0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural Kitap Bilgileri
Yazar: Adem Güneş
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 54 dk.
Sayfa Sayısı: 208
Basım Tarihi: Ağustos 2021
İlk Yayın Tarihi: Haziran 2015
Yayınevi: Timaş Yayınları
ISBN: 9786050820034
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural Kitap Tanıtımı
Türkiye'nin en çok okunan pedagoji kitapları yazarı Pedagog Dr. Adem Güneş, bu kez çocukluk döneminin en kritik çağını ele aldı.
Çocuğun kişiliğinin ana hatlarının oluştuğu 0-6 yaş dönemi ve bu dönemde kaçırılmaması gereken 100 Temel Kural'ı kısa, öz ve sade bir dille bu eserde topladı.
Bir Hint atasözü; “Çocuklarınızı 6 yaşına kadar bana verin, 60 yaşına kadar sizin olsun…” der…
Pedagojik açıdan doğrudur bu söz…
Zira çocukluk dönemi, his edinim dönemidir…
Ve hangi his yerleşirse 6 yaşına kadar çocuğa; o, huya dönüşür…
İncecik sızı bırakır duyguda, sökülüp atılması kolay olmayan…
Kiminde, uğursuz bir iç ses gibi fısıldar durur, bütün bir ömür değersizlik hissettirir insana iliklerine kadar…
Kiminde ise cıvıl cıvıl bir iç kıpırtısı verir, dinmek bilmez yaşama sevinci…
Ve en zor anlarda çocukluğun tebessümü koşar gelir yardıma...
Her insanın sadece bir kez çocuk olma hakkı vardır…
O da anne babasının çocukluğunu yaşamasına izin verdiği kadardır…
0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural Kitaptan Alıntılar
1. ""Eti senin kemiği benim" diye öğretmene çocuk teslim etmek, bir insanlık ayıbıdır. Hiçbir çocuğun ne eti ne de kemiği bir başkasına "istediğin gibi kullan" diye hoyratça teslim edilecek değersizlikte değildir."
2. "Tokat atılan bir çocuk... Kolundan tutulup dışarı fırlatılan bir çocuk... Sinirlenildiğinde tekme atılan bir çocuk... Uğradığı fiziksel şiddetin acısı ile değil, aşağılanmışlığın acısı ile ağlar..."
3. "Çocuk anneyle bağ kurabildiği kadar güvenli baba ile bağ kurabildiği kadar iradeli olur."
4. "Bir anne babanın en iyi psikoloğu çocuğudur.
Çocuk masum ruh haliyle, bir ruh onarıcısı gibi yetişkin büyütüp içinden çıkamadığı problemleri küçültür çocuk dünyası ile başka alemlere kapı açar."
5. "Sürekli sabır, insanı tüketir."
6. "Duyarsız bir toplum içerisinde duyarlı çocuk yetiştirmek, başka çocuklara yem yetiştirmektir."
7. "Anne göğsü kadar güven verici bir liman yoktur yeryüzünde..."
8. "Bağlanmanın üç temel noktası göz, ten ve sestir. Ruha dokunabilmek tenine dokunabilmek ile başlar. Bundan dolayı bağlanma problemi yaşayan kişilerde tensel reddediş vardır. Göz ile temas ikici kapı ve değerlilik hissini oluşturur. Anne çocuğuna yumuşak bir sesle hitap edebilirse onun duygularını erişebilir ancak. Yüksek mekanik ve emredici bir ses rahatsız eder çocuğun ruhunu."
9. "Birçok ebeveyn, çocuğunun üzerinde baskı oluşturarak ona tesir edeceğini düşünür... Bu bir yanılgıdır. Çocuk büyüyüp güç sahibi bir yetişkin olduğunda ilk yapacağı şey, korku ile teslim olduğu kişiden uzaklaşmak olacaktır."
10. "Üzerinde serbestçe hareket edebileceği, duygularına, vücuduna istediği gibi müdahale edebileceği bir "materyal" hiç değildir. Çocuğun duyguları da, bedeni de kendisine aittir."
11. "Anne babanın kitap okuma alışkanlığı yokken, çocuktan kitap okumasını beklemek, çocuğun kendini baskı altında hissetmesine yol açar."
12. "Halbuki çocuklar da kırılır... İncinir... Ama yapacakları bir şey yoktur... Çünkü anne babalarına muhtaçtırlar... Ve aslında, kişilik bozukluğuna giden süreç, çocuğun incitilmesi ve aşağılanması ile değil; kendisini aşağılayan biri ile yeniden iletişime geçmek zorunda olmasıyladır... İnsan kendisini inciten kişiyle birlikte olmaya mecbursa kişiliğinden taviz vermek zorunda kalır..."
13. "Anne babalar, çocuklarına sabretmeyi değil, onunla birlikte yaşamayı ilke edinmelidir. Çocukla birlikte yaşamaktan keyif almadıktan sonra, çocuk ebeveyne yük gelir."
14. "İktidar mücadelesi için ağlayan çocuk istediğini elde ederse, bundan sonraki isteklerini elde etmek için ağlamasını daha da şiddetlendirir. İktidar mücadelesiyle ağlayan bir çocuk bu ağlamanın bir tesirinin olmadığını görmelidir ki ağlamaktan vazgeçsin."
15. "Aile içindeki kurallar herkesi bağlar. Ebeveyn televizyon seyrederken, çocuğa televizyonu yasaklamak, çocuğu anca kuralları yıkmaya teşvik eder..."
0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitiminde 100 Temel Kural Kitap İncelemeleri
Adem Güneş, annelikle tanıştığım bu yeni dönemin öncesinde dahi tanıdığım bir pedagog. Ülkemizde bilinirliğinin bu kadar yüksek olması sebebiyle olsa gerek, annelik sürecimin daha en başında birçok kitabını temin ettim. 0-6 Yaş Dönemi Çocuk Eğitimi'nde 100 Temel Kural adlı kitabı da okuduğum ilk kitabı oldu. Kitapta çok değerli bilgiler olduğunu ifade etmekle birlikte, özellikle bir husus beni çok rahatsız ettiği için genel olarak olumsuz değerlendirdiğimi söylemek istiyorum. Kitapta çocuk gelişimine yönelik hap bilgiler/tespitler yer alıyor ve doğrusu bu tespitler oldukça ufuk açıcı. 100 maddenin tamamı benim için dikkat çekiciydi. Fakat bu maddelerden o kadar yüzeysel bahsedilmiş ki adeta insanın hevesi kursağında kalıyor. Sadece tespitler var, çözüm önerileri ya da pratik öneriler sunulmamış. Kitabın isminin bile 100 temel kural olduğu düşünülürse bunlar da makul görünebilir. Fakat beni asıl rahatsız eden şey, sunulan bu bilgilerin karşılığı 50sayfalık bir kitap olmalı iken , bu bilgilerin tam 215 sayfaya yayılmış olması oldu. Kitap şeklen şöyle ; sol sayfada oldukça büyük karakterlerle madde numarası ve tek cümle ile madde yer alıyor , sağ sayfada ise genellikle sonu üç nokta ile biten cümleler şeklinde bir kaç açıklama ile sol taraftaki maddenin detayına yer veriliyor. Yani her iki sayfa da oldukça verimsiz şekilde kullanılmış. Açık ifade etmek gerekirse bu kitabın kağıt israfı olduğunu düşünüyorum. Bu israf nedeniyle yazara olan sempatim biraz azaldı.
Çocuğun doğumundan 6 yaşına kadar onu yetiştirmek, ayrıca kendi yasantimizi devam ettirirken ona ne gibi tesirleri yaptigimiza dair yazılmış bir kitap. İstenmedik davranışları en aza indirmek için çocuğun davranışına değil duygusuna önem vermemiz gerektiğini söylüyor yazar. çocuğun hayatinin ilk yıllarında kabullenilmis,koşulsuz sevgiyle hayata hazirlanilmasi ancak ebeveynleri tarafından (!) olur. güven duyacağı, bağ kuracağı , ona bakacak kişiler bu kabul ediş ve koşulsuz sevgiyle çocuğun hayata hazırlamaktaki mihenk taşıdır. 2 yaşına kadar kural tanımaz, özgür olan bu minik sevimli insanları, bu yaştan sonra da küçük küçük adımlarla duygularına hitap ederek, kuralları benimsetmeye annenin duyarlılığı , babanın da iradesi sayesinde devam edilmelidir.
O minik ama bir o kadar birey olan insanlara şefkati elden bırakmadan, söz hakkını vererek, ailede, çevrede varolma hakkını elinden almadan hitap etmek gerekir.
Tutarlı ve duyarlı davranilan insan, yasamda da dair tutarlı ve duyarlı davranır.
Çocuktaki istenmedik davranışları değiştirmek de yine ebeveynlerin kendi davranışlarını düzenlemesiyle olur.
Çocuk, çocukluk donemini hatırlamaz ama onda biraktigi hisleri hatırlar.
Guleryuzlu, şen çocuklarla, güler yüzlü, şen olmak gerekiyor.
Onlarla oyun oynayarak dünyalarına girmek gerekiyor. oyun oynayamayanlarin bile çocukların yanında durup ona eşlik etmesi de çok büyük değer olacak cocuga.
Çocuğa davranırken aslında kendimize şunu sormamız gerekiyor bence: BANA YAPILDIGINDA HOSUMA GIDER MIYDI ?