izlemiş bulundum, o da ayrı bir fiyaskoydu. Eğer kitabı okumaya ya da filmi izlemeye niyetlendiyseniz, aklı başında hiçbir bireye önermem. Bugün de Wattpad'in kaldırıldığını duydum, olması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir filtrelemeden geçmeden böyle kitapların yazılması engellenmeli.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: